| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 24 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 14 .11.2014 |
ADNAN KESKİN (Denizli) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Sayın Başkan, Sayın Bakan, bürokrasinin ve basının değerli temsilcileri; tümünüzü selamlıyorum.
Doğa koşullarının üretimin rekoltesini ve niteliğini etkilediği tarım sektörü ekonomik, sosyal sorunların kuşatması ve baskısı altında. Tarımda yaşanan sıkıntıları Anadolu insanı "Çiftçinin karnını deşseniz 41 tane yeni sene çıkar." özdeyişiyle simgelemiştir. Ağırlıklı olarak sulanmayan topraklarda yürütülen üretim bir yıl aşırı soğuğun, ertesi yıl donun, bir diğer yıl sel baskınlarının sürekli ve kesintisiz olarak varlığını ve canlılığını koruyan örgütsüzlüğün, sermaye darlığının, fiyat ve destekleme politikalarının yetersizliğinin, devletin üretimi yönlendirmemesinin, genetik biliminin ve tarım teknolojisinin devre dışı olmasının, tarımda yaratılan artı değerin tarım dışına transferinin, ambalajlama, depolama ve pazarlamanın girdi fiyatlarının aşırı yüksekliğinin, ürün fiyatlarının düşük düzeyde olmasının neden olduğu sorunlarla yazın kavurucu sıcağın, kışın yakıcı soğuğun altında üretim yapan çiftçilerin emeklerinin, alın terlerinin karşılığını almasına engel olmaktadır.
Ülkemizde çiftçiler, hangi ürünü ne kadar üreteceğini, ürettiği ürünü kime, nasıl, kaça satacağının bilgisi içerisinde değillerdir. 2002 yıllarında tarımda büyüme yüzde 9 düzeyindeydi. Sayın Bakan, bu konuda 2002'yle sürekli mukayese ederken büyümedeki çarpıklığı teğet geçme gereksinimini duydu. Şimdi ise siyasal iktidarın bütün şişirmelerinin aksine yüzde 3'lerde bir büyüme görülmektedir. Aynı yıllarda tarımın ulusal gelirden aldığı pay yüzde 10 düzeylerindeydi, günümüzdeyse bu yüzde 9 oranlarına düştü. Türkiye'de ulusal gelirden kişi başına 10 bin dolar düşerken tarımda bu rakam 3.500 dolar civarındadır. 2008-2012 vizyon belgesinde tarımda kişi başına ulusal gelirden 4 bin dolar pay düşeceği öngörülmüştür ama bu öngörü de gerçekleşmemiştir. 2003 yılında bir litre mazotu 1,3 TL'ye alıyordu üretici, bugün 4,5 TL. 2003 yılında 50 kilogramlık gübre, cinsine göre 15 lirayla 20 lira arasında satın alınırken günümüz Türkiye'sinde 60-70 lira arasında satın alınabiliyor. Kısacası, girdi fiyatları yüzde 400 oranında artarken ürün fiyatları yerinde saymaya devam etmektedir, alınanlarla satılanların fiyat çarpıklığı.
AKP iktidara geldiğinde çiftçilerin işlediği tarımsal alan 239 milyon dönüm iken 206 milyon dönüme düşmesine neden olmuştur. Çiftçimiz 6,5 kat İstanbul büyüklüğündeki 33 milyon dönüm araziyi ekemez hâle gelmiştir. Geçmiş yıllarda tarımda kendi kendine yeten Türkiye AKP iktidarında karnını doyurmak için Arjantin'den mısır, Ukrayna'dan buğday, Şili'den angus ithal ediyor, cumhuriyet tarihinde Türkiye, ilk kez sap ve samanı nurlu ufuklar mimarı AKP iktidarı döneminde dışarıdan ithal etmek zorunda kalıyor. Tarım arazileri sanal ÇED raporlarına dayanarak yok ediliyor. Hava alanı, köprü, elektrik santrali yapılma gerekçesiyle hoyratça, bizden sonraki jenerasyonların geleceklerini çalan tahribatlara seyirci kalınıyor.
Üretici birlikleri bir yandan kayıt dışılığının, diğer yandan yüksek faizle işletme sermayesi kullanmanın getirdiği yükler nedeniyle işlevlerini yapamıyorlar. Tarım Sigortası kapsam alanı, muafiyetler, sigorta yapma zamanının yarattığı güçlükler nedeniyle çiftçilerin beklentilerine yanıt veremiyor.
İktidarın yanlış politikaları, bu yıl üzüm üreticilerini yoksulluğa, açlığa, sefalete tutsak etmiştir. Ekonomik sorunlara inanç ve siyasi tercihler odağından yaklaşan iktidar, istisnalar, muafiyetler nedeniyle varlıklı kesimlerden alamadığı vergilerin yarattığı boşluğu doldurmak için vasıtalı vergilere bir kurtuluş simidi gibi sarılmaktadır. Çiftçiye 4,5 liraya mazot satılmasının, 1 litre şaraptan 5 lira vergi alınmasının bu uygulamanın ürünü olduğu herkesçe bilinmektedir. Siz 1 litre şaraptan 5 lira vergi alarak yandaş olduğunuz kesimleri rahatlatırken, cennetten parsel alma özlemini hayata geçirirken üzüm üreticilerini 1 kilo üzümü 25 kuruşa satmaya mahkûm ettiniz. Şimdi üzüm üreticileri 5 kilo üzüm satarak 250 santilitrelik mazot alabiliyorlar, 1 litre mazot almak için 20 kilo üzüm satmak zorundalar. Çiftçilerin, üzüm üreticilerinin idam fermanlarını hazırlayıp infaz urganını boynuna geçirdiğiniz için sizleri Tanrı'ya emanet ediyorum, bütçenin güzellikler getirmesini diliyorum.
VAHAP SEÇER (Mersin) - Tatlı ikram ediyorlar, Tarım Bakanlığı, kaymak yok.
(Oturum Başkanlığına Başkan Vekili Süreyya Sadi Bilgiç geçti)
BAŞKAN - Mandalar geliyor.
Sayın Bakanım, arkadaşlar kaymak soruyorlar da, "Sayın Bakanımız sorularda cevaplayacak, soru-cevap kısmında cevap verecek." dedim ama...
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır) -Yo, ben hemen cevap vereyim: Diyarbakır burma kadayıfının yanında kaymak yenmez. Diyarbakır burma kadayıfı böyle yenir, kaymaksız.
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Keskin.
ADNAN KESKİN (Denizli) - Daha dur ya, soru var.
BAŞKAN - Ha, öyle mi? Ben bitti zannettim.
ADNAN KESKİN (Denizli) - Sayın Bakana bu ara bir iki sorum da var. Jokey Kulübünün Denetimi Rehberlik ve Teftiş Başkanlığı ile Yüksek Komiserler Kurulu tarafından yapılmaktadır. Yarışlarla ilgili son sözü, Yüksek Komiserler Kurulu söylüyor. Erdal Celal Sumaytaoğlu isimli bürokrat, Teftiş Kurulu Başkanlığını ve Yüksek Komiserler Kurulu Başkan Yardımcılığı görevini yürütüyor mu? Adı geçen kişi, 2009 yılında yapılan kene ilacı ihalesinde usulsüzlük yaptığı gerekçesiyle açılan davada Ankara 15'inci Asliye Ceza Mahkemesi tarafından beş ay hapis cezasına mahkûm edilmiş midir? Bu kişinin kayınvalidesi yakın zamanlara kadar, Fatma Erinç isimli kayınvalidesi 11 İngiliz, 1 Arap atı olmak üzere 12 tane yarış atının sahibi miydi? Adı geçen, şu an 2 adet atın sahibi midir? Gıdalarda kare kod uygulama işini Hakan Bilal Kutlualp'in sahip olduğu şirkete pazarlık usulüyle mi verdiniz? Bu ihalenin iptali için sektör temsilcileri tarafından Danıştaya dava açılmış mıdır, bu davanın sonucu nedir? Pazarlık usulüyle işi alan kişinin özel uçağıyla seyahat yaptınız mı? Yaptıysanız kaç kez seyahat gerçekleştirdiniz? Yaptığınız seyahatlerle ilgili bu şahsın şirketine ve şahsına bir bedel ödediniz mi? Gıda mühendislerinin atanması için kadro tahsis edileceğine taahhüt yapılmıştı, bugüne kadar gıda mühendislerinin atamaları gerçekleşmedi. Bu konudaki düşünceniz nedir?
Teşekkür ediyorum.