KOMİSYON KONUŞMASI

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Öncelikle hafta sonu seyahatimizde emeği geçen herkese çok teşekkür ediyoruz. Tabii, bu ilk seyahatti, bazı eksiklikler, aksaklıklar olabilir, önemli olanın bunu hep beraber, hızlı bir şekilde çözebilmek olduğunu düşünüyorum.

Cüneyt Vekilimizin çıkarmış olduğu kalemlerin notları bende de var, belki duymamış, atlamış, ben de atlamış olabilirim ama ilave 3 tane daha benim söylemek istediğim var. Birincisi, çiftçilerimizin, dondan etkilenen çiftçilerimizin, aynı zamanda ekstra kredi limitlerinin artırımıyla ilgili talepleri var, bence bunun da olabileceğini düşünüyorum. Ayrıca, tarımsal desteklerin erkene alınmasıyla ilgili yine bir talepleri var. Yine, aynı şekilde, biliyorsunuz, bu ürünlerle ilgili ciddi anlamda... Gittiğimizde tarlalarda gördük, mesela, elma bahçesine gittiğimizde üzerinde elma vardı ama "Elma aslında yalancı elma." dediler. Bu, üstünde, atacak olan elmaydı. Dolayısıyla yapraklar yeşermiş çünkü bu yıl, evet, ürün gitti ama önümüzdeki seneyi kurtarmak adına, seneye hazırlık yapıyor çiftçilerimiz. Dolayısıyla, yapmış oldukları masraflar devam ediyor. Bunun şu ana kadar yani don olayı olana kadar olan masraflarının değil, bu ürünü almaya yönelik devam eden masraflarının da sürece tazmin noktasında dâhil edilmesi gerektiğini düşünüyorum, raporumuza da bunu eklersek...

Ben, Ali Kıratlı Vekilimizin söylediği her şeyin altına açıkçası imzamı atarım, çok da doğru bir şekilde söyledi. Amacımız, evet, üzüm yemek, bağcıyı dövmek değil ama söylemle eylem o kadar farklı ki gerçekten çok farklı. Biz de bunu hissettik orada. Efendim, Mersin'de çıktı bir kişi, Muhtarlar Derneği Başkanı, bir teşekkür etti diye kıyamet koptu. Yani, adamın yancılığı... Bir teşekkür etti ya. Onun dışındaki hiç kimseye ben Başkanın hiçbir şekilde müdahale ettiğini söylemedim. Ha, kaldı ki "Biz vekillere müdahale ediliyor." dendi. Biz vekiller zaten en son konuştuk. Yani öncesinde, oradaki konuşmacıların hiçbiri müdahaleyle ilgili bir şeyi de görmedi ki. Kaldı ki, hani, ben müdahale olduğunu da bazı noktalarda... Mersin'de biraz bir gerginlik oldu. Evet, madem üzüm yemek, bu kadar oldu, Belediye Başkanına ulaşılmadı vesaire ama oranın da aynı zamanda Komisyonda olan vekilleri vardı. Yani bunun orada videoya çekilip, tepki gösterilip hemen basına servis edilmesinin vesairenin ben Komisyonun o samimiyetine aykırı olduğunu düşünüyorum. Madem bu kadar hassastı, bu kadar şeydi... Ben mesela Belediye Başkanı olsam, ilime Türkiye Büyük Millet Meclisinden Komisyon gelse, üstelik benim vekilim o Komisyonda olsa ararım. Ya, siz böyle böyle bir şeye geliyorsunuz, bakın, biz de ilde çok güzel çalışmalar yaptık -çünkü orada tarımla ilgilenen Daire Başkanı yapmış olduğu çalışmaları da anlattı, ben gayet başarılı buldum yani yapmış oldukları çalışmaları- keşke kendi bu hassasiyette... Ya, yaptığını anlatmak olsun, davete bakmazsınız ya da vekilini arasaydı, vekili arasaydı "Biz geliyoruz, haberin var mı?" deseydi, bu hassasiyeti görseydik. Hani, bu, basının önünde sanki biz özellikle Cumhuriyet Halk Partili belediyeleri davet etmiyormuşuz gibi... Bu Komisyon AK PARTİ'nin Komisyonu değil, bu Komisyon Türkiye Büyük Millet Meclisinin Komisyonu. Bu şekilde lanse edilmeseydik...

Gelelim, İlhami Bey'e, o bana, o şekilde bağırmasıyla beni susturacağını düşünüyor. Ben bunu "kadın-erkek" diye ayırmayı düşünmüyorum, bağırarak susturamaz ama ben onun bağırmasının sebebini anladım çünkü niye biliyor musunuz? O göstermiş olduğu limonlar var ya, beraber yan yanaydık, orada biz de öyle zannettik hani, dondan dolayı. Dediler ki: "Vekilim, bunlar koltuk altı limonları." Hani, hasat bittikten sonra altında kalan, toplanmayan limonlar, kuruyan limonlar, ikimiz yan yana beraberdik, orada gerçeğini öğrendi ya, ben de gerçeği söyledim ya, o yüzdendi bağırması. O yüzden de söylemiş olduğu gerçek dışı şeyi -yalan demiyorum bak- bile bile gerçeğini bildiği şeyi burada doğru şekilde aksettirmediği için kendisinin burada bağırma ihtiyacı duyduğunu düşünüyorum. Amacımız öyle, üzüm yemek, hepimizin öyle.

Ya, ben gerçekten hayretler içerisindeyim ama inşallah daha sonraki zaman içerisinde Komisyonumuzun asıl işlevine, doğru şeylere döneceğini düşünüyorum. Hepimiz çiftçiyi düşünüyoruz. Burada bulunan tüm Komisyon üyelerinin bir şekilde tarımla ya da bir şekilde çiftçiyle alakası var. Hepimiz zaten özünde milletvekiliyiz, öyle olmasak bu Komisyonda olmayız. Hepimiz bu Komisyonda olabilmek için dilekçe verdik, ben de burada olabilmek için dilekçe verdim. Beni grubum, gitti, öyle, kafasına göre yazmadı, hepimiz bu konuyu önemsiyoruz. İleriye yönelik işte, söylüyoruz, belki ağustos ayında dolu göreceğiz yani iklim değişikliği var. Asıl benim en başından beri söylediğim, önemsediğim şey, bundan sonraki süreçlerde nasıl tedbirler alabileceğimize dair...

Ben teşekkür ediyorum Başkanım.