KOMİSYON KONUŞMASI

NURETTİN ALAN (İstanbul) - Sayın Başkanım, Kıymetli Komisyon üyeleri, değerli uzman arkadaşlar; birçok konuyu İsmail ağabey gerçekten güzel şekilde özetledi, birçok arkadaşımız da söyledi; ben kısaca birkaç hususu arz etmek istiyorum. Şimdi, bu önerilerde belediyelerimizin iş alımlarını incelediğimizde, bu süreç içerisinde belediyelerimizden hem iş alımlarını hem de belediyelerde çalışan itfaiyecilik bölümü mezunlarının oranlarını istemiştik. Ayrıca, YÖK'ten itfaiyecilik bölümü sayısını, mezun sayısını ve bunların işe yerleşme oranlarını istemiştik; şunu gördük: İtfaiyecilik bölümü mezunlarının yüzde 12'si kendi alanında işe yerleşiyor, yüzde 88'i başka işlerle uğraşıyorlar. Şimdi, bu hem bir millî servetin kaybı hem bir emeğin kaybı. Bu vesileyle aslında belediyeler burada yanlış yapıyor diye söylemeyeceğim çünkü belediyelerin mevzuatında "Lise ve dengi okullardan mezunları alabilir." şeklinde bir şey var. Bunun değiştirilmesinin çok isabetli olacağını, itfaiyecilik iki yıllık veya dört yıllık bölümlerden mezun olanların daha çok itfaiyecilik alanında istihdam edilmelerinin, bu anlamda biraz daha bilen insanların oralarda olmasının katkı sağlayacağını düşünüyorum; bunun rapora da geçmesini arzu ederim.

Belediyelerin yangından elde ettiği gelirler, bunlarda bu Kartalkaya yangınından sonra biraz keyfîlik oluştu; bunun standartlarının, sınırlarının çok ciddi belirlenmesi... Ne kadar bu ruhsat...

BAŞKAN SELAMİ ALTINOK - Yani şöyle: Yangın değil de...

NURETTİN ALAN (İstanbul) - Yangın denetiminden diyelim.

BAŞKAN SELAMİ ALTINOK - Sadece yangın denetimi diye, ben katkı olsun diye böyle bir şey yapayım, şöyle: Belediyelerin, belediye meclislerinin ücret tarifelerini belirleme yetkisi var İsmail ağabey. O yetkinin -bence itfaiye ücretlerinin içinde başka ücretler de belirliyor- onun bir alt ve üst sınırının belli olması lazım.

NURETTİN ALAN (İstanbul) - Kesinlikle.

BAŞKAN SELAMİ ALTINOK - Afaki şeyler olmasın.

NURETTİN ALAN (İstanbul) - Çünkü aynı işi A belediyesi 10 liraya yaparken, B belediyesi 20-30 liraya yapabiliyor. Buradaki kamu yararı gözetilerek bunların sınırlarının çizilmesinin gerekli olduğunu düşünüyorum. Ayrıca, bu özellikler, raporlardan veya yangın ruhsatlarından elde edilen gelirlerin yüzde 100'ünün ya da yüzde şu kadarı diye bir oranın itfaiyecilik hizmetlerinin geliştirilmesi noktasında bütçesinin ayrılarak, belediyede ayrı bir bütçede toplanmasını ve o alanda harcanmasını hem bu yangınların oluşumunun engellenmesi hem arama kurtarma şeylerinin...

RIDVAN UZ (Çanakkale) - Küçük ilçelerde itfaiye yok yalnız.

NURETTİN ALAN (İstanbul) - Yok olanlar açısından söylüyorum. Burada, özellikle Sigortacılar Birliğini dinledik, orada sigorta paylarından ayrılan bölümlerinin olduğunu... Onlar da belki daha düzene çıkması, belirlenmesi, poliçede geçen şeylerin belediyelerde desteklenmesi ancak bunların da mutlaka yangın önleme ve arama kurtarmayla ilgili teçhizat veya başkaca şeylerin geliştirilmesinde kullanılmasının çok esaslı olduğunu, bunları geliştireceğini düşünüyorum.

Şimdi, denetim noktasında elbette ki her yeri, kişileri belirledik, ettik ancak hep böyle denetleyenle... Kamu kamuyu denetliyor... Denetimi zaman zaman dışarıya... Özellikle akredite kuruluşlarının bu denetim işlerini yapmasının çok değerli ve önemli olduğunu düşünüyorum çünkü kamunun buna hem personel anlamında hem zaman anlamında yetmeyeceğini -mesafeler uzun, şeyler uzun, İstanbul Büyükşehir mesela- buralarda akredite kuruluşlarının denetlemelerini yapması gerektiğini, ayrıca kamudaki itfaiye teşkilatlarının da yine başka bir kamu kurumu tarafından denetlenmesi; belirli şekilde, işte teçhizatlarını aldı mı, almadı mı; biraz önce bahsetmiş olduğumuz paralar ilgili yerlere harcanıyor mu, harcanıyor mu şeklinde denetlenmesi gerektiğini düşünüyorum.

Bir başka husus; tur şirketlerinin satacakları otelin yangın belgesini istemesinin gerekli olduğunu düşünüyorum yani bir tur şirketi sizin otelinizi satacaksa diyecek ki: "Bana evraklarınızı gönderin." Bunun içerisinde bir de yangın belgesini istemesi lazım. Bu yıl, bu dönem...

KADEM METE (Muğla) - Bunun sonu yok, buradan çıkamazsın.

NURETTİN ALAN (İstanbul) - Yok, ya, şunun için...

KADEM METE (Muğla) - Depreme dayanıklı olduğunu da istersin, sel felaketine karşı...

NURETTİN ALAN (İstanbul) - Hayır, hayır, ben, yangın... Üstadım, bu yangınla ilgili. Kadem ağabey, şunu söyleyeceğim: Burada sadece...

BAŞKAN SELAMİ ALTINOK - Ulema her zamanki gibi yine ihtilafa düştü. Turizmciler karşı çıkıyor Nurettin, sana.

NURETTİN ALAN (İstanbul) - Tabii, karşı çıkabilir, sıkıntı yok.

TUBA KÖKSAL (Kahramanmaraş) - Ama karşı çıkmasının sebebi, bunun içerisine siyasi bir şey, başka bir şey girdiği zaman o işletme işletilemez hâle geliyor.

KADEM METE (Muğla) - Arkadaşım, bir otel varsa, bir tesis varsa bütün yapı kullanımı...

RIDVAN UZ (Çanakkale) - Avrupa'daki gibi diyelim ona.

NURETTİN ALAN (İstanbul) - Ben şunu söylüyorum, Kadem Bey, sizin söylediğinizden doğru söylüyorum aslında, önceki söylediklerinizden: Mesela burada konuşulan şeylerden bir tanesi şuydu: Yabancı tur şirketleri eğer sizin otelinizi satacaksa gelip sizin otelinizi denetlediğinden bahsettiniz.

KADEM METE (Muğla) - O çok farklı bir şey.

NURETTİN ALAN (İstanbul) - Hayır, ben şunu söylüyorum... Benim dediğim o değil, ben "Denetlesin." demiyorum, o da ayrı. Ben diyorum ki: Hani biz, beş yılda 1 periyodik denetim yapacağız, bir belge vereceğiz ya -beş yıllık denetim- "Aracınız muayeneden geçmiştir, beş yıl çalıştırma hakkınız var." diyeceğiz ya, sistemi geliştiriyoruz. Onu göndereceksiniz. Benim dediğim budur.

CEM AVŞAR (Tekirdağ) - TÜRSAB'ın Bakanlığa tavsiye mektubu var zaten, TÜRSAB'ın Bakanlığa verdiği ve Bakanlığın uygulamadığı. Sayın Vekilimin dediği zaten, Bakanlık onu gündeme alsa...

BAŞKAN SELAMİ ALTINOK - Bunu bir unutmayın da...

CEM AVŞAR (Tekirdağ) - Ben, desteklemek adına...

BAŞKAN SELAMİ ALTINOK - Anladım da neyse onu bir söyleyin ki bilelim yani, tavsiye mektubunu.

NURETTİN ALAN (İstanbul) - Benim dediğim Sayın Bakanım, buradaki, şu anki sistemde, dedikleri uygulanabilecek bir şey değil ama geliştireceğimiz sistemde biz diyeceğiz ki: "Artık size beş yıllık yeşil etiketi verdik." Asansör etiketi gibi, bunu paylaşabilir, bunda herhangi bir engel yok.

BAŞKAN SELAMİ ALTINOK - Ya, onu da gönderin desin, ne var onda, niye, onda sıkıntı ne?

NURETTİN ALAN (İstanbul) - Bunda hiçbir sıkıntı yok, denetlemesi, yeni bir belge almasından bahsetmiyorum.

BAŞKAN SELAMİ ALTINOK - Periyodik denetim yapılmış, o belgeyi istese tur şirketi, ne zararı var?

TÜRKER ATEŞ (Bolu) - Ama anlamsız yani, niye belgeyi isteyecek?

BAŞKAN SELAMİ ALTINOK - Niye? Denetlenmiş mi, denetlenmemiş mi...

TÜRKER ATEŞ (Bolu) - Tesis yapmak zorunda bunu.

NURETTİN ALAN (İstanbul) - Değerli arkadaşlar, ben şunu söylüyorum: Dış gözden denetlenmesin.

BAŞKAN SELAMİ ALTINOK - Çok özür diliyorum Nurettin, çok özür diliyorum.

Arkadaşlar...

NURETTİN ALAN (İstanbul) - Tamam, ben bitirdim Sayın Başkanım.

BAŞKAN SELAMİ ALTINOK - Yo, bitirme, devam edeceksin de... Şöyle: Arkadaşlar, şimdi, İngiliz'in, Alman'ın istediğinde zorumuza gitmeyen belgeleri Türkiye'de istediğinde...

TÜRKER ATEŞ (Bolu) - Başkanım, eğer bunu yazarsanız, yarın bir gün... Mevzuatımızda akredite olmuş kuruluşlara denetleme hakkı veriyoruz ya, "Şu akredite kuruluştan alman gerekir." diyecek. Bu sefer adını koymuş olacak. Yani gerek yok böyle bir şeye çünkü yönlendirmede yanlışlık olur.

BAŞKAN SELAMİ ALTINOK - Tüccar adam ya bunların hepsi...

SURURİ ÇORABATIR (Antalya) - Denetleme olabilir ama şey olmaz.

BAŞKAN SELAMİ ALTINOK - Anladım.

Nurettin bitirsin hemen...

NURETTİN ALAN (İstanbul) - Çok teşekkür ediyorum.

Bu kadar. Diğer şeyleri arkadaşlarımız...

BAŞKAN SELAMİ ALTINOK - Son konuda bir ulema ihtilafa düştü, evet.

NURETTİN ALAN (İstanbul) - Hatta ben bir tane daha söyleyecektim de çok itiraz edilince onu da söylemekten vazgeçtim.

BAŞKAN SELAMİ ALTINOK - Söyle, söyle.

Arkadaşlar, söyleyin, illa da hepsi rapora girecek diye bir şey yok.

NURETTİN ALAN (İstanbul) - Sigorta şirketlerinin de o otelle ilgili bunu istemesi gerektiğini düşünüyorum. Orada da belli şeylerin... Yani sigorta yaparken zaten onlar belli şeyleri, denetimleri yapıyorlar, ediyorlar ancak biz bu Kartalkaya otelinde de A sigorta şirketinin yapmadığı poliçeyi B sigorta şirketinin yaptığını gördük. Sigorta şirketlerinin de muhtariyetleri var, o muhtariyetin de bir noktada ellerinden alınması gerektiğini düşünüyorum.

Teşekkür ederim.