Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
Konu | : | Bazı Kanunlar ile 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/3046) münasebetiyle |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 16 .04.2025 |
AYKUT KAYA (Antalya) - Sayın Başkan, değerli Komisyon üyeleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum. Sözlerime başlarken Meclis Başkan Vekilimiz Sayın Sırrı Süreyya Önder'e geçmiş olsun dileklerimi iletiyor, Yüce Allah'tan şifalar diliyorum.
Bu teklifin bazı bölümlerini olumlu buluyor ancak bazı kısımlarının olası sakıncalar doğurabileceğini düşündüğüm için endişelerimi sizlerle paylaşmak istiyorum. Öncelikle AYM kararlarının gereğinin yerine getirilmesi, temel hak ve özgürlüklere ilişkin konularda kanun yapma yoluna gidilmesi, idarenin bütünüyle ilgili önemli düzenlemelerin yasal çerçeveye kavuşturulması olumlu gelişmelerdir ancak bu hâliyle kanun teklifindeki TMSF uzmanları ve diğer uzmanlık statülerindeki belirsizlik, kişisel verilerin korunmasında muğlaklık, geniş yetkili yönetmelik düzenlemeleri ve sendikal haklar konusunda yeterince ayrıntılandırılmamış hükümler gibi hususlar da dikkatle ele alınmalıdır. TMSF uzmanlığı gibi özel mevzuata tabi kurumların genel kamu uzmanlığı sistemine eklemlendirilirken farklı statülerinin objektif kriterlerle korunmasına veya açıkça uyumlaştırılmasına özen gösterilmelidir. Daha önce kurumlardaki maaş düzenlemeleri nedeniyle SPK gibi önemli kurumlarda ciddi insan kaynağı kayıpları yaşanmıştı ve bir daha bu tür kayıpların yaşanmasını istemeyiz. Uzmanlara tanınan denetim için gizli dahi olsa her türlü belge, kayıt ve defterleri talep edebilme yetkisi AYM kararlarında da vurgulandığı üzere özel hayatın gizliliği ve kişisel verilerin korunması haklarıyla çelişmemelidir. Bu hususta net çerçeveler çizilmezse resmî veya özel, tüzel kişiliklere ait hassas verilerin paylaşımı konusunda keyfî uygulamalara yol açılabilir. Burada gerekli yasal güvencelerin, açık ve net istisnaların mutlaka yer alması gerekir.
Sözleşmeli personelin hangi usulle alınacağı, hangi hâllerde işten çıkarılabileceği ve haklarının ne olduğu konularında bir belirlilik sağlanması olumlu bir gelişme. Burada da çok geniş bir yönetmelik alanı bırakılıyor. "İlgili kurum çıkaracağı yönetmelikle detayları belirler." yaklaşımı her bir kurumun farklı ve tutarsız uygulamalara yönelmesine kapı aralayabilir. Devlet Personel Başkanlığının kapatılmasından sonra bu görevlerin neye bağlanacağı, nasıl koordine edileceği de önemlidir. Eğer düzenleme, yeterli çerçeve normları içermez ve her şeyi idarenin takdirine bırakırsa, yine Anayasa’nın 128'inci maddesinde bahsedilen "kamu görevlerinin kanunla düzenlenmesi" ilkesi zarar görebilir. HSK ve Adalet Bakanlığı müsteşarlığı konusunda yargı bağımsızlığını güçlendirecek açık ve net ilkelere yasada yer verilmeli, yürütmenin yargı üzerindeki etki gücünü azaltacak denge denetleme mekanizmaları güçlendirilmelidir.
Sendikal haklar bağlamında üye olamayacak kamu yöneticileri konusunda objektif ve dar kapsamlı bir sınırlamayla yetinilmeli, aksi takdirde örgütlenme özgürlüğü ihlalleri gündeme gelebilir.
112 Acil Çağrı Merkezi konusunda elbette hepimiz acil çağrıların gerçek ihtiyaçlara yanıt verebilmesi için bu tür ihlallerin caydırılması gerektiğine katılıyoruz. Ancak düzenlemenin suistimali önlerken vatandaşların acil durumlarda ihbar yapmaktan çekinmeyeceği bir dengeyi gözetmesi önem arz ediyor. Bunun için asılsız ihbarın tanımı ve denetim mekanizması daha açık yazılmalıdır.
Kamu Denetçiliği Kurumunda personelin mali ve sosyal haklarını AYM iptal kararlarından sonra kanunla düzenlemek pozitif bir adımdır. Diğer taraftan aynı düzenlemeyle Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu üyelerinde seçim sürecinde Cumhurbaşkanının geniş atama yetkisine devam edilmesi sivil toplum ve bağımsız insan hakları denetimi açısından bazı eleştirilere neden olabilir. Bu Kurumun kuruluş amacına uygun şekilde bağımsız ve tarafsız olması önemlidir. Üye seçiminin tek elde toplanması Kurumun etkinliğine ve tarafsızlığına gölge düşürebilir. Sonuç itibarıyla bu teklifin Anayasa’nın yetki kanunu gerekliliklerini karşılamak için çıkarıldığı açıktır. Burada yapılan birçok düzenleme kamu personel rejimi ve kamu hizmetinin yürütülmesi açısından önemli bir boşluğu doldurmaktadır. Ancak metnin bazı kısımlarında gördüğümüz muğlaklık ve geniş takdir yetkisi tehlikesi temel hak ve özgürlükler ile idari istikrar arasındaki dengeyi zedeleyebilir. Komisyonumuz bu maddeleri daha titizlikle gözden geçirerek fazladan risk yaratabilecek kısımları netleştirmelidir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Teşekkür ediyorum Sayın Kaya.
Değerli milletvekilleri, ekranıma bakıyorum, milletvekillerinin söz taleplerini karşıladığımızı görüyorum.
Sayın teklif sahibi, sizin bir talebiniz var mı?
AYKUT KAYA (Antalya) - Başkanım, on saniye...
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Sayın Kaya, uygulamamızı bozmayalım olur mu?
AYKUT KAYA (Antalya) - Yirmi saniye daha...
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Teşekkür ediyorum Sayın Kaya.
AYKUT KAYA (Antalya) - Hayır, bitireyim, son paragraf.