KOMİSYON KONUŞMASI

BAŞKAN SELAMİ ALTINOK - Estağfurullah Hanımefendi.

Şundan emin olun, burada 22 arkadaşız, konuşmakta biz de zorlanıyoruz yani ateş düştüğü yeri yakıyor ama hepimiz insanız, hepimizin evlatları var, eşleri var, çocukları var. Sizin hissettiğiniz aynı duyguları, buradaki bütün arkadaşlarımız, hiçbir siyaset ayrımı yapmaksızın "İnsan olmaktan kaynaklı, insan olmanın gerektirdiği duyguları ne kadar birlikte hissedebiliriz?"i sizin hissettiklerinize empati yaparak değerlendirmeye gayret ediyoruz. Tabii, yanından geçemediğimizi biliyorum. Sizin acılarınızın ve duygularınızın yanından bizim geçebilmemizin çok mümkün olmadığını biliyorum ama inanın, buradaki arkadaşlarımız üç aya yakın süredir hem adaletin hem vicdanların rahatlamasını hem de o evlatlarımızın gelecek adına, aynı duyguları bir daha yaşamama adına... Benim de çocuklarım var, bu arkadaşlarımızın hepsinin çocukları var, annesi var, babası var, kardeşi var. Bunlar sadece sizin çocuklarınız değil hepimizin çocukları. Onun için, inanın, toplantıyı yönetiyorum, bu arkadaşlarım da burada izliyorlar, çok zorlanıyorum, dayanamadım, çıktım, elimi yüzümü yıkadım, o duyguları hepimiz yaşıyoruz. Eğer vicdanımız varsa, eğer toplumun vicdanı varsa, burada kime dokunduğu kime dokunmadığı vallahi hiç umurumuzda değil. Ya, ortalama genç kardeşlerimiz de var ama biz 60 yaşında insanlarız, valla 60 daha yaşamayacağız; çocuklarımıza yarın yüzlerine bakabilecek -ben de diğer arkadaşlarımız da- onurlu bir görev yapmak istiyoruz. Tabii, bizim burası bir mahkeme değil ama üzerimize ne görev düşüyorsa onu hem insanlık görevimiz olarak hem de bu toplumun bir ferdi olarak ve kardeşlerini, yeğenlerini, evlatlarını kaybetmiş biz sizin yerinizdeki veya siz bizim yerimizde olduğunuz noktadaki bir düşünceyle bakıyoruz, oradan müsterih olun. Elimizi vicdanımıza koyacağız, kendi çocuklarımızı, kardeşlerimizi -bütün arkadaşlarımızın adına söylüyorum bunu, kendi adıma söylemiyorum- nasıl değerlendirirsek öyle değerlendireceğiz ama biliyorum ki ne kadar adaletli yapmaya gayret edersek edelim işimizi sizin acılarınızı, bu annenin acısını, sizin acılarınızı dindirebilme şansımız yok; kusura bakmayın, bunu beceremiyoruz ama emin olun, hepimiz aynı duyguları, aynı acıları hissediyoruz, en azından empati yapmaya çalışıyoruz.

Ellerinizden öpüyorum.