KOMİSYON KONUŞMASI

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.

Şimdi, tabii, uzun yıllar doğrudan bu konuyla ilgilenmiş, bu konuya fikir üretmiş, mücadele etmiş, beyin vermiş bir arkadaşınız olarak birkaç konuya değinmek istiyorum.

Şimdi, tabii ki, önce şunu söylemem gerekir ki tarımda üreticiye verilen her ne destek olursa her zaman ve her yerde sonuna kadar arkasında olurum. Yeter ki o destek doğrudan üreticiye, üreticinin cebine, üreticinin refahına ve onun üretimine ve onun üretimindeki verim ve kalitesine bir katkı, bir fayda sağlasın, getirsin. Tabii ki gübre ve yem gerek bitkisel üretimde gerek kimyevi gerekse organik gübre olsun ve yem anlamında da gerek kesif yem gerek kaba yem olsun bunlar üretimde doğrudan verim artırmaya yönelik girdilerdir. Ancak, tabii, dikkatli kullanılması, kontrollü kullanılması, gereksiz kullanımının önüne geçilmesi yani bir KDV indirimi yapmakla üreticiye destek vermiş olmuyorsunuz ve tüketicinin geleceğini ve yaşam haklarını da korumuş olmuyorsunuz aslında. Bunlar önemli konular diye düşünüyorum.

Az önce Sayın Bihlun Tamaylıgil de bahsetti, Türkiye'de, Türkiye tarımında Tarım Kanunu çıktığı günden bu güne 21'inci maddede "Gayrisafi millî hasılanın yüzde 1'inden az olamaz tarıma aktarılan destekler." diye bir hükmü olmasına karşın bu o yıldan, kanunun çıktığı yıldan bu yıla kadar tarıma aktarılan desteklemeler yüzde 1'i bırakın, yüzde 0,7'ye bile ulaşabilmiş değildir, yüzde 0,5 civarındadır. En basit bir örnek: Bizim yeni açıklanan orta vadeli programda gayrisafi millî hasılanın 2 trilyon 142 milyar TL olduğunu hatırlıyorum, doğru mudur? Teyit edersiniz bu arada sevinirim. 2 trilyon 142 milyar TL'nin yüzde 1'i 21 milyar 420 milyon TL yapar yüzde 1'i. Ancak, ben Mecliste Sayın Bakana yönelttiğim bir soruda orta vadeli programdan alıntı yapılarak, onun içeriğinden rakamlar verilerek tarıma verilecek desteğin 2016 yılında 14,4 milyar TL olacağını, bunun içerisinde diğer desteklemelerin de yer alacağını, kredi desteği, bu fiyat düzenlemeleriyle ilgili destekler de dâhil olmak üzere... Dolayısıyla, 14,4 milyar TL'lik bir destekle gayrisafi millî hasılanın yüzde 1'i olan 21 milyar 420 milyon arasında neresinden baksanız 7 milyar TL'ye yakın bir fark vardır ki aslında aktarılacak desteklemenin en az bu kadar daha fazla olması gerekir.

Şimdi, az önce 7 milyar liralık bir piyasa olduğunun bahsi geçti değil mi duyduğuma göre? Bunun yüzde 18 KDV'si 1,25 milyar TL yapar ki 7 milyarlık daha kanunun emrettiği yüzde 1'e ulaşma şansı da pek yok.

Şimdi ben tekrar söylüyorum, üreticisin cebine girecek, üretimde verim ve kaliteyi artıracak ve tabii tüketicinin de bir yandan daha sağlıklı, daha ucuz, daha kaliteli ve zamanında, yerinde ürünlerle buluşmasına imkân verecek sistemin ve mekanizmaların oluşturulmasının, bununla ilgili fiyat politikalarının oluşturulmasının önemli olduğunu bir kez daha vurgulamak istiyorum.

Şimdi, tabii ki amonyum nitrat, amonyum sülfat veya azot içerikli gübrelerin bitkinin yeşil aksam gelişimine, fosfat ve diğer bitkilerin generatif-vegetatif gelişimine, özellikle generatif gelişimine faydası olduğunu hepimiz gayet iyi biliyoruz. Ancak, aşırı gübre kullanımının da kalıntı sorunları ve ihracat sorunlarını da beraberinde getireceğini hepimiz gayet iyi biliyoruz.

Bunun vurgusunu yaparak şu konuya özellikle dikkatinizi çekmek istiyorum: Örneğin yemde yakın veya uzak geçmişte, daha önce, bir KDV indirimi uygulamalarında, yüzde 40 kapasiteyle çalışan yem üreticilerinin yüzde 100 kapasitede çalışır gibi kendilerini gösterip bu indirimleri istismar ettiklerine hepimiz şahit olduk. Burada bir fiyat indirimine bağlı üreticiye sağlanacak bir desteğin doğrudan üreticiye ulaşabilmesinin piyasa mekanizmasının kontrolü ve denetiminin çok önemli olduğunun altını çizerek bir kez daha söylemek istiyorum. Siz "KDV'yi indirdim." dersiniz ama indirdiğiniz KDV'yi üretici fiyat artışıyla gene çiftçinin cebine yansıtır. Siz "DGD, doğrudan gelir desteği veriyorum." dersiniz, doğrudan gelir desteğini verirken ürünü alan aracı "Sen nasıl olsa buradan gelir desteği alıyorsun, ben fiyatını artırıyorum, şu kadardan alıyorum." diyerek yine üreticinin cebinden bunu alır. Bunun özellikle bu konuda piyasaların denetlenmesi ki bununla ilgili Gıda ve Tarımsal Ürün Piyasaları İzleme ve Değerlendirme Koordinasyon Birimi var Tarım Bakanlığı tarafından oluşturulmuş, bu İzleme ve Değerlendirme Koordinasyon Birimi ne yazık ki daha yeni, aslında çok önceden Tarım Kanunu gereğince oluşturulması gereken bir koordinasyon birimiyken 2015'in sonunda, Ekim ayında falan oluşturulmuş ya da ortalarında, tam tarihini net hatırlayamıyorum. Daha henüz Türkiye'de ürünlerin, ürün fiyatlarının, ürün piyasalarının, girdi piyasalarının, aracının fahiş kârlarını da ortadan kaldıracak, çiftçiyi koruyacak, üretici ve dolayısıyla doğrudan tüketiciyi koruyacak piyasa mekanizmalarının oluşmadığını, oluşturulmadığını, denetlenemediğini görmek bende şu endişeyi doğuruyor: Bu fiyat ve KDV indirimi üreticiye ulaşacak mı ulaşmayacak mı? Kaldı ki toplamda 1,2 milyar TL'den bahsediyoruz, bu asla ve asla yeterli bir destek değil. Yani o yüzde 1'i sağlayacak, karşılayacak yeterli bir desteğin kesinlikle olmayacağını düşünüyorum.

Tabii, bir diğer konu: Bu konuda gübrenin dışında yemin ve hayvancılık sektöründe, hayvansal üretimde kullanılan yemlerin kalitesi, değeri, bunların da önemli olduğunu düşünüyorum. Tarımda desteklemenin, tekrar söylüyorum, üretimde planlamayı yapabilmek adına, üretim desenini ülkenin gereksinimlerine göre belirleyebilmek adına, verim ve verimliliği artırabilmek adına, ürün kalitesini iyileştirmek adına, tarımsal üretimde üreticinin üretimde kalabilmesi ve göçü önleyebilmek adına ve üreticinin ekonomik ve sosyal refahına katkıda bulunabilmek adına, tabii ki doğal afetler karşısında da koruyabilmek adına ve uluslararası piyasalarda da rekabet avantajını koruyabilmek ya da en azından sağlayabilmek adına arz-talep, üretim, maliyet, ihracat, ithalat kriterlerinin de dikkate alınması gerektiğini düşünüyorum.

Söz konusu uygulamanın kimyevi gübre uygulamasını da teşvik edecek bir uygulama olma ihtimalini de göz önünde bulundurarak sakıncalarımı ve bunun üreticiye asla yeterli bir destek ve doğru bir yöntemle verilen bir destek olmadığını da belirtmek istiyorum.

Şu anda aklıma gelenler bunlar.

Teşekkür ediyorum.