KOMİSYON KONUŞMASI

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; tabii, şu ana kadar 95 tane öğrenilmesi gereken konu ve tavsiye, öneriler var, eleştiriler var, 17 tane de soru var. Yani şöyle bir şey söylesek Sayın Başkanım, yaklaşık 120 tane soru üçer dakikadan, herhâlde cevapları üçer dakikadan daha az olmaz, soruları üçer dakikadan az olmadı çünkü. Sorusu üç dakika olan bir konunun cevabı üç dakika olmaz.

Ben, uygun görürseniz, 3x120 dakika süre istiyorum, eğer bu mümkün değilse Plan ve Bütçe Komisyonundan sonra burada kalacağımı ve sorusunun cevabını merak edenlerin burada sabaha kadar sorusunun cevaplanacağını, hepsinin burada hazır olduğunu bu vesileyle söylemek istiyorum.

Değerli arkadaşlar, konuşmalarda katkı koyan arkadaşlarımız oldu, onlara teşekkür ediyorum. Tabii ki her konuşmanın tutarlı olması gerekmiyor, hele hele Plan ve Bütçe Komisyonunda beş yıl çalışmış birisi olarak zaman zaman seviye kaybettiğini bu konuşmaların üzülerek gördüğümü söylemem lazım. Bu yorumum şeyden kaynaklanmıyor, her şeyi açıkça konuşacağım. İstifaya davet etmek son derece makul bir istektir bir muhalefet partisi için. Benim bunu değerlendirmediğimi zannetmeyin, ben ilkeleriyle yaşamış bir insanım ve Bakanlar Kuruluna ben bunu ilettim, Soma'da ilettim. Ama yaklaşık 13 tane burada muhalefet partisinden arkadaşımın tavsiyesini bir kez daha Başbakanımla paylaşacağım. Bu konuda benim için kolay olanın istifa etmek olduğunu beni tanıyanlar bilirler; makama, paraya bir bakış açımın olduğunu, bunu ortaokuldan bu yana yaşadığımı herkes bilir, bunlar konuşulmaz ancak yaşanır. O yüzden, burada acıdan bahsedenlerin belki de bu acı kelimesini en son kullanacak kişilerden bir tanesiyim. Orada insanlarla beraber ağlaşmak, o sıkıntılı insanların derdini anlamak, zorun oyunu bozduğunu görmek ve onların ileriye dönük kaygılarını paylaşmak, bunların her birisini ben yaşadım. Bunu da bir insani vazife olarak gördüm, Bakanlığımdan daha öte insani vazife olarak gördüm.

Türkiye'nin büyük resminde, milyarlarca dolarlık yatırımın arasında tabii ki şu anda istifa cümlesinin bir muhalefet partisi için bulunmaz bir fırsat olduğunu biliyorum ve bunu da çok yadırgamıyorum. Soma Eynez gibi, Ermenek gibi, Soma Yırca'daki zeytinlik gibi konuların ön plana çıktığını gördüm, müsaade ederseniz kaçamak güreşmemek için bunlardan başlamak istiyorum. Diğer soruların -95+17- bu kadar sorunun cevabının da burada hazır olduğunu ve tekraren söylüyorum Plan ve Bütçe Komisyonundan sonra burada bekleyeceğim, buradaki en son arkadaşımız çıkana kadar da buradan çıkmayacağım.

Tabii, böyle tahfif yollu, insanı incitici konuşmaların aslında karşındakine isabet etmediğinde insanın kendisine isabet ettiğinin temel örneklerinden birisini gördük burada. Ben genelde sözlerimi kulağımla dinlerim, gözümle dinlediğimi zannedenler bu konuda yanılıyorlar. Ben, yazarken dinleyebilen birisiyim, bu konudaki kabiliyetimi de geliştirdim ama bunu böyle bir şey söylemişçesine bahsetmek ancak o insanın kendisini küçültür. Bizim, burada bu makamların geçici olduğunu, yalnızca geçici olan makamın Bakanlık olmadığını, aynı zamanda milletvekilliğinin de olduğunu bilmemiz lazım.

Bakın, burada ben Sayın Kılıçdaroğlu'yla, Ali Topuz'la, Mustafa Özyürek'le, Sayın Hamzaçebi'yle, hepsiyle burada görev yaptım. Sayın Kılıçdaroğlu şurada otururdu, tutanaklara bakın, lütfen arkadaşlarımız isterse gösterin, ben şuradan söz almak istediğimde "Bir dakika, Taner Bey bir şey söyleyecekse dinleyelim, herhâlde önemli bir şey söyleyecektir." diye kayıtlara geçmiştir. Bunu kendi grubunu uyarmak adına yapmıştır. Ama ben aynı disiplinin bu tarihlere aşınarak geldiğini gördüm. O yüzden, hiçbir kimsenin konuşmasını hakaret ettiği hâlde kesmedim, aynı nezaketi arkadaşlarımdan beklediğimi bir kez daha söylemek isterim.

Tabii, "Her konuşmanın tutarlı olması gerekmiyor." demiştim. Mesela bunlardan bir tanesi: "Edirne'de de kaza oldu, Uzunköprü'de de kaza oldu, hadi buyurun bakalım yeni bir kriz ortamı daha oluştu." deniyor. Şimdi, değerli arkadaşlar, ben bir afet yoksa orada kusur olduğunu söyledim işin başında. Kimsenin bu cümlenin daha ötesinde cümle kullanmaya ihtiyacı kalmadı. Ve burada bir kusur varsa ister kamu tarafından ister özel sektör tarafından mutlaka bunun ortaya çıkartılacağını, bunun yalnızca bir kanun, yalnızca bir mevzuat işi değil, aynı zamanda bizim veballerimizle de alakalı olduğunu söyledim, ahirete inanan herkes ki bu salondaki herkes bunun böyle olduğunu bilir.

Kanunlar her zaman meseleyi çözmeyebilir, mevzuatlar, yönetmelikler her zaman meseleyi çözmeyebilir veya benim sizi aldatmam, yanıltmam için ille kanunun sınırlaması olmayabilir, bunun çok örnekleri var ama insan kendisini yaratan Allah'a karşı hiçbir zaman için bir yanlışlıkta bulunamaz, aldattığını iddia edemez. Ben bütün bu inanışlarla beraber arkadaşlarımı topladım "Arkadaşlar, kusura bakmayın, sizinle beraber görev yaptık, eğer bu konuda ihmaliniz varsa tarafımdan soruşturmaya tabi tutulacağınızı lütfen kabul edin." dedim. Hiçbir tanesi buna itiraz etmediler "Biz de aynen katılıyoruz." dediler. Bu madalyonun bir yüzü ama diğer yüzü de şu: Bir kimsenin suçluysa onu korumak ne kadar hataysa suçsuzsa onu bir kısım insanların önüne yem olarak atmak da o kadar hatadır. Biz, dürüst insanları korumadığımız müddetçe bir kısım insanların itham ettiği yamuk insanlar daha çok ön plana çıkarlar. Ben dürüst çalışan arkadaşımı burada sonuna kadar koruyup kollayabilecek bir yüreğe sahibim, o açıdan kimsenin böyle üstten laf etmesine gerek yok. Ben bütün tavsiyeleri sonuna kadar aldım.

Şimdi, bakın, her konuşma tutarlı olmak zorunda değil derken şunu kastediyorum: Edirne Uzunköprü, Altınyazı Madencilik. Haziran 2014'te heyet gitmiş, eksikler tespit edilmiş, durdurulmuş. 23 Eylülde eksik evraklar verilmiş, getirilmiş ve 27 Ekimde de üretim faaliyeti durdurulmuş. 14 Kasım saat 19.00'da, bugün orada bir kaza olmuş. Ne diyebilirim ben, hangi arkadaşıma ne diyebilirim? Orada eksiklik tespit etmiş, üretimi durdurmuş ama orada şu veya bu şekliyle, daha sebebini bilmiyorum, çok taze bir olay, kaza gelmiş. Şimdi, eğer, siz, "Bir dakika, burada ne oluyor arkadaş, yine denetlememiş, kamu olarak hatanızı itiraf etmiyor musunuz?" derseniz, kusura bakmayın ben üslubumu değiştirip çok daha...

VAHAP SEÇER (Mersin) - Sayın Bakan, bu konuda böyle bir şey denmedi ama!

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Lütfen, bakın, ben size özellikle saygı duyduğum bir arkadaşım...

VAHAP SEÇER (Mersin) - Şimdi, bakın, ben de saygı duyuyorum.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Bir dakika, bir dakika, lütfen!

VAHAP SEÇER (Mersin) - Şimdi, bunu Musa Bey'le ben söyledim ama...

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Ya, lütfen bir dakika!

VAHAP SEÇER (Mersin) - Bu tarzda söylemedik.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Ya, arkadaşım, hiçbir milletvekilinin sözünü kesmedim diyorum, lütfen!

VAHAP SEÇER (Mersin) - Ama siz çok stresli başladınız!

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Evet, aynen, bunu hak eden arkadaşlarım var, cevabını sonuna kadar vereceğim.

VAHAP SEÇER (Mersin) - Bu söylediğinizi, bir düzeltelim bunu.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Lütfen sözümü kesmeyin!

VAHAP SEÇER (Mersin) - Ama olur mu?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Lütfen kesmeyin, hayır!

VAHAP SEÇER (Mersin) - Ama bu amaçla söylemediğimizi söylüyor.

MEHMET ŞÜKRÜ ERDİNÇ (Adana) - Dinle sonuna kadar!

BAŞKAN - Arkadaşlar...

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Sayın Başkanım, bir dakika...

(Oturum Başkanlığına Başkan Recai Berber geçti)

BAŞKAN - Sayın Bakanı dinleyelim, ondan sonra söz talebiniz olduğunda gene vereceğiz yani.

VAHAP SEÇER (Mersin) - Kendi kafasındaki kurguları anlatıyor.

MEHMET ŞÜKRÜ ERDİNÇ (Adana) - Siz ne yapıyorsunuz sabahtan beri? Hepimiz aynısını yapıyoruz, hepimiz kafamızda bir kurgu...

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Oranın cevabına bir daha mı cevap vereceğiz, böyle mi?

VAHAP SEÇER (Mersin) - Hayır, böyle bir iddiamız yok.

MEHMET ŞÜKRÜ ERDİNÇ (Adana) - Yoksa alınmazsınız üzerinize.

BAŞKAN - Arkadaşlar, lütfen...

Sayın Bakanım, siz genel olarak hem değerlendirmelere hem sorulara cevap veriyorsunuz. Onun dışında başka...

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Sayın Başkanım, hiçbir arkadaşımın sözünü bir kısım iftiralara rağmen kesmedim. Lütfen, dürüstçe konuştuğum cümlelerin kesilmesine müsaade edemem.

Bakın, burada her şeyi çok açık ve net söylüyorum. Siz mal bulmuş mağribi gibi bir kazanın üstüne atlarken kazanın aslını söylüyorum. Buna o cevap veren milletvekili arkadaşım hak etmiyor olabilir, ben şahıs itham etmiyorum. Ben lafımı ortaya söylüyorum, alması gerekenler alırlar.

Ha, konuşmanın sertliğiyle alakalı da şöyle söyleyeceğim: Nezaketini koruyan arkadaşlara aynı şekilde, korumayan arkadaşlara da aynı şekilde cevabımı vereceğim buradan. Ben sonuna kadar dinledim, lütfen

İZZET ÇETİN (Ankara) - Ohoo, kabadayılık aldı başını gidiyor. Böyle kabadayılık var mı ya!

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Böyle laf atmayın kenardan, laf atmayın kardeşim. Ben söylüyorum, laf atmayın.

İZZET ÇETİN (Ankara) - Böyle "ortaya söylüyorum" var mı ya?

BAŞKAN - Sayın Çetin...

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Ben ortaya söylüyorum, üzerine alanlar alsınlar.

BAŞKAN - Sayın Çetin, Sayın Bakan cevap verecek, onun dışında...

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Sayın Başkanım, değerli arkadaşlar...

Arkadaşlar, siz iftira atarken -bir kısım insanlara söylüyorum- ben sabırla dinledim. Ben şu anda bazı gerçekleri söyleyeceğim, o yüzden sonuna kadar da dinleyeceksiniz. Dinlemek istemeyen kusura bakmasın. Bakın, çok açık, net söylüyorum.

Şimdi, değerli arkadaşlar, burada...

İZZET ÇETİN (Ankara) - Yani burada kabadayılık kavgası...

BAŞKAN - Ya, lütfen. "Cevap veriyorum" diyor Sayın Bakan.

İZZET ÇETİN (Ankara) - Böyle kabadayılıkla... (AK PARTİ sıralarından "Allah Allah!" sesleri, gürültüler)

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Ya, sert soru sorana sert şekilde cevap veriyorum demek istiyor.

İZZET ÇETİN (Ankara) - Ya nezaketi vardır bakanlığın da. (Gürültüler)

MEHMET ŞÜKRÜ ERDİNÇ (Adana) - Hangi nezaketten bahsediyorsun ya? En büyük nezaketsizliği siz yapıyorsunuz ondan sonra nezaketten bahsediyorsunuz.

BAŞKAN - Arkadaşlar, lütfen...

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Değerli arkadaşlar, tekraren söylüyorum: Nezaketlice bana söyleyenlere cevabım nezaketlicedir, kabaca söyleyenlere karşı cevabım da kabacadır. Ben de o zaman bir milletvekili olarak bu hakkımı kullanacağım, Bakan olarak değil. Bir milletvekili Bakana karşı bunu rahatlıkla kullanabiliyorsa ben de milletvekili olarak o milletvekiline bu hakkımı kullanıyorum.

Konuşma sırasına göre, müsaade ederseniz, cevaplayacağım çünkü..

BAŞKAN - Aynı mahiyette olanları da ayrı ayrı, şahıslar bazında değil de...

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Tabii.

Sayın Kuşoğlu, ahlaki, vicdani bir sorumluluk duymam gerektiğini ve bundan dolayı da istifa etmem gerektiğini söyledi ve 2 milyar dolarlık bir yolsuzluk olduğunu ve bu yolsuzluğa göz yumduğumdan bahsettiler. Şimdi, ben kendisine bir milletvekili olarak eğer vicdanlı ve insani değerlere sahipse savcılığa suç duyurusunda bulunmaya davet ediyorum. 2 milyar dolar para az para değil. 2 milyar dolar değil, 2 milyon dolar...

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Bulundum Sayın Bakan.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Şimdi anlatacağım, dinleyin, anlatacağım. Nasıl bir noktaya geldiğinizi şimdi anlatacağım.

2 milyar dolar değil, 2 milyon dolarlık bir yolsuzluk karşısında dâhi ben bildiğim bütün konularda tahkikat açıyorum. O yüzden bu konuda hiç sabretmeden bu işlemin arkasına girmeleri lazım. Tabii, ne oldu? Aslında şu anda yaptıkları... Savcılığa suç duyurusunda bulundular, Aykut Erdoğdu bu suç duyurusunda bulundu. Sene 2012. Verdiği gensoruda, daha beşinci dakikada kendi arkadaşları arasında mahcup duruma düşen arkadaş... Ben dedim ona da "Eğer sen mert ve düzgün bir insansan savcılığa suç duyurusunda bulunacaksın benimle alakalı." dedim. Aradan üç ay geçti bulunmadı. "Niçin bulunmuyorsun?" dedim, tekrar Genel Kurulda konuşma yaptım. Şimdi, Sayın Kuşoğlu da oradan aldığı bir kısım kopyalarla yola çıkmaya kalktı ama bu bir kılavuz meselesi.

Olayı anlatıyorum: Eynez sahasında 2006 yılında -hani ihalesiz yapıldı, kanuna uygun değil deniyor- 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu kapsamında açık ihale usulüyle ihale edilmiştir ve bu ihaleyi kazanan Park Teknik AŞ ihale ile aldığı bu işi, yine 4735 sayılı Kamu İhaleleri Sözleşmeleri Kanunu'nun "Sözleşmenin devri" başlıklı 16'ncı maddesi kapsamında Soma Kömür İşletmeleri AŞ'ye devretmiştir. Bir işin devredilmesinin ihaleyle olması gerekmiyor burada. Sözleşme gereği 16'ncı maddeye göre bunu yapabiliyor. Ha, bu doğru mudur yanlış mıdır bunun yorumu ayrı bir şey, bunun sözleşme ve hukuka aykırı olmadığı ayrı bir şeydir arkadaşlar. Yorum yapabiliriz, beğenmedik bunu diyebiliriz, eyvallah, olabilir ama bu, sözleşme sınırları içerisinde yapılmış bir şeydir. Sözleşmenin devri hususu Kamu İhale mevzuatında düzenlenen ve tamamen yasal çerçevede yapılan bir işlemdir. Sözleşmenin devri ilk ihaledeki şartlarda devredilmiştir. Sözleşmenin devredildiği firma ihaledeki yeterlilik şartlarını taşımak zorundadır ve bu şartları taşımaktadır. Yani, ihale alan firmanın yeterlilik şartları neyse onu devralacak şirketin de yeterlilik şartları odur. Kısaca, sözleşmenin devri kanunun cevaz verdiği bir durumdur ve devredilen sözleşmeler ihalesiz imzalanan sözleşme anlamına gelmemektedir. Çünkü, ihalede aranan şartları taşıyan yükleniciye ihale sonucunda gerçekleşecek fiyatlarla kanun gereğince yapılmıştır.

Şimdi gelelim evraklara. Öyle genel cümlelerle falan konuşulmaz bu konu. Sayın Kuşoğlu sorularının cevaplandırılmadığını söyledi. Türkiye Büyük Millet Meclisinin İnternet sitesine girin lütfen, burada bize kendisinin sorduğu 6 adet soru...

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Hayır, cevaplandırmadığınızı söylemedim. Sizin cevabınıza müteakiben o mektubu yazdığımı söyledim.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Lütfen Sayın Kuşoğlu...

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Bir yanlış anlaşılma var herhâlde.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - ...önergesinin tamamı süresi içerisinde cevaplandırılmış diye burada yazıyor. Aynen, Erkan Akçay'ın "Benim sorularımı cevaplandırmadı." deyip de 4 sorusunun zamanında cevaplandığını İnternet sitesinden yayımladığı gibi. O bize gönderdiğini iddia ettiği evrakı da özel kalemden, bakanlık evrakından, her türlü yerden, TKİ'den TTK'dan, hepsinden sordurdum. Şu ana kadar bir izine rastlayamadık. Şimdi ben kendisini davet ediyorum, bana postayla mı gönderdi, kargoyla mı gönderdi, neyle gönderdiğini tevsik etmezse, benden değil, bütün arkadaşlarımdan özür dilenmesine davet ediyorum.

İhale komisyon kararı: Sene 2006, çarşamba saat 14.00. 411 milyon 750 bin TL eskalasyona tabii olmak kaydıyla Park Teknik tarafından bu ihale alınıyor. İhaleye Demir Exportda giriyor. Demir Export 521 milyon 250 bin TL veriyor ve ihale en düşük veren firmada kalıyor. O sırada bakma imkânımız olmuyor bu yandaş mıydı değil miydi, rakamlar burada. Ondan sonra, bir kısım gerekçelerle beraber... Konunun esası da şu: "15 milyon ton kömürü çıkartacak." diyor. Burada alt sınır konulmuş "Şu kadar milyon tondan daha aşağı çıkartamazsın." diye yıllık üretimde, üst sınır konulmamış. Bunun bir kısım komplikasyonları olabilir.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Kaç yıllık süreyle Sayın Bakanım bu ihale?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - On yıllık. Hepsi burada. Bundan da birer fotokopi arkadaşlarımıza dağıtalım Sayın Başkanım müsaade ederseniz.

Şimdi, bunun doğruluğu tartışılabilir yani "Siz niye tavan koymadınız da taban koydunuz?" diye. Çünkü, oradaki santrale kömür verilecek, arkadaş şu kadardan daha aşağıya, milyon ton kömür verirsen elektrik üretimi aksayacak...

BAŞKAN - Güvenlik, tedarik güvenliği...

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - ...tedarik güvenliğiyle alakalı, 990 megevatlık santral ki Manisa milletvekillerimizin yakinen bildiği santral kömürsüz kalacak. Tavan konuşulmamış. O zaman biz şu cümleyi koyuyoruz: İş sağlığı ve güvenliyle alakalı konuları garanti altına almak kaydıyla tavan, kep koymamışız. Bununla alakalı... Bu da sözleşmeye aykırı bir şey değil. Koymalı mıydık? Bugünün şartlarında belki koymalıydık, 2006 yılından bahsediyoruz. Bakın, bir işin -tekraren söylüyorum- doğruluğu ayrı bir şey, hukuki sözleşmeye uygun oluşu ayrı bir şeydir.

Evet, geçiyoruz, devam ediyoruz. "Bununla alakalı yönetim kurulu kararı yok." dedi Sayın Kuşoğlu. Kararı söylüyorum: "Soma Kömür İşletmeleri AŞ firmasına 4735 sayılı Kamu İhaleleri Sözleşmesi Kanunu'nun 16'ncı maddesine göre 9/10/2009 tarih, bilmem falan sayılı tarihle devir protokolü şartları edilmesine oy birliğiyle karar verildi." bu da yönetim kurulu kararı. Bundan da göndereceğim, şimdi bütün arkadaşlara dağıtacağız.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Tarih?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Tarihini hemen söylüyorum: 2009 10'uncu ay, 9'uncu gün.

Sayın Kuşoğlu ihalesiz verildiğini ve 4 milyar TL'lik bir yolsuzluk yapıldığını söyledi. Bu işin tamamını rakamlarıyla çıkarttım. Bugün itibarıyla, eskalasyona tabii güncellenmiş rakamıyla 641 milyon TL'lik bir hakkedişi var.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Sayın Bakan, 2009 dediniz, 2006 dediniz, ben anlayamıyorum.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - 2006 yılında ihalesi yapıldı, 2009 yılında devri yapıldı diğer şirketin.

Sorum şu: 641 milyon TL olan bir işin yolsuzluk miktarı nasıl 4 milyar TL oluyor? Geçiyoruz bunu. Bununla alakalı...

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Bir yıllık mı?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Toplamı, toplamı.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Bir dakika, şimdi biz burada not alıyoruz Sayın Bakanım.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Ben size göndereceğim bunu. Bak, sürem geçiyor. Hepsini göndereceğim, fotokopilerini göndereceğim.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Ne kadar sürede 641?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - On yıllık süre diyorum işte.

BAŞKAN - Toplam tutarı.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Toplam şeyin süresi, ondan bahsediyorum, hepsi gelecek tarafınıza.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Gönderin, 15 milyon ton...

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Kavas gelsin lütfen, bunlardan hemen fotokopi çektirelim Başkanım.

Devam ediyoruz. Bu yetmemiş, arkadaşlar en tabi hukuki hakkını bir vatandaş olarak da kullanmışlar. Bakanlığımız Teftiş Kuruluna bu durum şikâyet edilmiş. Soruşturma yapılmış, soruşturmaya gerek olmadığı tespit edilmiş. Subjektif bir yorum olur diye itham etmişler. Başbakanlık Teftiş Kuruluna gitmiş. Başbakanlık Teftiş Kurulu da bu şekliyle bir gerek yoktur demiş. Bununla yetinilmemiş, yargıya taşınmış. Aynen, şu anda Sayın Kuşoğlu'nu davet ettiğim yargı, önceden yaşanan bir konudur. Yargı bu iddiaları reddetmiş. Gerekçelerini sayıyorum şimdi, söylüyorum: Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı -konu anlatılıyor, ediliyor- 4483 sayılı Kanun'un 4'üncü maddesi uyarınca evrakın işleme konulmamasına. Bundan da geçtik, bundan da fotokopi çektirelim.

Şimdi, mahkeme kararından bir pasaj okuyorum: Yukarıda verilen tek satıcı ölçütlerinin. Yaklaşık yirmi sayfa falan. Doğrudan teminci konumda bulunmaktadır devralan. Yukarıda doğrudan temine ilişkin yapılan açıklamalarda belirtilen tek satıcı irdelemesindeki ölçütler bakımından da müteahhit tek satıcı vasfını taşımakta ve sırf bu nedenle de kendisinden doğrudan temin yöntemiyle alım yapılmasında ihale mevzuatına aykırılık bulunmamaktadır. Sonuç olarak, burada TKİ'nin normal piyasa koşullarında kendi denetimindeki üretim şartlarında üretim yaptırdığı, yerli üreticilerden kendisi için oluşturduğu avantajlı fiyattan hazineyi de yararlandırılması söz konusu olmaktadır.

En son sayfada da "Yukarıda açıklanan nedenlerle -on dokuz sayfa sonra- tüm şüpheliler hakkındaki ihaleye fesat karıştırma ve 3628 sayılı Yasa'ya muhalefet suçlarından kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına."

Bu da bitti, bununla yetinmemişler arkadaşlar, en tabii hukuki hakları, bunun temyizini Sincan Ağır Ceza Mahkemesine götürmüşler, Aykut Erdoğdu ve diğer arkadaşlar. Bunlar ondan sonra... Burada mahkeme bir karar veriyor. Dosya kapsamına göre serencam anlatılıyor. "Belirtilen gerekçeye göre kovuşturulmaya yer olmadığına dair karar usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından itirazın reddine karar vermek gerekmiştir."

Şimdi, arkadaşlar, bu mahkeme kararıyla beraber milleti ifsat etmeye kalkmayın. Bakın, tekrar söylüyorum, bu vebal gelir sizi bulur, yalnızca sizi bulmakla kalmaz, yakınlarınıza da sirayet eder hiç kimsenin istemediği şekilde. Bir insanın onuruyla, haysiyetiyle oynamaya kalkarsanız, bu karşıdakini bulmuyorsa, gelip, sizin onur ve haysiyetinizi bulur. O yüzden, herkes konuştuğu lafa dikkat edecek, ben de aynı şekilde dikkat edeceğim.

Devam ediyoruz konulara. Şimdi, ikinci, önemli konumuz zeytincilikle alakalı konular. Değerli arkadaşlar, biz Hükûmet olarak ne zeytincilikten...

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Sayın Bakanım, 2013'te bununla ilgili de bir sürü şeyler getirmişti Sayın Genel Müdür, 2009'da kaldık.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Hayır, en son mahkeme kararı 2012'den sonra.

ADNAN KESKİN (Denizli) - Mahkeme kararı değil Sayın Bakanım.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Ya, savcılıktan sonra mahkeme kararı.

ADNAN KESKİN (Denizli) - Kovuşturmayı savcılık yapar, mahkeme kararıyla öyle şey olmaz ki.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Adnan Bey, lütfen, ben ne söylediğimi...

ADNAN KESKİN (Denizli) - Sayın Bakanım, Sevgili Bakanım, mahkeme kararı değil.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Bakın, Adnan Bey, sizin bana arkadaşınıza söylerken duymak istemediğim kelimeyi de duyduğum hâlde söylüyorum.

ADNAN KESKİN (Denizli) - Hangi kelimeyi?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Geçelim onu, onu sizinle ayrıca konuşacağım. Bak, ne söylediğimi biliyorum ben. Sincan Ağır Ceza Reisinin... (Gürültüler) Lütfen, götürür müsünüz Adnan Bey'e.

ADNAN KESKİN (Denizli) - Sayın Bakanım, takipsizlik kararı savcılığın kararı.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Savcılık artı ağır ceza diyorum işte. Sincan Ağır Ceza... Buyurun, okuyun, hukukçuysanız okuyun lütfen.

Değerli arkadaşlar, ikinci önemli konumuz -şu anda, bakın, Bakanlık faaliyetlerini bıraktık, 80 milyar dolarlık yatırımı bıraktık, Türkiye'nin büyümesini bıraktık, hepsini bıraktık- zeytinlikle alakalı konu.

Değerli arkadaşlar, biz Hükûmet olarak ne zeytinlikten vazgeçeriz ne de enerji santralinden vazgeçeriz. Bu enerji santraliyle alakalı konu hakkında... Bu bir keyfiyet meselesidir, bir kemiyet, bir rakam meselesi olmaktan çıkmıştır ve oradaki yaşanan üslup hataları, özel güvenlikle alakalı hatalar tarafımızdan kabul edilemez hatalardır. Bu meselenin aslını görmemize mani değildir.

Bakın, çok net birkaç şey söyleyeceğim. Türkiye'de 2002 yılında 92 milyon zeytin ağacıyla beraber AK PARTİ iktidarı aldı bunu. Şu anda 170 milyon adet zeytin ağacı var. Yalnızca TKİ, boşalttığı kömür sahalarının üzerine 7,5 milyon TL harcayarak kaç bin tane zeytin ağacı dikti ve biz sırf gündemin müsait olmamasından dolayı oradan elde ettiğimiz zeytinyağını burada dağıtmadık. Şu anda orada üretilen zeytinlerden zeytinyağı elde ediyor. Kim? TKİ. Şimdi, hiç kimse kalkıp söyleyemez ki 90 küsur milyondan alıp da 170 milyon adede çıkartan AK PARTİ iktidarının, öyle, zeytin ağaçlarıyla falan imtihan edilecek bir hâli yok. Bakın, Greenpeace gidip ziyaret etmiş birisi olarak söylüyorum, manipülasyonlarını bir kenara bırakıyorum ama buradaki değer hepimizin değeri. Nedir onlar, değerler nedir bakalım. Bakın, bu işin bir rakam meselesi olmadığını, zeytinden vazgeçmek istemediğimize ve zeytine sahip çıkan bir Hükûmet olarak bunları söylüyorum. Arkadaşlar, orada tespit edilmiş 153 milyon ton kömür var. Bu kömür kimin? 77 milyonun. Bu kömür sadece benim değil.

BAŞKAN - Sayın Bakanım, bu sadece bu santral için mi? Yoksa, toplam gibi anlaşılıyor da.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Sadece bu santral için. Orada 750-800 milyon ton kömür var.

Şimdi, bakın, piyasa değerinden değil, düşük değerden hesap ediyorum; 7,5 milyar TL yapar sırf kömürün değeri. Yirmi yılda çıkartılacak bu kömür, işletilecek. Vazgeçtik bundan. Şirketten TKİ'nin yıllık alacağı bedel eskalasyona tabi olmak kaydıyla 152 milyon TL. 152 milyon TL'yi, aldığımız parayı zeytin ağacına yatırsak 9 milyon adet zeytin ağacını bir yılda dikiyoruz.

Şimdi, ben Türkiye'nin değerlerini ortaya koyacağım, her birimiz istediğimizi tercih edelim. Yalnızca oradaki santralden elde edilen enerjinin doğal gaz ithal etmeme karşılığı 230 milyon dolar, yıllık. Şimdi, bakın, yıllık kira alıyoruz, doğal gaz ithalatını engelliyoruz, kömür rezervini değerlendiriyoruz ve orada zeytin ağaçlarının yerine de en az 10 katını da -ki buradan çıkacak kanunda bunu inşallah bizatihi ben koyduracağım, sizlerin de desteğiyle- dikme zorunluluğu getiriyoruz.

Şimdi, değerli arkadaşlar, burada bir şeyi tercih etmek diğerinden vazgeçmek anlamına gelmiyor. Biz ne zeytin ağacından vazgeçeriz ne de enerji santralinden. Bunun üslubu ayarlanmalıdır, bunun algısı ve gerçeği doğru şekilde yönetilmelidir. Orada vatandaşımızla beraber temel atmaya gittiğimde ben oturdum, çay, kahve içtim köylülerimizle, muhtarlarımızla, hepsiyle beraber. Birisi 3 kilometreden geldi, beraberdik; birisi 5 kilometreden geldi oradaki heyecanı paylaşmak için.

Şimdi, arkadaşlar, Türkiye'nin kaynağından bahsediyoruz. Biz yer altını da kullanacağız yer üstünü de kullanacağız. Bugün yer altında olduğu için savaş çıkartan, yer üstünde olduğu için de barış gerektiren bir kısım petrol ve doğal gaz hareketlerini görüyoruz dünyada. Bunlara bihaber kalmayacağız.

Şimdi, "yemek yedi iftarda." Dediniz. Ben her yılbaşında ve her ramazanda mutlaka bir ocakta, Zonguldak'ta, Tunçbilek'te, Tavşanlı'da, Soma'da, Yozgat'ta, Amasya'da, Suluova'da hepsinde bütün maden ocaklarına girdim ve girdiğim Işıklar; Eynez'de değildi. Ben Eynez'de de iftara girebilirdim, dürüst olmamız lazım. Şimdi, eğer siz buna bir siyasi konu olarak yüklenmeye kalkarsanız bu belden aşağı vurmak anlamına gelir ve dürüstlüğümüze sığmaz. Ben şu örneği şimdiye kadar hiç kullanmadım. Şimdi de lütfen beni kullanmamış olarak kabul edin, yalnızca bilgi vermek için söylüyorum. Ben bu örneği istediğim için değil, sırf buradaki konuya cevap vermek zorunda kaldığım için kullanıyorum. 1 Ocak 2011 yılbaşı ve Sayın Kılıçdaroğlu biraz önce CHP milletvekilinin ve bir MHP'li arkadaşımızın bahsettiği tarzda Darkale Kömür Ocağını hicvetti. Sayın Kılıçdaroğlu buraya iyi niyetle madene indi Darkale'ye. O hicvettiğimiz Uyar Madenciliğin madeniydi burası. Benden şimdiye kadar, bunu bildiğim hâlde hiç kullandığımı gördünüz mü? Bu, siyasette ilkeli davranmak anlamına gelir. Hepimizin iktidar veya muhalefet ayrımı yapmaksızın buna borcu var. Biz siyaseti saygın ve kaliteli hâle getirmek için uğraşıyoruz. Ben bunu bu toplantıdan sonra yırtacağım bir daha kullanmamak üzere ama...

İZZET ÇETİN (Ankara) - Sayın Bakan, anlamadığım için...

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - ...sen o ocağa gittin şöyle yaptın, bu ocağa geldin böyle yaptın tarzındaki yaklaşımları yanlış bulurum.

İZZET ÇETİN (Ankara) - Sayın Bakan, o madene Genel Başkanımızla birlikte gittik.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Şimdi, ben bütün milletvekillerimiz buradayken açıkça bir şey söyleyeyim. Açıkça bir şey söylüyorum ben şimdi.

Lütfen arkadaşım, lütfen... İzzet Bey, lütfen...

İZZET ÇETİN (Ankara) - Hayır, beraberdim Genel Başkanla.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Tamam, beraber olduğunu anladık.

BAŞKAN - Sayın Bakanım, "hicvetti" dediniz, onu anlayamadık.

Ziyaret etti anlamında mı söylediniz?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Buradaki muhalefetteki arkadaşlarımızın bir kısmı Darkale Kömür Ocağını hicvettiler.

İZZET ÇETİN (Ankara) - Hayır...

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - "Hayır" değil.

ADNAN KESKİN (Denizli) - Hayır efendim yanlış yorumluyorsunuz.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Ben kusura bakmayın, anlamaktan yana sıkıntısı olmayan birisiyim Adnan Bey, hepsini de not aldım ben. Tutanaklardan çıkartın bakın, lütfen. Ben böyle söz şeyine girmeyeceğim.

İZZET ÇETİN (Ankara) - Burada iftira atıp konuşamazsınız. (Gürültüler)

BAŞKAN - Arkadaşlar...

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Biz...

Sayın Başkanım, ya, lütfen seviyeyi koruyalım ya, lütfen.

İZZET ÇETİN (Ankara) - Kusura bakmayın ama sahtekârlık yapmayın! Ben oradaydım.

BAŞKAN - Sayın Çetin...

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Zeytinyağı gibi hiç su yüzüne çıkmayın.

İZZET ÇETİN (Ankara) - Fotokopisini verin o zaman.

BAŞKAN - Sayın Çetin, bakın, onun için söylemiyor, burada arkadaşların söylediğinden bahsediyor.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Ben bunu niçin söylüyorum.

ADNAN KESKİN (Denizli) - ...ocağa yıl başında...

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Adnan Bey, çok ayıp ediyorsun bak, çok ayıp ediyorsun. Kusura bakma bak, senin tecrübene hiç sığmıyor bu. Kusura bakma.

İZZET ÇETİN (Ankara) - Benim konuşmamda siz iftara gitti diye bir şey yok.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Ben cümlelerimi tekrar ediyorum...

İZZET ÇETİN (Ankara) - Ben sadece o yaptığınız...

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - İzzet Bey, anladık, sen gittin Genel Başkanla beraber ocağın altına girdin! Anladık onu! Tamam çok güzel.

Şimdi, Başkanım...

İZZET ÇETİN (Ankara) - Anladın da ama olmadık bir şey söylüyorsun.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Cümlemi tekrar ediyorum: Tutanakları açın, bakın. MHP'den ve CHP'den milletvekili arkadaşlarımız, notlarımı aldım, Darkale Kömür Madeniyle alakalı hicivlerde bulundular. "Uyar Madencilik kötü." dediler. Kötü de olabilir. Ben Uyar Madenciliği savunmuyorum.

İZZET ÇETİN (Ankara) - Gittiğimiz ocak kapatıldı daha sonra.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Aynen öyle Bakın, sözüme şöyle başladım: Sayın Kılıçdaroğlu'da iyi niyetle orada bir yılbaşına gitti. Bu cümlemi atlamayın. Ve ben olsam bir daha giderim. Sayın Kılıçdaroğlu'yla da giderim. Kılıçdaroğlu doğru bir iş yaptı oraya gitmekle. Hangi maden ocağının olduğunu seçmek durumunda değildi Sayın Kılıçdaroğlu aynen benimki gibi. Şu anda yaklaşık 20 tane yer altı maden ocağından herhangi bir tanesine inilebilir. TTK'da, TKİ'nin de, hepsinin de. Şimdi, bu iyi niyetle yapılmış bir ziyaretin istismarı yapılır mı?

İZZET ÇETİN (Ankara) - Kim yaptı istismarı?

BAŞKAN - Hayır, yapılmaz diyor işte.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Ben yapılmaz diyorum. Aynen benim Işıklar Ocağına gittiğimi sizin ayıpladığınız gibi. Bak, iğneyi kendine batır, çuvaldızı bana batırdın iğneyi kendine batır.

İZZET ÇETİN (Ankara) - Ben demedim.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Sen demedin, başkası dedi.

İZZET ÇETİN (Ankara) - Sayın Bakan, ben "Nereye gittiniz?" demedim, muhatap da değilim.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Tamam, sen demedin, başkası dedi İzzet Bey, tamam ya, tamam kardeş.

BAŞKAN - "Siz dememişsiniz." diyor.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Bakın, bunların siyaset adına kullanılması, iyi niyetle yapılmış bir işin siyaset adına kullanılması çok ama çok yanlış, siyasetin seviyesinin yükseltilmesi adına. Bu siyasetin seviyesini korumak adına borçlu olanlar yalnızca iktidar partileri değillerdir, milletvekili olan herkes siyasetin seviyesini korumak durumundadırlar.

Gelelim, üçüncü konuya: Arkadaşlar, maketi getirin, milletvekili arkadaşlarımız Bakanlar Kuruluna sunduğumuz maketin burada sunulmasını istediler.

Şuraya getirin. Nevzat Bey, şurayı boşaltın.

Şimdi, ben, üç boyutlu, konunun daha iyi anlaşılacağı gerekçesiyle...

İZZET ÇETİN (Ankara) - Muhalefet görmese de olur.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Tam ortada ya kardeşim.

Şimdi, değerli arkadaşlar, proje üzerinde kotların, metrelerin, her türlü teknik olarak bir maden mühendisinin, herhangi bir mühendisin anlayacağı konuyu herkes anlamak zorunda değil, üç boyutlu gözünde canlandıramayabilir. Bakanlar Kuruluna da aynen bu maketle sunumu yaptık.

Burada, ben kısaca şey söylemek istiyorum.

Şimdi, şurası desandre, buradan ocağa giriliyor yaklaşık yüzde 33'lük bir eğimle 325 metre gidiyorsunuz ve 325 metre giderken 170 metre aşağı iniyorsunuz. Şurasını yeryüzü olarak görün tamamen, dışarıdan görünen iki tane baca var, gerisi görünmüyor. Biz bunu kestik ve hangisi görünüyor oradan bakıyoruz. Şu, desandre giriş, şu da "nefeslik" dediğimiz çıkış. Ve bu ara 1.300 küsur metre civarında, giriliyor çıkılıyor, giriliyor çıkılıyor, taşla gittiğin yer var.

Tam görünmüyor mu arkadaşlar oradan, şey edelim mi?

BAŞKAN - Hayır, o zaman bu taraf göremeyecek, ortada dursun arkadaşlar.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - O zaman iki taraflı mı anlatayım, iki taraflı anlatayım mı?

Arkadaşlar, iki taraflı anlatacağım.

BAŞKAN - Ortaya çekin biraz.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Şimdi, desandre ve nefeslik. Burayla buranın arasında yeryüzünde yaklaşık 30 metre mesafe varken yer altında 1.300 küsur metrelik bir mesafe kat ediyor. Bu tüneller 6,5 metrekare at nalı şeklinde kesite sahip olan bir maden ocağı. Maden ocağının bir kısım yerleri kömürü, bir kısım yerleri de kireci ve taşı kesiyor. Şimdi, biz bu kaza olduktan sonra buraya iki noktadan girebildiğimizi gördük ve ortalık darmaduman olmuş, biz buraya üçüncü bir noktadan daha girmemiz lazım geldiğini düşünerek şuradan MTA kanalıyla, şuraya bir sondaj yaptık. Yani bunun tam dibine inecek ve buradan da suyu çünkü, yaklaşık burada 12 bin ton civarında su birikmişti, suyu almak için. Kazanın neyden olduğunu bilmiyoruz o zaman yani su buraya geldi de nereden geldiğini bilmiyoruz. Su buradan mı boşaldı, buradan mı boşaldı onu bilmiyoruz. İçeride bulunan arkadaşlar, kaçabilen arkadaşlar, dediler ki: "3 kişi şurada yemek yiyordu, 2 kişi buradaydı, 4 kişi buradaydı." diye tarifler verdiler ve o tariflerde biz o su hareketinde nerede bulunabileceğini tabii AFAD, yaklaşık 30 tane kurum, hemen hemen bütün kurumlar seferberlik ilan etmiş yani bunun UMKE'si, AFAD'ı, Sağlık Bakanlığı, TTK'sı, TKİ'si, bu işi bilenler kim varsa özel sektör de dâhil... Madencilik sektöründeki bu dayanışma çok belirgin bir dayanışmadır, herkes başını açıp koşuyor bunda, birbiriyle kavgalı olan, birbirinin dostu olan arkadaşı kim varsa oraya koşup geliyor. Biz bu sondajdan, şuraya yaptığımız sondajdan bir sonuç elde edemedik çünkü 25 ton su attıktan sonra su gelmemeye başladı. Şimdi, burası "marn" dediğimiz kile çok yakın ve suyla beraber çok çabuk çamurlaşan bir malzeme, çok şlama dönebilen, su gittiğinde de çabuk kuruyabilen bir malzeme. O yüzden biz... Şu mavi gördükleriniz su seviyesi.

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Kaç metre derinlik?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - 170 metre, böylesi 170 metre derinlik. Yani siz 325 metre buradan gittiğinizde 170 metre derine inmiş oluyorsunuz ve şuradaki gördüğünüz maviler, buraya kadar tamamı su basan yerler. Önce suyu çekmemiz lazımdı. Bize dediler ki: "Elimizde ne pompa varsa, Konya Şekerden tutun ki, bütün İstanbul, İzmir büyükşehir belediyeleri, Ankara Büyükşehir Belediyesi, Konya, ne varsa, biz bunları gönderiyoruz." dediler ama ihmal edilen bir konu vardı. Tabii, onların ayıklanması gerekiyordu. Burası 170 metre derinlikte bir yer ve çok hızlı çekmemiz lazım. Böyle dediğimiz anda 3 şart, "Aşemi 170 metre olacak." dediğimiz anda pompaların dörtte 3'ü elendi ve o "ahtapot" dediğimiz, buradan içeri sokup da 2 ton ağırlığında gelip saatte 400 ton su çekebilen bir cihaz var. Bu cihazdan benim bilgim yoktu. İstanbul Büyükşehir Belediyesinin 6 tane, İzmir Büyükşehrin de 1 tane cihazı varmış. Tabii, bu arada bize "mail"ler geliyor, mesajlar geliyor. Hollanda'dan bir arkadaşım arıyor: "Burada büyük bir firma var, hemen kargoyu ayarladım, uçakla oraya şunu göndersem nasıl olur?" Bir araştırıyoruz ki o, işte, İstanbul Büyükşehrin aldığı cihazmış. Dolayısıyla, Türkiye'nin en iyi kabiliyetleri oraya hemen bir gün, bir buçuk gün içerisinde geldi. Suyu çektik ama suyu çektikçe karşımıza bir şey çıktı; tahkimatlar, çamurlar, yani bozulmuş birçok yapı. Bu sefer onları temizliyoruz. Suyu çektikçe tahkimat temizliyoruz, çamur temizliyoruz. Bu sefer çamur pompalarını getirdik. Yeni tahkimat yapıyoruz, bir sonraki metrenin kurtarması için ve sonuçta biz, yani o son kardeşimizi çıkartıncaya kadar bu ocağın belki de hepsini yeniden yapmak durumunda kalacağız ve o 2 kişiyi şuralarda, baş yukarı dediğimiz konular var, şurada bulduk. Şimdi, bunların her birisi sert eğimli olan yerler.

Şimdi değerli arkadaşlar, ben MİGEM'i de Teftiş Kurulunu da, Denetim Kurulunu da, hepsini, Madencilikten Sorumlu Müsteşar Yardımcımız Nevzat Bey de işin başında bulunmak kaydıyla, hepsini topladık. "Denetim raporlarını getirin, teftiş raporlarını getirin." Altıncı ayın 25'inde buraya denetime gidilmiş.

Bir kaza denetimden kaynaklanabilir ama bu kazanın denetimden kaynaklanıp kaynaklanmadığını bilmemiz lazım. Yani ne denetimciye haksızlık yapacağız ne de denetimciyi koruyacağız. Sayın Faruk Çelik Bakanımızın söylediği de bu tarzda.

Şimdi, arkadaşlar geliyorlar, 11 tane eksik tespit ediyorlar, diyorlar ki: "Burada üretimi durdurun." Bir ocağın, maden ocağının, kömür ocağının kapatılması ile üretimin durdurulması ayrı şeyler arkadaşlar. Bir ocağı kapattığınızda buranın kapısına mühür vurmazsınız. Mühür vurursanız oradaki eksikleri gideremezsiniz. Eksikleri gidermek için mutlaka orada birilerinin çalışması lazım. Aynen Işıklar'daki, Eynez'de olduğu gibi. Belki 10 kişi çalışacak, belki 100 kişi çalışacak ama bunlar 1 kilo kömür üretemezler. 1 kilo kömür üretirlerse, bırakın 1 tonu, o yasak bir işleme tabi olmuştur. Şimdi yeni getirdiğimiz uygulamalarda daha da ağırlaştırıyoruz. İki buçuk ay sonra firma diyor ki: "Ben eksikleri tamamladım." Geliyorlar arkadaşlar. 2015 yılının -burası çok önemli- üretim planı şurası. Geliyorlar, buranın kapalı olduğunu söylüyorlar.

Bu kısmı tekrar teyit ettireceğim, üzerine başka bir tahkikat yaptırıyorum. Bundan sonraki söyleyeceğim kısımlar teyit edilmemiş bilgi. Birkaç konu var, ondan dolayı.

Burada, buranın perdelendiğini ve kapatıldığını görüyorlar. Bunu teyit ettireceğim. Buralar 2015 yılında imal edileceği için "Orada herhangi bir üretim yok." diyorlar, geri dönüyorlar. Nereleri kontrol... Buraları kontrol ediyorlar, gidiyorlar. Şimdi önemli bir şey söyleyeceğim.

Asıl kazanın olma nedeni şuradaki su delinmesi. Peki, böyle bir imalatın eski ocakta şöylesine geldiğini düşünün, eski ocağın tünelinin de böyle geldiğini düşünün. Peki, hiçbir tarafta yaklaşmıyor, burada nasıl yaklaşıyor? Burada 6-7 metre yaklaşıyor. Şimdi bunu kimler görmedi?

Şimdi, değerli arkadaşlar, bu bir suçtur. Eski ocak ile yeni ocağın 25 metreden daha az yaklaşmaması gerekirken 6-7 metre yaklaşması suçtur. Bu kararda kimin imzası varsa o suçludur. İster kamudan olsun, ister özel sektörden olsun. Babamızın oğlu olsa aynı şekilde davranmak zorundayız. Bakın, 18 tane can var.

BAŞKAN - Eski ocağı da aynı kişi mi işletiyor?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Eski ocağı da aynı kişi işletiyor.

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Sondajda belli olmuyor mu peki?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Sondajda belli. İçeriden bir işçi kardeşimiz diyor ki, kurtulanlardan birisi anlattı, bu savcılık ifadesinde de var: "Ya, biz bu eski ocağa biraz yaklaştık gibi." diyor. Başlarında bulunan, ne yazık ki şu anda madenin altında kalan bir kişi -bakın, o mesai arkadaşının söylediğini diyorum- o kişi: "Yok, daha 50-60 metre var, siz rahat olun." diyor. Şimdi, bakın, bir, burası maden.

Arkadaşlar, bunların hepsinin planı var, MİGEM'de, eski de var, yeni de var. Bununla ilgili herhangi bir talepte bulunmuyorlar, bulunuyorlarsa da veriyorlar. Ben maden şirketinin mühendisini, MİGEM'i ve bütün ilgili arkadaşları topladım. Paftaları üst üste oturttuk, eski, yeni ne varsa. Bir penaltılık faul var burada. Bu kabul edilemez bir hatadır ve bu her zaman patlayabilir, 6-7 metre. Jeolojisine göre, oranın kil yapısına göre, maden yapısına göre, denize göre. Şimdi, Zonguldak'ta 300 metre biz denizin altına girdik. Şimdi orada da aynı şey var ama bir kalınlık var. Oranın şartnamesi var. Şimdi, siz buraya kadar yaklaşırsanız... Ben arkadaşlarıma dedim ki... Buraya yaklaşan şirketin kendisi.

Şimdi, "Kim korunuyor, korunmuyor?" diye böyle cümleler... Arkadaşlar, bakın, tekraren söylüyorum: Bu bizim yetişme tarzımıza da sığmaz. Ama bu kararda, bu kısmını daha tam, net teyit etmedik, kimin yetkisi ve imzası varsa o suçludur. Kamudan veya özel sektörden, fark etmez. Şimdi, siz eğer burayı kapatıp da, "Burayı ben 2015 yılında yapacağım." deyip kaçak bir işlem yapıyorsanız, kusura bakmayın yani, orada da... Onu denetimin görebilmesi lazım. Denetimi sokmadığınız bir yerde denetim göremez.

Bu kısmını, tekrar söylüyorum, teyit ettireceğim. Bir araştırmamız daha var, ondan sonra netleştireceğim.

O yüzden kaza böyle bir madende oluyor ve eski ocağı işleten de, o yöreyi bizden, hepimizden daha iyi bilen kişi de, işte, işletme sahibi diyor ki: "Ben iki, üç yıldan beri zaten giremiyordum, rahatsızdım, o yüzden ben onları çok bilmiyorum." diyor. Bizde yetkiler devredilebilir ama sorumluluklar devredilmez. Yani sorumluluklar devredilse bile yetkiyle sorumluluk arasında bir korelasyon var, ilgi var. Yetkileri devredersiniz ama sorumlulukları devredemezsiniz. O yüzden en son, Ermenek'le alakalı konu bundan ibaret.

Şimdi, değerli arkadaşlar, diğer konu başlığımız...

BAŞKAN - Maketi biraz kenara alabilirsiniz arkadaşlar.

Sayın Bakanım, tekrar bir ek süre veriyorum. Ne kadar?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Bir buçuk saat daha alayım ben Başkanım.

BAŞKAN - Yarın da bir toplantımız olduğu için sorulan...

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Dinliyoruz Sayın Başkanım, merakla bekliyoruz, daha henüz tatmin olmadık ama dinliyorum yani. 2009 bitti. Biz burada 1 hafta 10 gün kavga ettik, TKİ Genel Müdürü 3 sefer geldi. 2013 kararlarını...

Sayın Bakan, onun dışında 2013 Yönetim Kurulu kararlarını bekliyoruz sizden. Siz açıkça söylediniz, biz de söyledik. 2013 yılında, Sayın Bakanım, bakın, 2013 yılında "Aldık." dedikleri... 2026'ya ve 2028'e kadar süresi dolmadan uzattığınız Yönetim Kurulu kararlarını da lütfen bize verin.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Arkadaşlar çıkarsınlar.

Zafer Bey, onları da çıkarsınlar.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Yönetim Kurulu kararlarını çıkarsınlar bize. Biz onu bir ay istedik, alamadık.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Şimdi, bakın, ben devam edeyim, diğer arkadaşlarımızın hukukunu...

Melda Hanım bir şey söyledi. Yani "Ben bu kadar soru sordum, cevap aldım ama böyle uyduruk bir cevap aldım ama böyle uyduruk bir cevap aldım." dedi. Tabii, şimdi, kendisi adına üzüldüm. TEDAŞ -bu çok bilinmiyor, belki bu da vesile olacak- Enerji Bakanlığına bağlı bir kuruluş değil, Maliye Bakanlığına bağlı bir kuruluş. Biz o cevabımızda diyoruz ki: "Bunu Maliye Bakanlığına yazın." Resmî yazışma olduğu için altına imza atılacak kalem Maliye Bakanlığı tarafından gelmesi lazım. Biz o konuyu bilmediğimiz için değil. Biz "Git özel şirkete, ne hâlin varsa gör." demiyoruz o cevapta, "Maliye Bakanlığı" diyoruz. O yüzden bu tür yanlış teşhis koymalar, bizi de üzüyor bir milletvekilinin bu kadar fahiş bir hata yapması da tabii ki bizi üzüyor. O yüzden biz cevabımızı önceden TEDAŞ adına vermeye çalıştık. Baktık ki ipin ucu kaçtı ve Maliye Bakanlığının...

MELDA ONUR (İstanbul) - "Özelleştirme gerekçesi" yazmışsınız Sayın Bakan, "özelleştirme gerekçesi."

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Evet, özelleştiği gerekçesiyle Maliye Bakanlığına bağlıdır. Şu anda da TEDAŞ...

MELDA ONUR (İstanbul) - Bu sizin sorumluluğunuzu kaldırmaz efendim ortadan.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Ee, kusura bakmayın da bu kadar söyledikten sonra hâlâ daha...

MELDA ONUR (İstanbul) - Özür dilerim ama bu bir sorumluluk meselesi.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Kusura bakmayın, şimdi Maliye Bakanı resmî yazışma, ben size sözle bunu cevaplayabilirim.

MELDA ONUR (İstanbul) - Özelleştirme gerekçesi...

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Bakın, ben dağıtım şirketlerinden gelen birisiyim.

MELDA ONUR (İstanbul) - O zaman atın bütün her şeyi. Var mı böyle bir şey?

BAŞKAN - Arkadaşlar...

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Bunu her türlü fonksiyonel testine söyleyebilirim ama siz şunu kabul edin: Ben Maliye Bakanlığına yazmam gereken soruyu yanlışlıkla Enerji Bakanlığına yazdım diye söyleyin, ben ondan sonra gerisini cevaplarım.

MELDA ONUR (İstanbul) - Şunu yapabilirdiniz: Maliye Bakanlığından görüşü alıp bana verebilirdiniz. Bunu yapıyor bakanlar.

BAŞKAN - Arkadaşlar...

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Siz de böylece Maliye Bakanlığını öğrenmiş oldunuz, böylece öğrenmiş oldunuz.

MELDA ONUR (İstanbul) - Ben sordum efendim, aldım cevabımı.

İZZET ÇETİN (Ankara) - Özelleştirme İdaresine geçmeden kime bağlıydı?

BAŞKAN - Özelleştirme İdaresine... Sayın Çetin, siz de biliyorsunuz Özelleştirme İdaresine geçtikten sonra... (Gürültüler)

MELDA ONUR (İstanbul) - Bu, asla sorumluluğunuzu ortadan kaldırmaz. Bu bir bahane değil.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Şimdi, değerli arkadaşlar... Değerli arkadaşlar, kusura bakmayın. Yani eksikliğinizi kabul edin. Bu da önemli bir şey değil bana göre. Öğrenmiş olduk ya, önemli bir şey değil.

MELDA ONUR (İstanbul) - Efendim, ben eksikliğimi kabul ederim ama siz duyarsızlığınızı, umursamazlığınızı, gevşekliğinizi kabul edeceksiniz.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Ya önemli bir şey değil.

BAŞKAN - Sayın Bakan...

Arkadaşlar...

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Hanımefendi, önemli bir şey değil ya.

MELDA ONUR (İstanbul) - Cahilsem cahilim...

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Estağfurullah, cahil demiyorum ben.

MELDA ONUR (İstanbul) - ...ama siz sorumsuzsunuz, duyarsızsınız, ve işi taca atıyorsunuz.

BAŞKAN - Arkadaşlar, değerli arkadaşlar, bakın...

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Siz Maliye Bakanlığına yazı yazın, ben size cevap vereceğim sonra.

(İstanbul Milletvekili Melda Onur'un Hükûmet sıralarına doğru yürümesi)

MELDA ONUR (İstanbul) - Bu aynı neye benziyor biliyor musunuz?

BAŞKAN - Bakın, lütfen...

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Hanımefendi, lütfen yerinize buyurun, lütfen. Lütfen yerinize buyurun, lütfen geçin yerinize. (Gürültüler)

BAŞKAN - Arkadaşlar...

MELDA ONUR (İstanbul) - ...her akşam gözümüze kamu spotu sokmasına benziyor.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Sayın Başkan...

BAŞKAN - Aşkın Bey...

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Lütfen yerinize geçin, yerinize geçin. (Gürültüler)

BAŞKAN - Aşkın Bey, lütfen davet edin yerine. (Gürültüler, AK PARTİ sıralarından sıra kapaklarına vurmalar)

Arkadaşlar, arkadaşlar...

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Hanımefendi, yerinize geçin lütfen, yerinize geçin, yerinize geçin.

BAŞKAN - Ama böyle bir şeye gerek yok ki.

MELDA ONUR (İstanbul) - Okey, cahilim, kabul ediyorum.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Estağfurullah. Ben hiçbir milletvekiline o kelimeyi kullanmam.

MELDA ONUR (İstanbul) - Kullandınız. Kabul ettim, ben cahilliğimi kabul ettim. Siz de duyarsızlığınızı kabul edin.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Her birimizin...

BAŞKAN - Arkadaşlar, bakın...

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Bakın, bizler, Sayın Başkanım, her şeyi...

İZZET ÇETİN (Ankara) - Böyle bir cevap verme yöntemi ilk defa oluyor.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Hayır.

BAŞKAN - Arkadaşlar...

ADNAN KESKİN (Denizli) - Sayın Başkan, bir saniye...

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Adnan Bey, lütfen.

BAŞKAN - Arkadaşlar, Adnan Bey...

İZZET ÇETİN (Ankara) - Böyle bir cevap verme yöntemi ilk defa oluyor efelenerek, dayılanarak.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Tabii, tabii, sen öyle soru sorma yöntemini bul, ben öyle cevap verme yöntemini koyacağım.

BAŞKAN - Şimdi, bakın, lütfen...

İZZET ÇETİN (Ankara) - Yani efelenerek, dayılanarak cevap vermeyi ilk defa görüyoruz.

BAŞKAN - Hayır, sadece... Ama yani deminden beri...

İZZET ÇETİN (Ankara) - Başkansanız oturumu yönetin.

BAŞKAN - Evet, Başkanım ve müdahale etmeyin diyorum. Müdahale etmeyin.

İZZET ÇETİN (Ankara) - Hangi bakana üç saat ek süre verdiniz?

BAŞKAN - Başkanlık Divanı olarak müdahale etmeyin diyoruz, tamam, lütfen, müdahale etmeyin.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Şimdi, Sayın Başkanım...

İZZET ÇETİN (Ankara) - Kısa kısa sorduk, kısa kısa...

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Sayın Başkanım, biz bir konuyu...

BAŞKAN - Sayın Bakanım...

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Sayın Başkanım, biz bir konuyu...

BAŞKAN - Diğer konulara kısa kısa cevap verirseniz, böylece daha...

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Sayın Başkanım, biz her konuyu aynı şekilde bilmek zorunda değiliz bir milletvekili olarak. Hanımefendi de ben de, yanlış da bilebiliriz ama ben o kelimeyi hiçbir zaman kullanmam. Şu var: Doğru adres veriyoruz, hepsi o kadar, başka bir şey yok.

BAŞKAN - Yani adres orası diyorsunuz.

Buyurun.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Şimdi, arkadaşlar, burada hep beraber bir karar alma imkânımız var. Ben açıkça söylüyorum: Eynez Ocağı'nın, bunun her türlü yani siyasi, sosyal ekonomik birçok açıdan Eynez Ocağı'nın artık ben çalışılamaz hâle geldiğine inanıyorum. Eynez Ocağı'nı kapatalım ve Atabacası'nı da aynı şekilde kapatalım oradaki istihdamı düşürmek açısından ve bize gelen talepleri de değerlendirmek açısından. Soma'daki esnaf onu söylüyor, işçi onu söylüyor. Bir kısım çalışmak istemeyen arkadaşlar olabilir. Bunu son derece normal karşılamamız lazım. Psikolojik sıkıntıya girmiş olanlar olabilir, bunu normal karşılamamız lazım. Orada açıkça söylüyorum: 301 kişinin mahcubiyeti var. Bu mahcubiyette kimin suçu varsa onlar gerekli ne varsa o işleme tabi tutulacaklar. Bakın, Eynez kapansın, Atabacası da kapansın. Sizler Manisa Milletvekilisiniz. Burada Manisa milletvekili olan arkadaşlarımız var ve istihdam oradaki yeni açılacak olan Demir Export'a, işte, İmbata yine dağıtılsın. Çalışmak isteyenler orada çalışma zemini bulacaklardır. Ama ben artık bu sıkıntıya kesinlikle yol açmak istemiyorum. Orada 8 milyon tonluk kalan kömür hiç de umurumuzda değil. Bakın, bu ülkenin kaynağı olmasına rağmen söylüyorum bunu. O yüzden burada bir karar almış olalım. Bu kararın bağlayıcı...

BAŞKAN - Siz bilgi verin sadece, kararı siz verin.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Peki, o zaman şöyle: Ben bilgi veriyorum. Manisa milletvekillerimiz de var. Bütün, iktidar, muhalefet partisinden arkadaşlarımız var. Bu manada da bu şekliyle bir uygulama noktasına gideceğimizi söylüyorum.

Şimdi, Bakanlığımız denetim görevini yerine tam getirmiyor dendi. Tekraren söylüyorum: Denetim yapılıyor, denetim bu işin tamamı değildir arkadaşlar. Kanun, kanun yapılıyor, kanun bu işin tamamı değildir. Ben şeyi sordum: Şimdi, denetimden kaynaklanabilir bu kazalar, eksik denetimden kaynaklanabilir, eksik işletmecilikten kaynaklanabilir, eksik işçilikten kaynaklanabilir.

Şimdi...

İZZET ÇETİN (Ankara) - Ya sabaha kadar bizim böyle teferruat dinleyecek hâlimiz yok.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Şimdi, Bakanlık tarafından son beş yılda 30.702 saha denetlenmiş ve bu denetimler sonucunda 13.808 sahanın faaliyeti durdurulmuştur arkadaşlar.

İZZET ÇETİN (Ankara) - Sorularımıza yanıt istiyoruz Sayın Başkan.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - İzzet Bey, ben senin soru sorma hakkına müdahil olmuyorken sen benim cevap verme hakkıma nasıl müdahil oluyorsun?

İZZET ÇETİN (Ankara) - Ama hiçbir bakan böyle beş saat süre isteyerek yanıt vereceğim diye istismar etmedi.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - E soru sordum işte ben. 120 tane soru sorulmuş.

BAŞKAN - Sayın Çetin...

İZZET ÇETİN (Ankara) - İsteseniz kısa kısa verebilirsiniz, siz konuşma yapıyorsunuz, kendinizi tatmin ediyorsunuz yorum yaparak, teferruata girerek.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Başkan, 120 tane soru sorulmuş. Üç dakikada ne diyeceğim ben? Sizin ithamınıza mı karşı geleceğim ben soruyu cevaplamadı diye. Kusura bakmayın.

İZZET ÇETİN (Ankara) - Böyle yanıt verme adabı yok.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Arkadaşlar, dinlemek istemeyen kusura bakmasın. Allah Allah!

BAŞKAN - Şimdi, bakın, arkadaşlar, biz burada... (Gürültüler)

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Bir dakika Sayın Başkan...

BAŞKAN - Değerli arkadaşlar, bakın, biz Sayın Bakanımızın cevap vermesi gereken hususlarda hızlı bir şekilde cevap alıyoruz.

İZZET ÇETİN (Ankara) - Bizim masala ihtiyacımız yok.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Bırak şimdi, ezbere cümle konuşuyorsun ya!

BAŞKAN - Daha sonra Komisyon olarak diyoruz ki: Yetmediği zaman, bitmediği zaman da diyoruz ki daha sonra yazılı olarak istiyoruz, öyle değil mi? Gene aynı şekilde Sayın Bakanımız... (Gürültüler)

VEDAT DEMİRÖZ (Bitlis) - Biz oylayalım.

İZZET ÇETİN (Ankara) - Sayıştay raporları var dedik, bilmem ne. Yanıt vermiyorsun, azarlıyorsunuz. Azar yemeye mi geldik sizden?

BAŞKAN - Arkadaşlar, buraya gelen...

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Bir tek cümle söyleyebilir miyim? Bütün sorularımdan feragat ediyorum. 2013 yılındaki yönetim kurulu kararları...

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Tamam, yazılı olarak vereceğim size, tamam, yazılı olarak veriyorum, tamam.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Bir dakika...

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) -Yazılı olarak veriyorum ya. Bu kadar milletvekili arkadaşın sorusu bekliyor.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Bir dakika... O kadar bağırdınız, bir dakika, soruyorum, bir dakika...

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Hadi bakalım... (Gürültüler)

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Ayağa kaldırmayın. Bir şey soruyorum, bir dinleyin.

MEHMET ŞÜKRÜ ERDİNÇ (Adana) - Bağırmadan söyleyin ya.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - 2013 yılında alınan yönetim kurulu kararlarını neden 2015 yılında dolacak olan sözleşmeler beklenmeden 2026'ya kadar uzattınız mı, uzatmadınız mı?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Tamam, güzel, tamam, arkadaşlar cevabını hazırlıyorlar.

BAŞKAN - Cevap verecek.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Uzattıysanız o zaman niye bize 2009'daki mahkeme kararını koyup da hiçbir şey yokmuş gibi...

BAŞKAN - Onlar da soruldu işte.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - ...bizim sorduğumuz soru buydu. 2013'teki hangi bakanlık...

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Bir dakika, bir dakika...

BAŞKAN - Onlar da soruldu herhâlde ki...

Sayın Günal, siz sormasanız da onlar soruldu.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Bir dakika...

MEHMET GÜNAL (Antalya) - İyi de bize verdiğiniz bir algı var.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Arkadaşlar, Sayın Kuşoğlu cevabını aldı, sizinle alakalı değil o.

BAŞKAN - Arkadaşlar, bir dakika...

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Hayır, hayır. Ya bilerek bizi enayi yerine koyuyor ya da kötü niyetlisiniz, aynı şeylerle cevap veriyorsunuz.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Sayın Başkanım, ben tamamlıyorum.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Bunu şu anda söylemesini bekliyorum, başka hiçbir cevap istemiyorum. 2013 yılında o karar alındı mı, alınmadı mı?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Arkadaşlar...

BAŞKAN - Arkadaşlar, o kararlar şu anda yoksa isteyeceğiz.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - 16'ncı madde zorunlu hâllerde devir diyor. Hangi zorunlu hâller? Yönetim kurulu kararında hangi zorunlu hâlleri tespit ettiniz de bu şirketten o şirkete... Bize söylüyorsunuz. Zorunlu hâllerde devir düzenliyor 16'ncı madde. Ne oldu? Onları bize bir anlatın.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Arkadaşlar...

BAŞKAN - Şimdi, bakın, tekrar tekrar...

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Sayın Başkan, burada bize çok ağır şeyler söyledi Sayın Bakan, sustuk. Sayın Müsteşar şahidimizdir, Sayın Genel Müdür şahit, Sayın Bilgiç adamı buradan kovdu. Son günkü kavganın nedeni...

BAŞKAN - Lütfen... Şimdi, bakın...

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Bir dakika, lütfen... Son günkü kavganın nedeni, TKİ Genel Müdürünün bize önceden bilgi vermemesidir. (Gürültüler)

BAŞKAN - Şimdi, bakın, değerli arkadaşlar,...

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Allah Allah! Hepiniz buradasınız. Çıkarayım o tutanakları, getireyim burada...

BAŞKAN - Arkadaşlar, bakın...

MEHMET GÜNAL (Antalya) - ...okumaya başlarsam görürsünüz.

BAŞKAN - Bakın, biz burada onları...

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Böyle bir şey olur mu canım? Bize bağırıp bağırıp sonra bilgi vermiyor. (Gürültüler)

BAŞKAN - Arkadaşlar...

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Üç ay oldu Sayın Bakan, üç ay. Hâlâ bekliyoruz be!

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Ne kadar sessiz konuşuyorsunuz ya!

BAŞKAN - Sayın Günal...

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Bekliyorum...

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Yok, sessiz konuşuyorsunuz onu diyorum!

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Bekliyorum, bekliyorum, buna bir cevap bekliyorum.

BAŞKAN - Sayın Günal.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Sessiz konuşuyorsun, onu söylüyorum yani.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Sustum, sustum; bekliyorum artık.

BAŞKAN - Arkadaşlar, Sayın Günal... Sayın Günal, siz Sayın Bakana niye yüksek sesle... Siz de konuşuyorsunuz.

İZZET ÇETİN (Ankara) - Hangi bakan üç saat konuşur böyle ya! Sorulara cevap vermiyor.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Bekliyorum ben.

BAŞKAN - Ee, bekleyin, verecek Sayın Bakan.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Saatlerdir bekliyorum, vermiyor cevap.

BAŞKAN - Lütfen, cevap veriyor Sayın Bakan; vermezse...

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Hayır, kesinlikle cevap almadık, hiç.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Yönetim Kurulu kararlarını getirin, bakın içeriğine. 16'ncı madde "Zorunlu hâllerde" diyor.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Sayın Başkan...

MEHMET GÜNAL (Antalya) - İçinizde hukukçu var; hangi zorunlu hâl var bu Yönetim Kurulu kararında bana onu bir söyleyin bakalım.

BAŞKAN - Arkadaşlar, şimdi bakın...

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Böyle şey olur mu ya? Hem bağıracaksınız hem hiçbir şey vermeyeceksiniz.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Sayın Başkan, kesinlikle cevap alamadık.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Öyle şey olmaz!

BAŞKAN - Şimdi bakın, lüften... Eğer böyle ikili diyaloğa girersek bitmez.

İZZET ÇETİN (Ankara) - Sayın Başkan, saatlerdir cevap bekliyoruz.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Bekliyorum arkadaşlar.

BAŞKAN - O zaman arkadaşlar...

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Yönetim Kurulu kararlarını bekliyorum tarihi ve içeriğiyle birlikte.

BAŞKAN - Sayın Günal, sadece siz istemediniz başka arkadaşlar da istedi burada.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Üç ay önce istedim.

ADNAN KESKİN (Denizli) - Evet, Sayın Başkan...

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Sözümü bitirebilir miyim?

BAŞKAN - Sayın Bakan cevaplarını verdikten sonra "Eksik, bunlar niye verilmedi?" dersiniz ama Sayın Bakan açıklasın bir.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Hayır başka şeye geçti, bitirdi onu.

BAŞKAN - Bitirmedi, getirecekti.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Başka konulara geçti.

BAŞKAN - Arkadaşlar "getirteceğim" demedi mi Sayın Bakan? Tutanaklar burada, lütfen ya!

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Sayın Başkanım, cevaplarıma devam edeyim müsaade ederseniz.

ADNAN KESKİN (Denizli) - Araya girerek bir şey söyleyeyim: Torba yasa görüşülürken buradaki tartışma konumuz, süresi dolmadığı hâlde kiralaşma sözleşmelerinin on yıl uzatılmasına ilişkindi.

BAŞKAN - O yönetim kurulu kararları.

ADNAN KESKİN (Denizli) - O yönetim kurulu.

BAŞKAN - Tamam, Sayın Bakan "Onları getireceğiz." dedi.

ADNAN KESKİN (Denizli) - Sayın Bakanım, siz bunu biliyorsunuz.

İZZET ÇETİN (Ankara) - Buraya gelmiyor ki.

ADNAN KESKİN (Denizli) - Burada TKİ Genel Müdürünü, Sayın Bilgiç burada...

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Sayın Bilgiç'i çağır, söz ver; bakalım ne demiş?

BAŞKAN - Arkadaşlar...

ADNAN KESKİN (Denizli) - Bir dakika... Burada sizin verdiğiniz Yönetim Kurulu kararı değil tartışma konusu, on yıllık süre dolmadığı hâlde, daha süre dolmadan...

BAŞKAN - Uzatmayla ilgili.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Şimdi Adnan Bey...

ADNAN KESKİN (Denizli) - Sayın Bakanım...

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Adnan Bey, ben tekrar söyleyeyim: Bir dakika... Ben anlamaktan yana sıkıntısı olan birisi değilim.

İZZET ÇETİN (Ankara) - Niye cevap vermiyorsunuz anlamaktan yana sıkıntınız yoksa?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Bakın, eğer o kastedilmeseydi savcılığa verilmezdi. Sayın Kuşoğlu'nun kastettiği o.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Neydi ya?

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Kuşoğlu cevabını aldı.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Katiyen cevap veremediniz Sayın Bakan.

BAŞKAN - Arkadaşlar...

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Hiç kusura bakma, hiç...

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Yönetim Kurulu kararlarını getirecek misiniz?

BAŞKAN - Arkadaşlar, Sayın Günal...

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Üç ay önce istedik, hiçbir şey yok. Yani bunları niye getirmiyorsunuz?

ADNAN KESKİN (Denizli) - Daha kirası dolmadan on sene böyle bir şey uzatılır mı?

BAŞKAN - Böyle bir üslupla nereye varacağız?

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Böyle bir üslup yok! Sayın Bakana da söyle, böyle bir üslup yok.

BAŞKAN - Sayın Bakan cevap veriyor.

Evet, Sayın Bakanım, siz size burada yöneltilen sorularla ilgili kısa kısa cevap verirseniz..

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Kaç dakika sürem var Sayın Başkanım?

BAŞKAN - Ya lütfen...

ADNAN KESKİN (Denizli) - Hayır, sabaha kadar dinleyeceğiz.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Tamam peki.

BAŞKAN - Lütfen ya! Sayın Keskin, siz sabaha kadar dinleyeceksiniz.

ADNAN KESKİN (Denizli) - Dinleriz efendim!

BAŞKAN - Ama diğer arkadaşımız da başka bir şey. Böyle bir şey olmaz ki.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Burada konuştuğumuz konu şu: Sorulan ve söylenen şeylere cevap alamadı ki arkadaşlar.

BAŞKAN - Alacaklar; alamazlarsa...

ADNAN KESKİN (Denizli) - Bizim söylemediklerimizi söylemişiz gibi söylüyor.

BAŞKAN - Arkadaşlar bakın "alamadık" derken...

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - "Cevap vereceğim." diyor Sayın Bakan.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Geçti, başka bir konuya geçti. Sayın Bakan anlatsın.

BAŞKAN - Arkadaşlar...

Evet, oturuma on dakika ara veriyorum.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; tabii ki, verdiğim cevaplar bir kısım arkadaşları mahcup etmiş olabilir. Soru sorarken ki...

İZZET ÇETİN (Ankara) - Hiç kimse mahcup olmadı.

BAŞKAN - Arkadaşlar, lütfen, lütfen...

İZZET ÇETİN (Ankara) - Böyle girilir mi Sayın Başkan? Cevap vermedi, hiçbir soruya cevap vermedi.

BAŞKAN - Sayın Çetin, lütfen... Sayın Bakan, bir bitirsin.

ADNAN KESKİN (Denizli) - O zaman bize de konuşma hakkı çıkıyor buradan.

BAŞKAN - Tamam, vereceğim. Lütfen müsaade edin.

İZZET ÇETİN (Ankara) - Böyle girilir mi ya?

BAŞKAN - Buyurun.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Bir kısım arkadaşların soru sorarken ki öz güveninin cevapları dinlerken kısmen kaybolduğunu gördüm ama ben Plan ve Bütçe Komisyonunda ben 2002 yılında da buradaydım, şunu biliyorum: Bir bakanın "Sen sorulara yeterince cevap vermedin." diye itham edilmesindense "Çok cevap veriyorsunuz." denmeyi tercih ettiğim için de böyle yapıyorum.

İZZET ÇETİN (Ankara) - AKP Grubu değil burası. Burayı AKP grubu zannediyorsunuz.

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Şimdi, "Bakanlık denetim görevi yerine getirmiyor, denetim yapmıyor." dendi. Sayın Hasip Kaplan, Bakanlığımız tarafından son beş yılda 30.702 saha denetlendi ve bu denetimler sonucunda 13.808 sahanın faaliyeti durduruldu ve en son Soma kazasından sonra 94 tane yer altı ocağı kapatıldı, üretimi durduruldu ve onun içerisinden şartları yerine getirenler devam ettiler bir müddet sonra, şartları yerine getiremeyenler devam edemediler. Kömür sahalarında son beş yılda 1.346 adet denetim gerçekleştirildi ve bunun 352 sahasında faaliyetler durduruldu. Bütün bunlara rağmen, tekraren söylüyorum; denetim heyetleri hata yapabilirler, eksik yapabilirler, ihmal yapabilirler.

Bu denetimlerin yanında, tek başına denetim belirleyici değildir, önemli bir unsurdur, gerekli şarttır ama yeterli şart değildir. Yer altı işletme yöntemiyle çalışan 206 kömür ocağının tamamı Bakanlığımız tarafından denetlenmiştir. Yapılan denetimler sonucunda geri kalan o biraz önceki bahsettiğim 77 ocağın faaliyeti de durdurulmuştur. 2002 yılında 1.445 adet olan maden sahası denetim sayısı 2013 yılında 6.898'e çıkarılmıştır.

"Shale" gazıyla alakalı soru sorulmuştu. Ülkemizin çökel havzaları "shale" açısından incelenmeye başlandı, 2 tane arama kuyusu açıldı; Diyarbakır'da Sarıbuğday 1 ve Sarıbuğday 2 kuyusu. Aynı şekilde Trakya'da da benzer bir işleme geçiliyor. Kırklareli'nde ilk defa bir jeotermalle alakalı -şu anda hâlâ sondaj makineleri orada- bir bulguya rastladık, bu Trakya bölgesindeki ilk sıcak su bulgusu oldu.

Hâlihazırda hidrokarbon, etan 2 çökel havzası başta olmak üzere bütün çökel havzalarda arama projesi başlatıldı. Bu projelerin bir kısmında jeofizik ve jeolojik değerlendirmeler devam ederken bir kısmında da sondaj ve hidrolik çatlatma operasyonu aşamasına gelindi.

Dağıtım şirketleri, Sayın Aydın Ayaydın'ın sorusunda, TEDAŞ alacaklarını da tahsil ediyor, kendi parası gibi. Özelleşme tarihinden önceki tahsilatlar kamu adına yapılan tahsilatlardır, ondan sonraki yapılan tahsilatlar kendi özel sektör adına yapılan tahsilatlardır ve bu manada TEDAŞ'ın hesabına da yatırmaktadırlar.

Alacakların büyüklüğüne göre tahakkuku destekleme ödemelerinden mahsubuyla alakalı konular, çiftçilerle alakalı konulara geldik. Şimdi, burada, kamu, suyu parasız, elektriği parayla satıyor, Türkiye'deki uygulama bu ve elektrikte ulusal tarife uygulanıyor. Edirne'den Kars'a, Sinop'tan Hatay'a varıncaya kadar. Cazibeyle yapılan sulamalar cebri sulamaların yaklaşık 3,5-4 katı. Yani bir sulamada 100 miktarın 80'i cazibeyle, 20'si de cebri oluyor, pompajla oluyor. Bunların dönüm başına olan fiyatı, cebri sulamaların dönüm başına olan fiyatı yaklaşık diğerinin 4,5 katı. Bu kuyunun derinliğiyle alakalı, birçok detay var. Yani tek başına hepsi 100 metreden çekmiyor, birisinden 300 metreden çekiyor diyelim ki ve bunların desteklemeye alabilmek için "elektrik borcu yoktur" yazısını alabilmek lazım.

Değerli arkadaşlar, şimdi, ülkemizin bir gerçeği var. Burada hiçbir milletvekili arkadaşım şunu tasvip edemez. Mardin Kızıltepe'de ödenmeme oranı yüzde 95. 100 liralık elektrik dağıtıyoruz, 5 liralık tahsilat yapıyoruz, 5 liralık tahakkuk yapıyoruz, onun tahsilatının da bir kısmını yapıyoruz. Arkadaşlar, bu sürdürülebilir bir durum değil. Eğer siz, iyi niyetli vatandaşımıza, ödeme ihtiyacı hisseden, ödeme niyetinde olan vatandaşlarımıza dedik ki: Gel kardeşim yapılandırma yapalım, 5 taksitte mi ödeyeceksin, hadi sen 10 taksitte öde ama yeter ki öde. Ben ödemiyorum dersen, arkadaşlarımızın bir kısmının bahsettiği elektrik kesilir orada. Ben yapısı, dokusu sağlam insanımızı orada herhangi bir şekilde ilzam etmiyorum ama ödemem dersen ben buradaki vatandaşın hakkını da koruyup kollamak zorundayım. Şimdi, eğer bana, bir yandan kayıp kaçakla mücadele edin, bir yandan da hayır oradan almayın derseniz, kusura bakmayın, bunlar birbirine tenakuz. Ben kamuyla alakalı verdiğimiz 9,5 milyar TL'lik tarımsal desteği bu şarta bağlamamızla normal olacağı kanaatindeyim.

Sayın Zozani "Hakkâri'de ne yaptınız, hiçbir şey yaptınız mı?" dedi. Daha fazlası yapılabilir mutlaka ama yaptıklarımızı siz o bölgeyi daha iyi bildiğiniz için söylüyorum. Buradaki saydığım her ismin yerini tam bilmiyorum. Kırıkdağ Yüksekova 154 kilovolt ve 12 milyon 800 bin TL'lik enerji iletim hattı -ki bu bizim otobanlarımızdan yüksek gelirim- Ağustos 2015'te bitiyor. Ben size bir şey söylüyorum.

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Başlamamış bile.

ENERJİ VE TABİİ KAYNALAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Ağustos 2015'te bitiyor.

ADNAN KESKİN (Denizli) - 1,5 sene daha var.

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Üç sene önce de aynı şey var Sayın Bakanım.

ENERJİ VE TABİİ KAYNALAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Yüksekova Başkale enerji iletim hattının Eylül 2015'de bitecek 87 kilometrelik kısmı 13 milyon TL. Yüksekova trafo merkezi 2x100 MVA'lık yine 154 kilovoltta, 9 milyon 490 bin TL, bu da Aralık 2015'te bitiyor. Şimdi, bunlar tutanağa geçti. Eğer bu tarihlerde bitiremezse genel müdür bunun bedelini öder, açıkça da söylüyorum burada.

Şırnak ilimizde son on üç yılda -bunları sorduğunuz için söylüyorum- Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığımız tarafından 140 milyon TL, özel şirketler tarafından da 22,1 milyon TL'lik yatırım yapıldı. Toplam 162,1 milyon TL'lik yatırım yapıldı. Detaylarına girmiyorum, isterseniz bu sayfayı tamamen veririz.

Hakkâri ilinde son on üç yılda 63,4 milyon TL'si kamu tarafından, 7,2 milyon TL'si de özel sektör tarafından olmak kaydıyla toplam 70,7 milyon TL'lik yatırım yapıldı. Bunların detaylarını da saymıyorum.

Sayın Günal'ın sorusunda, Enerji ve Tabii Kaynaklar Saymanlığı, Bilim Teknoloji Sanayi Bakanlığında dedik. Bu uygulama Maliye Bakanlığının maliyet performans ve tasarruf kriterlerine göre ve tek merkezden yönetim esasına göre yapılan bu uygulama. İsterseniz Maliye Bakanlığımıza bunu gündeme getirebiliriz.

Doğal gazdaki kaynak ve ülke çeşitliliğiyle alakalı, doğal gaz depolamalarıyla alakalı bir eleştiri oldu. Ben bu eleştirinin bir kısmına katılıyorum. Doğal gazla alakalı mutlaka daha fazla depo yapabilmemiz lazım. Arkadaşlar, 2,6 milyar metreküplük bizim TPAO'nun Marmara Ereğli'sindeki Değirmen köydeki yer altı depolama faaliyetlerine Tuz Gölü'nü de eklememiz lazım, Tuz Göl'ünde 1 milyar metreküp kapasite oluştu, 12 adet depo oluşturmasıyla alakalı inşaat devam ediyor. 6 adet depo 2017 yılında, ikinci 6 altı adet depo da 2019 yılında devreye girmiş olacak. Şu anda fiili uygulama yüzde 45'ler civarında inşallah daha da fazla hız yapmamız gerekir. Tuz Gölü depolamayla alakalı söyledim.

MTA hâlâ dış denetim olarak murakıp niçin görevlendiriyor? Sayın Günal'ın sorusu. Burada 2804 sayılı kuruluşu kanunun 14 ve 15'inci maddelerine istinaden Bakanlığımız Maliye Bakanlığınca murakıp görevlendirmekte, murakıplar üçer aylık dönemler itibarıyla çalışma sonuçlarını raporla MTA ve ilgili bakanlıklara sunmakta ve ilgili yine kanunlar hükmünce de görevlendirme bakanlıkça yapılmakta.

Sayın İzzet Çetin'in kep kapsamdaki üretim ihalelerinde asgari 1,5 milyon ton yıl üretim öngörülmüş. Bunu saydım taban konmuş ama tavan kep konmamış dedim. Tartışılabilir, doğrusu yanlışı tartışılabilir.

Çöllolar'daki heyelanda hayatını kaybeden 9 kişinin göçük altında kalması diye sorulmuş. Burada 50 milyon metreküp yani yaklaşık 100 milyon ton toprak 1,5 kilometre boyunca aktı.

BAŞKAN - Sayın Bakan, süreniz doldu.

ENERJİ VE TABİİ KAYNALAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - O zaman şöyle yapayım, en son Sayın Günal'ın söylediği konuya da kısaca değineyim. Tekrar Başkanım söylediğim gibi ben toplantıdan sonra da, bütçe oylamasından sonra da buradayım ve onunla alakalı da şeye devam edeceğim, isteyen arkadaşlarımız da gelebilirler, ona da devam edeceğim.

Şimdi değerli arkadaşlar...

BAŞKAN - Arkadaşlarımız hemen bu yönetim kurulu kararınızla...

ENERJİ VE TABİİ KAYNALAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Şimdi onu söylüyorum. Yönetim kuruluyla alakalı önceki yıllardan alınan bir yönetim kurulu kararı var ve bunun aksi yönetim kurulundan...

BAŞKAN - Hazırsa dağıtalım, arkadaşların elinde olsun.

ENERJİ VE TABİİ KAYNALAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Arkadaşlar dağıtalım, yardımcı olalım bir.

19 Temmuz 2007 tarihli Yönetim Kurulu kararı uyarınca hazırlanan rapor. Yönetmelik ve yönergeler tadilat yapılmasıyla yeni yönerge çıkartılması suretiyle değişikliklerin yapılması ve bahsedilen konularda -yani onların detaylarını veriyor- genel müdürlüğe yetki verilmesine oy birliğiyle karar verildi. Sene 2007 Temmuz 19. Şimdi, hukuka aykırı olarak ve ihalesiz verildiği söylenen ancak mahkeme kararıyla hukuka uygun olduğu tescillenen -biraz önce ki bahsettiğim- sözleşmenin veya savcılık kararıyla diyelim -Adnan Bey'in ifadesini kullanalım- ve mahkemenin de Sincan Ağır Ceza'nın onaylamasıyla diyelim. Sözleşmenin süre uzatımına ilişkin Yönetim Kurulu kararı -bu bahsettiğim tarih, sayılar onları saymıyorum, işte, sayıları filan da var- Yönetim Kurulu süre uzatma yetkisini genel müdürlüğe devrediyor. Devredilmeyebilirdi ama devrediliyor. Ana sözleşmede süre uzatma yetkisi var. Şimdi, ana sözleşmede de bu yetki var. 2016'da suresi bitecek sözleşme 26 Eylül 2013 tarihli olurla on yıllığına aynı şartlarda uzatılıyor. Uzatılmayabilir de, sonuçlarına bakalım neler olur? Kangal'daki kömür santrali iki yıl önceden işleme başlatıldı. Niçin? Bunu durdurdum dediğin anda A firması yerine B firmasının gireceği bir iş değil, en az iki, iki buçuk yıllık hazırlık süresi oluyor. Nitekim Kangal'da el değiştirdi hazırlayanlar. Eğer biz onu son gün yapsak, son ay veya son üç ayda yapsak orası bir buçuk yıl kömür üretemez hâle geliyor. Burada teknik spekler, bunların her birisi tabii ki tartışılır, topuk ne kadar bırakılacak, oradan kömür ne kadar alınacak, yeni firma girdiğinde ne oluyor, eski firma girdiğinden ne oluyor, fiyatlar nedir, mekanizmalar nedir, yer altı madenciliğinde bu aldığınız kararların faz farkıyla uygulandığı bir yerdir. Yaklaşık 100-150 milyon TL'lik tesisatın 400 metreden, 700 metreden alınıp, yerine ondan sonra yeni tesisatların konulduğu bir alandır. O yüzden kömür üretimiyle alakalı planlamalar iki ila üç yıl içerisinde. Dediğim çok fazla örneği var, ben sırf Sivas Kangal aklıma geldiği için onu söylüyorum ve o zamanı aşmamak için ve kömürsüz kalmamak için yapılan bir işlemdir.

Şimdi rüçhan haklı karma akitli redevans sözleşmesidir bu. Yani bununla alakalı madencilikte kendi buluculuk yöntemiyle bulduğu bir sahayı kamu gelmiş sahalarını birleştirmiş. Yani karma dediğimiz sistem bu. Karşılıklı orada bir fiyat oluşmuş, fiyatlar ucuzdur, pahalıdır, bunların her birisi tartışılır.

BAŞKAN - Açık ihaleyle yapılan bir işlem.

ENERJİ VE TABİİ KAYNALAR BAKANI TANER YILDIZ (Kayseri) - Tabii, bunların her birisi o dediğimiz ihaleyle de beraber. O yüzden yönetim kurulu kararını arkadaşlarımıza dağıttık. Bu yetki ikinci bir yönetim kurulu kararı alınıncaya kadar geçerlidir. Nitekim bu tartışmalar çok arttığı için biz böyle bir olumlu eleştiri olabileceği gerekçesiyle de genel müdürün yetkisini tekrar yönetim kuruluna aldık. Bu, yalnız her ikisi de hukuki olan bir şeydir. Sözleşmenin gereği olan bir şeydir ve mevzuatında olandır.

Ben tekrar teşekkür ediyorum.

Soruların cevabı için de burada bekleyeceğimi bir kez daha belirtiyorum, saygılarımı sunuyorum.