İRFAN ÇELİKASLAN (Gaziantep) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

BAŞKAN MUSTAFA VARANK - İsminiz geçti.

İRFAN ÇELİKASLAN (Gaziantep) - Evet, ben aslında çok konuşmayı sevdiğimden değil ama Şeref Bey bizden bahsedince bir cevap hakkı doğdu.

Şeref Bey, bir kere, ben tekstil sektöründeki krizin basit bir kriz olduğunu hiçbir zaman söylemedim. Benim yaptığım konuşmada tutanaklar belli; ben, tekstil sektöründe bir kriz olduğunu, büyük bir krizin yaşandığını, iki yıldır bu krizin yaşandığını ancak bu krizin ülkemizle ilgili bir kriz olmadığını söyledim. Bu kriz global bir kriz, dünyayı sarıp saran bir kriz.

ŞEREF ARPACI (Denizli) - Hâlâ aynı fikirde misiniz?

İRFAN ÇELİKASLAN (Gaziantep) - Şimdi, her şeyden önce şunu söyleyeyim: Tekstil sektörünün içinde bulunduğu krizi kabullenmeniz... Keşke bu krizi Genel Başkanınıza da söyleseniz. Sizin Genel Başkanınız grup toplantısında çıkıp "Bu kadar ciro yapıyor, vergi vermiyor." diyor benim için ama siz kendinizle çelişiyorsunuz işte. İki senedir krizin içindeyiz. Kriz yaşayan bir firma nasıl vergi verecek? (CHP sıralarından gürültüler)

Bakın, bir şey söyleyeceğim: İki yıldır yaşadığımız bu krize rağmen ben bir tek insanın işine son vermedim, hiçbir çalışanımın işine son vermedim. Dediniz ya "Kaç işçi çıkardınız?" diye, bir tek kişiyi çıkarmadım, tek bir kişi dahi çıkarmadım, bu krize direndim. Biz iki yıldır bu krize direniyoruz ama bu kriz bizim krizimiz değil. Siz de biliyorsunuz ki siz de sektörün içinde...

SEVDA KARACA DEMİR (Gaziantep) - Sizin işçileriniz şubatta grev yaptı, direniş yaptı!

İRFAN ÇELİKASLAN (Gaziantep) - Hanımefendi, yahu, dinlemeyi bil önce bir! Önce bir dinlemeyi bil!

SEVDA KARACA DEMİR (Gaziantep) - Grev yaptılar.

İRFAN ÇELİKASLAN (Gaziantep) - Saygılı ol! Bir dinlemeyi bil önce!

BAŞKAN MUSTAFA VARANK - İrfan Bey, sakin... Sakin... Sakin...

SEVDA KARACA DEMİR (Gaziantep) - "Benim bir tek işçim bile çıkartılmadı." doğru bir cümle değil, lütfen doğruları konuşalım!

BAŞKAN MUSTAFA VARANK - Sakin... Sakin...

İRFAN ÇELİKASLAN (Gaziantep) - Bakın, bu hanımefendi iftira atan bir hanımefendi olduğu için dinlemek istemiyorum.

SEVDA KARACA DEMİR (Gaziantep) - Saygıyla konuşun lütfen!

İRFAN ÇELİKASLAN (Gaziantep) - Bu hanımefendi çıkıp benim için, firmam için "50 milyon dolar teşvik almıştır." diye iftira atmış bir insandır.

SEVDA KARACA DEMİR (Gaziantep) - Çıkartın belgeleri gösterin! "Hayır, şu kadar teşvik aldım." deyin!

İRFAN ÇELİKASLAN (Gaziantep) - Bakın, herkesin huzurunda söylüyorum: Tarihimiz boyunca bırak 50 milyon doları 50 dolar aldığımı ispatlasın, ben bugün istifa ederim milletvekilliğinden! Sen eder misin!

SEVDA KARACA DEMİR (Gaziantep) - Çıkartın, deyin ki "Şu kadar teşvik aldım."

İRFAN ÇELİKASLAN (Gaziantep) - 50 dolar dahi almadım, 1 lira dahi almadım.

SEVDA KARACA DEMİR (Gaziantep) - İçişleri Bakanlığının önüne o valilik yasağı gelsin diye gittiğinizi, sendika başkanını tutuklatmak için elinizden gelen her şeyi yaptığınızı biliyoruz!

İRFAN ÇELİKASLAN (Gaziantep) - Sen istifa eder misin! Bak, ben diyorum ki 50 dolar aldığımı ispatlarsan ben istifa edeceğim. Yoksa sen milletvekilliğinden istifa eder misin!

SEVDA KARACA DEMİR (Gaziantep) - "Bir tek işçi bile çıkartmadım." diyerek siz yalan söylüyorsunuz!

İRFAN ÇELİKASLAN (Gaziantep) - Ya, şu iftiraları bırakın ya!

BAŞKAN MUSTAFA VARANK - İrfan Bey, tamam, şahsileştirmeyin.

SEVDA KARACA DEMİR (Gaziantep) - Sizin fabrikanızdan işten atılan işçiler bize geliyor, bize!

İRFAN ÇELİKASLAN (Gaziantep) - Ya, şu şekilde bağırarak, şey yaparak...

BAŞKAN MUSTAFA VARANK - Tamam...

İRFAN ÇELİKASLAN (Gaziantep) - Sayın Başkan, tekstil sektörü iki yıldır, özellikle pamuklu sektör dünya çapında bir kriz yaşıyor; Bangladeş'te, Hindistan'da, Özbekistan'da, Amerika'da, her yerde bu kriz yaşanıyor. Bu krizi hepimiz yaşıyoruz ve bu krizi atlatmaya gayret ediyoruz Şeref Bey. Buna rağmen biz bir tek işçimizin işine son vermemeye gayret ediyoruz, direniyoruz, en iyi şekilde bu çalışanlarımızla, biz bu çalışanlarımızla... Bunlar bizim emekçilerimiz, bunlar bizim kardeşlerimiz. Biz, hep beraber büyüdük bunlarla. Onun için, öyle direnmeye devam ediyoruz. Ben hiçbir zaman bu krizi basite indirgemedim. Lütfen, bu konuda...

BAŞKAN MUSTAFA VARANK - Evet...

İRFAN ÇELİKASLAN (Gaziantep) - Ama siz bu krizde herkesin zarar ettiğini bildiğiniz hâlde, sizin Genel Başkanınızın çıkıp grup toplantısında "Vergi vermemiş." demesini bence gidip Genel Başkanınızla konuşmalıydınız.

BAŞKAN MUSTAFA VARANK - Teşekkür ediyorum.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Yahu, biz de senin Genel Başkanınla ilgili konuşuruz!

İRFAN ÇELİKASLAN (Gaziantep) - Para kazanmayan, zarar eden bir firma nasıl vergi verecek ya!

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Biz de senin Genel Başkanınla ilgili konuşuruz. Ne yaparsan aynı şekilde cevap alırsın.

BAŞKAN MUSTAFA VARANK - İrfan Bey, teşekkür ediyoruz.

Bizim Genel Başkanımız sizinle ilgili konuşursa cevap verirsiniz.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Sürekli "Genel Başkan, Genel Başkan, Genel Başkan..." yani saygılı olun.

BAŞKAN MUSTAFA VARANK - Deniz'le ilgili konuştu mu? Deniz'le ilgili konuşmadıysa cevap vermesin. Bak, onun ismi geçmiş.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Şeref Vekilin konuşması üzerine söz aldı, konuyu büyütüyor yani buna gerek yok.

BAŞKAN MUSTAFA VARANK - Ama bak, ismi geçti.

İRFAN ÇELİKASLAN (Gaziantep) - Dön vekiline sor bakalım tekstilciler para kazanıyor mu?