LALE KARABIYIK (Bursa) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Şimdi, benim anladığım kadarıyla ya memur olacak ya memur olmayacak. Memursa ya birlikte edinmiş olacak...

BAŞKAN - Sayın Bakanım, şu 10'uncu maddeyi bitirelim lütfen.

İki bakanımız beraber otursun. İki Bakanımızı, zengin görünsün, yan yana alalım.

AYTUĞ ATICI (Mersin) - Ameliyat yarım kaldı doktor değişimi yapılıyor, sayın meslektaşım bakın.

YUSUF SELAHATTİN BEYRİBEY (Kars) - Yapmadılar görüldüğü üzere.

AYTUĞ ATICI (Mersin) - Efendim, bakın, olabiliyor. Kaldı ki hiçbir cerrah hastayı bırakmaz, hemşire değişebilir, bürokrat değişebilir ama bakan değişimi "nöbet saatim geldi ben değişeyim..." Bakın, ne hâle geldi yasama. Allah gönderdi ya, tam sizin söyleminiz üzerine.

BAŞKAN - Sayın Bakanım, bir de sizi biraz daha tutacağı bu 14 ve 15'inci maddeler sizinle ilgili olduğu için. Uzman erbaş ve uzman jandarmalarla ilgili 14 ve 15'inci maddeler var.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Evlatlık işini bağlayalım da Sayın Başkan.

BAŞKAN - İki bakanımızı burada beraber ağırlayalım istiyoruz.

AYTUĞ ATICI (Mersin) - Anne sütüne bakan Savunma Bakanı olunca, erbaşa da Sanayi Bakanı bakabilir, bir mahzuru yok Sayın Başkanım. Tutmayalım Bakanı, mesaisi bitmiştir. Anne sütüne baktı Savunma Bakanı, Fikri Bey de şeye bakabilir, hiç fark etmez yani.

BAŞKAN - Sizin bu kadar gani gönüllü olduğunuzu bilmiyordum.

Sayın Karabıyık, buyurunuz.

LALE KARABIYIK (Bursa) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Şimdi, anladığım kadarıyla evlat edinen ya memurdur ya memur değildir. Memursa ya birlikte evlat edinmiş olacak eşiyle ya da kendisi ayrıca edinmiş olacak ama memur olmuş olacak. Memur değilse tek başına evlat edindiği durumda eşine de izin verilmiş olacak. Benim anladığım bu. Yani memurdur veya memur değildir. Memursa iki alternatif var, memur değilse de kendi evlat edindiyse eşine izin verilmiş olacak.

Şimdi, burada çok soru işaretleri var, bir de suistimaller olabilir mi diye sesli düşünüyorum. Bir kere, beraber edinmiyorsa yani belli hâller dışında beraber edinmediğini söylemiştiniz. Yine doğru anladıysam memur olmayıp tek başına evlat edindiyse işte, bir gaiplik hâli vardı, bulunamamıştı filan gibi, o zaman nasıl memur olacak? Aynı konuya değinmek istiyorum.

Bir başka nokta, burada, önceden evlat edindi, sonra evlendi. Burası çok net mi? Bana çok net gelmedi. Önceden evlat edindi, sonra evlendi. Bu okul çağına kadar olan o izin kısmı nasıl oraya yerleştirilecek ya da anlaşılacak?

Bir de sanki bu sistem daha çok küçük çocukları evlat edinmeye okul yaşına kadar gelenleri götürebilir mi, onu düşündüm yani sesli düşünüyorum.

Sonra, nereden evlat edineceği konusunda hani Çocuk Esirgemeden olabilir ama başka yerden de evlat edinebilir, bir uzak akrabasından da olur, işte, gittiği bir ortamdan da olabilir. Acaba suistimal olarak kullanılabilir mi? Bunu çok iyi tartışmak lazım.

Bir başka nokta da Sayın Bakanım, istihdam politikamızla birlikte masaya yatırdık mı acaba? Şimdi, mesela, işe alınmada bazen bu durumlar dezavantaj getiriyor. Mesela ben bir örnek vereyim. Biz üniversitede benim asistan olduğum tarihten itibaren şu ana kadar hâlen değişmeyen bir şey vardır. Bir bayan asistan araştırma görevliliğine başvuruda bulunursa "Ya, doğum izni var, o çocuğuna bakacak, şöyle olacak, böyle olacak verim alamayız." derler ve böyle birkaç aday varsa eğer, o puanlama sisteminde de en son iş mülakata kalmışsa gerçekten, abartmıyorum, bunu düşünürler, akıldan geçirirler, çok yanlış ama geçirirler üniversite ortamında bile. Bu açıdan istihdam politikasıyla birlikte değerlendirildi mi acaba? Çünkü iş arayanlar açısından işsizlik oranını düşürelim diyoruz hem istihdam yaratalım diyoruz. Yani şunu anlayamıyorum: Biz kadınları istihdama katıp ama hayatlarını kolaylaştırmaya mı çalışıyoruz? Yoksa kadınları istihdamdan uzaklaştırmaya mı çalışıyoruz? Bir eleştirim bu yönde yani bunun cevabını bilmemiz lazım. Bir de dediğim gibi kafa karıştıracak cümleyi o hani memur olmayan kadında çok soru işaretine geliyor, belki onlara daha net bir cümle olabilir diye düşünüyorum.

Teşekkür ederim