KOMİSYON KONUŞMASI

TUBA KÖKSAL (Kahramanmaraş) - Teşekkürler Başkanım.

Öncelikle Sırrı Süreyya Önder'e Allah'tan rahmet diliyorum, mekânı cennet olsun inşallah.

Ben geçen hafta aileleri dinledikten sonra tekrar böyle gündeme gelmeyi uygun bulmuyordum. Keşke daha önce toplanılsaydı. Ben, ailelerle bizim yaşadığımız o havanın bozulmaması taraftarıyım çünkü bunu sonuçlandıracak olan bizler olduğumuz için o sorumluluğu ben çok yoğun bir şekilde hissetmiştim geçen hafta.

CAVİT ARI (Antalya) - Katılıyorum ama bozan biz değiliz.

TUBA KÖKSAL (Kahramanmaraş) - Tamam, devam edeyim Cavit Bey.

Biraz önce bazı cümleler de edildi, hiç girmeyeceğim çünkü siyaset yapmamaya -ben bu Komisyona neden girdiğimi de biliyorum- ant içtim. Hiç kimseyi de tanımam, yalnız başıma da kalsam ben burada ne yapılması gerekiyorsa da sonuna kadar devam ederim.

Ayrıca, ben şunu da uygun görmüyorum: Adalet Bakanlığımızı da hakeza işte, bu konuyla ilgili olan bütün bakanlıkları da kimseyi töhmet altında bırakmayalım. Elbette babamız acılı babadır, söylemiştir, belki bunun da takip edilmesi için bizim bazı şeyler yapmamız gerekebilir çünkü o ilk günler herkes acısıyla boğuşuyordu. Yani, ben televizyon televizyon dolaşıp böyle farklı mecralara çekilmesini gerçekten anlayamadım? Yani cenazeleri defnetmeye çalıştık, içinden işte, ulaşabileceğimiz, hangi aile varsa, hangi şehirde ise oraya gitmeye çalıştık. Ben şimdi daha yeni yeni dönüp o günlere bakıyorum, neler konuşulmuş, ne yapılmış diye, hayretle bakıyorum ve konunun yabancısıydım. Yani benim bu Komisyonda -neyin ne olması gerektiğini- belki ön yargılarım da vardı önceden ama sonunda bir şeye evrildik artık yani ne olması gerekiyordu, olmamış; ne yapılması gerekiyordu, yapılmamış hepimizde bir kanaat belirdi. Elbette ki sorumlu olduğunu düşündüğümüz kişilerin -bu Komisyondan daha yüce bir şey var mıdır bilmiyorum hani, mahkemeleri saymazsak, yoktur- gelip burada 78 canın vefat ettiği, 36'sının çocuk olduğu bir Komisyonda en azından konuşma, bilgilendirme yapmalarından daha doğal bir şey, tabii bir şey olmadığını düşünüyorum. Bu, herkesin takdiridir. Ben, inşallah, sonuçları itibarıyla... Şuna da hiçbir şekilde... Yani bizim çok yakın arkadaşlarımız bakanlıklarda, vesairede olmasına rağmen sizin dediğiniz gibi biz de sosyal medyadan gördük. Yani benden kaçırdıkları şeyi ben sosyal medyada görünce gerçekten çok...

BAŞKAN SELAMİ ALTINOK - Sosyal medyada gördüğünüz ne?

TUBA KÖKSAL (Kahramanmaraş) - Video görüntüleri.

BAŞKAN SELAMİ ALTINOK - Vallahi ben de sosyal medyada gördüm.

TÜRKER ATEŞ (Bolu) - Rapora da öyle, rapor da öyle. Bilirkişi raporları da sosyal medyada öyle oldu.

BAŞKAN SELAMİ ALTINOK - Tuba Hanım, çok özür diliyorum.

Ya, arkadaşlar, bir daha açıklamam lazım. Değerli arkadaşlar, bakın, burada hukukçu arkadaşlar var, ben çok iyi bilmiyorum ama dosyaya girdi mi, oraya artık avukat vesaire herkes erişebiliyor, erişince de kim veriyor, kim vermiyor bilmiyoruz.

TUBA KÖKSAL (Kahramanmaraş) - Hah, işte onu da sonrasında öğrendim ki yani zaten o dosyaya erişim hakkı olan kişilerin yayabileceğini. Yani konudan ilgisiz olduğum için, hukuk bağlamında söylüyorum. O yüzden, biz, tekrar geçen haftayı hatırlayalım her konuşmamızda lütfen yani sesimizi yükseltmeyelim. Yani ben, emin olun, buraya gelirken kendimi sakinleştire, sakinleştire geliyorum her seferinde. Geçen hafta dayanamadık, hiçbirimiz dayanamadık yani bunu unutmayalım. Yapacağımız her şeyden iyi veya kötü o ailelerin -çünkü okuyorlar yani buradakileri okuyorlar- etkilenebileceğini düşünerek ağzımızdan çıkan kelimelere dikkat edelim inşallah.

Teşekkür ediyorum Başkanım.