İZZET ÇETİN (Ankara) - Sayın Bakanım, bir kısa sorum olacak. Dün de gündeme getirdim. Yani, özellikle, sizinle de ilgili olduğunu tespit ettiğim doğal gaz dağıtım şirketlerine "güvence bedeli" adı altında kamu kurum ve kuruluşları kaynak aktarıyor. Bu güvence bedelinin aynı şekilde elektrikte ve suda da ödendiği...

Soru soruyuz ama.

BAŞKAN - Efendim, sorunuzu alıyorlar, siz rahat olun.

İZZET ÇETİN (Ankara) - Hayır, Bakan duysun, Bakan duymayınca olmuyor. Soruyu soruyoruz, Bakandır bizim muhatabımız.

BAŞKAN - Sayın Çetin, siz sorunuzu sorar mısınız lütfen? Sormayacaksanız başka arkadaşa geçeyim.

Sayın Koca, buyurun.

İZZET ÇETİN (Ankara) - Sayın Başkan, böyle bir şey yok.

BAŞKAN - Ama, sonra dönüp vereyim size, bekleyin canım, Allah Allah! Süreyi geçiriyoruz.

İZZET ÇETİN (Ankara) - Tam yarıda kesmişiz, öyle bir usul yok.

BAŞKAN - E, o zaman sorun.

İZZET ÇETİN (Ankara) - Her şeyin bir adabı var, yöneteceksen adabına uygun yönet.

BAŞKAN - Hadi söyleyin. Siz de yani herkesin sizin gözünüze bakmasını bekliyorsunuz, böyle bir usul yok?

İZZET ÇETİN (Ankara) - Ya, soru soruyorum, konuşmuyorum.

BAŞKAN - Tamam, onlar notunu alıyorlar yani illa yüzünüze mi bakmaları lazım?

İZZET ÇETİN (Ankara) - Efeliği bırak, adaba uygun yönet yöneteceksen!

BAŞKAN - Sayın Çetin, buyurun.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Sayın Bakan daha önce bütçelere geldiği zaman pürdikkat dinliyordu, ne oldu? Şimdi bir şey dinlemiyor, konuşuyor. (Gürültüler)

BAŞKAN - Sayın Bakan on dakika sonra size cevap verecek, bir yandan da hazırlığını yapıyor. Efendim, Sayın Bakan hem dinler hem not alır hem konuşur, sıkıntı yok.

İZZET ÇETİN (Ankara) - Sayın Bakan, Sayıştay raporlarıyla ilgili sorumu soruyorum.

Doğal gaz dağıtım şirketlerine "güvence bedeli" adı altında kamu kurum ve kuruluşları kaynak aktarıyor. Aynı şey elektrikte var, aynı şey suda var. Yani, bu özel dağıtım şirketlerinin himayesinin nedeni nedir?

BAŞKAN - Teşekkür ederim.