KOMİSYON KONUŞMASI

AYLİN YAMAN (Ankara) - Sayın Bakanım, değerli bürokratlar ve değerli Komisyon üyeleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Öncelikle sunumunuz için teşekkür ediyorum. Ben kafama takılanları sırasıyla sormak istiyorum. Bir tanesi, acaba hangi yıl sosyal yardımlaşma sandığına devredildi engelli aylıkları. Benim hatırladığım kadarıyla bir dönem Sosyal Güvenlik Kurumu üzerinden gidiyordu bu yani beni düzeltebilirsiniz ama hangi yıl acaba sosyal yardımlaşma sandıklarına devredildi? Şunun için soruyorum: Aslında engelli aylıklarının ve burada sayılmış sayısız yardımlaşma sandığı tarafından ödenen sayısız yardımın hak temelli yaklaşımdan uzaklaşıp muhtaçlık temeline döndüren bir siyasi yaklaşım olduğunu düşünüyorum yani çünkü engellilerin ve burada çok sayıda yaşlılar var, sağlık yardımı var, eğitim yardımları var, birçok hakkı olduğu hâlde alması gereken kişi bu sandık üzerinden sanki âdeta muhtaç bırakılarak alıyormuş gibi bir izlenim var ve bunun yanlışlığına inanıyorum, bir dönem Sosyal Güvenlik Kurumu üzerinden veriliyordu, bunu soracağım.

İkincisi...

BAŞKAN MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU - Nasıl böyle bir izlenim edindiniz?

AYLİN YAMAN (Ankara) - Şimdi, bakın, engelli aylıklarında kriterler tam net değil, az önce konuştuğumuz gibi hesaplama ve raporlama süreçlerinde bazı sıkıntılar da oluyor. Maluliyet ile engellilik birbirine geçtiği için bazı yardım şekillerinin tam olarak hakkaniyetli olmadığını düşünüyorum, yeri geldikçe şey yaparız.

BAŞKAN MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU - Bu vakıflar yerel olduğu için yerelde bu işin çözülmesi daha pratik aslında.

AYLİN YAMAN (Ankara) - Ama şöyle bir şey oluyor: Bu sosyal sandıklar üzerinden ödeme alınca sanki alamadığı zaman, hak kazanamadığı zaman -ben bu konuyla ilgilendiğim için çok sayıda vatandaşımızdan soru alıyorum- işte "Sanki siz konuşsanız ödeme yapılır mı?" falan gibi sorular geliyor. Ben diyorum ki yani bu böyle bir şey değil, kriterler üzerinden verilen bir şey.

BAŞKAN MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU - Tabii ki sistem.

AYLİN YAMAN (Ankara) - Ama insanlar üzerinde öyle bir algı oluşuyor Sayın Bakanım. Yani bunu bizim çok net masaya yatırmamız gerekiyor, bu hak temelli yaklaşımı bizim felsefi olarak oturtmamız gerekiyor.

İkincisi... Bu sosyal yardımlaşma sandıklarının kaynakları neler acaba, nerelerden geliyor size, bu Fon'a nerelerden devroluyor? Ben konum gereği Sağlık Bakanlığını yakinen takip ettiğim için Sağlık Bakanlığından da bazı bütçe ödeneklerinin bir kısmının sosyal yardımlaşma sandıklarına devredildiğini biliyorum, mesela madde bağımlılığıyla ilgili böyle bir durum yaşandı geçtiğimiz yıllarda. Bu Fon'un nerelerden geldiğini özellikle öğrenmek istiyorum.

Üçüncüsü... Acaba engelli aylığı hesaplama şekli sizin içinize siniyor mu Sayın Genel Müdürüm? Yani hanedeki kişi bazlı değil, hane bazlı düşünce sistematiği; asgari ücretin 1/3'ünden daha az olması gereken haneye düşen rakamın... Bu sizce adil bir yaklaşım mı, bu nedenle çok sayıda mağdur olduğunu düşünüyor musunuz? Nitekim sayılara bakacak olursak engelli aylığından 2025 yılında faydalanan 565 bin kişi. Biz biliyoruz ki yaklaşık 10 milyona yakın engellimiz var ve de bunun belli oranlarını da düşelim, ona da baktığımızda sadece 565 bin kişiye engelli aylığı verilmiş yani oldukça az sayıda kişi aslında bu engelli aylığından faydalanabiliyor. Artı, engelli yakınına baktığınız zaman, engelli yakını da... Ya 18 yaş altında olacak, engelli çocuğu olacak ya da üstünde de olsa yüzde 40 üzerinde engeli olan kişiler düşünüldüğünde sadece 81.256 kişi. Yine uyarıyoruz, 10 milyonluk bir popülasyondan söz ediyoruz, onu da net bilmiyoruz. Hani bu sizin konunuz olmadığı için tekrar vurgulamayacağım ama bence Aile Bakanlığının en acilen çözmesi gereken şey veri. Yani kaç kişi tam olarak engelliler ve alt kırılımlarıyla ve uluslararası kriterlerle? Görme, işitme, ortopedik engel gibi alt kırılımlarıyla öğrenmemiz gerekiyor. Bu sayılar bildiğimiz engelli sayısının çok çok altında. Dolayısıyla zaten hesaplama şeklinin adil bir hesaplama olmadığını düşünüyoruz ama zaten çok az kişi hak kazanabilmiş buna.

Bir diğer program, Vefa Programı'nızla ilgili... Burada hep daha önce bir uyarı yapmıştım ben naçizane kendimce; yaşlı ve engelli politikalarının aynı potada değerlendirilmesini yanlış buluyorum, ikisi bambaşka politikalar olmalı. Burada Vefa Programı'nda da -işte günlük bakım, yemek, temizlik gibi evlere yapılan- "127 bin yaşlı ve engelli" diye bahsediliyor hep programlarda.

AİLE VE SOSYAL HİZMETLER BAKANLIĞI SOSYAL YARDIMLAR GENEL MÜDÜRÜ ALPARSLAN ÇEVİK - Evet.

AYLİN YAMAN (Ankara) - Oysa nüfusun şu anda yüzde 10'unu geçti yani 10,1 gibi, yaklaşık 9 milyona yakın 65 yaş üstü vatandaşımız var, yaklaşık 10 milyon da engellimiz var ve biz her ikisinde -tabii, iç içe geçmiş kümeler de olabilir, bazı yaşlılarımızın engellilik düzeyi de olabilir- 127 bin yaşlı ve engelliden bahsediyoruz bu temizlik ve bakımda. Oysa bakım yardımı bir engelli için de yaşlı için de çok temel konulardan biri. Ama ikisinin bakım şekli farklı olabilir yani bir yaşlı bakımı farklı, engelli bakımı farklı, teknik personelleri de farklıdır bunun, engel durumuna göre bakımı farklıdır, yaşlının sahip olduğu kronik hastalık ya da genel durumuna göre bakım şekli farklıdır. O yüzden, bunun aynı potada değerlendirilmesini son derece sakıncalı buluyorum açıkçası.

Bu barınma yardımlarına bakıyorum, ev yapımı ve ev onarımı yardımları gene çok cüzi yardımlar bunlar 1.466 haneye. Bakın, gene vurguluyorum, 10 milyonluk engelliden bahsediyoruz; 1.466 haneye ev yapımı yardımı.

Ulaşıma geçecek olursak -Sayın Bakanım da uyardı- şimdi, bu ulaşımda kamuya ait araçlarla mı ulaşımı sağlanıyor bu engelli çocuklarımızın eğitim öğretimde yoksa taşere sistemlerle mi sağlanıyor? Bu taşere sistemlerle bazı yerlerde sağlandığını biliyorum ben çünkü bizzat kendimin, çocuk ortada kaldığı için, taşere sistemde şirket bırakıp gittiği için kaymakamı arayarak rica ettiğim ve o çocuğun eğitime ulaşmasını sağladığım durumlar var. Taşere sistemlerle bir hizmeti sürdürmek, bence özellikle engelli hizmetlerini sürdürmek hiç doğru bir yaklaşım değil. Devletin gerçek anlamda sahip çıkması için tüm denetimi kendinde toplaması gerekiyor. Taşere sistemde, Sayın Bakanın dediği gibi, araç nasıl, asansörlü bir şeyi var mı, şoför nasıl, geliş gidiş disiplini nasıl, bunu gerçekten herhangi bir çocuğun yaşadığı sıkıntıda halı altına süpürme durumu var mı gibi şeylerin denetlenmesi açısından gerçekten bu işin asla taşere edilmemesi gerekiyor.

BAŞKAN MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU - Pardon, bir parantez açacağım.

Burada, şimdi, aslında ilgili genel müdürlük bu işin finansmanını sağlıyor, değil mi? Bu konudaki düzenlemeyi kim yapıyor?

AİLE VE SOSYAL HİZMETLER BAKANLIĞI SOSYAL YARDIMLAR GENEL MÜDÜRÜ ALPARSLAN ÇEVİK - Millî Eğitim Bakanlığı tabii, anlatacağım ben şeyde.

BAŞKAN MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU - Yani burada çünkü burası biraz daha işin kaynağı.

AİLE VE SOSYAL HİZMETLER BAKANLIĞI SOSYAL YARDIMLAR GENEL MÜDÜRÜ ALPARSLAN ÇEVİK - Millî Eğitim Bakanlığı illerimizde, ilçelerimizde taşımalı sistem...

BAŞKAN MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU - İlgili düzenlemeler, işte, ihale şartnamesi, işin denetimi falan onlarda hepsi değil mi?

AİLE VE SOSYAL HİZMETLER BAKANLIĞI SOSYAL YARDIMLAR GENEL MÜDÜRÜ ALPARSLAN ÇEVİK - Denetimi onlarda, Millî Eğitim Bakanlığında.

BAŞKAN MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU - Tamam, evet.

AYLİN YAMAN (Ankara) - Evet, şimdilik bu kadar.

Teşekkür ediyorum.