KOMİSYON KONUŞMASI

GÜLDEREN VARLİ (Van) - Teşekkür ederim Başkan.

Tabii, öncelikle, Genel Kurul Başkanlıklarına ve öncesi yönetime baktığımızda ben bugün mutluyum çünkü bir kadın arkadaş orada oturmuş, öncesinde de kadın arkadaş yok, ilk defa 2 kadın arkadaş yer aldı.

Tabii, şeyi de söyleyeyim -böyle şey olacak bir durumdur da- kurumsal olarak bazen hediyeler falan gönderilmiş, maalesef, bütün erkekler burada yer aldığı için bana da kurumsal olarak kravat göndermişler, içinizde ihtiyacı olan varsa verebilirim. Böyle bir kravat hediyesi olmuş, kurumumuza teşekkür ederim. Sonuçta biliyoruz, bu alanlarda yer alanların çoğu erkek olduğu için, böyle düşünüldüğünden dolayı herhâlde gelmiş; kravat güzeldir, isteyenlere verebiliriz.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Kravatlar Çin üretimi mi acaba?

GÜLDEREN VARLİ (Van) - Vallahi onu artık bilmeyeceğim, böyle güzel bir kravat diyelim.

Tabii, bugün "maden" dediğimizde aklımıza ilk gelen, aslında çalışan işçilerin en çok büyümesi gerekiyor. Biliyorsunuz ki maden dediğimizde en çok zarar gören işçilerdir, çalışanlardır, emeği ortaya koyanlardır, emek terini dökenlerdir. Bu konularda en büyük büyüme bence işçilerin korunması adına olması gerekiyor. Tabii, arkadaşların anlatımları güzeldir, sunumları da güzeldir ama hakikat ile anlatım birbiriyle örtüşüyor mu? Maalesef örtüşmüyor yani bunu da görebiliyoruz.

Öncelikle, Başkanın söylediği raporlara, bulgulara, işte, 2022 Sayıştay bulgularına bakınca, yer alanlarla ilgili sormak gerekiyor. "Beylikova İşletme Müdürlüğü bünyesinde planlanan işletme faaliyetlerinin istenen düzeyde olmaması -bunlar bulgulardan aldıklarımız- kurumun Bandırma liman tesislerinde kurulan ürün hattının olumsuz dış hava şartları karşısında korumasız ve bakıma muhtaç olması; mikrobesleyici olarak bor içerikli gübre kullanımının yaygınlaştırılması ve kurumsal üretim kapasitesinin geliştirilmesinin ihtiyacının olması -bununla ilgili belki cevap verildi ama tam anlamıyla yani biraz daha içerikli bir cevabının olması gerektiğini düşünüyorum- iade edilen ürünlerin iade sahiplerine ve müşteri şirketlerine konu hususlarında sorumlu olanların araştırılması adına gerekli işlemlerin tesis edilmesi; işletmelerde bulunan stok ve yedek malzeme ambarlarının yetersiz olması sonucu satın alınan stok ve değerli yedek parçaların uygun olmayan koşullarda muhafaza edilmesi; kurum Tesis-Mühendislik Daire Başkanlığının asli işi olan proje geliştirme ve yapı denetim hizmetlerinin yerine mali hizmetler kapsamında işlemler yapması; sabit kıymet ve stok varlık sayımlarının mevzuata göre öngörülen usule göre yapılmaması; teşekkül satım alanlarında istisnai alım yöntemlerin asli yöntem hâline gelmesi ve uygulamada eksik hususlar bulunması -kısacası ihale yöntemlerinin gerektiği gibi yapılmamasına dikkat çekilmiş- yenilenebilir enerji kaynakları ve kaynakların sürdürülebildiği konularda gerekli projelerin üretilmesi ve uygulanması..." diye uzayan toplam 13 bulgu ve Sayıştay raporu tamamlanmamıştır. Her ne kadar 2022 yılı kârla kapatılmış olsa da kurum işletmesinde yer alan eksiklikler derhâl giderilmeli ve bu konu ele alınmalıdır. Sayıştay raporlarında yer alan bulgu ve tespitlerde görüldüğü gibi, kurumun birden fazla eksikliği bulunmaktadır, bu eksikliklerin tamamlanması ve denetimlerin daha düzenli yapılması gerekmektedir; aksi hâlde, en ufak ihmal binlerce canın yok olmasına sebep olurken ülkenin ekonomik açıdan zarar görmesine neden olmaktadır.

Hepimiz ülkenin içinde bulunduğu ekonomik krizi biliyorken bu krizlerin en büyük zorluğunu yoksul kesimin çektiğini de biliyoruz. Yaşanan derin yoksulluğun içinde yaşamaya çalışan emekçiler ve işçiler kurumların rant ve kârı uğruna canından olmaktadır. Anılmayan işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemleri ile ihmaller ülkenin dört bir yanında yaşanmakta, çalışan milyonlarca emekçiyi her gün tehdit etmektedir. İş cinayetlerinin, ihmallerin, denetimsizliklerin ve cezasızlık politikalarının önü alınmalı ve işçiyi ve emekçiyi önceleyen politikaların uygulanmaya alınması gerekiyor. Kâr hırsından gözü dönen şirketlerin ihaleleri, yetkili kurumların denetimsizliği ve sorumlulukların yerine getirilmemesinden kaynaklı binlerce yurttaş iş cinayetlerinde yaşamını yitirmektedir; tüm sorumluluklar yerine getirilmediği için bu ülkede binlerce işçi iş cinayetlerinde hayatını kaybediyor.

Basına yansıyan haberlerde 1 Şubat 2025 tarihinde, yakında hizmete girecek olan Eti Madenin Emet Bor İşletmesinde sülfürik asit fabrikasında son denetim ve testler yapıldığı esnada meydana gelen patlamada ve sonrasındaki asit sızıntısında bir şef ve işçinin yaralandığı bilgisi yer almaktadır. Olayla ilgili soruşturmanın hangi boyutta olduğunu ve herhangi bir gelişmenin olup olmadığını da buradan sormak istiyorum. Yaralıların vücudunda kalıcı bir hasar kaldı mı? Eti Madende sayısız iş kazası olurken kadroların da eksik olduğu bilinen bir gerçek ancak bu sorunlara ilişkin hangi önlemler alınmıştır kurum tarafından; burada sormak istiyorum. İşçiyi, emekçiyi önceleyen hangi politikalar kurum tarafından uygulanmaktadır? Buradayken soruyorum: Kuruma yapılan işçi alımlarında mülakatlar yapılıyor mu? Kurum bünyesinde çalışan işçilere yıpranma payı verilmekte midir? İşçilerin özlük haklarına ilişkin yapılan düzenlemeler nelerdir?

2 Aralık 2024 tarihinde Kütahya'nın Emet ilçesinde Eti Maden Bor İşletmelerine ait işçi servisinin Emet-Tavşanlı kara yolu Günlüce köyü yakınlarında kontrolden çıkarak şarampole savrulması sonucu 1 kişi ölmüş, 7 kişi de yaralanmıştır. Burada rakamlarla dile getirilen kâr oranları işçinin, emekçinin canından, yaşamından kıymetli değildir. Kurumun önceliği kâr değil, işçi ve emekçinin yaşam güvenliği olmalıdır. Eti Madenin Bandırma'daki şlam atıklarından mahallelinin yıllardır şikâyet ettiği bilinse de bir daha atıkların atılmamasına yönelik süre bir yıl uzatılmış. Peki, bu süre bittikten sonra bu atık alanı nasıl doğaya kazandırılacak? Eti Maden on yıl önce şlam atık bölgesini oradan kaldırıp yeşil alana dönüştüreceğini söylese de ne yapıldı? İnsan sağlığı ve yaşamı bir yıl daha geri plana atılarak süre uzatılmıştır. Kâr hırsını önceleyen politikaları kabul etmemek, insanı yaşamdan eden, doğayı talan eden politikalardan vazgeçmek gerekiyor. Ülke genelinde maden işletmelerinde kâr hırsına düşen rant sahiplerinden kaynaklı binlerce yurttaşı kaybettik; İliç, Soma, Ermenek ve Şırnak gibi sayısız örnekler bulunmaktadır. Eti Maden dünya bor rezervlerinin yaklaşık yüzde 73'üne sahiptir. Böyle bir zenginliğin ülkenin ekonomik bağımsızlığına ve halkımızın refahına katkı sağlaması gerekirken yanlış yönetim, denetim eksiklikleri ve emekçiyi öncelemeyen politikalar da var. Olan potansiyel heba edilmektedir. Öncelikle şeffaflık ve hesap verilebilirlikten uzak bir yönetim anlayışına karşı olduğumuzu buradan belirtmek isterim. Kâr oranı yüksek olan bu kurumun ihalelerinin ve mali hesaplarının daha sık ve şeffaf olarak denetlenmesi gerekmektedir. Denetim mekanizmalarının işlevsizleştirilmemesi ve ülke için önemli kaynak olan kamu kaynaklarının talan edilmemesi gerekmektedir. Maden sahalarının genişletilmesi uğruna doğanın tahrip edilmesine, köylülerin yaşam alanlarının gasbedilmesine, su kaynaklarının kirletilmesine karşı birlikte hareket etmeli ve insan sağlığını, doğanın varlığını savunmalıyız. ÇED süreçlerinin formaliteye indirgenmesi, iktidarın sermayeden yana, doğadan ve halktan uzak politikaları insanların yaşam alanlarını tehdit etmektedir. Çevre katliamlarına göz yuman bir anlayış kalkınma ve kazanç değil, bir yıkımdır.

Sözlü olarak da yazılı olarak da cevap verebilirsiniz.

Teşekkür ederim, sağ olun.