KOMİSYON KONUŞMASI

ZEKERİYA TEMİZEL (İzmir) - Teşekkür ederim.

Değerli arkadaşlar, içinizde meslektaş olduklarımız var geçmiş itibarıyla. Büyük ölçüde ne yapılmak istendiğini net olarak anladınız sanıyorum. Bu yaptığımız düzenlemeyle, gübrelerde, gübre üreticilerine gübre üretmek için teslim edilen ham maddelerde ve yem teslimlerindeki katma değer vergisini istisna kapsamına sokuyoruz. Bu tam istisna anlamına geliyor. Biraz önce arkadaşlarımızın belirttiği gibi, bununla ilgili düzenleme 1/1/2016 tarihinde Bakanlar Kurulu kararıyla farklı bir şekilde yürürlüğe girdi. Biliyorsunuz, Katma Değer Vergisi Kanunu'nun ekinde tarifeler var, her birisinin oranları değişik. Bakanlar Kurulu, burada saydığımız bu 3 tane maddeyi 1 no.lu listeye almak suretiyle katma değer vergisi oranını yüzde 1'e kadar indirmişti. Bilgilerim eskidir, yanlış bir şey olduğu zaman hemen düzeltin, hiç beklemeden düzeltebilirsiniz. Dolayısıyla, yüzde 1'lik istisna 2016 tarihinden itibaren uygulanmaya başladı. Şimdi, bu yüzde 1'lik istisnanın çiftçilerin üzerinde yük oluşturacağını düşünerek olduğu gibi sıfırlıyoruz ve mutlak istisna hâline sokuyoruz.

Değerli arkadaşlar, katma değer vergisinin tamamen mutlak istisna dışında düşük oranlı uygulanmasının tek sonucu gelir elde etmek değildir. Bu oranları Bakanlar Kurulunun yetkisi dâhilinde değişik oranlarda tarifeler arasında kaydırarak, bazen üretimle ilgili olarak, çok önemli planlamalar yapabilirsiniz. Devletin elinde bu yetkinin bulunması lazım. Olduğu gibi sıfırladığınız andan itibaren yeniden kanun değişikliği yapmak zorunda kalırsınız.

Bunun diğer bir sakıncası da özellikle gübre üreticileri açısındandır. İthalatçılar açısından sıfırladık, tamam. Sıfırladığımız vergileri doğrudan doğruya çiftçiye verdik, orada da herhangi bir sorun yok. Peki, yerli gübre üreticileri açısından durum ne? Tamam, ham maddelerini de sıfırladınız ama bunların katma değer içeren bir sürü imalat maliyeti var. Enerjisi var, başka ham maddeleri var, var da var. Dolayısıyla, bu yükler bu işletmelerin üstünde birikmeye başlar. E, tahsilat da yok, dolayısıyla mahsup edeceği bir şey de yok. Mahsup olmadığı zaman ne yapacak? Gelecek, biraz önce Sayın Gelir İdaresi Başkanının söylediği gibi, kapıya dizilecek "Hadi, bunu bana iade edin." diye. Dolayısıyla, tamamen mutlak istisna uygulamak demek, gelecekte yerli üreticiler açısından zaman itibarıyla da çok ciddi anlamda farklılıklar gösteren bir maliyet unsurunun üreticilerin üstünde kalması demek. Bakın, birdenbire ithalatçılara sağladığımız avantaj yerli üreticiler açısından farklı bir maliyetle karşınıza çıkıyor. Dolayısıyla, zaten miktar itibarıyla yüzde 1'e inmiş. Yani, 100 dönüm arazisi olan bir çiftçi düşünün -hocam ne kadar kullanılır bilmiyorum ama- ortalama olarak büyüklükleri de dikkate alın- kıyamet kopsa 10 bin liralık, hadi bilemediniz, 20 bin liralık gübre kullanır. Maliyeti nedir? 200 lira. Dolayısıyla, bunlar açısından, üreticiler açısından bu gerçek bir fiyat artışı göstermez. Fiilen bu olayların içerisinde olmuş bir insan olarak söylüyorum. Tamam, yüzde 8'ler, yüzde 18'ler yüksektir, daha önce ham maddeler yani girdilerin yüzde 18, gübrenin yüzde 8 olduğu zamanda bütün bunların hepsinin haklılığı var idi fakat şu anda sıfıra indirilmesinin gerçekten bir mantığı yok.

İGSAŞ'tan bahsettiniz. Bir zamanlar, hatırlar mısınız bilmiyorum, İGSAŞ, "Orta Doğu ve Balkanların" diye başlayan cümleler vardı ya, işte Orta Doğu ve Balkanların en büyük gübre fabrikalarından birisiydi. Şimdiki durumunu bilmiyorum, hâlâ üretim yapıyor mu.

BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI FİKRİ IŞIK (Kocaeli) - Kısmen üretim yapılıyor.

ZEKERİYA TEMİZEL (İzmir) - 1979 yılında Maliye başmüfettişiydim, beni İGSAŞ'a gönderdiler, dediler ki: "İGSAŞ'tan gübre teslimleri yapılmıyor, galiba yolsuzluk var." Gittim, gerçekten hayranlıkla izlediğiniz bir fabrika. Kuruluş yeri seçimi inanılmaz doğru, bir tarafta Marmara Denizi, öbür tarafta demir yolu, hemen yanında da Türkiye'nin o zamanlar en büyük yolu olan E-5. Yeri de güzel fakat inanılır bir olay değildi, deniz tarafı bomboş duruyordu, demir yolu ile İGSAŞ'ın arasında sadece 200 metre olmasına karşın demir yolu bağlantısı yoktu fabrikanın. Fabrikanın önünde birikmiş olan 5 tonluk kamyonlarla orada üretilen 100 binlerce ton gübreyi biz Türkiye'ye dağıtmaya çalışıyorduk ve dağıtılmayan gübreler o dev depoların içinde taşlaşmıştı. Dedik ki: Ya, bu yolsuzluk falan değil, bunun başka bir adı var ama buralarda falan söylenmez, böyle şey olmaz. Kısacası, bizim böyle potansiyeli olan, üretimi olan tesislerimizle ilgili olarak gelecekte inşallah bu gerçekleştirilecek çünkü döviz üretmediğiniz sürece en pahalı olan şey belki en ucuz doğal gazlı olacak. Doğal gaz bile ucuzlamış olsa buraların yeniden üretime alınacağı, dolayısıyla gübre politikalarıyla ilgili olarak gelecekte Bakanlar Kurulunun farklı stratejiler uygulayacağı, belki ucuz olan ithal gübrelerin belirli bir şekilde engelleneceği... Tamam, uluslararası kurallar gereği olarak Dünya Ticaret Örgütünün engellerinden belki kurtulamayacağız ama bunu yaparak teknik engeller çıkaracağız. Bütün bunların hepsinin uygulama olanaklarını göz önüne aldığınızda bunun sıfırlanmasının yani mutlak istisna kapsamına alınmasının bir anlamı olduğunu düşünmüyorum. Seçim taahhüdü açısından zaten yüzde 1 bunu sağladı, 1/1/2016 tarihinde yüzde 1 indi. Biraz önce verilen rakamlara göre bakıyorum, 70 milyon liralık bir şey var, hepsini istisna istediniz bir de, 70 milyon. 7 milyar lira dediniz biraz önce, yüzde 1'den 70 milyon lira yapar. Tamamından vazgeçseniz 70 milyon lira yapar. Sındır Hocanın söylediği gibi, 1,2 milyarlık desteğin içerisinde 70 milyon lira devede tüy bile değil. O nedenle, uygulama açısından sonuç sağlanmış burada. Bakanlar Kurulunun bu yetkisini niye birdenbire ortadan kaldırıyoruz, bunun yeniden düşünülmesi gerekiyor. Sağlamışsınız, yüzde 1'le veriyorsunuz, 10 bin liralık gübre alandaki yük sadece 100 lira, bu kimseye dokunmaz ama yerli üreticiler açısından ciddi anlamda bir maliyet unsurudur. İthalatçı ile yerliyi kıyasladığınız zaman burada ciddi bir farklılık ortaya çıkmaya başlar çünkü o milyarlarla ifade edilen rakamlar olduğu için. Bunun bir defa daha değerlendirilmesi, bizim bilmediğimiz bir şey varsa da bunun açıklığa kavuşması gerekir diye düşünüyoruz.

Teşekkür ediyorum.