| Komisyon Adı | : | KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketinin (PTT) 2021 ve 2022 yıllarına ait bilanço ve netice hesaplarının görüşmeleri |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 14 .05.2025 |
OSMAN ZABUN (Isparta) - Sayın Başkanım, Değerli Komisyon üyelerimiz, Kıymetli PTT Genel Müdürümüz ve yönetimde görev alan arkadaşlar; ben de bu aşamaya kadar getirilen bütün bu emek ürünü mahsullerden dolayı teşekkür ederek sözlerime başlamak istiyorum.
Sayın Gökçek'in son, AK PARTİ İl Başkanının paylaşımıyla ilgili meselesine kısaca bir şey söylemek istiyorum. Yani, biz şunları da hatırlıyoruz: İstanbul Büyükşehir Belediyesine alım yapılırken yüzde 20, yüzde 20, yüzde 20 kontenjanların nasıl dağıtıldığını da hatırlıyoruz diyorum, bu kadarla sınırlandırıyorum.
Öbür taraftan, diğer konuya geçmeden önce şunu ifade etmek istiyorum: PTT'nin, özellikle, bize gelen tablolara da baktığımızda zarar eden bir yapısı var. Bunun mutlaka yapısal dönüşümlerle birlikte kârlılığa doğru evrilmesi gerekliliğini ben de altını çizerek ifade ediyorum.
Öbür taraftan, yine detaylara baktığımda, yurt dışı elektronik posta yani PTT özellikle elektronik postayla ilgili önemli bir atılım yaptı ve bu atılımları sonucunda da önemli bir aşama da katetti ama yurt dışı elektronik posta iletimleriyle ilgili sıfır gözüküyor. Burada ben şunu merak ediyorum: Yani, yurt dışında da bu tür elektronik posta uygulayan ülkeler var, bunlara entegrasyonla ilgili acaba mesafe alabilir miyiz, var mı, yok mu; varsa bunlarla entegrasyon süreçlerini çalışabilir miyiz?
Öbür taraftan, yine, tebligatlarla ilgili... Az önce Sayın Gökçek de söyledi, alt komisyon toplantısında ben de ifade etmiştim, hatta bu gelen cevaplar arasında da var -bundan dolayı da teşekkür ediyorum- o rakamlar var; ne kadar tazminat ödendiği, fiziki tebligatlarda ne kadar kayıp gönderi oluştuğunu sormuştum. Yani, çok düşük olmasına rağmen, kayıp gönderi adetleri çok düşük olmasına rağmen ve tazminata konu olan tebligatların sayısı çok düşük olmasına rağmen yıllara sarih olarak yukarıya doğru bir tırmanış var. 2021'de 5.600, 2022'de 3.700, 2023'te 10.200, 2024'te 14.200 civarında; bu yukarıya doğru tırmanan bir sayı. Bu, aslında bize şunu gösteriyor: Bundan sonraki süreç içerisinde fiziki tebligatlarla ilgili daha dikkatli davranmanın gerekliliğini ortaya koyuyor. Aksi takdirde, bu rakam tazminat ödemek durumunda kaldığımız tebligat sayıları yukarıya doğru hızla gidecektir diye düşünüyorum. Bunun yerine, tabii, elektronik tebligat önemli. Ülkemiz bu noktada çok önemli bir çığır açtı ve sürekli ilerliyor. Bunları daha aktif hâle getirmek için, daha yaygın hâle getirmek için önemli stratejik çalışmaların altına imza atmalıyız diye düşünüyorum.
Öbür taraftan, yani Sayın Gökçek'in, özellikle PttAVM'yle ilgili, HGS etiket satışlarıyla ilgili ifade etmiş olduğu konular göreceli olarak baktığınız zaman belki doğru görülebilecek yaklaşımlar ama tırnak içinde tekrar söylüyorum, göreceli olarak baktığınız takdirde. Şimdi bunun detayına baktığımız zaman şöyle bir tablo önümüze çıkıyor: Özellikle, tabii, burada PTT AŞ'nin PttAVM ile PtteM'le yürüttüğü bir başlangıç ve bir yolculuk hikâyesi var. Bu yolculuk hikâyesinde her şeyden önce PTT'nin kurumsal güvenilirliğinin öne çıktığı, ortaya konulduğu ve bunun karşılığında da -isim söylendiği için söylüyorum- Hakan Çevikoğlu'nun CEO'luğunu yaptığı şirketin böyle 2 potansiyeli bir araya getirmek suretiyle Türkiye'de dijital bir platformun, dijital ticaret platformunun PTT üzerinden bir alternatif olarak hayata geçirilmesi ve bunun kuruma sağladığı artı değer. Şimdi, bu, başka işler de yapıyor; PttAVM sadece HGS satışına aracılık etmiyor, başka işler de yapıyor PTT'yle birlikte, PTT'nin altyapısını kullanarak belki bazı işleri yapıyor. Burada PTT yüzde 40 hisse oranında ortak ve bu süreç içerisinde de PttAVM büyüdükçe aslında dolaylı olarak PTT'nin oradaki hisseleri, yüzde 40 hissesi ticari değer olarak da önemli ölçüde büyüyor. Şimdi, yine HGS'yle ilgili aslında gelen cevaplarda, kurumun göndermiş olduğu cevaplarda bu detay var ama zannediyorum Sayın Gökçek bu detayı atladı diye düşünüyorum. Burada açıkça, HGS etiket satışlarıyla ilgili PttAVM'yle yapılan anlaşmanın, diğer banka türü anlaşmalar ile diğer satış yöntemlerinden farklı olduğu açık ve net bir şekilde ifade edilmiş. Yani PttAVM, HGS satışlarında yüzde 2'lik bir payla aracılık etmekte ve bu satış bedelleri doğrudan doğruya PTT'nin HGS hesaplarına aktarılıyor. Dolayısıyla burada herhangi bir faiz kaybı söz konusu olmadığı gibi, tam tersine PTT'nin HGS hesaplarına yatırıldığı için rakamlar PTT burada ayrıca bir faiz geliri elde ediyor, oradaki bekleyen rakamdan dolayı faiz geliri elde ediyor. Dolayısıyla, özellikle HGS satışlarıyla ilgili Sayın Gökçek'in ortaya koymuş olduğu o göreceli yaklaşımların çok da karşılığının olmadığını çok açık ve net olarak ifade etmek gerekiyor.
Yine, burada altı çizilmesi gereken bir başka konu da yaklaşık olarak 2021 yılında 12 milyon TL'lik HGS satışının 7,3 milyon TL'si PttAVM üzerinden gerçekleştirilmiş. Yani burada aslında PTT, elini hiç sıcak sudan soğuk suya dokundurmadan PttAVM üzerinden yaptığı satışlardan 7,5 milyon TL'lik sıcak bir gelir elde etmiş; bunun da altının çizilmesi gerekiyor diye düşünüyorum.
Vizyoner bir yaklaşım, PttAVM'nin Türkiye açısından ve özellikle özel sektör mantığıyla kamu güvenilirliğini bir araya getirerek ve yıllara dayalı bu altyapıyı akılcı bir yöntemle kullanmak suretiyle böyle bir değere dönüştürmesi önemli bir girişim, önemli bir yaklaşım diye altını çizerek ifade etmek istiyorum.
Saygılar sunuyorum.