ORHAN KIRCALI (Samsun) - Efendim, şimdi, bu madde başlığında da belirtildiği gibi, genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması suç. Burada böyle bir suçta yapılan düzenlemeyi herhangi bir şekilde siyasi bir niyete bağlama yönündeki bir analizi şiddetle reddediyoruz, böyle bir analiz yapılması bizce hiç doğru değil, zaten metinde de böyle bir şeyi ortaya koyacak hiçbir cümle söz konusu değil. Demin de ifade ettim, buradaki yapılan düzenlemelerde herhangi bir şekilde niyet okuması yapılmaması gerekir yani siyasi mülahazalarla hareket edildiği gibi bir niyet okuması yapıldığında bu işin içerisinden o zaman çıkmak mümkün değil.

Değerli Başkanım, şimdi maddenin 1'inci fıkrasında "Kişilerin hayatı, sağlığı veya mal varlığı bakımından tehlike olacak biçimde ya da kişilerde korku, kaygı ve panik yaratabilecek tarzda ses ve gaz fişeği atabilenler dahil." diyoruz.

Değerli başkanım, bu düzenleme yapılmadan önce, bu gaz fişeği atabilenler, "kuru sıkı" diye nitelendirdiğimiz tabancayla ateş edenler, toplumun içerisinde ateş ettiklerinde bu hüküm olmadığı için, şu andaki meri kanunda sadece "silahla ateş eden" ibaresi yer aldığı için işlemiş olduğu bu suç cezasız kalıyordu. Şimdi, Allah korusun, düşünün, şurada, Meclisin yakınında, bu Komisyon odasının yakınında birisi gelse kurusıkı tabancayla ateş etse panik olmayacak mıyız? Bu kişinin yapmış olduğu suçtan dolayı, bu fiilinden dolayı ceza almaması mı gerekiyor? Bir de bunun herhangi bir şekilde gösteri ve yürüyüş yapmayla bağlantılandırılmasını da anlamak mümkün değil. Anayasal bir hak olan gösteri ve yürüyüş hakkını vatandaşın kullanmasına hiç kimse engel değil ki. Yani burada bunu talep edenlerin "Gösteri ve yürüyüşe katılmış olan kişiler gelsinler, orada gaz ve ses fişeği atabilen bir silahla, kurusıkıyla ateş etsinler." gibi bir talebi mi var? Böyle bir talebi kabul etmek mümkün mü? Bu, hayatın olağan akışına bir kere aykırı, gösteri ve yürüyüşe aykırı, gösteri ve yürüyüşlerin amacına aykırı. Arkadaşlarımızın da ifade ettiği, aslında bu düzenleme, oradaki gösteri ve yürüyüşe katılan tüm vatandaşları, insanları da koruyor. Bir düşünün, binlerce insanın toplanmış olduğu bir alanda birisi gelip ses ve gaz fişeği atabilen bir kurusıkı tabancayla ateş ediyor, on binlerce insanın toplandığı ortamda. Biz şimdi diyeceğiz ki: "O kişiye ceza vermeyelim." Böyle bir mantığı kabul etmek, böyle bir hukuki mantığı kabul etmek mümkün değil. İşte, zaten bu hüküm olmadığı için, daha önceki düzenlemede sadece "silah" dendiği için, demin Sayın Süleyman Bülbül'ün ifade ettiği o Yargıtay kararları çerçevesi içerisinde bu kişiler maalesef cezasız kalmışlar.

Bakın, ben bazı çarpıcı örnekler vermek istiyorum: 2023 yılının ilk dört ayında 17.510 tane tabanca, 2024'ün ilk dört ayında 20.891 -bakın, artarak devam ediyor yakalanan tabancayla ilgili sayı- 2025 yılının ilk dört ayında, burada bu tabancalarla ilgili, ruhsatsız silahlarla ilgili cezalar artırılınca sayı birden düşüyor 16.887'ye ve yüzde eksi 19 oranında bir artış meydana geliyor. Ama bir karşılaştırma yapacak olursa,k bunun karşısında kurusıkı tabanca 2023'ün ilk dört ayında 2.528 tane, 2024'ün ilk dört ayında 3.368 tane. 2025'in ilk dört ayında ne oluyor Değerli Başkanım bu? 7.492'ye çıkıyor, yüzde 122 artış gösteriyor. Burada tabancayla ilgili cezalarda artış olunca cezasızlık durumu olan kurusıkı tabancaya yönelme oluyor. Bu kurusıkı tabancayı buradaki kişiler de cebinde süs olsun diye bulundurmuyor; gidiyor, vatandaşın toplu olarak bulunduğu yerlerde, düğünlerde, nişanlarda, konvoylarda ateş ediyor.

Dolayısıyla, yapılan bu düzenleme hayatın olağan akışına da uygun düzenleme. Toplumun güvenliğinin sağlanması açısından, vatandaşların güvenliğinin sağlanması açısından, değerli milletvekillerimizin ifade ettiği gibi, gösteriye, yürüyüşe gelmiş olan vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğinin sağlanması açısından, korku oluşturulmaması açısından, panik oluşturmaması açısından çok önemli ve değerli bir düzenleme. Belki de bu teklif metni içerisinde en önemli düzenlemelerden bir tanesi olarak görüyorum ben bunu.