| Komisyon Adı | : | TARIM, ORMAN VE KÖYİŞLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Tanzanya Birleşik Cumhuriyeti Hükümeti arasında (1/393), Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Bahreyn Krallığı Hükümeti arasında (1/400), Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Lübnan Cumhuriyeti Hükümeti arasında (1/404), Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Bangladeş Halk Cumhuriyeti Hükümeti arasındaki (1/412) kanun tasarıları tali komisyon olarak görüşüleceğinden, İç Tüzük'ün 23'üncü maddesi uyarınca görüşmelerin tasarıların maddelerine geçmeden tümü üzerinde yapılmasına ilişkin karar |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 1 |
| Tarih | : | 30 .12.2015 |
TÜRABİ KAYAN (Kırklareli) - Sayın Başkanım, değerli arkadaşlar; hepinize merhaba.
Arkadaşlar, burada yapılanları koruma refleksine filan girmeye hiç hacet yok. Biz burada ülkemiz için nasıl faydalı şeyler yapılması gerekiyorsa... Hepimiz belirli bölgelerden geldik, o bölgelerin sorunları var, ihtiyaçları var, ülkemizin sorunları var, ihtiyaçları var, bunları konuşup bunların giderilmesi konusunda bir çaba göstereceğiz. Elbette burada eksik bir şey varsa söyleyeceğiz, hatalı bir şey varsa anlatacağız, konuşacağız, düzeltme konusunda da bir çaba göstereceğiz.
Şimdi, ben Trakya bölgesindenim, Ergene Nehri zehir saçıyor Ergene havzasına. Ergene Nehri bugün su değil, bildiğiniz bir çamur akıyor arkadaşlar ve bu havza 250 bin dekardır. 250 bin dekarlık bu havzada bugün üretim yapılmıyor ve burası da en mümbit arazidir, verime en müsait arazidir, 2-3 ürün birden alınacak bir arazidir. Maalesef Ergene Nehri bugün hâlâ temizlenmeyi bekliyor. Çok geç kalınmış bir konudur bu. Bu bölge, biliyorsunuz yoğun bir şekilde tekstil sanayisine maruz kalan bir bölge. Bu bölge tekstil boyaları, vesairesi, kimyasallarla tamamen zehirlenmiş durumda. Yani, bu mutlaka bizim gündemimizde olmalı, mutlaka bunun çözümüne yönelik çabalarımız olmalı ve buradan da bunu hep beraber halletmemiz gerekiyor değerli arkadaşlar.
Bunun yanında çok enteresan bir durum arz edeceğim ben size: Trakya'da bir işletme yaklaşık burada on yıl içinde 200 bin, 250 bin dönüm arazi satın aldı; bu bir sanayi kuruluşu. Bizim bildiğimiz tarımsal üretim, tarımsal yatırım sanayi yatırımı kadar hemen geriye anında dönebilecek bir yatırım değildir. Bunun için de bildiğiniz üzere, sanayi kuruluşlarımız tarımsal konulara fazla eğilmezler, yatırıma yönelmezler. Normalde bir sanayinin geriye dönüşümünü altı yıl gibi, hatta daha erkene alma şansınız vardır ama tarımsal yatırımlar böyle değildir, yirmi yıldan önce mümkün değildir bunun geriye dönüşü. Burada bizim endişelerimiz var, biz tamamen bu genetik üretime dönük çalışmalar yapamıyoruz. Arkadaşlarımız "Tohum üretiminde bayağı mesafe kat ettik." dediler ama marka kimin, teknoloji kimin, genetik işlemler nereden geliyor, ona da bakmak lazım. Şimdi, bir yabancı markanın gelip burada üretim yapması bizim üretimimiz sayılamaz yani bunun aksini söylersek sadece kendimizi aldatmış oluruz. Bunun için, biz burada kendimiz neler yapabiliyoruz, neler yapmalıyız bunu konuşmamız lazım.
Bir de Sayın Okyay Bey de arz etti, bu bahsettiğimiz Afrika ülkelerinde mübadil konuşuluyor; mübadele "değişim" demektir. Şimdi onların bilgi, birikimleri ile teknoloji birikimleriyle bizim birikimimiz aynı değildir herhâlde. Biz onlara bilgi mi aktaracağız, teknoloji mi aktaracağız, yoksa onlardan bir şey almayı mı bekliyoruz. Veyahut da arkadaşımızın birisi arz etti galiba, "Oradan toprak kiralayabiliriz." falan diye, acaba böyle bir yöntem mi düşünülüyor? O konuda da bir netlik olması lazım.
Ben bu bilgiler ışığında sizlerle bu konuları paylaşmak istedim.
Teşekkür ediyorum.