Komisyon Adı | : | KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ KOMİSYONU |
Konu | : | Türkiye Denizcilik İşletmeleri Anonim Şirketinin 2021 ve 2022 yıllarına ait bilanço ve netice hesaplarının görüşmeleri |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 21 .05.2025 |
ALİ GÖKÇEK (İstanbul) - Rize'de işletici şirket kurduğu taşeron şirketle TDİ'yi kandırmış. Rize Limanı'nda yapılan incelemelere göre 2015-2019 yılları için 1 milyon 878 bin, 2020 yılı için ise 105 bin dolar TDİ payını eksik hesaplayarak şirketi kandırmış. Sonra işletici şirketle yapılan görüşmelerden sonuç alınamadığı için TDİ tarafından söz konusu şirket aleyhine tahkim davası açılmış.
Aynı kapsamda Sinop Limanı da özelleştirilmiş ancak Sinop Limanı'nda yapılan denetimlerde TDİ paylarının eksiksiz yatırıldığı anlaşılmış. Normalde bunun için yani kimseye bir kandırma girişiminde bulunmadığı için şirkete teşekkür edilmez ama 4 tane şirket var aynı konumda, 1 tanesinde sıfır lira, hiçbir eksik pay hesaplanmamış. Hâliyle ben Sinop Limanı'nı işleten firmaya da işleticilerine de gerçekten buradan teşekkür ediyorum.
Buraya kadar özelleştirme kapsamında limanları işleten firmaların neler yaptığını anlattık, şimdi firmalar bunları yaparken TDİ ne yapmış, ona bakalım. TDİ AŞ İştirak, Bağlı Ortaklık, Bağlı Menkul Kıymetler ve Özelleşen Gayrimenkuller Yönergesi 4'üncü madde altıncı fıkrasında "TDİ'yi temsilen özelleşen limanların yönetim kurullarında görevlendirilen kişi, işletme hakkı devir sözleşmesine göre liman faaliyetlerinin ilgili mevzuat çerçevesinde yapılıp yapılmadığını kontrol ederek o yıl içerisinde yapılan faaliyetleriyle ilgili yıl sonu raporunu TDİ Yönetim Kuruluna sunulmak üzere Genel Müdüre sunar. Bu rapor Genel Müdür havalesini müteakip Limanlar Dairesi Başkanlığına gönderilir." hükmüne yer verilmiş. Ancak bu konudaki uygulamada da aksaklıklar bulunduğu ve geçmiş yıllardan bu yana yönerge hükmünün gerektiği şekilde yerine getirilmediği belirlenmiş. Yani biz buraları özelleştiriyoruz ama gelir paylaşımı yöntemiyle özelleştiriyoruz. Burada "TDİ'nin hakkını korumak için işletici şirketlerin yönetim kuruluna TDİ'yi temsilen birisini koyalım ki bizim haklarımızı korusun, savunsun." demişiz. Hatta işten anlayan birisi olsun diye ilk başta TDİ personelinden birisini atayalım diye kararlaştırmışız ancak bu da 2021 yılında alınan yeni bir kararla "TDİ personelinin yerine TDİ'yi temsilen bir üye atanacaktır." şeklinde uygulama değiştirilmiş. Açıkçası bu değişikliği de anlamış değilim çünkü bu değişiklik sonrasında görüyoruz ki denizcilikle alakası olmayan insanlar TDİ'yi temsilen görevlerine başlamış, bu arkadaşlara da birazdan değineceğiz.
Peki, TDİ'yi temsilen görevlendirilen bu arkadaşlar ne yapmışlar? Aslında yaptıklarını anlatmak isterdim ancak 2015 yılından 2020 yılına kadar işletici şirketler TDİ'yi kandırırken bu arkadaşlar hiçbir şey yapmamışlar. Yani "Hiçbir şey yapmamışlar." derken gerçekten hiçbir şey yapmamışlar. 2015 yılından 2020 yılına kadar bu süreç devam etmiş çünkü Sayıştayın bu konuda konuşmamın başında da belirttiğim gibi bulguları var. Sorumluluklarını yerine getirmediği, hatta yıl sonu 1 kere düzenlemeleri gereken raporları dahi zamanında düzenlemediklerini söylüyor. Biz bu konuyu alt komisyonda konuştuk, uzun uzun konuştuk ve ben birçok soru sordum ancak sorulara aldığım cevaplarda da bazı uyuşmazlıklar var. İlk sorumda "2023 raporları eksiksiz sunuldu mu?" diye soruyorum, kurum "Eksik rapor bulunmamaktadır." diye cevap veriyor. Raporların sunulma tarihlerini de istiyorum. Örneğin, Hopa Limanı temsilcimizin faaliyet raporu verme tarihini 8/1/2025 olarak kurum bildiriyor. Aslında kurumun faaliyet raporunu yıl bittikten sonraki ilk altı ay içerisinde bildirmesi lazım ancak bana gelen cevapta 8/1/2025... 2023'ün raporu 8/1/2025'te geliyor. Sonra ben ilerleyen zamanda alt komisyonda bir soru daha soruyorum "Son on yıla ait hangi yılın raporu hangi tarihte sunulmuştur? Bana bunun bilgisini verin." diyorum. Verilen cevaptaki tabloya göre aynı temsilcinin 2023 raporunu sunma tarihi bu sefer 8/5/2024 olarak gözüküyor. 2023 yılı için kurumun bize yolladığı cevapta 2 ayrı sayfada 11 liman için söylenen tarihlerin sadece 2'si tutuyor Başkanım yani kurum bizimle bu konuda dalga mı geçiyor, gerçekten merak ediyorum. Bunları okumayacağız mı zannediyorsunuz? Bir diğer gariplik, 11 limanın 5'inin 2023 faaliyet raporu verme tarihi 8 Ocak 2025 ve 7 Ocak 2025. Rastlantıya bakın ki bizim de alt komisyon toplantısını yapma tarihimiz 10 Ocak 2025. Yani bu 5 temsilci durmuş durmuş, iki senede aklına gelmemiş, tam biz alt komisyon toplantısını yapmaya gideceğiz, iki gün önce 5 tane temsilci bu faaliyet raporlarını göndermeye karar vermiş. Tabii, absürtlükler burada bitmiyor. TDİ'yi temsilen işletici şirket yönetim kurulundaki kişilerin hangi toplantılara katılıp hangilerine katılmadığını sordum. Biraz önce Sayın Tahtasız da sordu çünkü bu işi görünce merak ediyor, alt komisyonda yoktu o, hâliyle burada sorma durumunda kaldı. Ben cevabını aldım. Kurum verdiği cevapta "Yönetim Kurulunda bulunan temsilcilerimizin katılımları elektronik veya fiziki ortamda gerçekleştirildiğinden yıllara sari katılım durumunu gösterir verileri içeren kayıtlar bulunamamaktadır." diyor yani sorduğun soruya cevap yok Mehmet Ağabey. Yani ben bunun kaydı nasıl bulunmaz, çok merak ediyorum. Kamunun, vatandaşın malına sahip çıksın diye birini görevlendiriyoruz yönetim kurulunda ama o kişinin, o görevlendirdiğimiz kişinin sahip çıkmak için yönetim kurulu toplantısına katılıp katılmadığını dahi takip etmiyoruz. Bilmiyoruz, belki katılıyor, belki katılmıyor; onun kendi bileceği iş.
Sonra diyorum ki: "Toplantıya katılmayanlar ne gibi mazeretler öne sürüyor?" Kurum cevaben "Kuruluşumuzu temsilen görev yapan üyelere olası bir aksi durumda gerekli bildirimler yapılmakta olup oluşabilecek herhangi bir olumsuz durum için süreç titizlikle takip edilmektedir." diyor. Ya, milletin toplamda 5 milyon dolardan fazla parası gitmiş, takip etmesi gereken kişiler toplantılara katılmıyor, raporlarını sunması gerektiği zamanda sunmuyor, siz daha diyorsunuz ki: "Olumsuz bir durum oluşursa titizlikle takip ediyoruz." Ya, ne olması lazım, nasıl bir olumsuz durum olması lazım ki?
Yine kuruma "Raporların hazırlanıp sunulmaması ya da eksik sunulması veya zamanında sunulmaması sebebiyle kurumun uğradığı bir zarar var mı? Varsa tazmini için adım atıldı mı?" diye soruyorum. Kurum verdiği cevapta "Özelleşen limanlarda kuruluşumuzu temsilen bulunan yönetim kurulu üyelerimizle ilgili, raporları zamanında teslim ettiğinden ötürü zarar teminini gerektiren bir durum oluşmamıştır, yaptırım sebebi yoktur." diyor. Kurum işini düzgün yapamıyor ama anladığım kadarıyla işini düzgün yapamadığını söyleyen Sayıştay raporlarını da okumuyor. Hatta yaptığı işten o kadar bihaber ki Başkanım, aynı soruya aynı raporda iki farklı tarih yazıp gönderebiliyor.
Hâliyle, bu kadar olay olunca "Bu görevi yapan arkadaşlar kimlerdir?" diye biz de merak ediyoruz, "Bakalım, kimler yönetim kurulunda görev alıyor?" diyoruz. Yukarıda anlattığım olaylarda tarihi itibarıyla bu isimlerin görevde olmadıklarını baştan belirterek sormak istiyorum Sayın Başkanım; bu, şu an söyleyeceğim isimler, bu, biraz önceki anlattığım olaylarda görevde değildi, onları o konuda tenzih etmek istiyorum ancak Cumhurbaşkanlığı Özel Kalem Müdür Yardımcısının, Millî Saraylar Başkanının, 26'ncı Dönem AK PARTİ milletvekili -denizcilikle alakası varsa özür diliyorum; var mı, yok mu bilmiyorum- ve hatta Bağcılar Belediyesi Meclis Birinci Başkan Vekili Hanımefendi'nin TDİ'yi temsilen liman işletici şirketlerin yönetim kurulunda olmasının nasıl bir mantığı var, anlayamıyorum. Eski milletvekili belki zamanı vardır, orada yaşıyordur, gidip ilgileniyordur -yani iyi niyetle bakmaya çalışıyorum- ama Bağcılar Belediyesi Meclis Birinci Başkan Vekilliği görevi yapan bir kişi nasıl Rize'deki limanda kamu adına, milletin parasını korumak adına görev yapıyor, bunu merak ediyorum. Mesela, Cumhurbaşkanlığı Özel Kalem Müdür Yardımcısının yaptığı iş çok mu hafif bir iş ki aynı zamanda Marmaris'te TDİ adına, milletin parasını korumak adına görev yapabiliyor? Yani bu arkadaşın az mı işi var orada, anlamıyorum.
Başından bu kadar mevzu geçmiş, yıllarca kandırılmış bir kurum bu konuda daha da hassas davranır diye bekleriz ama biz böyle beklerken kurum denizle, limanla alakası olmayan ve yaptıkları diğer görevler dolayısıyla TDİ'ye karşı sorumluluklarını yerine getiremeyecek olan kişileri bu görevde tutmaya devam ediyor. Ben gerçekten pes diyorum yani.
Tabii, bitmiyor konu, bir de merak ettiğim bir konu var benim. Devir sözleşmelerinin 33'üncü maddesinde "İşletme hakkı devir sözleşmesi ve ek sözleşmelerdeki hususlara taraflardan birinin uymaması ve diğer tarafın yazılı ihtarına rağmen sözleşmeye aykırılığın altmış gün içerisinde giderilmemesi hâlinde tarafların yükümlülüklerini yerine getirmemelerinden dolayı zarar, ziyan tazmin hakları saklı kalmak kaydıyla bu sözleşme ihtarda bulunan tarafça feshedilebilecektir." hükmüne yer verilmiş. Sizin bir sözleşmeyi feshetmeniz için ne olması gerekiyor? Bu anlattıklarımdan sonra ne olması gerekiyor? Hopa'yla açık açık oturup TDİ'yi ne kadar kandırdığını hesaplamışız, sonra ortayı bulmuşuz -yine sözleşmeyi feshetmek aklınıza gelmemiş de ortayı bulmuşuz- Giresun ve Rize'yle ortayı da bulamamışız. Yani burada feshetmek hâlâ aklınıza gelmiyor, tahkimle uğraşıyoruz. Hatta 2022'de Meclisten bir kanun geçiriyoruz, özelleştirmeler neticesinde -burası da ayrı bir enteresan- imzalanan kırk dokuz yıldan az süreli sözleşmeleri -kısaca söylersek- belirli şartları sağlaması hâlinde kırk dokuz yıla kadar uzatıyoruz; bu, Meclisten çıkan bir kanunla oluyor ve Giresun liman işletmecisinin otuz yıllık, 2027'de bitecek olan sözleşmesini on dokuz yıl daha uzatıyoruz. Yani feshetmemiz gereken sözleşmeyi, yıllarca bize TDİ payını eksik bildirmiş, arkadan dolanmış sözleşmeyi biz bu firmayla on dokuz yıl daha uzatma kararı alıyoruz. Ben gerçekten diyecek hiçbir söz bulamıyorum. Bunun tek bir mantığı vardır, lütfen, kusura bakmayın Sayın Başkan ama "Nasıl olsa ibra ediliyoruz." rahatlığı var burada. Bu kadar iş yapılıp hâlâ oradaki yönetim kurullarına gerçekten orayla ilgilenecek, oraya zaman ayıracak bir kişiyi koymuyorsak burada bir rahatlık vardır. Ben sadece bu konuyu sabaha kadar daha konuşabilirim ama zaten gelen cevaplarda bize bir saygısızlık yapıldığını düşünüyorum. Bu konunun sonrasında, genel üzerinde diğer konuları da konuşarak ben kendime saygısızlık yapmak istemiyorum.
Teşekkür ediyorum.