| Komisyon Adı | : | DIŞİŞLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Tıbbi Ürün Sahteciliği ve Halk Sağlığına Tehditler İçeren Benzeri Suçlar Hakkında Avrupa Konseyi Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı(1/321) |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 1 |
| Tarih | : | 11 .02.2016 |
OĞUZ KAAN SALICI (İstanbul) - Yok, ben anlaşmaları okuyorum biliyorsunuz. Onun için anlaşmanın içeriğinden haberdarım.
Tabii, problem şurada, biz burada bakanlık temsilcisi arkadaşlarımız geldiği zaman ve bir soru ifade ettiğimiz zaman genelde şöyle bir cevapla karşılaşıyoruz: "O konu bizim alanımıza girmiyor." Benim alanıma giriyor çünkü ben o suyu içiyorum. İstanbul'da yaşayan herkesin alanına giriyor ve toplam nüfusun, nereden baksanız, beşte 1'i ve biz o suyu tüketiyoruz. Dolayısıyla biz burada halk sağlığıyla ilgili bir anlaşmayı konuşuyoruz ama kendi sağlığımızı, kendi halkımızın sağlığını çok da fazla göz önünde bulundurmayan bir sistemle yürüyoruz. Bunun siyasi bir tarafı yok, tamamen insan sağlığıyla ilgili bir durum.
Dolayısıyla eğer Sağlık Bakanlığı benim yanıma birkaç tane bu konuyla ilgilenen bürokratını verirse ben bütün Düzce'nin ilçelerini ayaklarımıza çizme giyerek -daha önce yaptım, gayet de iyi biliyorum nerede olduğunu- kanalizasyon hangi noktadan Melen Çayı'na doğrudan boşalıyor, nerede "Bertaraf tesisi var." deniyor ama öyle bir tesis aslında yok ya da nerede belediye vidanjörleri o suyu alıp Melen suyuna birkaç yüz metre ileride boşaltıyor; bunları gösterebilirim. Dolayısıyla, suç teşkil ediyorsa gereğinin yapılmasını isterim, suç teşkil etmiyorsa da zaten "Memleketin çivisi çıkmış." demektir yani.
Teşekkür ederim.