Komisyon Adı | : | Dilekçe Komisyonu İle İnsan Hakları İnceleme Komisyonu Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonu |
Konu | : | Dilekçe Komisyonu ve İnsan Haklarını İnceleme Komisyonları Üyelerinden Oluşan Karma Komisyon Alt Komisyonunun hazırladığı Kamu Denetçiliği Kurumu 2024 Yıllık Raporu hakkında görüşme |
Dönemi | : | 28 |
Yasama Yılı | : | 3 |
Tarih | : | 26 .06.2025 |
İBRAHİM ARSLAN (Eskişehir) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Öncelikle, başta denetçilerimiz olmak üzere, raporun oluşturulmasında ve alt komisyon çalışmalarında zaman ayırarak bu raporun oluşmasına katkı sağlayan bütün arkadaşlarımıza emekleri nedeniyle teşekkür ederek başlamak istiyorum.
Ben 2023 Raporu ile 2024'ü bir daha söz almamak bakımından birlikte değerlendirerek sözlerimi sürdürmek istiyorum. Şimdi, Sayın Başkan, 6328 sayılı Kamu Denetçiliği Kurumu Kanunu'nun 22'nci maddesinin birinci fıkrası denetçiler tarafından yıllık raporun nasıl oluşturulacağı ve komisyon aşamalarını, ardından da Meclisteki görüşme aşamalarını tanımlamış.
Yine, aynı kanuna bağlı olarak çıkarılmış olan bu kanunun uygulama usul ve esaslarını belirleyen yönetmeliğin 48'inci maddesinin birinci fıkrasında da aynen ifade ediyor, deniliyor ki: "Takvim yılını takip eden ocak ayının sonuna kadar rapor sunulur. Komisyon tatil ve ara verme günleri dışında tutulmak üzere iki ay içerisinde raporunu tamamlar. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına sunulur. Ardından gelen yönetmelikte ve kanundaki fıkrada da Komisyonun raporu Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda ivedilikle görüşülür." hükmünü haiz.
Diğer fıkrasında da "Kurumun yıllık raporu ayrıca Resmî Gazete'de yayımlanmak suretiyle kamuoyuna duyurulur." hükümlerini haiz.
Şimdi, birinci sorum şu: Siz sevk yazınızda ve sunuş konuşmanızda belirttiniz, dediniz ki: "Evet, sunulmuştur. 142 sıra sayılı olarak bastırılmış ve dağıtılmıştır." Bu süreç tam bundan bir yıl önce, 24 Haziran 2024. Sorum net: "Ne olmuştur da 2023 yılı Faaliyet Raporu Türkiye Büyük Millet Meclisinde kanun ve yönetmelik hükümlerine rağmen ivedilikle görüşülememiştir. Gerekçesi nedir?
İki; Resmî Gazete'de bu raporlar neden yayınlanmamaktadır? Kamuoyunun bilgilenmesi neden sağlanmamaktadır?
Üç; yine, gönderilen sevk yazılarında ve sizin sunuş konuşmanızda "Türkiye Büyük Millet Meclisinde görüşülmesi mümkün olamamıştır." ifadesi var. Ne engel olmuştur görüşülmesine? Onunla ilgili de sorunun net şekilde yanıtlanmasını bekliyoruz ki 2024 yılı Raporu üzerine de düşüncelerimizi ifade edelim.
Burada bir şeye daha dikkat çekmek isterim her ikisini birlikte görüşeceksek. 2023 yılı Raporu'nda başdenetçi ve bazı denetçiler farklı kişilerdir. Bugün farklı kişiler var. 2 raporun hesabını verecek olan, yorumlayacak olan, tartışacak ve görüş sunacak olan kişiler değişmesine rağmen 2 rapor, iki yılın raporu birlikte nasıl görüşülecektir? Bunun da bu çelişkinin de bir an önce ortadan kaldırılması gerektiğini düşünüyorum.
Bunun önemi şu arkadaşlar: Kamu Denetçiliği Kurumu anayasal bir kurum, temel görevlerini, amaçlarını, hedeflerini gerek Sayın Tanal gerek Sayın Türkoğlu ifade etti. Benim burada uzun uzun tekrar anlatmama gerek yok; Anayasa'ya bağlılık, hukukun üstünlüğüne bağlılık, idarenin yapmış olduğu iş, işlem ve eylemlere karşı insanların temel insan hak ve özgürlükleri noktasında haklarını savunmak ve benzeri. Şimdi, kurumun kendi raporu Meclis tarafından hukuka, Anayasa'ya aykırı bir şekilde görüşülemiyorsa, raporlar tartışılamıyorsa konuşulacak geriye ne kalıyor? Bu sorunun cevabının net verilmesi lazım.
İkincisi, bunu ısrarla söylemek istiyorum yine, önceki cümleme atıfla: Can Atalay, Hatay halkının iradesiyle milletvekili seçilmiştir ve seçildiği günden itibaren İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu üyesi olarak Türkiye Büyük Millet Meclisinde oy birliğiyle o kurulun üyesi olarak seçilmiştir. Anayasa Mahkemesince hakkında hak ihlali kararı verilmiş olmasına rağmen ve bu karar Türkiye Büyük Millet Meclisinde okunmasına rağmen temel görevi insan hak ve özgürlüklerini korumak olan kurul, Can Atalay'sız bir toplantı gerçekleştirmektedir. Bunun da tutanaklara geçmesi gerektiğini düşünüyorum.
Üç; rapora ilişkin sevgili arkadaşlar, elimde hem 2023 Raporu var hem de 2024 Raporu var. Arkadaşlarıma saygısızlık etmek istemem, her iki raporu da cümle cümle okudum; kopyalayapıştır. Şimdi, bu iş önce bir ciddiyet istiyor, rakamlar değişiyor ama cümleler bile aynı. 700 küsur sayfa rapor 2023, 700 küsur sayfa 2024; sadece bir bölüm farklı 2024'e giren kurum bilgileriyle ilgili bir bölüm açılmış, onun dışındaki cümleler neredeyse motamot aynı, sadece rakamlar değişmiş ve rakamlarda da ne yazık ki gerilemeler var. Baktığımızda oradan da sonuç çıkarmamız gerektiğini düşünüyorum. Bir önceki yılda başvuru sayısı 19.317 iken 2024'te bu sayının 14.762'ye düştüğü görülüyor yani 5 bin bir gerileme olmuş. Bu, Kurumun tanıtımıyla mı ilgilidir yoksa Türkiye'de milyonlarca insanımızın artık umudu kesmesiyle mi ilgilidir, burada çözümlerin geliştirilememesiyle mi ilgilidir? Her birimizin şapkamızı önümüze koyarak düşünmesi gerektiğini ifade etmek isterim.
Ama yine arkadaşlarımız ifade ettiler, tekrara düşmek istemem ama tutanaklara geçmesi ve sonuç alınması açısından önemli. Sayın Tanal dedi ki: "Beş dönemdir bununla ilgili yasal teklifler sunuyorum ama görüşülmüyor." Bu raporun sonunda, en sonunda 12'nci bölüm "Beklentilerimiz ve Hedeflerimiz" diye bir bölüm var. Arkadaşlar, Allah aşkına, 2023 Raporu'nun sonunu da açın, ben 2022'ye de gittim de, bu da 2023 Raporu. Şimdi, biz hâlâ aynı şeyleri konuşuyoruz, yapılacak işler ve hedeflerle ilgili 1-2 rakamsal farklılıklar dışında cümle cümle aynı. Şimdi, buradan hareketle de eğer hâlâ biz -sonuç almak açısından ifade etmek isterim- Venedik Kriterlerini, Paris İlkelerini konuşacaksak, KDK'nin yaptırım gücü olmadığından etkisiz kalmasını konuşacaksak, biz hâlâ Anayasa Mahkemesi başta olmak üzere mahkemelere başvuru yetkisinin tanımlanmamasını yıllara sâri olarak konuşacaksak burada konuşacak ve eleştirecek gerçekten hiçbir şey yok. Ne yapsın başdenetçi ya da denetçiler ya da vatandaş ne yapsın? Çaresiz bir şekilde komisyon marifetiyle KDK'ye ya da Dilekçe Komisyonuna, diğer ilgili komisyonlara başvuruyor. Çözüm? Çözümü yok.
Siz anımsayacaksınız, yine, tam bir yıl önce temmuz ayında 100 bin imzayla emekliler Komisyonumuza dilekçeyle başvurdu. Dertleri, talepleri neydi? "Ya, bittik, öldük, milyonlarca insan olarak yoksulluk altında, rezalet, sefalet altında mahkûm ettiniz bizi, ne olur çözüm bulun." dediler. Üstünden bir yıl geçti ve birçok emeklinin belki de hayatları bitti, kaybettik, Komisyonun gündemine dahi gelmedi ya. Nasıl çözeceğiz biz bu sorunları, nasıl yapacağız Allah aşkına? Şimdi, o nedenle artık diz dövmek yerine çözüm üretmek lazım. Tabii ki burada da gelen başvuruların özelliği gereği idarenin yapmış olduğu iş, işlem ve eylemler, bunların bir kısmının kanunla düzenlenmesi gerekiyor. Yani yılda gelmiş 15 bin başvuru, işte, her birimiz burada milletvekiliyiz, Allah aşkına, herkes söylesin, mail kutularımızda binlerce talep var, bize gelen talepler var. İnsanlar çaresiz, hangi sektörü alırsanız alın, hangi insan grubunu ele alırsanız alın, insanlar çözüm bekliyorlar; Türkiye Büyük Millet Meclisinden, Kabineden, iktidardan, muhalefetten, hepimizden çözüm bekliyorlar. Bu çözümleri sağlayamazsak bu umutsuzluğa doğru gidiyor. O nedenle, ben, 2023 Raporu'nun usul ve esasları açısından -ki başında ifade ettim eleştirilerimi- hem o sorularıma net yanıt istiyorum hem de oradan hareketle bu kadar ciddiyetsizlik... Ya, KDK 700 sayfa rapor yazmış, Mecliste görüşülemiyor. Neye rağmen? Kanuna rağmen, Anayasa Mahkemesine rağmen. Sanırsın ki Meclisi gece gündüz kapatmışız da ülkenin ve milyonlarca yurttaşımızın sorunlarını çözecek kanun düzenlemesi yapmışız.
BAŞKAN SUNAY KARAMIK - Tamamlayalım.
İBRAHİM ARSLAN (Eskişehir) - Tamamlıyorum.
Birçok yerde uluslararası görüşmeler yapıldı, Mecliste şunun görüşülmesine engel miydi yani? Şimdi, o nedenle, önce ciddiyet, önce konunun samimiyetle kabul edilmesi, savunulması ve çözüm geliştirilmesi noktasında da ayrımsız olarak söylüyorum hem Kurumun işlerliği hem de yapının işlerliği açısından her birimizin sorumluluk alması gerektiğini düşünüyorum.
Teşekkür ederim. MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - Biz sorumluluğu almışız, iktidar değişmeden bu sorunlar çözülmez, bitmez.
BAŞKAN SUNAY KARAMIK - Sayın Arslan, kayıtlara geçmesi açısından, bilindiği üzere Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunun 15 Ekim 2024 tarihli 7'nci Birleşiminde Karma Komisyonun 2023 Yılı Kamu Denetçiliği Kurumu Raporu hakkında 142 sıra sayılı Raporu'nun 17 Ekim 2024 Perşembe günkü Genel Kurul Birleşiminde görüşülmesine karar verilmiştir ancak 17 Ekim 2024 tarihli 9'uncu Birleşimde Saadet Partisi Grubu tarafından İç Tüzük'ün 19'uncu maddesi uyarınca verilen önerinin üçüncü oylamasında da karar yeter sayısına ulaşılamamış ve birleşim bu nedenle kapatılmıştır. Bu çerçevede, 142 sıra sayılı Karma Komisyon Raporu'nun Genel Kurulda görüşülmesine dair karar alınmış olmakla birlikte ilgili birleşiminde karar yeter sayısına ulaşılamadığından görüşmeler gerçekleşmemiştir.
YÜKSEL SELÇUK TÜRKOĞLU (Bursa) - Siz şimdi Saadet Partisi yüzünden mi demek istiyorsunuz, onu mu demek istiyorsunuz?
İBRAHİM ARSLAN (Eskişehir) - Buna yönelik bir cümle, lütfen, bu önemli...
BAŞKAN SUNAY KARAMIK - Buyurun.
İBRAHİM ARSLAN (Eskişehir) - Şimdi, Sayın Başkan, İç Tüzük'ün 88'inci maddesi önümde. Geriye çektiğimiz raporda bütününde ya da maddelerinde bir değişiklik söz konusu mu? Hayır, rapor olduğu gibi önümüze geldi ve muhtemelen olduğu gibi de geri gidecek. Şimdi, 88'i de burada tartışmayalım ama Sayın Türkoğlu'nun da ifade ettiği üzere iktidar olan sizsiniz, Meclisi çalıştırması gereken de sizsiniz. Saadet Partisi şunu yapmış, işte, CHP bunu yapmış diyerek değil, siz Meclisi çalıştırmakla mükellefsiniz, biz zaten çalışsın diye çabalıyoruz. O nedenle, gerekçenin haklı olduğunu düşünmüyorum.