OSMAN ZABUN (Isparta) - Kıymetli Başkanım, Değerli Komisyon üyelerimiz, Değerli TRT Genel Müdürümüz ve yönetimi ile Sayıştay...

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Pardon...

Sayın Zabun'dan sonra son 2 konuşmacımız kaldı.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - 3...

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - İşte ama Sayın Yavuzyılmaz, son konuşmacı olmak için mi bunu yapıyorsunuz her seferinde?

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Yo, bekliyorum belki arkadaşlarımdan konuşacak olanlar vardır diye.

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Peki.

Buyurun Sayın Zabun.

OSMAN ZABUN (Isparta) - Şimdi, öncelikle bu denetim Komisyonunun önüne gelen bu raporların hazırlanmasında emeği geçen bütün arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum.

Yani biraz rahatsızlığım var, o yüzden çok fazla uzatmayacağım. Kısa birkaç konuya değinerek konuşmamı tamamlamak istiyorum.

Öncelikle, Sayın Deniz Yavuzyılmaz'a bir özür borcum var, bunu ifade etmem lazım. Konuşurken sözünü kestim ama özellikle usule ilişkin olduğu için müdahale etmek gerektiğini düşündüm.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Rica ederim.

OSMAN ZABUN (Isparta) - Ama buna rağmen kesmemek daha doğrusuydu.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Yani konuşmayı zenginleştirecekse böyle karşılıklı konuşmakta da zaman zaman fayda var.

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Karşılıklı konuşmayalım lütfen Sayın Yavuzyılmaz.

Devam edin Sayın Zabun.

OSMAN ZABUN (Isparta) - Özellikle buna rağmen kesmemem gerekirdi, işin sonunda cevap vermek daha doğru olurdu ama...

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Komisyon Başkanımız gerçi arkadan konuşmayı yeğliyor ama...

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - "Arkadan konuşuyor." ne demek?

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Yani denetim açısından.

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Yani, lütfen... "Arkadan konuşuyor." derken farklı bir anlama...

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Düzeltiyorum...

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Düzeltin lütfen.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Kurum genel müdürleri konuşurken...

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Lütfen ama ya... Lütfen, rica ediyorum Sayın Yavuzyılmaz.

Yani toplamda...

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - ...genelde müdahale edip "Siz yazılı bir şekilde cevap verirsiniz." diyor.

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Buyurun Sayın Zabun, devam edin.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Ben bunun arkadan konuşmayı teşvik ettiği yönünde söyledim.

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Devam edin Sayın Zabun, devam edin, lütfen.

Buyurun.

OSMAN ZABUN (Isparta) - Evet, şimdi, birincisi bu. Yani ama tabii, diğer bulgu ve önerileri görüşürken genel konuların gündeme getirilmiş olmasını usule aykırı bulduğum için müdahale etmek zorunda kaldım.

İkinci konu, özellikle geçtiğimiz gün vefat eden Sayın Sırrı Süreyya Önder'e Allah'tan rahmet diliyorum. Nezaketli ve kibar bir insandı. Ben kolay kolay Türkiye Büyük Millet Meclisinin ve Türk siyasi hayatının kendisini unutabileceği kanaatinde değilim, bunu paylaşmak isterim.

Yine, aynı şekilde, o cenaze töreninin arkasından saldırıya uğrayan Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Sayın Özgür Özel'e dönük saldırıyı da şiddetle kınadığımı ifade etmek istiyorum. Yani Sayın Yavuzyılmaz her ne kadar burada özellikle bu konuyla ilgili kınama talep ettiyse de o istemese de zaten biz kınardık çünkü bu saldırı, doğrudan doğruya, Sayın Özgür Özel'in üstünde, bütün Türk siyasetine yapılmış bir saldırıdır, asla kabul edebileceğimiz bir şey değildir. Bizim, Cumhuriyet Halk Partisinin Genel Başkanı Sayın Özgür Özel'le herhangi bir sorunumuz yoktur. Kongresinde Genel Başkan olarak seçilmiş ve aksi söz konusu oluncaya kadar yani yeniden bir kongrede başka bir başkan seçilene kadar Genel Başkan olarak bizim hiçbir sorunumuz yoktur. Sayın Yavuzyılmaz sorunu olan birisini arıyorsa bence kendi çevresine bakmalıdır.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Çevreme bakıyorum, sizi görüyorum zaten. Karşıma bakıyorum, görüyorum.

FATMA AKSAL (Edirne) - Ama hakaret yani...

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Niye hakaret?

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Lütfen dinleyin Sayın Yavuzyılmaz, lütfen... Kötü bir şey söylemedi, ne söyledi?

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Öyleyse bize...

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Niye tahammülsüzlük bu kadar?

OSMAN ZABUN (Isparta) - Öbür taraftan, TRT gerçekten de uzun yıllardır bu ülkede...

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Ya, biz AK PARTİ'nin...

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Yani saatlerce konuştunuz. Lütfen ama ya!

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - AK PARTİ'nin...

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Ama lütfen... Saatlerce konuştunuz.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Bakın, biz AK PARTİ'nin kurumsal işleyişi veya içindeki konularla ilgili konuşursak eğer arkadaşlarınıza cevap hakkı doğar.

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Bakın, sadece siz yirmi altı dakika konuştunuz. Ama bu kadar tahammülsüzlük... Size yakıştıramıyorum ya bu kadar tahammülsüzlüğü.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - O böyle konuştuğu zaman da bizim cevap hakkımız doğar.

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Buyurun Sayın Zabun, devam edin.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Öyle olur mu yani?

OSMAN ZABUN (Isparta) - Şimdi, bakın, biraz sonra söz istediniz...

SAYIN BAYAR ÖZSOY (Kayseri) - Osman Bey, özür dilemekle çok yanlış yaptığını gördün, değil mi?

OSMAN ZABUN (Isparta) - Yok, ben doğrusunu yaptım Bayar Bey.

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Buyurun Sayın Zabun.

OSMAN ZABUN (Isparta) - Şimdi, TRT...

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Sayın Erdoğan Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar'ın...

OSMAN ZABUN (Isparta) - Yahu kardeşim, azıcık ya, azıcık ya...

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - ...kafasına alıp üstüne bastı diye şimdi ben söylediğim zaman siz ağzınızı açıp hiçbir şey söylemeyecek misiniz?

OSMAN ZABUN (Isparta) - Şimdi, arkadaşlar, TRT...

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Sayın Yavuzyılmaz, sürekli, her toplantıda bunu ifade ediyorsunuz. Size yakıştıramıyorum.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Böyle oluyor demek.

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Bu çirkin üslubu size yakıştıramıyorum. Bak, çirkin üslubu size yakıştıramıyorum.

OSMAN ZABUN (Isparta) - Ya, bak, ben rahatsızım, o yüzden polemiğe falan girmek gibi bir niyetim yok. Biraz sabret. Dinle ya!

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Ezberlediğiniz, geldiğiniz birkaç tane konuyu burada gündeme getiriyorsunuz. Ayıptır!

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - O konuyu o zaman siz söyleyin...

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Lütfen... Ayıptır ya!

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - ...kamuoyu duysun.

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Ama lütfen...

Bu toplantıyla, TRT'yle ne alakası var söylediğiniz konunun?

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Sayın Zabun'un söylediklerinin ne alakası var TRT'yle?

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Buyurun Sayın Zabun, lütfen devam edin.

OSMAN ZABUN (Isparta) - Ya, bir sabır...

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Rica ediyorum, dinleyin.

OSMAN ZABUN (Isparta) - Şimdi, arkadaşlar, TRT, yıllardır bu ülkede hizmet eden ve vatandaşımızı, milletimizi ilgilendiren önemli kurumlardan, kuruluşlarımızdan bir tanesi ve gerçekten de bugün geldiği nokta itibarıyla herkesin ama istisnasız herkesin ilgisine göre farklı kanalları üzerinden yayın yapan, işte, belgeselinden tutun spor müsabakalarına kadar, haber programlarından televizyon filmlerine kadar, dizilerine kadar çok farklı alanlarda İngilizce, Kürtçe, Arapça, çok farklı dillerde, Türki Cumhuriyetlere dönük olarak çok değişik yelpazede hizmet veren bir kurum.

TRT'nin tarafsızlığı ve iktidara daha fazla yer ayırıp ayırmaması meselesi sadece bugünün meselesi değil. Türkiye'de, Türkiye Cumhuriyeti tarihine baktığınız zaman, TRT yayın hayatına başladığı günden itibaren bu tartışma kesintisiz biçimde süregeldi, bugüne kadar da bu devam etti. Ben hatırlıyorum çocukluğumdan, rahmetli Sayın Demirel'in, rahmetli Sayın Özal'ın birbirlerine en çok yüklendiği konulardan bir tanesi de TRT'nin yeterince zaman ayırıp ayırmadığı, öbürüne yani iktidar partisine yarım saat, kendisine on dakika, yirmi dakika zaman ayırdığına ilişkin çok acımasız eleştirileri olurdu. Bu bir ilkesel duruştur, iktidar partisine bir miktar daha fazla zaman ayırmak bu TRT'nin baştan beri ortaya koyduğu, sadece AK PARTİ iktidarı döneminde değil baştan beri, kuruluşundan bugüne kadar sürdürdüğü bir yaklaşımdır.

Öbür taraftan, yine şunu ifade etmek istiyorum -sürekli burada gündeme getirildiği için- özellikle Cumhuriyet Halk Partili arkadaşlarımız bunu sürekli ve uzun detaylarıyla paylaştıkları için söylüyorum: Masumiyet karinesi... Özellikle İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı ekseninde yürütülen soruşturma kapsamında TRT'nin yaptığı haberlerle ilgili çok acımasız eleştiriler gerçekleştirildi. Burada şunu söylemek isterim: Burası çok ince bir çizgi yani TRT bu yayını yaparken masumiyet karinesini elbette en üst düzeyde tutmak zorundadır, tutmalıdır ama bu, şu anlama da gelmemelidir: Ortada bir iddianame var, ortada başlatılmış bir süreç var; bu süreçten kulaklarını tıkayarak TRT'nin hiçbir şekilde bilgi sahibi olmadığı yani sağıra ve köre yatarak âdeta bunu geçiştirme şansı da yoktur.

MEHMET TAHTASIZ (Çorum) - İddianame varsa...

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - İddianame yok ki.

OSMAN ZABUN (Isparta) - TRT'yi bu şekilde yayın yapmakla itham edenler...

Ya, arkadaşlar, Türkiye'de hukuki süreçlerin nasıl çalıştığını, nasıl işlediğini bir hukukçu olarak... Yani benden iyi ancak hukukçular bilir.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Sizde var mı iddianame?

OSMAN ZABUN (Isparta) - Ben "İddianame var." demedim "Ortaya atılan bir iddia var." dedim, "İddianame var." demedim.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - "İddianame var." dediniz.

ALİ GÖKÇEK (İstanbul) - Devlet Hava Meydanları niye yok TRT'de?

OSMAN ZABUN (Isparta) - Şimdi, burada bu iddiaya kör ve sağıra yatması mümkün değil ama bu eleştiriyi getirenlerin şunu da söylemeleri gerekir peşi sıra, hemen arkasından: Bunun bir kumpas davası, bir kumpas soruşturması olduğuna, bunun bir siyasi operasyon olduğuna hemen peşin peşin karar vermek yerine buradaki yargılama sürecinin sonucunu da saygıyla beklediklerini ifade etmeleri gerekir, hukuk devletinin gereği budur.

Ben aynı şekilde TRT'nin de masumiyet karinesini -eğer çiğnediğiyse- mutlaka çiğnememesi gerektiğinin altını çizerek ifade ediyorum ama öbür taraftan burada Sayın İmamoğlu'na yöneltilen suçlamalar veya TRT'nin bunu yayınlarında konu etmesi İmamoğlu'na dönük değil, Cumhuriyet Halk Partili İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğundan dolayı değil, ortada bir iddia ve bir sürecin başlamış olmasından kaynaklanmaktadır.

Bir de son olarak şunu ifade etmek isterim: Yargıçlar, hâkimler, savcılar, özellikle yargıçlar... Savcı zaten tarafsız değildir yani delilleri mahkemeye sunan ve oradan -mahkemeden- bir karar isteyen, devletin tarafında yer alan bir aktördür yargılamada.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Lehte ve aleyhte.

OSMAN ZABUN (Isparta) - Lehte ve aleyhte...

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Lehte delil sunmuyor.

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Sayın Yavuzyılmaz, dinleyelim.

OSMAN ZABUN (Isparta) - Bakın, lehte de aleyhte de yani bir sonuç talep eden

devletin avukatıdır âdeta yani böyle bir tarafı var ama yargıç devletin de ötesinde, şahısların ve bireysellerin de ötesinde tam anlamıyla tarafsız ve sokağın söylediklerine bakarak karar veren değil, tam tersine, meri hukuka göre ve önündeki delillere göre, vicdani kanaatiyle hüküm veren bir aktördür. Neticede, bunun da bir mekanizması vardır, denetim mekanizması vardır. Dolayısıyla bu aşama aşamadır, burada biz zaman zaman yargı kararlarını beğeniriz ya da beğenmeyiz ama yargı kararları herkes için bağlayıcıdır, bekleyip görmek gerekir. Yani adaleti, mahkemeleri bu kadar acımasızca eleştirip adaleti yok etmeye çalışmak doğru bir yaklaşım değildir diyorum.

Hepinize saygılar sunuyorum.