KOMİSYON KONUŞMASI

CEVAHİR UZKURT (Niğde) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Açıkçası, bütün konuşmacıları dikkatle dinledim. Şunu konuşmamın başında ifade etmek isterim: Gerçekten, gerek iktidar partisi milletvekillerimizin gerekse muhalefet partisi milletvekillerimizin dile getirmiş olduğu bütün hassasiyetler hakikaten çok kıymetli ve ben muhalefet partilerinden arkadaşlarımızın da özellikle yeşil ve çevre konusunda dile getirdikleri birçok hassasiyeti de yürekten paylaştığımı ifade etmek isterim. Ancak burada hem DEM PARTİ'den bir milletvekilimiz hem Cumhuriyet Halk Partisinden bir milletvekilimiz yaklaşım olarak bu tür kanunlarda iki konuyu dile getirdiler. Gerçekten bunların benim için de bizim için de çok kıymetli olduğunu düşünüyorum. Şimdi, bu tür kanunlar geldiğinde ya az önce ifade edildiği gibi madencilik ile tarımı karşı karşıya getiriyoruz ya da sanayi sektörünün önünü açmak için yapılan bir düzenlemede sanayi ile çevreyi karşı karşıya getiriyoruz. Arkadaşlar, hepimiz şunu biliyoruz ve bunu sizlerin de paylaştığını düşünüyorum: Bizim için çevre hassasiyeti de çok kıymetlidir, çevrenin korunması da çok kıymetlidir. Burada yapılan düzenlemeyle ilgili bunun eğer çevreye olumsuz bir etkisi varsa o konuda hepimizin ızdırap duyduğunun da farkındayım ama bu ülkenin gelişmesi için de yer altındaki madenlerin çıkarılıp işlenmesi ve değerli hâle getirilmesi de aynı zamanda bizim için kıymetlidir ve sanayi sektörlerimizin de güçlendirilmesi bizim için kıymetlidir. Yani şu suçlamayı açıkçası çok şık bulmam: "Ya, siz sermaye tarafındasınız." Şimdi, ben baktığımda, burada birçok arkadaşım iş insanı, sanayi sektöründe faaliyet gösteriyorlar, onların önünü açacak düzenleme de yapıyoruz; o zaman yani biz hepimiz bir şekilde sanayinin bir tarafındayız. Dolayısıyla burada, birbirimizi bu tür afaki suçlamalarla itham etmek yerine yapılan düzenlemelerin gerçekten çevre hassasiyetine de uygun, sanayi hassasiyetine de uygun, madenciliğimizin gelişmesine de katkı yapacak bir yaklaşımla yapılması gerektiği kanaatindeyim.

Bakın, burada kanun teklifinin gerekçelerine baktığımızda... 21 maddeden oluşan bir kanun teklifi, dolayısıyla içerisinde birçok farklı düzenleme var ve ben bu düzenlemeleri tek tek incelediğimde şu gerçeği de göz ardı etmememiz gerektiğini düşünüyorum: Burada fosil yakıtlardan daha çok yenilenebilir enerji kaynaklarının öne çıkarılması ve dolayısıyla yenilenebilir enerji kaynaklarıyla ilgili projelerin realize edilmesiyle birlikte bir taraftan ithalatımızın azaltılarak dış ticaret açığımızın azaltılmasına vesile olunması, diğer taraftan da takdir edersiniz ki eğer çevreci hassasiyet taşıyorsak yenilenebilir enerji kaynaklarının, enerji projelerinin de öne çıkarılması gerekiyor. Tabii, bu projelere biz son dönemlerde kıymet veriyoruz. Bu projelerin gerçekleşmesi için hassasiyet gösteriyoruz çünkü hem kendi hazırlamış olduğumuz stratejik planlarda hem de birlikte imza attığımız uluslararası anlaşmalarda yenilenebilir enerji kaynaklarının öne çıkarılması gerektiği konusunda kendimizi bağlayan birtakım taahhütlerimiz var ve bunun gereğini de yerine getiriyoruz. Şimdi, burada hem madencilik faaliyetlerinin süreçlerinin kısaltılması... Şimdi arkadaşlara sormak isterim yani bugün bazı süreçlerin beş yıla varan bir sürecinin olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla, siz bir taraftan bir maden çıkarmak isteyeceksiniz ama bunun önemli bir kısmı sadece izin süreciyle geçecek, kalan kısmı da işte, henüz daha madeni çıkarmadan o çıkarıncaya kadarki süreçle geçecek. Dolayısıyla, bizim yer altındaki madenimiz uzunca bir süre orada duracak. Dolayısıyla, bu düzenlenen kanunda, teklif edilen kanunda önemli ölçüde madencilik faaliyetlerinin süreçlerinin kısaltılmasına dönük birtakım düzenlemeler var.

SERKAN SARI (Balıkesir) - Niğde'deki madenleri denetleyebiliyor musunuz? Sayın Vekilim, denetim yapılıyor mu sizin oradaki madenlere?

CEVAHİR UZKURT (Niğde) - Diğer taraftan, aynı şekilde, yenilenebilir enerjiyle ilgili alternatif projelerin realize edilmesine ilişkin süreçlerin kısaltılmasına, bürokrasinin kısaltılmasına ilişkin düzenlemeler var. Ben kanun teklifinin tamamına karşı çıkmak yerine bu kritik noktaların da öne çıkarılarak bu kanun teklifine daha olumlu bakılacağı kanaatindeyim.

Şimdi, burada, açıkçası şu eleştirileri duyuyoruz, sayın vekillerimiz diyor ki: "Ya, biz katılım sağlayamıyoruz, işte engelleniyor." Ya arkadaşlar, burada hepimiz konuşuyoruz, daha da konuşacağız. Yani ne söylemek istedik de söyleyemedik ki siz iktidarı ya da burada Sayın Başkanı, Divanı söylenilecek sözlerin engellenmesiyle ilgili itham ediyorsunuz? Açıkçası bunu da çok gerçekçi bulmuyorum.

SİBEL SUİÇMEZ (Trabzon) - Vatandaş katılamıyor, vatandaş!

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Yerinde inceleme yapalım. Meclis olarak, araştırma komisyonu kuralım, gidelim, yerinde inceleyelim, sonra tekrar Mecliste tartışalım.

CEVAHİR UZKURT (Niğde) - Değerli arkadaşlar, yaparız.

Burada bakın, şimdi, her kanun geldiğinde ben şuna şahit oluyorum, burada söyleniyor ki : "AK PARTİ klasiği." "Nedir? Apar topar kanunlar geliyor." Şimdi, peki, şunu soruyorum arkadaşlar: Siz ifade etmediniz mi buradaki bazı maddelerin 2021 yılında gelip geri çekildiğini? Şimdi, bakın arkadaşlar, ben bürokrasi tarafında da yaklaşık on beş yıl bulundum. Gerçekten şuna emin olun, bu kanunların mutfak çalışması yapılırken bütün paydaşların, ilgili vatandaşların görüşleri alınır, çalışılır, istişare edilir, ondan sonra bu kanunlar buraya gelir.

BURCUGÜL ÇUBUK (İzmir) - "Paydaş" ticari bir tabir zaten!

CEVAHİR UZKURT (Niğde) - Yani "Apar topar geliyor." dediğiniz kanunların aslında kiminin bir yıl, kiminin birkaç yıl bir mutfak çalışması vardır, buna bizzat şahit olmuş bir kardeşinizim.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Sarayda mı çalıştınız?

CEVAHİR UZKURT (Niğde) - Hayır kardeşim, ilgili bakanlık, kurumlar, kuruluşlar, paydaşlar kimse onlarla yapılır. Lütfen, bu tür klasik söylemlerden vazgeçelim.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Hayır, siz dediniz, orada hazırlandığı için söylüyorum.

MEHMET BAYKAN (Konya) - Saray yok, Külliye var.

CEVAHİR UZKURT (Niğde) - Dolayısıyla, bakın, kanunlar buraya geliyor...

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Yani saraydan çekiniyor musunuz veya Külliye'de çalışan arkadaşlarınızdan mı çekiniyorsunuz? Utanıyor musunuz, orada bir çalışma yapılmasından rahatsız mısınız?

BAŞKAN MUSTAFA VARANK - Ya, kimse kimseden utanmaz. Deniz Bey, lütfen müsaade edin, arkadaşlarımız...

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Hayır, rahatsız olmuşlar gibi ifade ettiler.

BAŞKAN MUSTAFA VARANK - Niye rahatsız olsun arkadaşımız?

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Yani "sarayda hazırlanan" dedim, hemen hop ayağa kalktılar.

BAŞKAN MUSTAFA VARANK - Saray neresi?

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Atatürk Orman Çiftliğine kaçak olarak yapılan yerden bahsediyorum.

BAŞKAN MUSTAFA VARANK - Öyle bir saray yok orada. Orada öyle bir sarayı ben bilmiyorum. Atatürk Orman Çiftliğinin de bugün dondurmasını yedi arkadaşlar, başka bir şey bilmiyorum ben.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Atatürk Orman Çiftliğinin maalesef ürünlerinin büyük bir bölümünü başka şirketlere yaptırıyor.

MEHMET BAYKAN (Konya) - Bakın, Cevahir Bey'in ismini, soy ismini yazarsanız, hazreti Google'den kim olduğunu...

BAŞKAN MUSTAFA VARANK - Devam edin.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Ya, Yasemin Gıda Limited Şirketi diye bir şirkete maalesef ürünlerinin çoğunu yaptırıyor.

CEVAHİR UZKURT (Niğde) - Değerli arkadaşlar, sayın vekilim; eğer konuşmak istiyorsanız ben sözümü bırakır size veririm, benim süremi de kullanabilirsiniz ama bu şekilde birbirimizin sözünü keserek bir yere gidemeyiz.

Şimdi, arkadaşlar, bakın, birbirimizi itham ederken lütfen biraz daha dikkatli olalım. Burada muhalefet tarafının da iktidar tarafının da emin olun, şöyle dışarı çıkıp baş başa konuştuğumuzda aynı hassasiyetlerde ortak olduğumuzun hepimiz farkındayız. Ama şimdi şunu derseniz... Bir sayın vekilimiz "Bu ülkenin filanca toprakları da falanca bölgesi de filanca bölgesi kadar sizin için değerli mi?" gibi bir cümle kullandı. Ben Anadolu insanı olarak bundan çok alınırım arkadaşlar. Bizim için Güneydoğu neyse Ege de aynıdır, Akdeniz de aynıdır; bizim için Zap neyse İzmir de aynıdır, Trabzon da aynıdır, Niğde de aynıdır. Burada, sadece bu toprakların yer üstündeki kıymetleriyle değil... Ben, emin olun, bakın, bu değerler üzerinden siyaset yapmaktan imtina eden bir kardeşinizim ama bunu ifade etmek isterim: Bu toprakların her bir karışı bizim için değerlidir çünkü her bir karışında bizim şehitlerimizin kanı vardır, en başta bize bunun değeri buradan gelir. Aynı şekilde, hangi toprak üzerinde... Ben de bir Anadolu çocuğuyum, benim de bahçelerim vardır; ben de hâlen bir fidan diktiğimde Ankara'da yıllarca gözüne bakarım acaba bu fidan ne zaman büyüyecek diye. Dolaysıyla yeşilin, tarımın kıymetini bilen insanlarız değerli kardeşlerim.

CAVİT ARI (Antalya) - Oraya da bir maden açalım o zaman, oraya da bir maden açtıralım varsa yeriniz!

CEVAHİR UZKURT (Niğde) - Peki, teşekkür ediyorum Sayın Başkan.