KOMİSYON KONUŞMASI

ALİ GÖKÇEK (İstanbul) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Şimdi, biliyorsunuz ki, Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü Marmara Denizi ve boğazlar bölgesinde kurtarma, tahlisiye, kılavuzluk ve römorkörlük hizmetlerini yerine getirmekte; hem yetkili hem de hizmetlerini yerine getirecek kabiliyet ve kapasiteye de sahip bir kurum ancak mantıklı hiçbir sebep olmadığı hâlde bu hizmetlerin bir kısmı başka bir kamu kuruluşu olan BOTAŞ tarafından verilmeye başlanıyor. Bu durum da bazı saçmalıklar ortaya çıkartıyor Başkanım. Mesela, Mehmetçik Gelibolu Boğaz etap hizmetlerinin kılavuzluk ve römorkörü Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü tarafından veriliyor ancak hizmetin devamı olan Gelibolu Marmaraereğlisi etap hizmeti BOTAŞ tarafından veriliyor yani burada aynı römorkörle ve kılavuzla, kaptanla etap tamamlanabilecekken Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğünden bir yere kadar getiriliyor, sonra tekrar BOTAŞ alıyor gidiyor. Ya burada çok saçma bir durum var yani ikisi de kamu kuruluşu. Neden böyle bir şeye ihtiyaç duyuyoruz? Bunun mantıklı bir açıklaması varsa bunu da burada bir yetkili açıklarsa çok sevineceğim.

Diğer saçmalık da BOTAŞ'ın römorkörlük veya kılavuzluk hizmetlerini yerine getirirken dışarıdan hizmet alımı yaptığı tespit ediliyor. Yani zaten Kıyı Emniyeti bu hizmeti verebiliyor, kamu kurumu, bu konuda yetkin, kapasitesi de var ama BOTAŞ'a veriyoruz, BOTAŞ da bunu yapamadığı için dışarıdan başka üçüncü bir şahsa veriyor. Şimdi, Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğünün kurtarma römorkörlerinin kapasite kullanım oranına bakıyoruz, son yılları söyleyeyim: 2021'de yüzde 20, 2022'de yüzde 21 yani Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü bu işi yapabilecekken, kapasitesi fazlasıyla bu işi yapmaya da yetecekken biz bu işi alıyoruz "BOTAŞ sen yap." diyoruz, sonra BOTAŞ da diyor ki "Ben bu işi yapamam, dışarıdan hizmet alayım." Hatta şöyle yani IGA Port limanında kılavuzluk hizmeti Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü tarafından veriliyor, römorkör hizmetiyse BOTAŞ tarafından yerine getiriliyor ancak IGA Port bölgesine gelen gemilerin büyük olması, hava şartlarından dolayı kılavuzluk ve römorkörlük hizmetlerinin zorlu olmasından ötürü BOTAŞ ilgili bölgedeki römorkörlük hizmetini yerine getirirken elinde güç ve sayı olarak yeterli römorkör olmamasından ötürü Kıyı Emniyetinden yardım istiyor. Yani böyle bir saçmalık yok, madem zaten bu işi Kıyı Emniyeti verebiliyor, zaten de veriyordu, BOTAŞ'a tekrar diyoruz ki "Sen al bu işi yap." Sonra bu işi BOTAŞ yapamıyor, hem üçüncü şahıslardan dışarıdan hizmet alımına gidiyor hem de Kıyı Emniyetinden yardım istiyor. BOTAŞ'ın bu hizmeti veremeyeceği çok açık, böyle bir yetkinliği yok, bu hizmetleri verebilmesi için de yatırım yapması gerekiyor. Bu yatırımı yapması da hem kamu kurumlarının kapasite kullanımlarını azaltacak hem de kamu kaynağının etkin ve verimli bir şekilde kullanılmasını engelleyecek. Hâlihazırda Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü hem bu işi yapacak kapasiteye sahip hem de kârlı bir kurum. Kârlı bir kurum olduğu için de -teşekkür ediyoruz, en kârlı kurumlarımızdan biri, belki ilk sıradasınız- hâliyle yatırımlarını da yapmaya devam ediyor; yeni römorkörler alıyor, kurtarma gemileri alıyor, şu an hâkim değilim artık sayılarına ama yeni yatırımlar yapabiliyor. Şimdi, bu durumda yani Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı da bu konuya... Bizim kurumumuz yapması gerekeni yapıyor Sayıştay bulgusundan sonra ancak Ulaştırma Bakanlığı -özetle söyleyeyim- şöyle bir cevap veriyor: "BOTAŞ sadece LNG taşıyan gemilere hizmet veriyor. BOTAŞ da bir kamu kurumu, dolayısıyla ortada bir kayıp söz konusu değildir bu işte." Ama ben Ulaştırma Bakanlığının bu mantığını da anlamadım çünkü Kıyı Emniyeti kapasite kullanım oranını artırsa hem de BOTAŞ buraya yapacağı yatırım için kaynağı başka yatırımlar için kullansa yani Kıyı Emniyeti yaptığı işi yapmaya devam etsin, BOTAŞ bu işi yapmak için yatırım yapacağına başka yere yatırım yapsın hem de BOTAŞ üçüncü şahıslara da iş vermek hâliyle de kamunun kaynağını oraya aktarmak zorunda kalmasın. Yani burada nasıl bir kamu zararı oluşmuyor, ben anlamadım. Bir de işin bir güvenlik, emniyet boyutu var. Bu işi yıllardır Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü zaten götürüyor, şimdiye kadar da helal olsun, büyük bir sıkıntı yaşadığımız bir durum da olmadı, işlerini de iyi yaptılar, şimdi burada bu yetkinliğe sahip olmayan, tecrübeye sahip olmayan BOTAŞ'ın LNG taşıyan gemilere bu hizmeti vererek daha da riskli bir hâle getirmesinde de bir mantık görmüyorum. Burada kurumun yapacağı bir şey yok Başkanım, açık konuşalım yani sizden ricam gelin, biz bu işe bir el atalım. Sayın Bakanımız burada, bizler buradayız, BOTAŞ'ın bu hizmeti vermeye çalışma aşkından vazgeçelim, kamu kaynaklarını daha verimli kullanalım hem de ülkenin de güvenliğini tehlikeye atmamış olalım.

Teşekkür ediyorum.