Komisyon Adı | : | KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ KOMİSYONU |
Konu | : | Türkiye Radyo Televizyon Kurumunun 2021 ve 2022 yıllarına ait bilanço ve netice hesaplarının görüşmeleri |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 06 .05.2025 |
ALİ GÖKÇEK (İstanbul) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Ben, bu bulguyu tartışmadan önce, çok kısaca "Norm kadro nedir?"i konuşmak gerekiyor belki, onu konuşmak istiyorum. Norm kadro, bir kurumun görevlerini etkin, verimli ve dengeli bir şekilde yerine getirebilmesi için ihtiyaç duyduğu asgari personel sayısını ve bu personelin unvanlarını belirleyen yapısal düzenleme yani hangi birimde, hangi görevde kaç personel olması gerektiğini belirleyen kurumsal kadro planlaması olarak tanımlanabilir. Şimdi, bende eski raporlar yok ancak bundan tam üç yıl önce, 26 Mayıs 2022 tarihinde gerçekleştirilen tutanaklara bakıyorum, bu konuya yine Sayıştay tarafından "Kurumun faaliyet yapısına ve verimli çalışmaya en uygun sayı ve nitelikte personel istihdamının sağlanması için yeniden yapılanma çalışmaları kapsamında iş etüdü, iş tanımı ve değerlendirmesine dayalı norm kadroların tespit edilmesi" başlığıyla dikkat çekilmiş. 2023 Raporu'na bakıyoruz, hâlen bu bulgu raporda yer alıyor. 2024 için birazdan Sayıştayın görüşünü soracağız ama anladığım kadarıyla TRT'de bir norm kadro tespiti sorunu var ve bu sorun ısrarla çözüme kavuşturulmuyor. Neden kavuşturulmuyor, neden bu kadar sürüncemede tutuluyor, gerçekten anlamakta güçlük çekiyorum.
Kamu hizmeti yayıncılığı gibi hassas ve sorumluluğu yüksek bir görevi üstlenen TRT'nin güçlü ve çağın gereklerine uygun bir insan kaynağı yapısına sahip olması bekleniyor hâliyle. Bunun için de norm kadroların tespit edilerek mevzuatınızın bir an evvel güncellenmesi gerekiyor ancak bugün geldiğimiz noktada norm kadro tespitlerinin tamamlanmamış olması hem personel yönetiminde belirsizliklere yol açıyor hem de liyakate dayalı istihdam anlayışını gölgeliyor.
Bir kurumun stratejik hedeflerine ulaşabilmesi için görev tanımlarının netleşmiş, kaynakları etkin kullanan, şeffaf ve denetlenebilir bir kadro yapısına sahip olması gerekir. Sayın Genel Müdürüm, bir de bu konuyla ilgili soruma bana vermiş olduğunuz cevap ile Sayıştay raporu arasında bir uyuşmazlık, çelişkili bir durum var. "2018-2019 yılları arasında TÜBİTAK'la çalışma gerçekleştirdik." demişsiniz ancak Sayıştay bu çalışmaların tamamlanmadığını belirtiyor. Neden tamamlanmadığı konusunu sizlere bugün burada tekrar sormak istiyorum.
Şimdi, siz "TRT personeli kimdir, TRT'de çalışan kimdir?" sorusunun cevabını muğlak tutunca bu eksikliklerden ötürü, karşımıza da istenmeyen, nahoş durumlar da çıkabiliyor tabii. Örneğin, geçtiğimiz günlerde bir hadsiz çıkıp muhalif vatandaşları âdeta ölümle tehdit edebiliyor. Kim bu adam peki? Ne söylemiş? Bu adam Murat Söylemez. Belki dikkat etmemişsinizdir sayın vekillerim, burası önemli; demiş ki Sayın Hakan Fidan'ın "tweet"inin altına: "Hakan Başkan, Rusya'da Putin'e muhalif kim varsa kazara veya eceliyle öte tarafı boyladı, Putin hepsine başsağlığı da diledi -bir de sonunda gülüyor- Reis'e 'diktatör' diyenler ülkemizde cirit atıyor; bilmem anlatabildim mi? 'Off the record' diyorum."
Şimdi, kim bu adam, kim bu hadsiz? Murat Söylemez. Peki, Murat Söylemez kim? TRT'nin muhabiri. Siz cevabınızda ne diyorsunuz? "TRT muhabirimiz değil." diyorsunuz. Peki, buradaki yayında ne diyor? "TRT Haber canlı yayını, Murat Söylemez, TRT Haber Muhabiri."
Bunu geçtim, peki, Bayburt Valiliğinin bir "tweet"i var; ne diyor? "Doğu Anadolu İlleri Erzurum TRT Haber Müdürü Erdal Karabacak ve Bayburt TRT Haber Muhabiri Murat Söylemez, Valimiz Sayın Mustafa Eldivan'ı makamında ziyaret etti." Bu nasıl iş? Şimdi, bu nasıl TRT muhabiri değil? Hadi, "Kısıtlı aldık." diyorsunuz, "Kısıtlı faydalandık." diyorsunuz verdiğiniz cevaplarda -başım üstüne- adamı tutup Valiliğe götürmüşsünüz ya. Bu adam ülkedeki muhalif vatandaşları ölümle tehdit edebiliyor ve TRT'de de muhabirlik yapabiliyor aynı zamanda. Sayın vekillerim, ya, sizin hiç aklınız alıyor mu bu işi? Ve adamdaki özgüven tavan "Siz anladınız onu. 'Off the record.'" diyor. Biz anladık, biz anladık da TRT Genel Müdüründen en alt kadrosuna kadar kimse anlamamış. Sonra da toplantıya geliyoruz, Özgür Özel'e yapılan saldırıyı kınıyoruz. Ya, kamu kurumu olan TRT'nin muhabiri muhalif vatandaşları öldürmekle tehdit ederse dangalağın biri de çıkar Cumhuriyet Halk Partisinin Genel Başkanına vurarak susturabileceğini zanneder.
Sayın Genel Müdürüm, bu konuda bu arkadaşa ne yaptığınızı sormayacağım, bu arkadaşa ne yaptığınız önemli değil; bu arkadaşı oraya göreve getirenlere ne yaptınız, bize onu söyleyin. Nasıl çalışmaya devam edebildi bu mantıkla bu adam? İşine geldiğinde TRT montunu giysin, alsın eline mikrofonu, çıksın; işimize gelmediğinde "TRT çalışanı değil." ben bunu kabul etmiyorum.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Teşekkür ederim.
ALİ GÖKÇEK (İstanbul) - Başkanım bitmedi.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Devam ediyor mu?
ALİ GÖKÇEK (İstanbul) - Evet.
Bu ve bunun gibi olumsuz durumların önüne geçmek için işte, bu norm kadronun ne kadar önemli olduğunu anladık; değil mi? Çünkü sınav, liyakat, girişine bakıyorsunuz; hem ihtiyaç var hem kadro yok hem ihtiyaç var hem kadro yok ama özel hukuka tabi personelin sayısı almış başını gitmiş. Ne kadar maaş aldığını soruyoruz, bilmiyoruz; neye göre maaş aldığını soruyoruz, onu da bilmiyoruz. Alt komisyonda, kurum içinde kadro karşılığı personel olarak çalışırken -burası da farklı bir konu, buraya da dikkatinizi çekip lütfen cevap istiyorum Sayın Genel Müdürüm- özel hukuk hükümlerine tabi personel statüsüne geçen beş yılda kaç kişi var dedim. Sonra, dedim ki: Kadro karşılığı çalışırken özel hukuk hükümlerine tabi personel statüsüne geçip tekrar kadro karşılığı statüsüne geçen kaç kişi var? 24 kişi var. Yahu, anlayan bana anlatsın, neden bir çalışan kadro karşılığı personelken özel hukuka tabi personel olmak istiyor, sonra ne oluyorsa vazgeçiyor, "Beni tekrar kadro karşılığı sözleşmeli personel yapın." diyor, bunun mantığı ne? Madem, kadro karşılığı olmak iyiydi, özel hukuka tabi personel niye oldu bu arkadaş? İşe alınmasına gerek yoktu zaten. Maaşları fazla değilse bu adamlar niye özel hukuka tabi yapıldı? Sonra başka bir yere geçmesi gerektiği için mi sözleşmeliye döndü? Bu 24 arkadaşın önce kadrolu iken özel hukuka tabi, sonra tekrar kadrolu olmasının samimi bir cevabını istiyorum sizden. Bir de özel hukukun hükümlerine tabi olup yönetici kadrolarında bulunan kaç kişi var? Bunu sizden rica ediyorum. Yine, özel hukuk hükümlerine tabi personelin işe alım süreci yönergesinin tarafımla paylaşılmasını istiyorum kriterlerinizi öğrenme adına.
Teşekkür ediyorum.