| Komisyon Adı | : | ADALET KOMİSYONU |
| Konu | : | Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/3147) münasebetiyle |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 31 .05.2025 |
ALİ BOZAN (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum.
Şimdi saat 22.00, 35-40 milletvekili saat 16.00'dan beridir buradayız yani sadece 35-40 milletvekilinin, Bakanlık bürokratlarının ve bir kısım basın mensubunun takip ettiği ama esasen milyonların heyecanla, merakla beklediği kimi konular üzerinde konuşuyoruz, konular üzerinde tartışıyoruz. Şimdi, Mecliste değiliz, canlı yayın yok, görsel basın yok, halk takip edemiyor.
Yine dedim ya, milyonlar bekliyor. Milyonlar nasıl bekliyor? 415 bin mahpus var cezaevinde, yakınlarıyla birlikte en az 4-5 milyon kişi şu anda buradaki konuşmaları heyecanla ve merakla bekliyor.
Yine, Feti Bey açıkladı "358 bin hükümlü var." dedi. Hafta içi olsaydı belki avukatları giderdi ziyaretlerine, Adalet Komisyonunda ne konuşuluyor, ne konuşulmuyor, belki haberdar olurlardı. Hükümlüler cumartesi, pazar günü merakla bekleyecekler, diyecekler ki: "Adalet Komisyonunda bizim için ne konuşuldu, ne tartışıldı, ne sonuç çıktı?"
Şimdi, benden önce söz alan neredeyse bütün milletvekili arkadaşlar bir konudan bahsettiler, bugüne kadar cezaevlerinde yaratılan beklentiden bahsettiler, ben de konuşmamın en sonunda söylemeyi düşündüğüm şeyi en başında ifade edeyim: Bugün Adalet Komisyonundan, gerçekten son dört, beş ay içerisinde özellikle iktidar cenahı tarafından yaratılan beklentilere cevap olacak yasal düzenlemeleri eğer biz buradan çıkarmazsak, benim özellikle iktidar vekillerine önerimdir, bence Kurban Bayramı'nda Ankara'da kalın, bir yere gitmeyin; gerçekten önerim budur.
İDRİS ŞAHİN (Ankara) - Bence biraz geç kalmışsın Sayın Vekilim, biraz önce Urfa'dan bir arkadaş arıyor, beş dakikalık bir ara için gittim, Urfa Milletvekili, iktidar partisi milletvekili "Şu ezan şahit olsun DEM'liler ile CHP'liler çıkarttırmıyor, yoksa biz çıkartacağız sizin talebinizi." diyor.
ALİ BOZAN (Mersin) - Bunu diyor şimdi! Şöyle Sayın Başkan...
İDRİS ŞAHİN (Ankara) - Arkadaşlar bunu söylüyor.
ALİ BOZAN (Mersin) - Sayın Başkan, aynı zamanda bir ricam daha olacak, hem Komisyon Başkanı olarak sizden hem de teklifin öneri sahibi olarak söz alan Orhan Bey'den, sizlerden telefon numaranızı rica edeceğim. Şunun için Başkan, gerçekten şunun için...
BAŞKAN CÜNEYT YÜKSEL - Değerli Vekilim, bir şey söyleyeyim, bizim telefonlarımız herkeste var. Hiç gerek yok, herkeste var bizim telefonlarımız.
ALİ BOZAN (Mersin) - Sayın Başkan, bakın, özellikle yargı paketiyle ilgili toplumda yaratılan beklenti ve umut. Biz bu konuda hepimiz hemfikiriz. Ben şunun için telefon numaranızı rica edeceğim, ben telefonumu yönlendireceğim, bu konuda bana gelen telefonlara lütfen sizler cevap verin diye, bundan kaynaklı.
ORHAN KIRCALI (Samsun) - Size gelen telefonlar bize de geliyor.
DİLAN KUNT AYAN (Şanlıurfa) - Ee, ne diyorsunuz?
ALİ BOZAN (Mersin) - Geliyor mu size? Ha, eğer o zaman geliyorsa yani merak ediyoruz size gelen telefonlara Adalet Bakanının...
DİLAN KUNT AYAN (Şanlıurfa) - Sayın Orhan, ne diyorsunuz, DEM'liler mi izin vermedi diyorsunuz?
ORHAN KIRCALI (Samsun) - Öyle demiyoruz.
BAŞKAN CÜNEYT YÜKSEL - Sayın Ayan, bir dakika, konuşmalar bittikten sonra ben Sayın Kırcalı'ya söz vereceğim.
DİLAN KUNT AYAN (Şanlıurfa) - Ne diyorsunuz peki?
ORHAN KIRCALI (Samsun) - Onu demiyoruz, sizin dediğinizi demiyoruz.
DİLAN KUNT AYAN (Şanlıurfa) - Yani DEM'liler izin vermedi demiyorsun, değil mi?
ORHAN KIRCALI (Samsun) - Onu demiyoruz.
DİLAN KUNT AYAN (Şanlıurfa) - Ha, iyi, tamam, teşekkür ederiz, zabıtlara geçsin en azından.
ALİ BOZAN (Mersin) - Şimdi, değerli arkadaşlar, şöyle söyleyeyim: Yargı Reformu Stratejisi kitapçığı var, hepimize gönderildi. Sanırım 3-4 ay önce gönderilmişti, gönderildiği zaman da çok detaylı bir şekilde inceledim, baktım. Baktığımda ilkin, açıkça söyleyeyim, böyle kapağına dokunduğumda, o kabartmalı yazıları görünce, umarım ve dilerim içeriği de bu şekilde olur dedim. İçeriğine baktığımda son beş yıl içerisinde hayata geçirilenler var, önümüzdeki beş yıl içerisinde amaçlanan ve hedeflenenler var ve o tarihte kimi kısa notlar almıştım.
Değerli arkadaşlar, son, geçtiğimiz beş yıl içerisinde kaydedilen gelişmeler başlık başlık yazılmış ve 86 sayfalık kitapçıkta 8 sayfa yer almış son beş yıl içerisinde yargı reformu kapsamında yapılanlar ama önümüzdeki beş yıl, 2025-2029 yılları arasında hedeflenenler tam 53 sayfa yer tutmuş; bu çok kıymetli.
Bakın, bir yandan çok kıymetli, bu kadar amacın, bu kadar hedefin olması çok çok kıymetli ama ya, o kadar çok şey var ki "yapılacaktır", "edilecektir", "hayata geçecektir", "sağlanacaktır", "alınacaktır", "oluşturulacaktır", "belirlenecektir"le biten cümleler ama şunu da sormadan edemiyor insan; mevcut iktidar yirmi üç yıldır iktidarda, yirmi üç yıldır bu kitapçıkta 53 sayfada yer tutan, yer alan o hedefleri hayata geçirmek istediniz de kim engel oldu? Yani gerçekten elinizi tutan mı oldu? Bu kısmı önemli.
Yine, kitapçıkta mesela temalar var. Ya, ben baktığımda, bu kitapçığı hazırlayan, bu kitapçığı baskıya veren arkadaşlar dahi kimine gerçekten kendileri inanmıyor Sayın Başkanım.
Bu kitapçıktan şundan kaynaklı bahsediyorum özellikle: Çünkü bu teklifin gerekçesinde bu kitapçığa dayanılıyor, 2025-2029 Yargı Reformu Stratejisi'ne dayanılıyor.
BAŞKAN CÜNEYT YÜKSEL - Şimdi, Değerli Vekilim, biliyorsunuz, bu, Yargı Reformu Stratejisi Belgesi'nin 4'üncüsü ve 2025-2029 hedeflerini içerdiği için, onun için gelecek zaman kullanılıyor. Mesela, trafikle ilgili düzenlemeleri daha geçtiğimiz gün Komisyonumuzda görüştük.
ALİ BOZAN (Mersin) - Sayın Başkan, şöyle söyleyeyim: Bakın "hukuki güvenlik" deniliyor, "makul süre" deniliyor, "hızlılık, öngörülebilir ve çözüm merkezli adalet" deniliyor.
Arkadaşlar, hepimiz avukatız, bu ülkede, şu anda, bir yıl on beş gündür gerekçeli kararı yazılmayan bir dosya var, biliyor musunuz? Bakın, ben o dosyada avukatlık yaptım, Kobani kumpas davasında ben avukatlık yaptım. Biz, avukatlar ve yargılanan siyasetçiler olarak bazen savunmamızı bir saat dahi uzatamadık, bizim bir saat savunma yapmamıza izin verilmedi. Neden biliyor musunuz? Bize mahkeme tarafından şu söylendi: "Yargılamayı uzatıyorsunuz, yargılamayı uzatmaya çalışıyorsunuz." deyip yargılanan siyasetçilerin savunma hakkı kısıtlandı; duruşma tutanaklarında var, SEGBİS kaydı alındı. Aynı şekilde, avukatlar savunma yaparken defalarca kez avukatların sözü kesildi "Siz yargılamayı uzatmaya çalışıyorsunuz." denildi ama aradan bir yıl on beş gün geçti ve o dosyada hâlen gerekçeli karar yazılabilmiş değil. O zaman, biz hangi makul süreden bahsedeceğiz, hangi hızlılıktan bahsedeceğiz? Yani makul süreyi gerçekten... Artık, UYAP'ta otomatikman çıkan bir şey var ya; hedef süre yani bizim bu dönemde gördüğümüz şey maalesef bu. Makul süre, o UYAP ekran kaydında çıkan, otomatik yazılı olan süre, maalesef bu şekilde; dileğimiz, temennimiz bu şekilde olmaması.
Bugün, hâlen bu ülkede dosyaları istinaf ya da temyiz aşamasında geç karar verildiği için, bakın, geç karar verildiği için neredeyse cezasının infazını cezaevinde tamamlamış olan insanlar var ya da şunu söyleyeyim: Sayın Başkanım, bu kitapçığı hazırlayan arkadaşlarımız; bugün bir işe iade davası dahi iki, üç yıl sürüyor bu ülkede. Ben, o nedenle, burada gerçekçi belirlemeler yapılmamış diyorum.
Şimdi, bundan kısaca bahsettikten sonra, bunun içerisinde başka bazı soruların cevabının olması gerekiyordu. Başka bazı soruların cevabının ne olması gerekiyordu? Mesela, 415 bin mahpus var bu ülkede. Neden bu ülkede şu anda 415 bin mahpus var cezaevlerinde? Şimdi, iktidar adına konuşan vekil arkadaşlarımızın tamamı ceza adalet sisteminden bahsettiler.
Sayın Başkanım, yirmi üç yıldır bu ülke AKP iktidarınca yönetiliyor. 2002 yılından 2025 yılına kimi değişimleri istatistikleriyle sizlerle paylaşmak isterim. 2002 yılında Türkiye'de 257 cezaevi var, şu anda 405 cezaevi var; cezaevlerinin artış oranı yüzde 57,6. O tarihte, 2002 yılında cezaevlerinin tahminî kapasitesi 60 bin, şu anda cezaevlerinin kapasitesi 301 bin ve o tarihte kapasite 60 bin iken tahminen cezaevlerinde kalan mahpus sayısı 61.429 yani kapasitenin üzerinde sadece 1.500 kişi kalıyor ama bugün cezaevi kapasitesi 300 bin, cezaevinde kalan mahpus sayısı 415 bin yani 115 bin kişi şu anda cezaevinde ya vardiya sistemiyle dönüşümlü bir şekilde yatıyor ya 2 kişi aynı yatağı kullanıyor ya yerde yatıyor ya da kapının dibinde yatıyor. İşte, bunlar yirmi üç yıllık AKP iktidarı döneminde yaşananlar.
Sayın Başkan, cezaevi kapasitesi, cezaevinde kalan mahpus sayısı 61.429'dan 415 bine çıkmış yani artış yüzde 575, neredeyse 7 kat artmış.
Şimdi, yirmi üç yıllık iktidar döneminde ceza mevzuatında defalarca değişiklikler yapıldı. Cezaevi sayısı bu kadar artmış olmasına rağmen, cezaevi kapasitesi artmış olmasına rağmen şu anda cezaevlerinde 115 bin kişi yatacak yer bulamıyorsa o zaman bir yerde, bir şey yanlış yapılmış değil mi? Bence bu konuda hemfikiriz, yirmi üç yıllık AKP iktidarı döneminde bir yerde, bir şeyler yanlış yapılmış. Kimi zaman infazda değişiklikler yapıldı, kimi zaman kimi suçların cezaları artırıldı, kimi zaman af mahiyetinde yasal düzenlemeler yapıldı, kimi zaman on binlerce kişi cezaevlerinden tahliye oldu ama sonuç ortada, geldiğimiz nokta ortada.
Yine, 2002 yılında her yüz bin kişiden 90'ı cezaevindeyken 2025'te bu oran 448'e çıkmış ve bu oran nasıl bir oran biliyor biliyor musunuz? Avrupa Konseyi ülkeleri içerisinde 1'inci sıradayız. Yirmi üç yıl önce her yüz bin kişiden 90 kişi cezaevindeyken 2025'te bu oran her yüz bin kişide 448'e yükselmişse burada bir şeyler yanlış gidiyor, burada demek ki bir şeyler yanlış yapılmış. Şunu da söyleyebilirsiniz: "2002'deki nüfusumuz ile şu andaki nüfusumuz aynı değil, nüfus arttı, cezaevinde de nüfus arttı." diyebilirsiniz ama öyle değil. 2002'de nüfus 67 milyon 800 bin civarında, 2025 yılında 85-86 milyon civarında; yaklaşık olarak yüzde 26 nüfus artmış. Ülke nüfusu yüzde 26 artmış ama cezaevlerindeki nüfus, cezaevlerindeki mahpus sayısı yüzde 575 artmış. İşte, bu kitapçığın içerisinde ya da önümüzdeki beş yıllık süre içerisinde sadece iktidarın değil Sayın Başkan, iktidarıyla muhalefetiyle hepimizin bu sorulara cevap olacak veya yurttaşın bu dertlerine derman olacak düzenlemeleri bizim yapmamız gerekiyor.
Son olarak bir şey daha sorayım: Değerli arkadaşlar, içinizde daha önce cezaevinde kalan oldu mu, içinizde cezaevinde yatan oldu mu? Şunun için arkadaşlarım, bazı şeyleri anlamak açısından, bakın ya da cezaevinde aylık düzenli ziyarete gittiğiniz yakınınız oldu mu? Milletvekilliği dışında, avukatlık yaparken, elbette ceza avukatlığı yaparken arkadaşlarımız gitmiştir. Bunu şunun için soruyorum: Bu Mecliste konuşulanlar, özellikle iktidar sözcüleri tarafından konuşulanlar cezaevinde nasıl bir ruh hâli yaratıyor, bunun için sordum. Ben 2012 yılında cezaevindeyken üçüncü yargı paketi tartışmaları vardı.
HALİL ÖZTÜRK (Kırıkkale) - Ne kadar kaldınız?
ALİ BOZAN (Mersin) - Yirmi bir ay kadar kaldım.
Üçüncü yargı paketi tartışmaları varken arkadaşlar, bakın, burada yapılan her konuşma suç tipi ayrımına girmeksizin, tutuklu ya da hükümlü ayrımına girmeksizin cezaevlerinde gerçekten ama gerçekten çok büyük bir umut yaratıyor ve çok büyük bir beklenti yaratıyor. Bence artık bir usule son vermek gerekiyor.
Değerli arkadaşlar, hatırlarsınız, sekizinci yargı paketini görüşüyorduk Mecliste, yine cezaevlerinde beklenti vardı. Sekizinci yargı paketi görüşülürken Genel Kurulda, bir baktık, bir şekilde basına adı "dokuzuncu yargı paketi" olan bir paket servis edildi. Bakın, bunun iktidar tarafından servis edildiğini iddia ederim ama ispat edemem. Yine, Mecliste dokuzuncu yargı paketi görüşülürken, hatırlarsınız, Genel Kurul aşamasında yine böyle ceza mevzuatında değişiklik öngören bir paket servis edildi, basında konuşulmaya başlandı, tartışılmaya başlandı, bu defa bunu yapmayalım bence.
Şimdi, önümüzdeki hafta onuncu yargı paketi Meclis Genel Kuruluna gelecek. Önümüzdeki hafta biz yine insanların umutlarını, beklentilerini bir sonraki bahara ötelemeyelim. Bugün şu söyleniyor: "İşte Covid-19 düzenlenmesinden vazgeçilmiş değil, sonbaharda düşünülür." Ya, sonbaharda eğer biz Covid-19 düzenlemesini getireceksek cezaevlerinde insanlar neden beş ay fazla yatsınlar, hele ki bayram öncesinde bu kadar umut ve beklenti yaratılmışken? Şunu kayıtlara geçmesi için bir kez daha ifade edelim: Covid-19 düzenlemesini bu paketten çıkaran iktidardır, Covid-19 düzenlemesini bu paketten çıkaran AKP'dir. Biz, bugün Komisyonda maddeler aşamasına geldiğimizde Covid-19 düzenlemesinin ek bir madde ihdasıyla bu pakete eklenmesini dile getireceğiz. Yine, Genel Kurulda da Covid-19 düzenlemesinin Kurban Bayramı öncesi Meclisten geçmesi için elimizden geleni göstereceğiz diyorum.
Şimdilik teşekkür ediyorum.