Komisyon Adı | : | KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ KOMİSYONU |
Konu | : | Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğünün 2021 ve 2022 yıllarına ait bilanço ve netice hesaplarının görüşmeleri |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 29 .04.2025 |
ORHAN SÜMER (Adana) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Komisyonumuzun değerli üyeleri, kurumumuzun yöneticileri, Sayıştay yetkilileri, değerli bürokratlar; ben de hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Kurum, Genel Müdürümüzün sunumundan da anlaşıldığı üzere, bor madenciliği konusunda; yatırım, işletme, ihracat konusunda ciddi adımlar atıyor. Dünya pazarını domine etmeye çalışıyor, üniversitelerle iş birliği yaparak da AR-GE çalışmaları gerçekleştiriyor; doğru işler yapıyor, görüyoruz, tebrik etmek gerekir.
Ülkemizde yer altı zenginlikleriyle övündüğümüz kurumlarımızdan biri olan Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü 2022 Sayıştay denetim raporunda da görüldüğü üzere, maalesef, ortak değerleri yöneten bir kamu iktisadi teşebbüsü olmaktan giderek uzaklaşıyor. Devasa bütçeler, yetersiz yatırımlar, yüksek dış alımlar, denetimsiz harcamalar ve şeffaf olmayan ihalelerle yatırım planlaması maalesef doğru yönetilmiyor. 2022 yılı yatırım bütçesi olan 1,1 milyar TL planlanmış, daha sonra 1,5 milyar TL'ye revize edilmiş ancak yıl sonunda yalnızca 871 milyon TL'si kullanılabilmiş. Stratejik planlama, uyumlu olmayan bütçe yönetimi, teknik yetersizlik ya da siyasi yönlendirmeler, herhâlde, bunlardan kaynaklanıyor gibi. Eti Maden 2022 yılında 4,3 milyar TL alım planlamış, 3,5 milyar TL harcama gerçekleştirmiş ancak Sayıştay tespiti daha da çarpıcı, toplam 7,8 milyar TL'lik mal ve hizmet alımının 2,7 milyar TL'si doğrudan temin üzerine yapılmış yani şeffaf ihale yerine, maalesef, kime nasıl verildiği, fiyatlarının nasıl ayarlandığı, belirlendiği bilinmiyor. Personel giderleri de yüzde 65 artarak 1 milyar TL'yi aşmış. Kurum, maalesef, taşeronlaşmaya ve sözleşmeli modele fazlaca yaslanmış durumda. Ayrıca, yerli kaynak var ama dış alımlar hiç bitmiyor, yurt dışı mal alımları bir önceki yıla göre yüzde 860 oranında artmış. Bu artışı, ülkemizin bor zengini Eti Madenin kendi girdilerini neden ithal ettiğini sorgulamak zorundayız. Bu durumun adı millî kaynakları yönetememek midir? 2022'de şirketin toplam satış geliri 23 milyar TL'ye ulaşmış ancak Sayıştay raporu bu artışın yüksek döviz kuru ve pandemi sonrası dünyadaki talep artışından kaynaklandığını belirtmiş yani yönetimin değil dış koşulların hediyesi olarak görülmektedir.
Yine, şirket 2022'de 9,5 milyar TL kâr açıklıyor ama raporun alt sıralarında denetimsizlik, planlanma zaafları, belirsiz harcamalar ve ihale dışı alımlarla birçok konu öne çıkıyor. Bu yapının ayakta kalmasının tek sebebi bor madeninin ülkemize bahşedilmiş doğal bir hazine olması elbette ki.
Değerli arkadaşlar, Eti Maden gibi stratejik bir kurumda maalesef şeffaflık yok; kamu yararı değil, siyasi rant gibi görünüyor. Ayrıca, Eti Madenin denetimden kaçan, kapalı devre çalışan yapısından Sayıştay raporlarında sürekli bahsediliyor.
Yine, Sayıştayın Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğünün merkezleri yurt dışında olan ve sermayesinin bir kısmı doğrudan bir kısmı da dolaylı olmak üzere yüzde 100'üne sahip olduğu 2 şirketiyle ilgili uyarılar bulunmaktadır. Satışlarının yüzde 97'sini yurt dışına ihraç eden Eti Maden satışlarının önemli bir kısmının bu şirketler aracılığıyla yapılmış olması... Sayıştay raporlarında bununla ilgili olarak "Büyük satış bölgelerine sahip olan bu şirketlerin bor ürünlerinin alım satım farkından kaynaklanan önemli bir gelir ve harcama potansiyeli mevcuttur." denilmiş fakat maalesef ora da denetlenemiyor. Sayıştayın konuyla ilgili "Büyük bir kamu kaynağı kullanan alt şirketlerin işletme faaliyetlerine ilişkin birtakım belgelerin denetim teftiş kurullarınca talep edilmesi durumunda Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğünde bulundurulmasında fayda mülahaza edilmektedir." açıklaması da bulunmaktadır. Bu yurt dışı şirketlerle ilgili durum nedir? Onun bilgisinin verilmesini istiyoruz.
Ayrıca, bazı sorularım olacak, bunları yazılı verirseniz memnun olurum. İşlenmiş bor madeninin dünyaya ihracatı konusunda hâlâ tekel olmadığımızı belirttiniz. Rezervi en çok ülke olarak işlenmiş bor madeni ihracatında piyasada tekel olmak için yapılması gerekenler nelerdir? Bununla ilgili çalışmalarınız var mıdır?
Yine, Sayın Genel Müdür, Lüksemburg, Finlandiya, ABD, Rusya, Çin ve Hong Kong'da şirketlerimizin olduğunu belirttiniz. Bu şirketlerde kaç personelimiz çalışıyor, hangi görevlerde bulunuyor?
Yine, bor madeninin iyi anlamda tarıma katkısı olduğunu, verimliliği artırdığını biliyoruz. Çiftçilerimizin verimliliğini artırmak amacıyla Eti Maden aracılığıyla ücretsiz bor kullanımı yapılanması planlanmakta mıdır? Çünkü çiftçilerimizin en büyük sorunlarından biri girdi maliyetleri. Çiftçiye uygun fiyatlı yerli gübre satışı ne zaman başlayacak, planlamanız var mıdır? Türkiye'de bor haricinde, yüklü miktarda olabileceği öngörülen nadir toprak elementleri -biraz önce arkadaşlarımız da bahsetti- var fakat kullanımı hangi aşamada? BOREL marka deterjan satışının rakamları nelerdir?
Yine, enerjinin Kızılelması olarak görülen, 2019 yılında Balıkesir'de temeli atılan bor karbür tesisinin satılacağı, yerli şirket aday gösterilerek yabancı şirketlere devredeceğiyle ilgili kamuoyunda ciddi haberler çıktı. Bunu sormamdaki gaye, biliyorsunuz, elektrik şirketlerine de "Türk firmalarında kalacak." denildi ama daha sonra biliyoruz ki birçok firma İngiltere'ye, sonra da Amerika'ya satıldı. Bunları yazılı olarak verirseniz memnun oluruz.
Teşekkür ederim.