Komisyon Adı | : | SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU |
Konu | : | Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/3159) münasebetiyle |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 19 .06.2025 |
SEVDA KARACA DEMİR (Gaziantep) - Şimdi, on dokuz saattir Komisyonundayız, 3'üncü maddedeyiz daha.
Şimdi, bu madde sadece yer altı, yer üstü kaynaklarının, kültür varlıklarının talanını değil, aynı zamanda sermayenin hukuk katliamını da garanti altına alıyor Sayın Varank. Bu maddede aslında halkın adalet arayışı yoluna da dinamit döşeniyor. Yerli, yabancı sermayeye, sınırsız sömürüye ek olarak bir de hukuka takılmama yetkisi hakkı da vermiş durumdasınız ama çok daha tehlikeli bir durum var, o da şu: Bu yasa bu maddesiyle halkın adalet duygusuna doğrudan doğruya bir saldırı içeriyor.
Şimdi, bakın, ÇED süreçlerini konuşuyoruz ama ÇED süreçlerinin kendisi zaten birer harabeye dönüşmüş durumdaydı. Bu maddeyle görüyoruz ki ona bile tahammülünüz yok, daha beterini istiyor patronlar diye yazmışsınız, yazmışsınız. "ÇED sürecinde hukuki öngörülebilirliğin artırılması" diye bir ifade var burada. "Hukuki öngörülebilirliğin artırılması" demek vahşi madencilere hukuktan azade bir cennet kurmak demek. Bu maddeyle, bakın, odalar, dernekler, yurttaşlar artık hangi madene izin verildiğini değil, hangi madene yanıt verilmediğini takip etmek zorunda kalacak. Kim, nereden, nasıl görecek bu başvuruyu, onun hiçbir yanıtı yok, boşluk.
Şimdi, bakın, bugün ÇED davalarında bir çevre davası açmak için en az 100 bin lira gerekiyor. Keşif masrafları 180 bin liraya çıkmış durumda. Kanal İstanbul gibi büyük projelerde bu rakam 1 milyona yaklaşıyor. Bu ülkenin halkı dağını, deresini, zeytinliğini savunmak için mahkemeye gidemez hâle getirilmek isteniyor ama yine de halk adalet mücadelesi veriyor.
Bakın, bu ülkede toprağını savunan köylünün emekli maaşı haczedildi, yine de adalet kapısından vazgeçmedi halk. Dolayısıyla siz bunu bile çok görmüşsünüz, hukuka da kazma kürek dalmışsınız, patronların hukukunu genişletmişsiniz ve doğayı savunmak suç gibi gösteriliyor âdeta. Bu yasa teklifi diyor ki: "Sen yeter ki kazma getir, kepçe getir; hukuku da ezeriz, halkı da sustururuz; senin canın sağ olsun!" Bu yasa teklifiyle halkın yaşam alanlarına, suyuna, toprağına saldırı yasal güvenceye kavuşturuluyor. Patronlara "Sen kazan, halk ödesin." diyorsunuz. İdare ve şirketlerle izinlere dair ihtilaf çıkınca "Aman ha, yargıya gitmeyin." "Aman ha, holdingler zaman kaybetmesin." "Aman, cebinizden para çıkmasın, tatlı tatlı halledelim." diye bir kurul uydurulmuş; kurulda halk yok ama "Her şey sermaye için." diyen bütün bakanlar var. Şirketler kazanıyor, halk hem doğasını kaybediyor hem de adalet arayışını tümüyle ortadan kaldırmaya çalışıyorsunuz; biz bunlara itiraz ediyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
SEVDA KARACA DEMİR (Gaziantep) - Son bir cümle: Bu yasa teklifinde imzası olanlar, milletin vekili olarak değil çoğu bu alanda iş yapan patronlar olarak çıkarıyorsunuz bu yasa teklifini ve vekiller olarak hukuktan azade olmaya çalışıyorsunuz. Utanç verici buluyorum bu durumu.