KOMİSYON KONUŞMASI

ORHAN SÜMER (Adana) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Ben de sözlerime başlarken daha önce milletvekili olarak görev yapmış ve Komisyonda beraber çalıştığımız Nevzat Bey'in... İnşallah tüm bakanlık, tüm kurumlarda da böyle tecrübeli arkadaşlarımızı bakan yardımcısı olarak görmek bizi mutlu eder çünkü milletvekilleri maalesef son sistemden sonra kendi illeriyle ilgili sorunlarını anlatacak pek bürokrat bulamıyordu -ben şahsım adıma- inşallah milletvekili arkadaşlarımızın bakanlıklarda görev alması bizi mutlu eder.

Evet, değerli arkadaşlar, TEDAŞ'ın değerli yöneticileri, Sayıştayın yetkilileri ve değerli bürokratlar; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Aslında, özenle korunması, doğru yönetilmesi, kâr elde etmesi, enerji piyasasına yön vermesi, gelecek yüzyılın enerji planlamasını yapmasını istediğimiz TEDAŞ, ne yazık ki... Özelleştirme kapsamından sonra bu özelleştirmelerle mülkiyet devri olmadığına, dağıtım hatlarının mülkiyetinin yine kamuda kalacağına işaret eden dönemin bakanı özel sektörün bu sistemi belli bir süre işletip tekrar devlete devredeceğini açıklamıştı. Peki, öyle mi oldu? Maalesef 2022 Sayıştay Denetim Raporu TEDAŞ'ın kamu kaynaklarını yönetme biçimindeki zafiyetlerini ve ciddi yönetimsel zaaflarını gözler önüne seriyor. Bu rapor sadece rakamlarla değil, aynı zamanda kötü kamu yönetiminin yol açtığı kurumsal erozyonu da gösteriyor. TEDAŞ 2022 yılında toplam 192 milyon TL yatırım ödeneği almış ancak bunun sadece yüzde 68,3'ünü harcayabilmiş, kalan yatırım ödeneklerini ya kullanmadığı ya da zamanında projelendirmediği anlaşılıyor.

Yine, TEDAŞ'ın personel giderleri bir önceki yıla göre yüzde 42 artarak 1 milyar TL'yi aşmış. Özellikle taşeron işçi çalıştırma, sistemin yaygınlığı, kurumsal hafızanın zayıflamasına ve iş güvensizliğine de neden olmaktadır. Raporlara göre, 2022 yılı sonunda 1.359 kadrolu personel, 620 taşeron işçi çalışmakta yani diğer kalanların hemen hemen tamamı taşeron işçi. Taşeron sistemine olan bu bağlılık TEDAŞ gibi teknik bilgi birikimi gerektiren bir Kurumda kurumsal zayıflamayı ve düşük verimliliği de beraberinde getiriyor.

Yine, ihale sisteminde, maalesef, TEDAŞ, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu'nun 3/(g) maddesi kapsamında birçok mal ve hizmet alımını istisnai yöntemlerle gerçekleştirmiş, bu durum Sayıştay tarafından da eleştirilmiştir. Özellikle 33 milyon TL'yi aşan tutarlarda doğrudan alımlar rekabetten uzak, hesap verilmeyen uygulamalara dönüşmektedir. Bu sorunlar demokratik bir sistemle kamuoyuna açıklanmalıdır.

Yine, TEDAŞ 2021 yılında 105 milyon TL zarar etmiş, 2022 yılında 56 milyon TL kâr etmiş gibi görünse de bu kârın olağanüstü gelirlerle sağlandığı maalesef görülmekte. Satış gelirleri artmış ancak faaliyet giderleri ve borç yükü de aynı oranda artmıştır. Yani ortaya çıkan kâr bir başarı değil, muhasebesel bir düzenlemeyle geçiştirilmiş. TEDAŞ'ın dönem varlıklarından yüzde 35'inden fazlası alacaklılardan oluşuyor. Bunların büyük bir kısmı özelleştirme öncesinden kalan ve tahsil edilmesi neredeyse imkânsız olan borçlar olarak görünüyor. Bu da TEDAŞ'ın aktif büyüklüğünde önemli bir kısmının kâğıt üzerinde tahsil edilemeyen rakamlardan ibaret olduğunu gösteriyor. Sayıştay bu konuda uyarısını yapmış "Kayıtlarda yer alan bu alacakların çoğu tahsil kabiliyeti olmayan, terk edilmiş, feshedilmiş aboneliklere ait bu varlıklar gerçekçi değil." diyor.

TEDAŞ'ın görev alanı genişlemesine rağmen denetim sertifikasyonu ve laboratuvar faaliyetlerinde hantal ve etkinlikten uzak bir yapıya sahip olması, bununla birlikte, özelleştirilen yerlerin yatırım, bakım ve şebeke faaliyetlerini denetlemekle yükümlü olan TEDAŞ'ın sahaya inmediği, sadece evraklar üzerinde kontrol yaptığı görülmekte; elektrik altyapısında yaşanan arızalar, uzun süreli kesintiler ve güvenlik zafiyetleri bu denetim eksikliğini doğrudan göstermektedir. TEDAŞ gibi bir kamu kurumunun kritik dönemde halkın çıkarına değil, belli çevrelerin menfaatini gözetir biçimde yönetilmesi sadece bir kurumun krizi değil, enerji güvenliğine karşı bir tehdit anlamına gelmektedir aslında. Kamu zararına dönüşen her kuruş yurttaşın ödediği elektrik faturalarına da yansımaktadır.

Yine, Sayıştay raporlarına baktığımızda şirketlerden reklam ve kira gelirlerinin alınmadığını görüyoruz. Milyonlarca liralık zarar tartışılıyor. Bu da kamuya geri dönmesini bırakın, devletin alacaklı olduğu ücretler bile tahsil edilemiyor. Sayıştay bu konuda uyarısını yapmış. Türkiye'de elektrik şirketlerinin borçlarının, kredilerinin geri ödenmediğine, yeniden yapılandırılmasının istendiğine ilişkin haberler artık sıklıkça da gündemde. Örneğin, Elektrik Üreticileri Derneğinin internet sayfasında bile yer alan bir haberde şu bilgiler görünüyor: Türkiye'de finans sektörü dışında şirketlerin toplam borcunun 223 milyar doların üstünde olduğu, enerji şirketlerinin borcunun ise 50 milyar doları geçtiği ve bu borç yüküyle sektörün sağlıklı ilerleyebilmesi de zor görünmektedir.

Ayrıca demin Sayın Adana Milletvekilimiz de söyledi, "Birçok yerde elektrik kesintileriyle ilgili artık şikâyetler gelmiyor." dedi. Ama maalesef özellikle belirtmek isterim -Genel Müdürümüz de baktım Elâzığlı, diğer yardımcısı da Solhanlı- Bingöllü, Elâzığlıların yoğun yaşadığı Yüreğir ilçemizde, özellikle onların yaşadığı bölgelerde, mesela Doğankent'te, Solaklı'da, Yunusoğlu'da, Yüreğir'de sık sık elektrik kesintileri oluşmakta. Ayrıca, Feke, Saimbeyli, Güzpınarı, Bağdatlı, Gedikli, Belenköy bölgelerinde sürekli elektrik kesintileri olduğunu, trafolarla ilgili ciddi sıkıntılar olduğunu... Hatta ben şunu da belirteyim: Trafo yapımlarıyla ilgili bulunan yetkiliyle ben üç dört defa görüştüm, 2025 yılında bütçemiz olmadığı için Adana'ya trafo yapmamızın zor olduğunu kendisinin bizzat beyan ettiğini de ben kendi şahsım adına görüşmemden biliyorum. Trafoların güçlü olmaması, elektrik altyapısının yenilenmemesi gibi nedenlerden ötürü uzun saatlere, hatta günlere varan kesintiler meydana gelmekte.

Ayrıca, biliyorsunuz, bizim Adana'da çiftçilikle, seracılıkla uğraşan vatandaşlarımız elektrik kesintileriyle büyük mağduriyetler yaşamakta. Burada TEDAŞ'ın yetkililerine özel ricamız, Adana'da elektrik dağıtım görevini üstlenen Toroslar Elektrikin Adana genelinde özellikle de güçsüz trafolarının yenilenmesi ve kabloların değiştirilmesi konusunda biraz daha hassas davranmaları.

Bazı sorularım olacak, bunlara da yazılı cevap verilirse memnun olurum. Elektrik tarife fiyatlarının seçim dönemlerinde baskılanan kurdan, sonrasında ise yüksek oranda hesaplandığı doğru mudur? Son beş yılın aylık tarife oran bilgisini yazılı olarak vermeniz mümkün müdür? İki, 21 elektrik dağıtım şirketinin bankalara olan toplam ve ayrı ayrı borçları ne kadardır? Üç, en borçlu elektrik dağıtım şirketi hangisidir? Bununla ilgili uygulanan bir önlem ya da yaptırım söz konusu mudur? Dört, yine seçim bölgem Adana'da son iki sene içerisinde yenilenen ve yeni yapılan trafo sayısı kaçtır? Beş, Sayıştay raporuna göre TEDAŞ yatırım ödeneğinin yalnızca yüzde 68'ini kullanabilmiştir, kullanılamayan yatırım ödeneklerinin gerekçesi nedir? Kaynak planlaması yapılmadan ayrılan bu bütçenin hizmete dönüşmemesi kamu zararına neden oluyor mu?

Yine, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu'nun istisna maddeleri kapsamında yapılan yüksek tutarlı doğrudan alımlar hangi gerekçelere dayanmaktadır? Bu yöntemle yapılan ihalelerin şeffaflığı ve kamu yararına uygunluğu nasıl denetlenmektedir?

Yine, TEDAŞ'ın bilançosunda yer alan ve Sayıştay tarafından tahsil kabiliyeti zayıf, terk edilmiş veya feshedilmiş aboneliklerden kaynaklı olduğu belirtilen yüksek tutarlı alacak kalemlerinin toplam büyüklüğü nedir? Bu alacakların tahsilatlarına dair bugüne kadar herhangi bir işlem yapılmış mıdır?

2022 yılında TEDAŞ'ın personel ve taşeron giderleri yüzde 42 artmıştır. Bu artışa rağmen kurumsal etkinlik neden sağlanamamış, denetim ve saha faaliyetlerinde neden zayıf kalmıştır? Personel politikası kamu hizmetlerini iyileştirmek yerine bürokratik şişkinlik mi gerektiriyor?

Yine, elektrik dağıtım hizmetlerinde TEDAŞ'ın görevli olduğu denetim ve sertifikasyon süreçlerinin büyük ölçüde evrak üzerinden yürütüldüğü görülmektedir, Sayıştay raporunda da yansımış. Bu uygulama sahada yaşanan arızalar, bakım eksiklikleri ve güvenlik riskler açısından ciddi zafiyet yaratıyor mu diye soruyorum.

Teşekkür ederim.