| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 24 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 13 .11.2014 |
MEHMET ALİ SUSAM (İzmir) - Sayın Başkan, Sayın Bakan, Bakanlığın değerli bürokratları, değerli Komisyon üyeleri, basınımızın değerli temsilcileri; herkesi saygıyla selamlıyorum.
Ben bu akşam buraya Sanayi, Ticaret, Enerji Komisyonunun Cumhuriyet Halk Partisi Sözcüsü olarak Enerji Bakanlığının bütçesini izlemek üzere geldim. Burada şunu isterdi gönlüm konuşmak için: "Enerji politikalarında çok güzel şeyler yapıldı, eksiklikler var, biz daha iyilerini yapacağız ve bunlarla ilgili şu yaptıklarınızda iyi yanlar var, bunları daha iyi noktalara taşıyalım." diye bir konuşma yapmayı arzu ederdim.
Yedi yıldır, sekiz yıldır bu Komisyonu emek veriyoruz. Ülkenin önemli bir konusu enerji, ülkenin gelişmesi için çok hayati bir konu. Sanayinin, insan ihtiyaçlarının vazgeçilmez bir unsurudur. Türkiye'de enerji bütçede, cari açıkta dışa bağımlı bir yapıdan dolayı hızla dışa bağımlılığın azaltılması ve ucuzlatılarak ülke ekonomisi için hayati öneminin arttırılması gereken bir nokta. Bu konuda da bütün yasal düzenlemelerde bu anlayışla katkı koymaya çalıştık, dedik ki Bakanlığa: "Mümkün oldukça yerli, yenilenebilir kaynaklarda ülkenin kaynaklarını kullanmaya çalışalım. Bunun için hangi yasal düzenlemeyi istiyorsanız bunları yapmakta size destek verelim, katkı verelim." Bu noktada da her türlü katkıyı da verdiğimize yürekten inanıyorum. Ama tüm bunlara rağmen gelinen noktayı gördüğümde, yani Soma'da yaşananları, Ermenek'te yaşananları, Soma'da evlerini dolaştığım ailelerin ıstıraplarını, Ermenek'te yaşlı ananın "Benim oğlum yüzme bilmezdi." sözlerinden sonra bir daha bu konuyu gözden geçirirken "Bakanlık nerede hata yaptı?" diye sorguladığımda temel hata şuydu: "Ben yerli kaynaklardan kömür çıkaracağım, ucuz çıkaracağım, kendi adamlarıma vereceğim bu konuda ihtisas yapmış insanlara değil, ne kadar çok çıkartıp, ne kadar çok bana destek olacak." mantığıyla ihale verirseniz bu ülkede yerli ve yenilenebilir kaynaklardan enerji üretmeyi isteyen tüm insanların yaptığınız hatalarla bu konulardaki desteğini yitirirsiniz.
Bakınız, rüzgârda destek yitiriyorsunuz, yerli kaynaklarda, güneşte destek yitiriyorsunuz, kömürden enerji üretiminde destek yitiriyorsunuz. Neden? Bu konuda elinizde yıllara dayalı çok yetişmiş insan kaynağı vardı, Enerji Bakanlığının TKİ'si vardı, Enerji Bakanlığının Maden Arama Genel Müdürlüğü vardı, burada yetişmiş birçok kadro vardı, hepsini atıl duruma ve bir kenara ittiniz "Sadece özelleştirelim." mantığı içerisinde. İletimden dağıtıma kadar yaptığınız özelleştirmeler bu ülkenin ciddi bir enerji politikası oluşmasını engelledi ve ciddi bir şekilde bugün enerjide yerli ve yenilenebilir kaynaklara insanlar kuşkuyla bakar noktaya geldi. Bu noktaların başında yanlış verdiğiniz rüzgâr lisansları oldu, yanlış verdiğiniz kömür redevans ihaleleri oldu, bu ihaleler sonucu yüzlerce insanın, toplamda binlerce insanın canına mal olan yanlışlıklar yaptık ve bu noktada, en önemli neyi kaybettik biliyor musunuz? Namusuyla yıllardır madencilik yapıp bu ülkede yerli kaynakları yeryüzüne çıkartmaya çalışan girişimcileri de kamuoyu önünde kötü noktaya getirdik.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Toparlar mısınız lütfen Sayın Susam.
MEHMET ALİ SUSAM (İzmir) - Bunları yapmaya hakkımız yoktu. Bunlar bazı noktalardaki temel yanlışlardan dolayı yapıldı. Temel yanlış neydi? "Ben yerin altındaki yerin üstünden değerliyse onu çıkartırım." Bu değer neye göre değer, insani değer mi, maddi değer mi, doğa mı, çevre mi, yaşanılabilir bir dünya mı, hangisine göre değer? Paraya göre değerse doğru bir değer değil, sadece paraya göre değerse doğru bir değer değil. Bu hatayı yapmanın en temel bakış açılarından bir tanesi budur.
Zeytinle ilgili bir laf söyleyeyim, zeytin dikmiş, yetiştirmiş, hâlâ da onunla uğraşan bir insan olarak söyleyeyim: Zeytin kutsal bir ağaçtır. Evet, Adalet ve Kalkınma döneminde zeytin ağacı dikilmiştir, önemli bir katkı yapılmıştır, hiç inkâr etmiyorum ama Soma'da zeytin ağacı kesilmeden de ve bir Zeytincilik Kanunu varken ...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Susam, lütfen toparlayın sözlerinizi.
MEHMET ALİ SUSAM (İzmir) - ...o kanunu bir kenara bırakıp Anayasa suçu işlemeden de kömür çıkartılabilir, bunun yolları vardır, bu çağdaş uygulamalar yapılabilir. O köylülerin bodyguardlarla ellerini kelepçelemeden de Soma'da kömür madeni işletilebilecek yollar vardır. Bunları yapmayıp belirli insanlara bu işleri peşkeş çekmenin gereği yok.
Onun için, değerli arkadaşlarım, bakın, rüzgâr enerjisiyle ilgili İstanbul'da yapılan oturumda Danimarka oturumunun başkanlığını yaptım. 73 ve 79 petrol krizlerinde hiçbir yakıt kullanamayacak noktaya gelmiş Danimarka'nın hayat hikâyesini izledim, okudum, Bakanıyla aynı sofrada yemek yiyip konuştum. Şu an, 2020 yılında yüzde 50 enerjilerini rüzgârdan elde ediyorlar, şu an yüzde 35,5'talar.
İlk başladığımızda bizim de para kaybımız vardı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Susam, teşekkür ediyoruz.
MEHMET ALİ SUSAM (İzmir) - Bekle bir saniye Sayın Başkan.
BAŞKAN - İki sefer uzatma verdim Sayın Susam, teşekkür ederim.
MEHMET ALİ SUSAM (İzmir) - Danimarka'nın bu noktada...
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Yapıcı katkıda bulunuyor.
BAŞKAN - Ne kadar süreceğini bilmiyorum ki sözlerinin ama.
MEHMET ALİ SUSAM (İzmir) - ...yapmış olduğu çalışmalar örnek alınması gereken çalışmalardır. Biz insana değer veren, yerli kaynaklarımızı para harcayarak da, insanı yok etmeden yükseltebilecek noktayı yapabilecek güçlü bir ülkeyiz. Bizim rüzgâr enerji potansiyelimiz, güneş potansiyelimiz çok fazla.
Arkadaşlara "lobi" diyorlar. Bugün yenilenebilir kaynakları çıkartmayan birinci lobi petrol lobisi Türkiye'de. Lobi arıyorsanız gidin, petrol lobilerini arayın. O lobilerin esiri olarak rüzgâr enerjisine euro/cent bazında değil de dolar/cent bazında teşvik verildi. Onun için, değerli arkadaşlar, samimiyetle işler yapıyoruz biz, enerji politikasında düzgün işler olmasını istiyoruz ama 301 insanın toprak altında bırakılmasının da...
BAŞKAN - Sayın Susam, lütfen...
MEHMET ALİ SUSAM (İzmir) - ...hesabını birileri vermeli.
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Susam.
MEHMET ALİ SUSAM (İzmir) - Bu anlamıyla, bunların bu Komisyonda konuşulması ve tartışılması, herkesin bu konuda sorumluluğu üzerine alması lazım.
Ben bir Enerji Komisyonu üyesi olarak bu işlerde daha aktif -az önce Zozani'nin dediği gibi- olamadığım için vicdan azabı çekiyorum, "Daha çok yapmalıydık." diyorum. Bu olayların yaşanmasından, yaşandıktan sonra cenazelerin çıkarılmasına değil, bir tane insanın ölmemesine katkı koyacak yasalar çıkartmalıydık.
Teşekkür ederim.