KOMİSYON KONUŞMASI

NAİL ÇİLER (Kocaeli) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Toprağın bereketini bilen değerli doğa dostları, değerli milletvekilleri; ben de sözlerime başlarken hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.

13 Haziran 2025 tarihinde Meclise sunulan ve enerji ile madencilik alanında çeşitli kanunlarda değişiklikler öngören bu teklif, kamuoyunda haklı olarak ciddi tartışmalara neden olmuştur. Bu teklifin arka planında enerji yatırımlarının hızlandırılması, bürokratik süreçlerin sadeleştirilmesi ve maden sektörüne yatırım teşviki gibi gerçekler olduğu öne sürülüyor ancak bu gerçeklerin arkasına sığınılarak ülkemizin doğal varlıkları, tarım alanları ve çevresel dengesi göz göre göre feda ediliyor. Sanki enerji denildiği zaman akan sular duruyor ve her şey onun için feda ediliyor.

Değerli milletvekilleri, bu kanun teklifinde sorunlu olan birçok nokta var. Maddeler üzerinde ayrıca konuşacağız tabii ki ancak belli noktalara değinmeden geçemeyeceğiz. Bu kanun teklifiyle getirilen "süper izin" uygulaması hukuk devleti ilkesine açıkça aykırıdır yani hukukçu arkadaşlarımızın deyimle hukuk askıya alınmıştır burada. Daha ruhsat verilmeden maden şirketlerine tüm izinlerin otomatik olarak tanınması, ÇED süreçlerinin etkisizleştirilmesi ve kamu kurumlarının görüşlerine âdeta formaliteden başvurulması. Bir sorum olacak bu arada: Acaba bu uygulama diğer sektörlerde de uygulanacak mı? Tabii ki ÇED'in hızlandırılması güzel bir şey ama tüm sektörlere uygulanacak mı diye soruyorum.

Bu hâliyle bakıldığında bu teklif ülkemizin menfaatlerini değil, üç beş şirketin menfaatlerini korumak için hazırlanmıştır. Hatta bazı maddeler var ki insanın gözüne sokar gibi hazırlanmış. Koordinat vererek kanun teklifi hazırlanır mı? Bu teklifle birlikte zeytinlik alanlar tekrar madenciliğe açılmak isteniyor, özellikle Akbelen katledilmek isteniyor. Evet, yanlış duymadınız, 2022 yılında halkın tepkisiyle geri çekilen o teklif şimdi başka bir ambalajla yeniden önümüze konulmuş durumda. Üstelik "Zeytin ağaçları taşınacak." denilerek kamuoyunun vicdanı rahatlatılmaya çalışılıyor. Oysa hepimiz biliyoruz ki zeytin ağacı taşınmaz, kökünden sökülen bir zeytinlik yeniden kurulamaz. Binlerce yıllık zeytin kültürü "enerji" adı altında yok edilmek isteniyor. Rehabilitasyondan da bahsediliyor, koca bir yalan, detaylı şekilde onu da konuşacağız ama şunu unutmayın, bir Kızılderili atasözü der ki: "Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde insanoğlu paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak ama zaman geçmiş olacak."

Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; bu teklifin arkasında, yalnızca yatırım ihtiyacı değil aynı zamanda uluslararası anlaşmalar ve sermaye gruplarına verilen sözler var. Birleşik Arap Emirlikleri'yle yapılan enerji anlaşmalarını hatırlamaya çalışın; ÇED, ruhsat, izin süreçlerinde kolaylık sağlanacağı taahhüt edilmiştir. Bugün burada bu yasal zemini oluşturmaya çalışıyoruz. Bu bir kanun değildir, bu bir taahhüdün yerine getirilmesidir. Bu metin, bir enerji düzenlemesi değil bir kapitülasyondur arkadaşlar. Bunu daha önce Maden Kanunu'yla ilgili getirdiğiniz teklifte de söylemiştim, yine söylüyorum; siz kapitülasyon veriyorsunuz.

Ayrıca MAPEG'e orman alanlarında sınırsız yetki verilmekte, ormanları şirketlerin hizmetine sunacak kararlar artık hiçbir denetim olmaksızın alınabilecektir. Bu, Anayasa’nın "Devlet ormanları halka aittir." ilkesine doğrudan aykırıdır. Kurduğunuz bir kurul ki yine sizin bürokratlarınız ve atanmışlarınızdan oluşuyor, bu kurul isterse eğer hiçbir şeye gerek duymadan, takılmadan orman alanında maden açabilecek. Hem "Vesayete karşı geliyoruz." diyeceksiniz hem de burada bir kurula bu yetkiyi vereceksiniz; bu, kabul edilebilir bir durum değildir. Halkın ormanlarının gasbedilmesine müsaade etmiyoruz, etmeyeceğiz.

Değerli milletvekilleri, tarımı, çevreyi, ormanlarımızı bu kadar derinden etkileyecek olan bir kanun teklifi, tali komisyon olarak nasıl Tarım Komisyonuna sevk edilemez, Çevre Komisyonuna sevk edilemez? Bunun bir dayatma olduğunu düşünüyoruz ve kabul etmiyoruz, oldubittiyle şirketlere bunca inisiyatif verilemez. Cumhuriyet Halk Partisi olarak biz enerji yatırımlarına asla ve asla karşı değiliz, bizim karşı olduğumuz şey, enerji bahanesiyle doğanın, tarımın, halkın, hukuk sisteminin ve kamu yönetiminin yok sayılmasıdır.

Bu vesileyle şunu açıkça ifade ediyorum: Akbelen'de nöbet tutan kadınların sesini size duyurmaya çalışıyoruz; İkizköylülerin zeytinliğine, deresine, yaşamına sahip çıkmasını saygıyla selamlıyoruz. Bakın, bu sabah Dikmen kapıda eylem yaptılar, siz oraya gelemediniz. ÇED raporlarını ciddiye alamayanları, halkın sesini duyamayanları kamuoyunun vicdanına havale ediyoruz. Biz bu teklife karşıyız çünkü bu teklif doğaya, tarıma, yerel halkın yaşamına, hukuka ve kamu yönetimine karşıdır.

Söz meralara gelince -demin bir arkadaşımız söyledi- bu şekilde hayvancılık da yok ediliyor. Benim baba toprağım olan Bitlis Adilcevaz ilçesine bağlı Çanakyayla köyü merasında özel bir şirket tarafından güneş enerjisi sistemi (GES) kurulması planlanmaktadır ancak bu mera alanı bölge hayvancılığının belkemiği olup 12.500 resmî küpeli hayvanın otlak alanı olarak kullanılmaktadır. Ayrıca alanın bir kısmı doğal koruma ve birinci derece doğal sit alanı statüsündedir. Bölge halkı ve yerel yetkililer projenin hayvancılık faaliyetlerini olumsuz etkileyeceğinden ve ekosisteme zarar vereceğinden endişe duymaktadırlar. Bu talan enerji güvenliği kılıfıyla yutturulmaya çalışılamaz. Biz görüyoruz ki bu talana "Hayır." diyoruz.

Değerli milletvekilleri, kamu yararı genelgesiyle zeytinliklerde madencilik yapılmasının adı rant ve talan. Gelecek garantimiz olmalı, bu yanlıştan dönülmeli ve teklifin geri çekilmesi birkaç şirketin kâr hırsına teslim edilmemelidir. Maden lobisi hareket hâlinde, ısmarlama bir yasa teklifiyle sadece zeytin ağaçları yok edilmiyor, yaşam alanlarımız yok edilmeye çalışılıyor. Elinizi vicdanınıza koyun, 2022'de benzer bir teklif geri çekildi. ÇED ve ruhsat süreleri kısaltılacak, ÇED süresince diğer izinler alınabilecek, maden alanlarına denk gelen ormanlar MAPEG'e ücretsiz devredilecek, kurumlardan görüş alma süreçleri MAPEG tarafından yürütülecek, stratejik ve kritik madenlerde acele kamulaştırma yapılacak, Muğla yöresinde termik santrallere kömür sağlamak için zeytinlikler madenciliğe açılacak, kamulaştırma sürecine gelince tapu sayılacak. EPDK'ye acele kamulaştırma yetkisi veriyorsunuz. Yapı ruhsatı olmadan işletmeye geçmiş olan enerji yatırımlarından bu belgeler istenmeyecek, üretim devam edecek. Koordinatlar Muğla, Yatağan, Kemerköy civarına ve Akbelen civarındaki parsellere denk gelmektedir. Yani adrese teslim iş yapılmaktadır. Bu, Zeytincilik Yasası'nı delme projesidir. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı enerji ve maden yatırımları için imar planı yapabilecek, inşaat ruhsatı düzenleyebilecek.

AK PARTİ iktidarı maden mevzuatıyla ilgili yapılan görüşmelerde taş, kum, çakıl ve kireç ocakları gibi maden arama ve çıkarma faaliyetlerine zeytinliklerin dâhil edilmesini istedi, tepkiler gelince geri çekildi. Değerli arkadaşlar, sonra sırasıyla 2002, 2006, 2008, 2009, 2010, 2013, 2014, 2017 ve 2022 Zeytincilik Yasası'nı aşma girişimi olarak nitelendirilen yasal düzenlemeler gündeme getirildi. Bugün de yani 2025 Haziranda 10'uncu kez yasa değişikliği yapmak istiyorsunuz. Lütfen, bu yanlıştan vazgeçin. Ne yapmaya çalışıyorsunuz? Uluslararası ve yerel maden tekellerinin ülkedeki rant ve talanının önünü açıyorsunuz. Madencilik ve enerji sektöründe denetim ve çevresel etki süreçleri askıya alınacak. 21 maddelik kanun teklifine göre yasal prosedürler ortadan kaldırılacak, süreç hızlandırılacak, sınırsız yetki verilecek. Bir kurul oluşturulacak "stratejik ve kritik kurul" diye, madenlerde son sözü kurul söyleyecek. ÇED yani çevresel etki değerlendirme süreçlerinin içi boşaltıldı, işlevini tamamen yitirdi. İlgili kurumlar yanıt veremezse olumlu görüş verdiği varsayılacak. Peki, şunu soruyorum: ÇED bu sektörlere verilirken diğer sektörlere de acaba hızlı şekilde verilebilecek mi? Verilmesinde tabii ki fayda var ama tekrar bir gözden geçirilmesi lazım. "ÇED orman izinleri, imar izinleri gibi uzun, karmaşık işler bitecek." diyorsunuz ama rantsal talan süreci başlayacak. Maşallah, MAPEG bu konuda tam yetkili olacak diyorum.

Hepinizi sevgi, saygıyla selamlıyorum.