MEHMET BABAOĞLU (Konya) - Teşekkür ederim.

Öncelikle, Türkiye'nin tarımda büyük oranda dışarıya bağımlı olduğuna katılmıyorum. Tohumda da ve diğer birçok alanda da özellikle son on-on iki yılda yapılan birçok radikal çalışma neticesinde Türkiye kendi kendine yeter hâle geldi birçok alanda, dolayısıyla onu bir tespit etmemiz gerekiyor. 2002 dönemi ile bugün geldiğimiz nokta arasında çok ciddi farklar var ve ekonomik büyüklük olarak da tarımsal büyüklük olarak da Türkiye dünyada ilk sıralara gidiyor; özellikle Avrupa'nın zaten en büyüklerinden biriyiz, dünyada da önemli bir noktaya geldik. Evet, daha yapılacak çok iş var ama bizim tarımda dışarıya bağımlı olduğumuz söyleminin haksız bir söylem olduğunu düşünüyorum.

Bir diğer konu, benim ifade etmek istediğim konu: Özellikle Afrika ülkelerinde dünyanın birçok ülkesi arazi kiralıyorlar ve ikili anlaşmalar yapıyorlar. Özellikle Tanzanya kısmıyla ilgili böyle bir düşünce de var mı? Sudan örneğini biliyoruz biz, Tarım Bakanlığımız üretim iş birliği anlaşması yaptılar. Özellikle hem onlara öğretme hem birlikte üretip dünyaya pazarlama karşılıklı "win win"e dayalı bir sistem olması iyi oluyor. Dolayısıyla, yağış oranı bakımından özellikle sulamasız tarım yapabilen bir orta kuşak ve ortadan aşağı kuşakta bu imkânlar var. Bu konuyu da dikkate almamız gerekiyor. Eğer hem üretim iş birliği hem pazarlama iş birliğine de yönelik bu tür çalışmalar yaparsak ki diğer, gördüğüm kadarıyla, Lübnan, Bangladeş, Bahreyn'le böyle bir imkânı sağlama şansımız yok ama Tanzanya'yla böyle bir şey olabilir. Sadece bir öneri getiriyorum.

Teşekkür ederim, sağ olun.