KOMİSYON KONUŞMASI

NURETTİN ALAN (İstanbul) - Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; burada biz ilk günden itibaren gerçekten bütün iktidar ve muhalefet milletvekilleriyle beraber bir hakikatin ortaya çıkarılması için gayretle çalışıyoruz ancak hep belli sınırları, özellikle aileleri dinlediğimiz zaman da hassaten bir babayı -ama evladını kaybetmiş bir yargıç babayı- dinlediğimiz zaman da orada da belli sınırları çizerek o da onu hassasiyetle gösterdi.

Şimdi, burada süren bir tane yargılama var. O yargılamaya öyle hassasiyet gösteriyoruz ki diyoruz: "Yargılamayı yapan savcılarla birisinin oturduğu görüldü." Bir yandan böyle diyoruz, bir yandan da yargılamanın her yerine müdahale etmek istiyoruz. "Dosyaya bir şey girdi; bize niye söylenmedi?" Bize niye söylesinler? Biz yargılama yapmıyoruz. Her şeyi bize söylemek zorunda değiller. Savcılıktaki dosyanın iz düşümünün bizde olması düşünülemez; biz başka bir çalışma yapıyoruz.

EDNAN ARSLAN (İzmir) - Ne yapıyoruz?

NURETTİN ALAN (İstanbul) - Efendim, hayır, biz yargılama çalışması yapmıyoruz.

EDNAN ARSLAN (İzmir) - Beyefendi, ne yapıyoruz burada? Yargılama yapmıyoruz da ne yapıyoruz?

TÜRKER ATEŞ (Bolu) - Bizim söylediğimiz şey, basında yer alıyor.

EDNAN ARSLAN (İzmir) - Aile söylüyor, aile.

NURETTİN ALAN (İstanbul) - Bakın, bu konuda bir sürü makale de gösterebilirim hatta tam sizin düşüncenizde Meclis araştırması komisyonu...

TÜRKER ATEŞ (Bolu) - Yok, öyle demiyoruz biz ya.

NURETTİN ALAN (İstanbul) - Anayasa'da da hükümler açıktır arkadaşlar: "Hiç kimse devam eden bir yargılamaya müdahale edemez." Bu sınırı iyi çizmemiz lazım.

EDNAN ARSLAN (İzmir) - Biz yargıya müdahale etmiyoruz ki.

TÜRKER ATEŞ (Bolu) - Bizim dediğimiz basında...

NURETTİN ALAN (İstanbul) - Bir dakika... Üstadım, tamamlayayım...

TÜRKER ATEŞ (Bolu) - Basın, basın...

BAŞKAN SELAMİ ALTINOK - Türker Bey... Bitirsin...

NURETTİN ALAN (İstanbul) - Şimdi, Ednan Bey hem "Dosyaya girenden bizim niye haberimiz yok?" diyor hem de dosyayla ilgili "Yanından geçen etki ediyor." diyor; biz de etki ederiz dosyaya o zaman.

TÜRKER ATEŞ (Bolu) - Biz savcının dosyasını istemiyoruz ki basına yayılanı istiyoruz.

EDNAN ARSLAN (İzmir) - Nurettin Bey, tutanakları bir daha oku, "dosya" demedim, bilirkişinin raporu...

BAŞKAN SELAMİ ALTINOK - Ednan Bey, tamamlasın.

NURETTİN ALAN (İstanbul) - Bakın, bu, bilirkişi de olsa...

Değerli arkadaşlar...

EDNAN ARSLAN (İzmir) - Bizim, yargıya müdahale etmemiz zaten yok...

BAŞKAN SELAMİ ALTINOK - Arkadaşlar, tamamlasın... Lütfen...

NURETTİN ALAN (İstanbul) - Bakın, bu, bilirkişi de olsa öte yandan...

Şimdi, bakın, ben burada muhalefet partisindeki milletvekili arkadaşlarımızla oturuyorum, onlarla dışarıya çıkıyorum, şakalaştığım da oluyor, çay içtiğim de oluyor. Ben bir avukatım, avukat arkadaşlarım beni çok iyi anlayacak, şimdi, koridorda karşılaşıyoruz meslektaşımızla, bir selam veriyoruz; bizim müvekkiller "Avukat, diğer avukatla çok samimi görüştü, davayı sattı." diyor. Ya, arkadaşlar, bir görüşmeyle, bir selam vermeyle dava satılır mı?

EDNAN ARSLAN (İzmir) - Ya, arkadaş, öyle bir şey demiyoruz; Abdurrahman Bey söylüyor ya, aile söylüyor, aile.

NURETTİN ALAN (İstanbul) - Ben sizinle yan yana oturuyorum diye AK PARTİ'yi satıyor muyum?

EDNAN ARSLAN (İzmir) - Aile söylüyor, aile...

NURETTİN ALAN (İstanbul) - Böyle bir şey düşünülebilir mi? Ednan Bey, sizinle oturup çay içerim, yemek yerim. Sayın Başkanımız da avukat. Böyle bir şey düşünülemez.

EDNAN ARSLAN (İzmir) - Ya, arkadaş, bu kadar da değil ya!

NURETTİN ALAN (İstanbul) - İnsanların vicdanı beş dakikalık bir görüşmeyle, iki dakikalık bir görüşmeyle satılamaz.

EDNAN ARSLAN (İzmir) - Ya, aile söylüyor bunu, Abdurrahman Bey söylüyor, ben söylemiyorum kardeşim.

NURETTİN ALAN (İstanbul) - Böyle hamasi şeylerden uzak duralım.

Hayır, lütfen...

BAŞKAN SELAMİ ALTINOK - Ednan Bey...

NURETTİN ALAN (İstanbul) - Üstadım, sakin sakin dinleyiniz.

EDNAN ARSLAN (İzmir) - Ne dedim ben...

BAŞKAN SELAMİ ALTINOK - Ednan Bey, anladım, sen konuştun, dinledik, kimse müdahale etmedi.

EDNAN ARSLAN (İzmir) - Ben diyorum ki Abdurrahman Bey'in söylediği...

NURETTİN ALAN (İstanbul) - Üstadım, onu biz dinledik. Abdurrahman Bey'in...

BAŞKAN SELAMİ ALTINOK - Arkadaşlar, Ednan Bey...

Nurettin Bey, beni muhatap alarak konuşun lütfen.

EDNAN ARSLAN (İzmir) - Aile söylüyor bunları, ben söylemiyorum kardeşim. Ben ne gördüm ne tanırım ne bilirim. Kimseyi suçlayarak bir iş yapmıyorum ama sen hedef saptırıyorsun.

BAŞKAN SELAMİ ALTINOK - Ednan Bey, Ednan Bey...

EDNAN ARSLAN (İzmir) - Sen burada bu Komisyonun adil ve adaletli bir şekilde her istediğini yaptırdığına inanıyor musun ya! Bakanın gelmediği bir Komisyon ya!

NURETTİN ALAN (İstanbul) - Değerli arkadaşlar, ben konuşmama devam edeyim isterseniz.

BAŞKAN SELAMİ ALTINOK - Arkadaşlar, müsaade edin, tamamlasın.

NURETTİN ALAN (İstanbul) - Şimdi, aynı konuşmaları biz Komisyonumuzun ilk toplantılarında da yaşadık. Nasıl yaşadık? "AK PARTİ, iktidar, Adalet Bakanlığı dosyaya müdahale ediyor, dosyayı manipüle ediyor, bilirkişi raporlarının dosyaya sokulmasını engelliyor." gibi iddialar duyduk.

EDNAN ARSLAN (İzmir) - "Korsan rapor." diyor.

NURETTİN ALAN (İstanbul) - Bir dakika, tamamlayım efendim, devam edeyim efendim.

Ancak buraya gelip Komisyonumuza da bilgi veren bilirkişiler ne kadar hassas çalıştıklarını...

EDNAN ARSLAN (İzmir) - Her türlü bilgi ve belgeye ulaşamadıklarını söylediler. Hassas çalışıyorlar ama her türlü bilgi ve belgeye ulaşamıyorlar.

NURETTİN ALAN (İstanbul) - Ednan Bey, bir dakika.

Bilirkişi raporunun gecikmesini bize bağlıyorsunuz. Bilirkişi raporunun gecikmesini... Yüzlerce terabayt video kayıtlarını incelemek için sabah altılara kadar bunları incelediklerini, her delili titizlikle değerlendirdiklerini, ellerinden gelen en kısa sürede raporu dosyaya sunmak için gayret sarf ettiklerini bilirkişiler ifade ettiler burada. Ancak siz, bu gecikmenin tamamını biz yargıyı geciktiriyormuşuz gibi bizim üzerimize atıyorsunuz; bundan lütfen uzak durun. Biz burada hep beraber hakikati ortaya çıkarmak için çalışıyoruz, bir taraf olarak durmayın.

BAŞKAN SELAMİ ALTINOK - Nurettin Bey, tamamlayalım lütfen.

EDNAN ARSLAN (İzmir) - Saptırma ya!

NURETTİN ALAN (İstanbul) - Hayır, arkadaşlar, burada bilirkişileri dinlerken...

BAŞKAN SELAMİ ALTINOK - Toparlayalım arkadaşlar.

EDNAN ARSLAN (İzmir) - Böyle bir şey yok, aileler söylüyor.

BAŞKAN SELAMİ ALTINOK - Ednan Bey, Ednan Bey...

EDNAN ARSLAN (İzmir) - Başkanım...

BAŞKAN SELAMİ ALTINOK - "Ednan Bey" de deyince aklıma geliyor. Ednan Bey, rica ediyorum.

EDNAN ARSLAN (İzmir) - Ben burada "Adalet ve Kalkınma Partisi suçludur." dedim mi? "Bakan suçludur." dedim mi? Adaleti tesis etmek adına herkes adalete yardımcı olsun diyorum.

NURETTİN ALAN (İstanbul) - Bakanlığı hedef alıyorsunuz.

BAŞKAN SELAMİ ALTINOK - Ednan Bey, Nurettin Bey tamamlasın.

Nurettin Bey, tamamlayın lütfen.

EDNAN ARSLAN (İzmir) - Nurettin Bey ne dediğini bilmiyor!

NURETTİN ALAN (İstanbul) - Hayır, ben gayet iyi biliyorum ne dediğimi.

EDNAN ARSLAN (İzmir) - Biz yargılama yapmıyoruz dedik ama ailelerin burada hassasiyet gösterdiği konular var dedik.

NURETTİN ALAN (İstanbul) - Burada "Biz bu dosyanın savcısıyız." şeklinde de ifadeler...

BAŞKAN SELAMİ ALTINOK - Ednan Bey, anladım; onları dinledim, gene dinleyeceğim.

Tamamlayalım Nurettin Bey, lütfen.

NURETTİN ALAN (İstanbul) - Tamam efendim, tamamlıyorum.

Ben sadece buradaki bir çelişkiyi ifade etmek istedim.

Çok teşekkür ediyor, hepinize saygılar sunuyorum.