| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Gelir Vergisi Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı(1/517) |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 1 |
| Tarih | : | 14 .01.2016 |
MUSA ÇAM (İzmir) - Teşekkür ediyorum.
Sayın Günal söyledi Sayın Bakan; 6'sında Sayın Başbakan imzalamış ve 8'inde de Meclise giriş yapılmış ve bugün ayın 14'ü. Hamza arkadaşımız geldi buraya, imzalı önergeleri geliyor. Yani bu kadar kısa sürede hazırlanmış ve bu sürede Komisyona gelmiş görüşülüyor ve değişiklik önergeleri de yağmur gibi geliyor ve Hükûmet tarafından yani. Şimdi, bizim muhalefet partileri önerge verirler, değiştirilmesini isterler, doğru ama iktidar partisi milletvekilleri tarafından değişiklik önergelerinin verilmiş olması tabii ki, bu işe iyi çalışılmadığının da bir göstergesi. Onlar da nihayetinde fark etmişler bazı eksikliklerin, yanlışlıkların olduğunu ve bu nedenle önerge veriliyor. Bu iyi bir şey, kötü bir şey değil ama temel olarak bu işlerin iyi hazırlanmadığı, iyi çalışılmadığı, enine boyuna konuşulmadığıyla ilgilidir. Bunun nedeni de işte, bir an önce Komisyon toplansın, gelsin, görüşülsün, aşağıya insin, olsun bitsin. Yani bu yöntemi, bu tarzı bırakmamız gerekiyor. Gerçekten kaliteli bir çalışma ve kaliteli bir yasa yapma tekniğine sahip olmamız gerekiyor. Bizim, yoksa engelleyelim... İyi şeyler yapılıyor, iyi şeyler düzenleniyor, bunları daha kaliteli, daha iyi bir şekle dönüştürmemiz gerekiyor, çabamız ve gayretimiz de bu yöndedir ama görüyoruz ki bizim çabalarımız ve emeklerimiz sadece tutanaklara geçmenin ötesinde çok fazla bir anlam ifade etmiyor, iktidar partisi tarafından göz ardı ediliyor.
Şimdi, bu düzenleme "Doğumda ve doğum sonrasında annenin ölümü hâlinde doğum sonrası kullanılamayan süreler babaya kullandırılır." cümlesiyle annenin doğum veya sonrasında yaşamını kaybetmesi hâlinde doğum sonrası kullanamayan analık izin süreleri babaya devredilmiş olacaktır, iyi bir şey, kötü bir şey değil. Örneğin doğumdan önce sekiz haftalık iznini kullanan anne, doğum sırasında yaşamını yitirirse; baba doğumdan sonra kullanılmayan sekiz haftalık izin süresini kendi çalıştığı iş yerinde kullanabilecektir, iyi bir şey. Doğumdan sonraki süre için sekiz haftalık izni olan anne, doğumdan üç hafta sonra hayatını kaybederse, baba geriye kalan beş haftalık izni kullanabilecek, iyi bir şey, yanlış bir şey değil. Bu süre tekil gebeliklerde en çok on üç hafta, çoğul gebeliklerde ise en çok on beş hafta olacaktır, doğru mudur? Doğumdan önce üç haftaya kadar çalışılan süreler, doğum sonrası iznine eklendiği için, bu durum söz konusu olduğunda, babaya devredilecek analık iznine de bu süreler eklenecektir, makul düzenlemeler, bir itirazımız yok.
Ama söz konusu düzenlemenin isabetli ancak yasa yapım tekniği ve mevzuat bütüncüllüğü bakımından eksik, öngördüğü hak bakımından ise yetersiz bir düzenleme olduğu da aşikârdır. Bunu da zaten konuşmacı arkadaşlarım, milletvekili arkadaşlarım her seferinde dile getiriyorlar. Öngörülen hak bakımından yetersizdir diyoruz bu, şöyle: Doğum sırası veya sonrasında annenin hayatını kaybetmesi hâlinde gerek çocuğun bakımı gerekse babanın psikolojik durumunun asgari ölçekte de olsa stabilizasyonu için babaya makul bir süre izin hakkı tanınması, hâlihazırda iş mevzuatında yer almayan bir ihtiyaçtır. Bu iş mevzuatında henüz yer almamış, bunun mutlaka gözetilmesi gerek. Eğer bu alt komisyon kurulmuş olsaydı biz bu taleplerimizi, bu ihtiyaçlarımızı orada dile getirecektik, diyecektik ki bu bir ihtiyaçtır, bunların düzenlenmesi gerekir. Ama böyle bir imkân verilmediği için bunu getiremiyoruz. İş Yasası'nın ek 2'nci maddesiyle eşini kaybeden erkek işçiye tanınan üç günlük mazeret izni hakkının bu ihtiyacı karşılamaktan çok uzak olduğu da açıktır. Eşini kaybetmiş, üç günlük mazeret izni veriliyor. Şimdi, bu konuşulmuş olsaydı, bunun yetersiz olduğunu söyleyecektik ve bunun artırılması gerektiğini söyleyecektik. Ne kadar insani olduğunu herhâlde siz de takdir edersiniz yani ama olmuyor. Söz konusu düzenlemeyle doğum sonrası kullanılamayan analık izninin babaya devri öngörülmektedir. Bu düzenleme, isabetli ancak yetersiz bir düzenlemedir. Zira, babaya devredilecek süre analık izninin kalan kısmıyla sınırlıdır. Örneğin, annenin doğumdan sonraki altıncı haftanın sonunda yaşamını yitirmesi hâlinde babaya devredilecek izin süresi iki haftayla sınırlı olacaktır. Bakın, ne kadar ayrıntılı bir şey bu. Yani, altı haftanın sonunda iki hafta kalacak. Diyoruz ki: "Bunlar eksiktir, yanlıştır, bunların konuşulması ve düzenlenmesi gerekir." Ama, yok. Oysa, yapılması gereken, matematiksel bir işlemle kalan süreyi devretmek değil, eşini kaybeden ve yeni doğan bebeği olan babaya, gerek çocuğun bakımı gerekse kendi psikolojik durumunu yeniden düzenleyebilmesi için bir süre tanınmasıdır. Çünkü, söz konusu durumda baba bir yandan eşini kaybetmenin acısını yaşarken bir yandan da yeni doğan döneminde olan çocuğun bakımını gerçekleştirmek zorundadır. Bunları yok sayabilir miyiz arkadaşlar? Bunlar hayatın gerçekliği. Onlar da insan, bunları yaşıyorlar. Bunları konuşmamız gerekir. Bunları bu yasaya dercetmemiz gerekirken bunların hiçbirini ne yazık ki konuşamıyoruz.
Yine, öte yandan, babaya tanınan bu hak, annenin doğum ya da analık izni sırasında hayatını kaybetmesiyle sınırlıdır. Annenin doğum izninin ardından yaşamını yitirmesi hâlinde, babaya tanınan izin hakkı, İş Yasası'nın ek 2'nci maddesinden kaynaklanan üç günle sınırlı olacaktır. Örneğin, annenin doğum sonrası sekiz haftalık izninin sona ermesinden iki hafta sonra yaşamını kaybetmesi hâlinde, baba üç günlük mazeret izninin sonunda varsa yıllık iznini kullanmaya çalışacak, aksi takdirde işe geri dönme zorunluluğuyla karşı karşıya kalacak arkadaşlar. Böyle bir şey kabul edilebilir mi? Eşini kaybetmiş bir insana diyorsunuz ki: "Hemen iki gün sonra işe geri dön." Arkadaşlar, böyle bir şey olabilir mi? Ama, bunları konuşma şansımız olmuş olsa bunların hepsini tek tek izah edeceğiz ve sizler de bunu makul olarak, insan olarak kabul edeceksiniz ve buraya işleyeceğiz. Dolayısıyla, bu düzenleme gerçekten kabul edilebilir bir iş değildir, bunun düzeltilmesi gerekiyor.
Yine, analık izninin evlat edinme hâlini de kapsayacak şekilde yaygınlaştırılmasını şimdi önergeyle getiriyorsunuz ama hiç önergeyle getirmemiş olsanız biz bunu söyleyecektik burada ve iznin kullanımın ebeveynlerinden birine seçimlik hak olarak tanımlanması isabetli ancak yetersiz bir düzenlemedir.
Evlat edinenlerin evlat edinilen çocukla evlat edilmesi sürecini takiben daha çok yakın zaman geçirmesi, çocuğun adaptasyonu ve çocuk ile ebeveynler arasında sağlıklı bir ilişki kurulması bakımından büyük bir önem arz etmektedir. Bir anne olarak bunlara katılıyor musunuz, katılmıyor musunuz bilmiyorum yani. Bununla birlikte sekiz haftalık süre yetersiz olduğu gibi, tasarıda yer alan düzenleme bu sürenin ebeveynler arasında paylaşılmasına olanak tanımamaktadır. Öte yandan, bu izinle ilgili olarak tasarıda sosyal güvenlik hukuku bakımından tamamlayıcı düzenlemelere yer verilmemiştir. Bu izni kullanan ebeveyne analık izninden kaynaklanan geçici iş göremezlik ödeneğinin verileceğine dair bir düzenleme tasarıda ne yazık ki yer almamaktadır. Bu çerçevede, söz konusu izin on altı haftaya çıkarılmalı. Eğer bunları konuşma, tartışma şansımız olmuş olsaydı, bunları tek tek söyleyecektik. Yine, söylüyoruz ama aşağıda da bununla ilgili önergelerimizi vereceğiz. Bu sürenin ebeveynlerce paylaşılabilmesi sağlanmalı.
Yine, Genel Sağlık Sigortası Yasası'nın -SSGSS- 18'inci maddesine yapılacak bir ilave ile bu izin süresince izni kullanan ebeveyne, analık izni kapsamında geçici iş göremezlik ödenebileceğinin açıkça düzenlenmesi gerekiyor. Bunların tamamı eksik, bu düzenlemelerin tamamı da eksiktir. Bir kez daha burada sizleri uyarıyoruz, söylüyoruz. Altı günlük süre içerisinde siz bu yanlışların bir kısmını gördünüz, gözünüze de battı ama Hamza Dağ arkadaşımızı burada emanetçi olarak yaptınız, önergeleri ona verdiriyorsunuz. Bunların hiçbiri sizlerin kusurlarınızı, sizin hatalarınızı ortadan kaldırmaz, büyük bir vebal ve büyük bir sorumluluk altındasınız arkadaşlar. O nedenle, bunların geri çekilmesi ve yeni baştan komisyonlarda görüşülmesi gerektiğini düşünüyorum.
Teşekkür ediyorum.