Komisyon Adı | : | KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ KOMİSYONU |
Konu | : | Toplu Konut İdaresi Başkanlığının 2021 ve 2022 yıllarına ait bilanço ve netice hesaplarının görüşmeleri |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 30 .04.2025 |
MEHMET AKALIN (Edirne) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Şimdi, geneli üzerinde bir değerlendirme yapmak istiyorum. Türkiye'nin dört bir yanında konut ihtiyacını karşılamak amacıyla kurulan TOKİ, maalesef son yıllarda kamu yararını gözetmekten ziyade çevresel tahribata ve rant kaygılarına hizmet eden projeleriyle gündeme gelmektedir. Bunun son örneklerinden biri, Hatay'da yaşanan zeytinlik alanların imara açılması sürecidir. Diğeri ise İstanbul Sazlıdere Barajı havzasında yürütülen ve su kaynaklarını tehdit eden inşaat faaliyetleridir. Deprem sonrası ihtiyaçlar bahanesiyle binlerce yıllık tarım alanları olan zeytinliklerin TOKİ konutları için gözden çıkarıldığına maalesef tanık oluyoruz. Oysa zeytinciliğin 3573 sayılı Zeytincilik Kanunu'yla özel koruma altında olması gerekirken bu yasa fiilen yok sayılmaktadır. İstanbul'da ise Sazlıdere Barajı havzasında yapılacak olan TOKİ konutları İstanbul'un içme suyu kaynaklarını tehdit etmektedir. Baraj havzalarında yapılaşma yasağı sadece hukuki değil, aynı zamanda ekolojik bir zorunluluktur. Ancak ne yazık ki Kanal İstanbul Projesi'ne yakınlığıyla bilinen bu bölgede TOKİ eliyle adım adım bir ekolojik yıkım gerçekleştirilmektedir. Bu iki örnek TOKİ'nin artık sosyal konut üretimi misyonundan saparak iktidarın rant odaklı şehircilik politikalarının uygulayıcısı hâline geldiğini göstermektedir.
Bu bağlamda şu soruları sormak istiyorum: Hatay'da zeytinliklerin TOKİ inşaatına açılması hangi bilimsel raporlara, hangi kamu yararına dayandırılmaktadır? Zeytincilik Kanunu "Zeytinliklerde tesis yapılamaz." derken TOKİ'ye bu alanlarda inşaat yapma yetkisini kim neye dayanarak vermiştir? Deprem sebebiyle yapılan bu yapılaşmalar -yer seçimi- neden orman dışı, tarım dışı alanlar yerine verimli tarım arazilerinde yapılmaktadır? Sazlıdere havzasındaki söz konusu TOKİ konutları ile Kanal İstanbul Projesi arasında dolaylı bir bağlantı mı kurulmaktadır? Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı bu projelere nasıl olur vermektedir? ÇED süreçleri gerçekten işletilmiş midir? Yerel halkın, çiftçilerin, çevrecilerin itirazları neden dikkate alınmamaktadır?
Teşekkür ederim.