KOMİSYON KONUŞMASI

SEVDA KARACA DEMİR (Gaziantep) - Evet, bugün burada konuştuğumuz şey, aslında bu ülkenin doğasının da emeğinin de aynı kepçe altında çiğnendiği. Bakın, Yeniköy ve Kemerköy Termik Santralleri bugün Limak Holding ve IC İçtaş Holdingin ortak şirketi YK Enerji tarafından işletiliyor 2014'ten bu yana yani kamunun malı olan santrallerin özelleştirilip özel sermayeye peşkeş çekildiği tarihten bu yana. Ne oldu o günden bu yana?

Bakın, on iki yılda kamudan 12,5 milyar liralık ihale aldı Limak Holding ve bu ülkenin kaynaklarını cebine akıttı; talan ettiği köylerdeki halkın, emeğini sömürdüğü işçinin cebinden çıkan vergi bunlara teşvik diye peşkeş çekildi. Aynı şirket, orman köylüsünün geçim kaynağını yok etti, zeytinliklerini söktü; 3 köyü tamamen, 8 köyü parçalayarak yok etti. Bu köylüleri ekmeğe muhtaç etti, sonra da "Ekmeğimizi, suyumuzu o veriyor, ölümüzü o kaldırıyor." diye insanları muhtaçlık ilişkisine soktu. Yetmedi, bu talana itiraz eden halkı provokatör ilan etti. Yetmedi, işçileri "Bak santral kapanırsa aç kalırsın." diye tehditle susturmaya çalıştı. Biz bu hikâyenin aynısını Yatağan'da biliyoruz, Yatağanda da aynı şey söylendi ve buralarda özelleştirilen santrallerle holdingler zenginleşti, işçi güvensizleşti, köylüler muhtaçlaştı. İşçiler aynı zamanda sendikal haklarını, söz haklarını, iş güvenliğini, sağlığını bile kaybetti.

Bakın, ben Yeniköy Termik Santrali'nde çalışan işçilerle bir toplantı yaptım; şunları anlattılar: "On bir saat çalışıyoruz, mesai ücreti yok." dediler. Burada sendikacı kalkıp bunu söylemedi. "Gece baca filtreleri kapatılıyor, zehirli gaz havaya salınıyor, ölüyoruz. Emeklilikten sonra en fazla bir buçuk, en çok üç yıl yaşıyor insanlar ve o bölgedeki kanser oranları, ülkenin geri kalan pek çok bölgesine göre yüzde 28 oranında daha fazla. Öksürük, baş ağrısı, kusma, deri döküntüsü, astım, hastalık içinde çalışıyoruz." diye anlatıyor işçiler. Doğa zaten çoktan kaybetmişti, işçiyi de canından ediyor burada patronlar. Burada mesele bir ormanı, bir santrali, bir enerji meselesini konuşmak değil. Burada mesele emeği, doğayı karşı karşıya getirip kazananı hep patron olan düzenin ta kendisini konuşma meselesi.

Bakın, açıkça söyleyelim, muhtarlarımız da gayet iyi biliyor aslında, ne ormanlar bu holdinglerin malı ne de orada çalışan işçiler bu holdinglerin rehini. İşçinin de köylünün de hakkı sermayeye değil, bu halka ait. İkisini karşı karşıya getirmek, alanda karşı karşıya getirmek, Komisyonda da meseleyi sanki ikisi arasındaymış gibi göstermek açık bir tiyatro oyunu ve bunu her yerde holdinglerin yararına oynuyorsunuz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN MUSTAFA VARANK - Teşekkür ediyoruz.

SEVDA KARACA DEMİR (Gaziantep) - Bir dakika daha rica ediyorum.

BAŞKAN MUSTAFA VARANK - Teşekkür ediyoruz, uzatmıyoruz.

SEVDA KARACA DEMİR (Gaziantep) - Bir dakika daha rica ediyorum.

BAŞKAN MUSTAFA VARANK - Siz rica edebilirsiniz. Bakın, herkese eşit muamele ediyoruz.

Teşekkür ediyoruz.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Hepimize artı bir dakika verin.

SEVDA KARACA DEMİR (Gaziantep) - Neden? Artı bir dakika herkese verebilirsiniz burada.

BAŞKAN MUSTAFA VARANK - Sayın Vekilim, buyurun...

SEVDA KARACA DEMİR (Gaziantep) - Herkese artı bir dakika verebilirsiniz Sayın Başkan. Son bir iki cümle kuracağım.