KOMİSYON KONUŞMASI

TALAT DİNÇER (Mersin) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Şimdi, bizim esnaf deyiminde bir şeyler vardır böyle, Tüketiciyi Koruma Kanunu'nda özellikle. Bir esnaf ürününü satar ama ufak bir depo veya arıza oldu mu bunu geri almamak adına birtakım imtiyazlar sunar kendisine, o ürünü almamak adına. Sayın Bakanım zaten söyledi yani oradaki santrallerin ham madde ihtiyacını karşılamak adına bunun yapıldığını ifade etti. Şimdi, tabii, bura özelleştikten sonra, 1 Mart 2022'de bir yönetmelik çıktı. Yönetmelik buna cevaz veriyordu, bu yapılacaktı ama Danıştay bunu iptal edince şirket de zora girdi tabii doğal olarak ve böyle bir kanun çalışması da gündeme geldi. Tabii bunu yaparken de bu kanun teklifi hazırlandı, bayağı da makyajlanmış, cilalanmış, bazı şeyler de eklenmiş ve dolayısıyla bir torba kanun hâline getirilmiş.

Şimdi, burada, özellikle maddede de belirtildiği üzere, yapılacak yer, alan krokilerle belli, bölgedeki 3 tane firmaya özel çıkardığımız bir yasa yani şu anki şekliyle böyle görünüyor ama tabii, ileride bu, emsal gösterilerek farklı enerji alanlarında da bu talep olur mu? Yani ben olur diye düşünüyorum ama tabii, idarenin tavrı ne olur bilemem.

Şimdi, buradan en çok etkilenecek olan oradaki yerel halk -biraz önce milletvekilimiz açıkladı- daha önce etkilenen ve mevcut etkilenen ve etkileneceklerle beraber 56 köyün bundan etkilendiğini saydı, tek tek isimlerini, köy köy saydı. Eğer böyle bir durum varsa tabii ki burada binlerce insan mağdur olacak, bunların elinde mevcut ürettikleri tek şey de zeytin. Dolayısıyla geçimini zeytinden sağlıyorsa bu sahalar da kamulaştırılacaksa bunların elinden alınacaksa bu insanlar bayağı bir mağdur olacak. "Taşınma." diyor -tabii, biz de sebze yetiştiriyoruz, meyve yetiştiriyoruz, zeytin yetiştiriyoruz Mersin'de- taşınan bir ürünün başka bir yerdeki rekoltesi -dün de söylemiştik- gerçekten sıkıntılı yani taşınsa bile bir on yıl onu gözden çıkaracaksınız, yeni ekseniz zaten on yılda meyveye oturuyor. Şimdi, burada Sayın Bakan "2 katı zeytinlik ekeriz." dedi ama tabii, bu köylüler, bunun ürün vermesinin süresi beş on yıl alacağı için burada inanılmaz bir derecede bir mağduriyet söz konusu olacak. Bunun biraz daha göz önüne alınıp farklı bir çözüm, özellikle hem firmanın hem köylülerin hem işçilerin mağdur olmayacağı farklı bir çözüm bulunabilir mi? Bu biraz daha tartışılsaydı, biraz daha iyi olurdu diye düşünüyorum.

Yani netice itibarıyla, bilimsel, katılımcı, çevre ve doğayı koruyacak yeni bir çalışma yapılması bence çok daha mantıklı olurdu ve burada da hiçbir taraf da etkilenmezdi. Şimdi, burada işçi kendini bu yasanın içerisinde bulacak, firma kendini bu yasanın içerisinde bulacak, köylü "Ben neredeyim?" diye bas bas bağıracak. Tabii, bu köylünün hayatı, geleceğe ve geçmişi tamamen bu zeytinliklere bağlı.

Değerli arkadaşlar, tabii, bu, elektrik santralleriyle de ilgili. Bu alanlarda da güneş enerjisine veya yenilenebilir enerjiye dönük yatırımların yapılmasında burada da ciddi alanlar var. İşte, burada hazine arazilerinin kullanılabileceği söyleniyor, meraların, verimli tarım alanlarının, sulak alanların kullanılabileceği düşünülüyor. Bence bu da biraz sakıncalı yani bunu biraz daha gözden geçirmek lazım çünkü meralar, verimli tarım alanları ve sulak alanlar bu ülkenin gıdası için, gıda arzı için oldukça önemli, hayvancılık arzı için çok çok önemli. Bunun biraz daha gözden geçirilmesi gerekir diye düşünüyorum. Zeytincilik Kanunu'muz zaten alenen belli; burada yapılacak herhangi bir değişiklik hani "Bir kişiye, bir gruba, bir zümreye, bir şirkete imtiyaz sağlanamaz." diye kesin Anayasa'da hüküm var. Ya, bu yönleriyle de baktığımızda bu madde Anayasa'ya aykırı, bu teklif Anayasa'ya aykırı. Bu teklifin çekilmesinin ülkemiz için çok daha yararlı olacağını düşünüyorum.

Teşekkür ediyorum.