KOMİSYON KONUŞMASI

İSMAİL ERDEM (İstanbul) - Evet teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Tabii, Komisyon üyesi olarak en az söz alan arkadaşlarınızdan biriyim hem zamanı tasarruflu değerlendirelim, bir de geçmişim itibarıyla yirmi yıllık bir yerel yöneticiliğim var; on yıl belediye başkanlığı, beş yıl büyükşehir meclis üyeliği, beş yıl da özel idarede il genel meclis üyeliği. Her tarafıyla yaşamış birisi olarak da...

TÜRKER ATEŞ (Bolu) - Keşke siz en son konuşsaydınız.

İSMAİL ERDEM (İstanbul) - Şöyle: Zaten bugün en son gün.

Evet, başlangıçtan bu tarafa başta saygıdeğer milletvekillerimizin, Komisyon üyelerimizin çok güzel tespitleri oldu, hepsine ayrı ayrı teşekkür ederiz. Birbirimizden istifade ettik.

BAŞKAN SELAMİ ALTINOK - Kesinlikle.

İSMAİL ERDEM (İstanbul) - Buralarda sunum yapanlardan, bakanlıklardan, özel kurumlardan ve STK'lerden çok detaylı bilgiler aldık. Şimdi, burada Komisyonun kuruluş amacı; bir, yangının çıkış sebeplerine bir bakmak, ikincisi de bundan sonrasına yönelik alınacak tedbirler. Öncelikli olarak otel yangınında hayatını kaybeden kardeşlerimize, 78 vatandaşımıza Allah'tan rahmet diliyorum. Mekânları cennet olsun, ailelerine de Cenab-ı Hak sabırlar versin.

Sayın Başkanım, ben iki noktada; bir, ihmaller ve yangın sebepleri, ikincisi de Araştırma Komisyonunun görevi içerisinde olan gelecekle ilgili tedbirler... O tedbirler çerçevesinde de bizim yazdığımız birçok maddeyi siz başlangıçta burada da tekrar ettiğiniz ama tekrarında fayda var.

Otel, il özel idaresi sınırları içerisinde kalmış, Bolu Belediyesi mücavir alanının dışında. Bu şekliyle de kanun gereği orada işletme ruhsatını veren il özel idaresi. İl Özel İdaresi Kanunu'nda da malum, açık, net bir ifade var: "İşletme ruhsatını verir ve denetler." der. Burada sonuç itibarıyla il özel idaresinin zaman zaman denetimleri olmuş ancak hijyene bakmış, gıdaya bakmış, yangına bakmamış yani farklı alanları denetlemiş ama bir bütünlük içerisinde il özel idaresi gereken denetimini yapmamış. Burada da benim şahsi kanaatim, bir ihmal var.

RIDVAN UZ (Çanakkale) - Turizm Bakanlığı da 5 defa denetlemiş ama o da yangına hiç bakmamış.

İSMAİL ERDEM (İstanbul) - Evet, Kültür ve Turizm Bakanlığı yine en son 27 Mayıs 2021'de ruhsattaki değişikliklerle ilgili il özel idaresinden bilgi istemiş ama buna rağmen il özel idaresi geriye dönüş yapmamış, bilgi vermemiş, bununla beraber Bakanlık da karşı hamle hiç yapmamış. Yani il özel idaresinden bir bilgi istiyorsunuz, değişiklikler olmuş burada, buna rağmen Turizm Bakanlığı da il özel idaresi arasındaki iletişimi maalesef sağlayamamış; gerekli düzenlemelerin, tedbirlerin alınması noktasında orada da ilgili kişiler, kurumdakiler maalesef görevini ihmal etmiş. Bunu da açık bir şekilde beyan etmekte fayda var.

Biraz önce de yine gündeme geldi iş sağlığıyla alakalı, mutfakta çıkan yangında 2 metre sağında solunda olan bir yangın tüpünü göremeyen bir personel mutfakta istihdam ediliyorsa, burada iş sağlığı ve güvenliği açısından büyük bir ihmalin olduğu, personelin eğitimsiz olduğu, özellikle de yangına karşı personelin hangi tedbirlerle hareket edeceği maalesef açık bir şekilde gözüküyor ki ihmal edilmiş. Burada resepsiyon görevlisi de dâhil, kapalı otoparkın kapılarının açılması da dâhil, bunların hepsi yangının büyümesine sebep olmuş ve resepsiyondaki ilgili şahsın da birinci derecede bütün otel odalarının boşaltılması noktasındaki ihmali söz konusu. Bütününe bakıldığı zaman iş sağlığı ve güvenliği açısından Çalışma Bakanlığının yetkililerinin de burada ihmali var ama esas bir bütününe de bakıldığı zaman, iş sahibi, işletme sahibi -her ne kadar kanun koyucu ve uygulayıcıların ihmali olsa bile, görevini aksatmış olsa bile- kendi işletmesindeki güvenliği sağlamak zorundadır. Oraya gelen her misafirin can ve mal güvenliğinden birinci derecede sorumludur. Burada yıllar önce yapılmış bir bina, o günün yönetmeliklerine göre yapılmış olabilir, bilahare Bolu Belediyesinden itfaiye raporu alınmış olabilir ama sistem çalışıyor mu, çalışmıyor mu, bunu en iyi şekilde bilen otelin yöneticileri, başta birinci derecede müdürü, işletme sahipleri ayrı ama o oteldeki teknik ekip bir sensörün yanıp yanmadığını kontrol edemiyorsa, edecek düzeyde değilse veya ihmali varsa bence işletme sahibiyle beraber otel yöneticileri, işletme yöneticileri asli kusurlu olarak -zaten şu anda savcılık iddianamesinde de aynı şekilde geçiyor- ihmalleri var.

Belediye tarafına bakıldığı zaman, orada küçük bir bölüme yönelik işletme, kiracı değişikliğine müntesip Bolu itfaiyesinden bir rapor talep ediliyor. Bolu itfaiyesi geliyor, yetkililer oteldeki yangınla ilgili, tertibatla ilgili eksiklikleri tespit ediyor. Burada "Tahliye çıkışları, acil aydınlatma yönlendirme levhaları yetersiz, sprinkler sistemi, yangın dolapları, alarm sistemleri eksik ve çalışmıyor, duman tahliye sistemi, elektrik tesisatı vesaire uygun değil." diye rapor veriyor. Burada işletme sahibi de diyor ki: "Biz bu eksiklikleri gideremeyiz." "Gideremezsen biz de bu raporu veremeyiz." O zaman, karşılıklı kendi aralarında görüşerek, orada bir talep değişikliği yapılarak "Alt zemindeki 70 metrekarelik kafe olarak çalışan bir bölüme itfaiye raporunu talep ediyoruz." diyorlar ve Bolu Belediyesi İtfaiye biriminden gelen yetkililer de 70 metrekarelik alana itfaiye raporu düzenliyor ve onu işletme sahibine veriyor. Yani, burada işletme sahibi birinci derecede kusuru işliyor çünkü bahsedilen eksiklikler, o zaman dilimi içerisinde, iki haftada, üç haftada giderilmiş olsaydı yangın çıksa bile söndürülme ihtimali çok yüksekti, yangının büyüme ihtimali daha düşüktü ve tahliyesi de daha seri bir şekilde kolaylaşacaktı. Burada, işletme sahibi, ekonomik olarak belki paradan kaçış, maliyet hesabı yaparak bu ihmalkârlığı yapıyor ama Bolu İtfaiye yetkililerinin de burada yapılan müracaat şeklini, verilen dilekçeyi değiştirerek 70 metrekarelik alana dönüştürmesi yani dilekçenin dönüştürülerek raporun verilmesi de orada görevi suiistimaldir. Aynı şekilde, kamu yöneticisi bir memurun eğer böyle bir eksiklik varsa hem işletme ruhsatı veren il özel idaresine bildirmesi gerekirdi bu eksiklikleri hem de yine turizm işletme belgesi veren Bakanlığa mutlaka iletmesi gerekirdi. Burada da itfaiye çalışanlarının kusurları açık.

Alınması gereken tedbirler noktasında, özellikle bu yangın yönetmeliği ve burada yangınla mücadeleyle ilgili çok detay bilgiler verildi. TSE'nin yetkililerini de dinledik. Burada çıkan sonuç şudur: Bu tür yangın tertibatı olan, yangın itfaiye raporu istenilen tüm binalarda, birimlerde, inşaatlarda ne tür faaliyet varsa, mutlaka kullanılacak malzemelerin belli bir standarda ulaşması gerekir. TSE damgası mutlaka olması lazım yani TSE'li olmayan herhangi bir yangın elementinin kullanılmaması gerekir, ekipmanının kullanılmaması gerekir. Burada malzemelerin kalitesizliği, malzemelerin sık sık arıza yapması da yangının çıkmasını, yangından sonra söndürmenin zafiyetlerini doğuracağı açık. Denetim raporları her zaman halka açık olmalıdır. Yani bir işletme denetleniyorsa, denetim yapılıyorsa bunun da kamuya açık hâle getirilmesi gerekir.

"Mütemmim cüz" diyoruz "bütünleyici parça" kavramı netleştirilmelidir. Yani inşaatlarda özellikle bağımsız bölümler oluşturuluyor; şimdi diyelim bir binada 30 daire var, hepsi ayrı ayrı, bağımsız bölüm ama tek binadır, bunun da netleştirilmesi lazım. Bir bölümün denetimi tüm binanın güvenliğini kapsayacak şekilde düzenlenmelidir çünkü bir bölümde çıkan yangın, bir bağımsız bölümde çıkan yangın tüm binadaki diğer bağımsız bölümlere de yansıyacağı için bir binanın bütünlüğü esas alınmalıdır.

İtfaiye grubunda görev alacak ekipman, ekipler uzman ekiplerden oluşturulmalı -biraz önce de değinildi- en az dört yıllık fakülte mezunu olmalı. Bunun artık içeriği doldurulabilir.

Otomatik yangın sistemleri zorunlu hâle getirilmelidir. Sprinkler, duman dedektörü ve gazlı söndürme sistemleri tüm yapılarda zorunlu olmalıdır. Entegre sistemler kurulmalıdır. Yangın algılama, havalandırma ve duman tahliye sistemleri senkronize çalışacak şekilde tasarlanmalıdır. Riskli alanlarda ek önlemler alınmalıdır. Mutfak gibi özel risk taşıyan bölümlerde otomatik söndürme sistemi mutlaka kurulmalıdır.

Acil durum planları hazırlanmalıdır. Binaların tüm katlarında kaçış planları asılmalıdır. Kullanıcılara bilgilendirme yapılmalıdır. Çıkış levhaları büyük, belirgin ve ışıklandırma olmalıdır. Burada, özellikle dumanın bastığı alanlarda çıkış levhaları gözükmüyor. Dumana karşı özellikle ışıklı olarak daha büyük ebatta olması ve kaçış noktalarına yön göstermesi gerekmektedir.

Engellilerin erişimi noktasında da özel çalışmaların mutlaka belli bir noktaya gelmesi lazım. Bu Engelliler Yasası çıkarıldıktan sonra bütün binalarla ilgili asansör, çıkış da dâhil, merdivenler, korkuluklar da dâhil hepsi farklı, detaylı bir şekilde düzenlendi ama kaçış noktalarında engellilere yönelik yeni düzenlemelerin, kolaylaştırıcı tedbirlerin de alınması gerekmektedir.

Lojistik havuzu oluşturulmalıdır. Afet durumunda kullanılmak üzere araç, ekipman ve uzman personel havuzu mutlaka kurulmalıdır.

Eski binalarda iyileştirme yapılmalıdır -duman dedektörleri de dâhil- diğer mevcut yönetmeliklere göre. Ancak bazı binaların tarihî doku içerisinde kalması... Yani burada Kültür Bakanlığının malum, kurullardan geçen eserleri var, buralarda mevcut yönetmeliklere göre yeni düzenleme yapılması, imalat yapılması, yangın merdiveni açılması, dışarıdan merdiven konulması gibi teknik olarak fennî sıkıntılar da var. Bunların da belli bir süre zarfı içerisinde değerlendirilmesi lazım yani zamana ayarlı, basamak basamak yürütülerek şekillendirilmesi lazım, yoksa mevcut çalışan işletmeleri kapatmak bir çözüm değil. Ancak yatak sayısına göre, kat sayısına göre, yüksekliklerine göre bu tarihî binaların da ayrıca farklı bir statüde değerlendirilmesi lazım. Yani 305-100 yataklı bir bina ile 15, 20, 30 yataklı bir binayı kefeye, teraziye koymamak lazım.

SURURİ ÇORABATIR (Antalya) - Tarihî Yarımada var, Muratpaşa var, Antalya'da Kaleiçi var; öyle yerlerde...

İSMAİL ERDEM (İstanbul) - Var, İstanbul'da Suriçi var. İstanbul'da o sur içerisinde Fatih bölgesindeki otellerin yüzde 70-80'i bu durumda.

SURURİ ÇORABATIR (Antalya) - Safranbolu var, Ilgaz var, Uzungöl var.

EDNAN ARSLAN (İzmir) - İsmail Bey, bir şey sorabilir miyim. Siz demin ihmal konusunda... Bugünlerde son gelen şikâyetlerde bu yangın merdivenleriyle ilgi, yapı yaklaşma sınırlarının içine yangın merdivenlerini koyuyorlar ya onu emsalden sayıyorlarmış belediyeler. Var mı böyle bir şey? Onu da girmemesi gerekir.

İSMAİL ERDEM (İstanbul) - Şimdi, o belediyeden belediyeye değişiyor. Yani ben büyükşehir belediyesi meclis üyesiyken bizzat üzerinde durarak çalıştığımız bir konuydu. Asansörler ve merdivenler emsal harici bırakılmalıdır. Neden? Çünkü asgari standartta bir merdiven 110 santim. 110 santimde bir kaçış sağlanır mı 500-600 yataklı bir binada? Ama siz bunu 2-2,5 metre genişliğinde pedal merdiven yaparsanız, emsal dışı da bırakırsanız, bunu imalat eden, üreten işletme rahatlıkla 2 metre bırakır, 3 metre bırakır ama yok emsal dâhili bırakırsanız 110 santimde standart tutar, 110 santimden de kaçış oldukça zor.

SURURİ ÇORABATIR (Antalya) - O da bir iptal sebebine giriyormuş.

İSMAİL ERDEM (İstanbul) - Doğrudur ama bu 5.000'lik imar planlarında, plan notlarında belediyeden belediyeye değişiyor ama aslında Bakanlığın bunu, merdivenleri, asansörleri ve sahanlıkları mutlaka Türkiye'nin her yerinde emsal dışı bırakması gerekir; can ve mal güvenliği açısından gerekli bu.

Başka bir şey daha; 30 katlı, 50 katlı bir binada 50'nci katta bir cenaze oldu, 150 santimlik bir asansör kutusuna cenazeyi koyup indiremiyorsunuz. Bunu emsale dâhil ettiğiniz zaman orada ekonomik davranılıyor, emsal dışı bırakıldığı zaman buna benzer tahliye asansörleri de geniş bir şekilde bırakılabilir.

TÜRKER ATEŞ (Bolu) - Her yerde var.

İSMAİL ERDEM (İstanbul) - Efendim?

TÜRKER ATEŞ (Bolu) - Sedyenin taşınamamasından dolayı...

OTURUM BAŞKANI DERYA BAKBAK - Sedye taşıyamıyorlar, evet, oturarak indirilen hastalar çok oldu.

TÜRKER ATEŞ (Bolu) - Her bakanlığın kendine göre bir mevzuatı var ya, o da çok bağlıyor, her şeyi bağlıyor.

İSMAİL ERDEM (İstanbul) - İşte, bunun bir standarda eriştirilmesi lazım.

Elektrik tesisatları mutlaka denetlenmeli çünkü çıkan yangınların büyük bir bölümü elektrikten.

Kamu spotları sürekli yayınlanmalı.

Okullarda başta eğitim... İlköğretimden başlamak üzere yangına karşı tedbir ve yangını söndürmeye, tahliyeye karşı da çocuklarımızın eğitimine ağırlık verilmeli.

Tüm ticari yapıların projeleri onaylatılmalıdır diyoruz. Evet, okul, yurt, hastane gibi itfaiye raporu gereken tüm yapıların mimari projeleri büyükşehirlerde büyükşehir itfaiye daire başkanlıklarına, illerde ise itfaiye müdürlüklerine mutlak suretiyle onaylatılmalı. Mimari projeler büyükşehirlerde büyükşehir belediyeleri, daire başkanlıkları; illerde de il belediyelerine... İlçe belediyelerine kesinlikle gidilmemeli çünkü ilçe belediyelerinde yeterli eleman yok yani projeyi onaylayacak ilçe belediyelerinin itfaiye birimlerinde makine mühendisleri maalesef yok.

İşletme ruhsatlarını veren kurumlar -büyükşehir belediyeleri, il belediyeleri, ilçe belediyeleri ve özel idareler- ruhsat verdikleri işletmelerden iki yılda bir yangın yönetmeliğine uygun itfaiye raporunu yenilemesini talep etmelidir. Bu tartışıldı; iki yıl, üç yıl, dört yıl. İşletme ruhsatını kim verdi? Özel idarede. Kim verdi? Büyükşehir. Kim verdi? İl belediyesi. Kim verdi? İlçe belediyesi. O isteyecek itfaiye raporunun yenilenmesini; birinci derecede sorumlu işletme ruhsatını veren idare, kim verdiyse yani işin sahibini belirlemek lazım. Onun için, işletme ruhsatını kim verdiyse... Burada, Kartalkaya'da kim verdi? Özel idarede. İstanbul'da kim veriyor? İlçede Ataşehir Belediyesi veya Sancaktepe veya Alanya Belediyesi. Alanya Belediyesi işletme ruhsatı verdiği bir işletmede yangın itfaiye raporu gerekli ise, var ise, o itfaiye raporunun iki yılda bir yenilenmesini talep edecek.

TÜRKER ATEŞ (Bolu) - Ama şuna da dikkat etmek lazım...

İSMAİL ERDEM (İstanbul) - Efendim?

TÜRKER ATEŞ (Bolu) - İşletmelere de maliyet bindirmeden ne yapabilirsiniz? Orada fiyatlandırma skalası...

İSMAİL ERDEM (İstanbul) - Şimdi, küçük işletmelerde... O artık belediyelerin işi, ona bir şey diyemiyorum.

OTURUM BAŞKANI DERYA BAKBAK - Ya da farklı standartlar olmamalı.

İSMAİL ERDEM (İstanbul) - İtfaiye raporunu yenilemeyen işletmelere ihtar verilmeli, belirlenen sürede raporu temin etmeyenlerin işletme ruhsatları kesin iptal edilmeli. Belli bir süre vereceksiniz, yenilemedi, iptal edeceksiniz.

İtfaiye raporu sisteminin standartlaştırılması ve denetimi; biraz önce de yine tartışıldı, itfaiye raporları alındıkları belediyeler tarafından iki yılda bir düzenli olarak yenilenmelidir. Uzun vadede yangın yönetmeliklerine uygun denetim yapabilen özel firmalara lisans verilerek rapor yenileme süreçleri hızlandırılmalıdır. Yani asansör denetimini yapan firmalar gibi firmalar oluşana kadar mevcut belediyeler yani itfaiye raporunu verenler denetleyecek ama ondan sonrası için bunun mutlaka bir özel sektörün eline geçmesi lazım ki yetişebilsin. Yoksa mevcutta şu anda belediye itfaiye müdürlükleri ve daire başkanlıkları uzun vadeli bu işi sürükleyemez.

SURURİ ÇORABATIR (Antalya) - Hangi bakanlığın bunu akredite etmesi lazım?

İSMAİL ERDEM (İstanbul) - Onu da söyledim, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı.

Özel firmalara lisans verilene kadar belediyelerde kalacak. İşletme ruhsatı veren kurumlar itfaiye raporunun zamanında yenilenmesi takip etmek ve denetlemekle yükümlü olmalıdır.

İtfaiye hizmetlerinin organizasyonu ve standardizasyonu; itfaiyecilik hizmetlerinin yerel belediyeler tarafından yürütülmesi daha faydalıdır. Bu da gündeme gelmişti çünkü birçok belediyemizin burada yetişkin elemanları, ekipmanları var. Bu anlamda profesyonelce çalışan kurumlar olarak daire başkanlıkları var çok büyükşehirde ancak yetersiz olan il ve ilçe belediyeleri var. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı bünyesinde yangınla mücadele genel müdürlüğü kurularak merkezî koordinasyon sağlanmalıdır. Tüm belediyelerin yangınla mücadele ekipmanları nüfuslarına orantılı olarak standart hâle getirilmeli ve düzenli olarak denetlenmelidir, bunu da kimin yapması lazım? Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yani bunun da adını koymamız lazım çünkü şu anda belediyelerin yasal olarak birçok düzenlemeleri, idari soruşturmaları hukuki bakımdan İçişleri Bakanlığına bağlı olsa da fiziki olarak belediyelerin bütün hizmet alanlarında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı işe hâkim. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı da bu yangınla mücadeleyle ilgili bir genel müdürlük oluşturmalı ve bu genel müdürlük bütün il, ilçe, büyükşehir belediyeleriyle ilgili itfaiye müdürlükleri, daire başkanlıkları, ekip, ekipman ne varsa bunları denetim altına almalı.

Denetim mekanizmalarının güçlendirilmesi; işletme ruhsatı veren idareler en az iki yılda bir işletmelerde fiziki, teknik ve iş güvenliği açısından kapsamlı denetimler de yapmalıdır. Bakanlıklar ve ilgili merkezî kurumlar yerel idarelerin bu denetim görevlerini etkin şekilde yerine getirip getirmediğini takip ederek üst denetim mekanizmaları oluşturmalıdır.

İş güvenliği ve yangın eğitimlerinin zorunlu hâle getirilmesi; Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tüm işletmelerin iş güvenliği mevzuatına eksiksiz uymasını sağlamalıdır. Tüm işletmelerde çalışan personele yönelik düzenli yangın güvenliği eğitimleri zorunlu tutulmalıdır. Eğitimlerin içeriği yangın önleme, yangına anında müdahale ve tahliye prosedürlerini kapsamalıdır. Eğitimlerin periyodik olarak tekrarlanması ve belgelendirilmesi sağlanmalıdır.

Bina denetim ve iskân belgesi yenileme sistemi; imar izni, proje onayı, inşaat ruhsatı ve iskân belgesi veren kurumlar verdikleri iskân belgeleri tarihinden itibaren en az beş yılda bir ilgili binaları denetlemekle yükümlüdür. Bu denetimlerde, mevcut mimari projeye aykırı ilave veya eksiltmeler ile yapıya fiziki açıdan zarar verebilecek unsurlar yerinde kontrol edilmeli ve iskân belgesi denetim sonuçlarına göre yenilenmelidir. Bu da çok önemli bir şey, sadece yangınla ilgili değil depremle de alakalı bu; iskân belgesini veren herhangi bir kurum beş yılda bir iskân belgesini yenilemek zorunda yoksa ilave katlar çıkıyor, kolon kesmeler çıkıyor veya fiziki olarak...

RIDVAN UZ (Çanakkale) - Yeniden demeyelim de eksik...

OTURUM BAŞKANI DERYA BAKBAK - "Kontrol edilmeli." mi denilse acaba?

İSMAİL ERDEM (İstanbul) - Kontrol edecek.

RIDVAN UZ (Çanakkale) - Bir binaya elli yıl garanti veriyoruz ama "Beş yılda bir iskânı bir daha al." dediğin zaman iş bitti.

İSMAİL ERDEM (İstanbul) - Tamam, şimdi şöyle...

TUBA KÖKSAL (Kahramanmaraş) - İskâna uygunluğu belki denetlenebilir.

İSMAİL ERDEM (İstanbul) - 10 katlı bina yaptık, üzerine 5 kat da bina ilave yaptık.

RIDVAN UZ (Çanakkale) - Uygunluğunun kontrolü diyelim.

İSMAİL ERDEM (İstanbul) - İşte, uygunluğunu kontrol edecek...

RIDVAN UZ (Çanakkale) - Beş yılda bir iskân al dedin mi, maç bitti.

İSMAİL ERDEM (İstanbul) - Şimdi, şöyle bir şey: Yani bu prosedür ağır bir prosedür gerektirir mi? Getirir çünkü iskân belgesi alınırken burada sadece o zaman maliyesine bakıyor, sosyal güvenliğine bakıyor iskân belgesini alırken, burada onlara bakmasına gerek yok zaten; inşaat tamamlanmış, bitmiş, maliyeyi kapatmış, sosyal güvenliğini kapatmış yani burada "Yenilenebilir." derken o tarafıyla yenilenmesi lazım, fiziki tarafıyla o tarafına bakmak lazım. Zaten o tarafını biz daha fazla zikretmiştik. Bu denetimlerde diyoruz ki: Mevcut mimari projeye aykırı ilave veya eksiltmeler ile yapıya fiziki açıdan zarar verebilecek unsurlar yerinde kontrol edilmeli ve iskân belgesi denetim sonuçlarına göre yenilenmelidir. Zemin çökme de var bunun içerisinde, olabilir yani kaçak ilave kat ayrı, zemin çökme ayrı. Bölgesel olarak karasal iklimin olduğu yerde bir betonarmenin, bir demirin dayanma gücü seksen yıldır; denizin kenarında da kırk yıldır, buna da bakacak yani şimdi betonarme bir binaya biz Türkiye'nin her yerinde standart bir dayanma gücü veremeyiz. Kırk yıl sonra da gittiği zaman bu denetimde eğer bina fiziksel olarak erozyona tabi kaldıysa, çürümeye tabi kaldıysa orada da çürük raporu vermek zorunda; o zaman iskân belgesini yenilememiş olacak.

Yapay zekâ ve akıllı sistemlerin kullanımı; oteller, yurtlar, hastaneler, AVM'ler gibi toplu yaşam alanlarında yapay zekâ destekli kameralarla duman ve alev hareketlerini anında tespit eden sistemler kurulmalıdır. Ayrıca loT tabanlı sensörlerle çevresel değişiklikleri, örneğin, duman, ısı, gaz algılayıp bilgiyi anlık olarak ilgili sistemlere ileterek erken uyarı ve müdahale sağlayan, elektrik panoları, mutfak ekipmanları gibi riskli noktalarda sıcaklık ve gaz kaçağı izleme sistemleri kurulmalıdır.

Otel tesislerinde yangın güvenliğiyle ilgili bilgiler herkesin kolayca görebileceği şekilde sergilenmeli, ayrıca, bu bilgilerin otelin internet sitesinde yayınlanarak kamuoyunun erişimine sunulmasının zorunlu hâle getirilmesi lazım.

İtfaiyenin zor ulaşabildiği dağlık ve kırsal alanlardaki otel bölgelerinde de yine mesafeli ise yerel itfaiye birimlerinin oluşması... Yine, burada Selami Bey de söyledi, hepimiz de dört aydır konuşuyoruz; toplu bir yaşam alanları varsa, itfaiye merkezlerine de uzaksa, büyükşehirler veya il itfaiye birimleri oralara şube kurmakta ekonomik olarak da zorlanıyorsa oradaki yapılar bir birlik oluşturarak kendi başının çaresine bakmalıdır diyoruz.

Teşekkür ederiz.