KOMİSYON KONUŞMASI

LÜTFULLAH KAYALAR (Yozgat) - Sayın Başkan, çok değerli Komisyon üyelerimiz, Et ve Süt Kurumunun Değerli Yönetim Kurulu üyeleri, Değerli Genel Müdürü ve çalışanları; hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Vefat etmiş olan Et ve Süt Kurumumuzun Genel Müdürüne de Allah'tan rahmet diliyorum.

Şimdi, burada, tabii ki Et ve Süt Kurumuyla ilgili olan faaliyetler, çalışmalar ve hesaplarla ilgili görüşmeler yapılıyor ve bunlarla ilgili Komisyonda da yıllara göre değerlendirmeler ve oylamalar ile faaliyetler icra ediliyor veya soruşturuluyor. Biraz önce söz alan çok değerli konuşmacılar, değerli milletvekillerimiz aslında konuyu Et ve Süt Kurumunun üzerinde bir boyutta ele aldılar, bu da gayet doğal çünkü şu anda Türkiye'deki, kamuoyunda ifade edilen, ekonomiyle ilgili olan sıkıntılarımızın aslında temelinde yatan tarım sektöründeki sıkıntılardır. Dünyadaki sanayi sektöründe, şimdi iletişim sektöründe olan, yapay zekâya kadar varan yeni teknolojilerle ilgili gelişmelerin hepsi çok önemli ama gene de temel sektör tarım sektörü. Türkiye'de şu anda tarım sektöründe de sıkıntılarımızın olduğu ortada. Bu sıkıntılarımızla ilgili tabii ki mevcut hükûmetler ve bu hükûmetlerle birlikte bakanlıklarımızdaki birimlerimiz de Et ve Süt Kurumunda olduğu gibi bunlarla ilgili çalışmalarıyla bu sıkıntıların giderilmesi noktasında faaliyetlerde bulunuyorlar.

Şimdi, ben fazla bir şey demek istemiyorum. Sadece burada Et ve Süt Kurumumuzun özellikle 2013 yılından sonra 10 et kombinası, 1 tavuk kombinası, 2 et işletmesi ve 1 et ve süt kombinası olmak üzere 14 iş yerinin olduğu ifade edilmektedir ve faaliyetlerini de bu şekilde götürüyor. Acaba önümüzdeki dönemlerde bu yıldan da başlayarak bu şekilde yeni kombinalar kurulması düşünülüyor mu veya yeni tesisler kurulması düşünülüyor mu? Bunu bir öğrenmek istedim.

Asıl üzerinde durmak istediğim, belki bir seferde böyle bir cevap da verilemez ama şimdi tarım sektörü iki ana gruba ayrılıyor; tabii ki tarımsal bölüm, bir de hayvancılık ve sütle ilgili olan bölümümüz. Bizim şimdi bunun ikisinde de sıkıntılarımız var. Et ve Süt Kurumunun -Toprak Mahsulleri Ofisinde de olduğu gibi aslında kâğıt üzerindeki görevi budur- dengeleme veya işte, yeni tabirle de regüle etme görevi var, hem tüketicimizi koruyacak hem de üreticimizin mağdur olmasını önleyecek bir dengeyi koruması lazım. Şimdi -biraz önce sorduğum, bu 10 işletmemiz var dedik ve diğerleriyle 14 işletme var- bu işletmelerle bu dengeyi kurabileceğimize inanıyor muyuz? Lütfen, bu sorularımızı şey olarak almayın yani böyle "Meclise geldik, KİT Komisyonunda biz sorguya çekiliyoruz." filan gibi değil. Bizim sorunlarımız var yani bu bizim ülkemizin sorunları ne bir hükûmet sorunudur ne de sadece siyasi partiler sorunudur; bu, ülke sorunudur; bu ülkenin sorunlarına da hepimiz çözüm odaklı olarak bakmak mecburiyetindeyiz. Buradan ifade etmek istediğim şey şu: Et ve Süt Kurumu piyasayı bugün elinde olan bu kombinalar ve diğer tesisleriyle birlikte regüle edebileceğine inanıyor mu veya regüle ettiğine inanıyor mu? Yani bu sektör inanılmaz bir sektör, Türkiye 100 milyonluk -86 falan değil- bir ülke. Sadece turizmdeki yıllık şeyleri hesabı etsek, bu etle ilgili, sütle ilgili ve buna bağlı olan ürünlerle ilgili üretimleri bile koysak 100 milyon; 100 milyonun üzerindeki bir nüfusa hitap ediyor. Yani siz sektörü regüle edebiliyor musunuz? Genel, bütün sektörün büyüklüğü içerisinde siz yaptığınız faaliyetlerle -böyle bir ölçü belki yoktur ama gene de bir tahmininiz vardır- sektörün ne kadarlık bir yüzdesine hitap ediyorsunuz?

Şimdi, et satış yerleri var, Fethi Bey söyledi biraz önce, "190 lira" mı dediniz, ithalat?

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - 195.

LÜTFULLAH KAYALAR (Yozgat) - 195 lira. Onun üzerindeki bir rakamla da şey yapılıyor. Ama, aynı zamanda, mesela, ben Yozgatlıyım-hatta bu 10 şeyin de nerelerde olduğunu saysanız çok iyi olur-

şimdi, sizin Yozgat'taki satış yerinizin hemen yanı başında da kasap var, hemen yanı başında; ikisinde de bir et fiyatı var ama ikisi birbiriyle rekabet edebilecek konumda değil. Bakın, regüle etmek başka bir şey, dengelemek başka bir şey. Kasap da bir esnaf, kasap da bir üreticiden alım yapıyor ve Türkiye'den alım yapıyor büyük çoğunluğu. Dolayısıyla ikisinin rekabet etme şansı yok. Bunlar rekabet etmeye başladığı zaman hayvan sayısındaki düşme yani üreticinin üretmemeye başlaması ortaya çıkıyor.

Süt üretimi... Burada bahsediliyor, siz ifade ettiniz, süt tozunu aldığınızı, süt birlikleriyle vesaireyle birlikte. Sizin konunuz değil ama Türkiye'nin şu andaki bence en önemli... Kelimeleri nezaketli kullanmaya çalışıyorum da... Yani süt Kurumunun fiyatlama politikası kökünden yanlış. Yani bir üretici kesimini bitirebilmek için ne yapılıyorsa o "Süt Konseyi" denilen Konsey bunu yapıyor ve bu yaptığı aslında sizinle bağlantılı değil. Şimdi konu da genişliyor çünkü çok önemli bir sektör burası. Şimdi, buradan enflasyon işine geçiyor, enflasyon baskılamasına geçiyor. Süt Konseyinin verdiği fiyatlar ve etle ilgili olan fiyatlar enflasyon baskılaması içerisinde belki ekonominin dengelerini tutturma konusunda birilerine sadece kâğıt üzerinde faydalı olabilir ama sektörü öldürüyor.

Bugün hayvancılık inanılmaz büyük bir sıkıntı içerisinde, hayvancılıkla birlikte süt inekçiliği, süt yetiştiriciliği, üreticiliği inanılmaz büyük bir sıkıntı içerisinde. Şimdi, biz bunları sadece ithalatla dengeleme noktasında gidersek -bakın, sizin görevinizin üzerinde onu biliyorum ama mecburen de söylemek durumundayım- fiyatları dengelemiş gibi olabiliriz kısa vadede ama uzun vadede o fiyatların dengelenmesi mümkün değil çünkü sizin üretiminiz sizin nüfusunuza yeterli gelmemeye başlar ve o ithalat da hiçbir işe yaramaz ve yaramıyor da. Bakın, rakamlar verildi, ben de daha önce vermiştim bir yerde; 11 milyar dolar, bu seneyi katarsak 12 milyar dolar civarında. Bunlar çok büyük paralar, hele Türkiye için, ekonomisi belli olan ülkemiz için inanılmaz büyük paralar.

Peki, lafı uzatmak istemiyorum, demek istediğim şu: Biz bu regülasyonunu yeterli düzeyde yapabiliyor muyuz, yaptığımıza inanıyor muyuz ve sizin dışınızda -bu Hükûmet politikası zaten- neler yapılması lazım? Bizim gerçekten fiyat dengelemesini yapabilmemiz için başta üreticiyi koruyarak neler yapılması lazım? Bunlar üzerinde düşüncelerinizi söylerseniz memnun olurum, yazarsanız ona da memnun olurum ama bilelim ki şu anda burada konuştuğumuz konu Türkiye'nin en önemli konusu olan tarım sektörünün büyük bir bölümünü ifade etmektedir. İthalatla çözüme gitmemiz mümkün değildir.

Size tekrar başarılar diliyorum. Zor bir sektördesiniz, kolay değil; Allah kolaylık versin.