KOMİSYON KONUŞMASI

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Evet, gene bir torba kanun tartışıyoruz, 36 maddeden oluşuyor bu torba kanun. Neler var? Valla neler yok ki. Mesela 1'inci maddesi: Kira gelirlerinde 47 bin liralık bir istisna vardı, 47 bin liraya kadar ki kısım vergiden istisnaydı. Şimdi, o kalkıyor ve bununla ilgili bir etki analizi yapılmış, "Şu kadar gelir getirici olacak." diye söyleniyor. Peki, bu yapılan düzenlemenin kira fiyatları üzerinde herhangi bir etkisi olup olmayacağı analiz edilmiş midir? Yani bu düzenlemeyle beraber kira fiyatlarında artış olacağı kaçınılmazdır. Peki, ben bu teklifi getiren sayın milletvekiline soruyorum: Bu ülkedeki barınma krizinden haberiniz yok mu? Şu anda kira artışı TÜİK'in verilerine göre bir yılda yüzde 60. Yüzde 60 kira artışı var, barınma krizi söz konusu ve enflasyonu en fazla artıran ana harcama kalemlerinden bir tanesi konut ve kira. Hâl böyleyken hem enflasyonu artırıcı hem de barınma krizini körükleyecek bir yasal düzenlemeyle karşı karşıyayız. Başka ne var? Yeni yeni harçlar var. Mesela, araç alım satımlarında binde 2'lik bir noter harcı getiriliyor. Demin örnek verildi, zaten yüzde 80'lerde, 90'larda ÖTV, üzerine KDV, yetmedi motorlu taşıtlar vergisi, yetmedi bir de harç; yetiyor mu? Yetmiyor. Ne yapıyoruz? Galericiler, kuyumcular, emlakçılar gibi meslek erbaplarının yetki belgeleri için her yıl harç verilecek. Yani kuyumcular 30 bin lira, galericiler ve emlakçılar 20 bin lira. Eğer büyük şehirse söz konusu olan yer, ikamet edilen yer, o zaman çarpı 2 yapılacak. Şimdi, şunu düşünmek lazım yani burada herhangi bir gelire bakılmıyor, hepsi aynı şekilde. Yani eğer bu gerçekleşirse, eğer kanun hâline gelirse bu teklif, şunu göreceğiz: Ayaklı galericiler ve emlakçılar vardır, bunların sayısı daha fazla artacak, bu insanları biz daha fazla sistemin dışına atacağız. Başka neler var? Hastaneler yatak kapasitesine göre her yıl harç ödeyecekler. Doktorlar, muayenehaneler, poliklinikler, tıp merkezleri, yetmedi veterinerler, yetmiyor turizm tesisleri, laboratuvarlar, hava yolları şirketleri. Arkadaşlar, bu ne ya?

Bakın, bir devlet, vermiş olduğu bir hizmet karşılığında harç alması kadar tabii bir şey değildir ancak burada bir hizmet yok, bunlar her sene tekrarlanıyor. Bunun adını doğru koymak lazım, bunun adı haraçtır arkadaşlar, harç falan değil, haraç kesilmekte burada, "sorma, ver" parası denilmekte ve bu torba kanunun adı, baktığınız zaman haraç kanunudur, haraç torbasıdır arkadaşlar.

Başka neler var? İşte, BES'te devlet katılım oranı işte yüzde 50'ye kadar artırabiliyor, sıfıra kadar indirilebiliyor. Yani benim okumam de biliyor musunuz? Eğer burada sıfırı koyduysanız, belki BES'e devlet katkı oranı azaltılacak, benim okumam bu, diğer insanlar da bunu okuyordur büyük ihtimalle.

Başka ne var? Ek bütçe yapıyoruz biz burada. Ne diyoruz? Hazinenin 2025 yılı net borçlanma limitini 595 milyar lira artıracağız, 1 trilyon 930 milyar liralık bir bütçe açığı vardı, borçlanma limiti vardı, biz bunu 2,7 trilyon liraya çıkartacağız bu yapılan düzenlemeyle. Şimdi, esasına baktığımız zaman biz bu düzenleme önümüze ne zaman gelecek diye bekliyorduk iki sebepten dolayı. Genellikle yılın sonunda, 2022 yılında oldu mesela, Sanayi Komisyonundayken önümüze bir önerge geldi, 200 milyar lira borçlanma limiti artırıldı. 2023'te de bu sefer yine bir kanun düzenlemesiyle Cumhurbaşkanına borçlanma limitini 3 katına çıkartma yetkisi verdik. Biz ne zaman gelir diye bekliyorduk, önümüze geldi işte, 595 milyar lira. Esasında, rakamlara baktığımız zaman eylül ayı itibarıyla zaten 2 trilyon 267 milyar lira net borçlanma yapmışız. Yani şimdi nerede kaldı o zaman 4749, kanun nerede kaldı? Kanun çok açık, diyor ki: "Bütçe açığı kadar borçlanabilirsin." Yüzde 5 bakan, yüzde 5 Cumhurbaşkanı, biz zaten eylül ayında 2 trilyon 267 milyar lira net borçlanma yapmışız, nerede kaldı kanun, nerede kaldı bütçe hakkı arkadaşlar? Ve her sene bu karşımıza geliyor. Yıl sonunda 2026 bütçesine baktığımız zaman 2 trilyon 208 milyar lira bütçe açığı bekleniyor. Peki, o zaman şunu sormak istiyorum: Neden 2,7 trilyon lira borçlanma ihtiyacı hissediliyor? Yıl sonunda 2 trilyon 208 milyar lira bütçe açığı olacaksa neden 500 milyar lira daha fazla borçlanma yetkisi isteniyor? Ve şunu da unutmayalım, biraz evvel hatipler belirtti: Biz bu borçlanmayı yüzde 40'la yapıyoruz arkadaşlar, yüzde 40 ve şu anda kasada, eylül rakamlarında 776 milyar lira Hazinenin parası var. Neden? Neden bu böyle bir şeye ihtiyaç duyuyoruz? Gerçekten de arkadaşlarımız söyledi, acaba Hazine bürokratları, Hazine ve Maliye Bakanlığı olası bir siyasi dalgalanmadan mı, 19 Mart siyasi darbe girişimine benzer bir eylemden mi korkuyorlar ki bu yollara tenezzül ediyorlar?

Başka ne var? Başka? Mesela SGK borçlanma oranlarını artırıyor, ihya oranlarını artırıyor. Ya arkadaşlar, burada yani bilmiyorum, esnaf farkında mı? Veyahut da esnaf odaları farkında mı, TESK farkında mı? İhya oranları artırılıyor, yüzde 45'e çıkarılıyor. Ben askerlik yapmışım, vatani görevimi yapmışım, benim elimde olmayan bir şey, askere gitmişim, benim borçlanma oranım artırılıyor veyahut da anayasal hakkımı kullanmışım, grev yapmışız yüz gün boyunca, borçlanmak istiyorum o yüz günü, yüzde 45'e çıkarılıyor; bu, hak mıdır, reva mıdır arkadaşlar? Niye buna tenezzül ediyorsunuz?

Yetmiyor, işveren primini 1 puan artırıyoruz. Yetmiyor. Teşvik vardı, teşviki daha önce 4'e indirmiştik, şimdi 2 puana indiriyoruz; akıl alacak gibi değil. İş gücü maliyetini çok ciddi şekilde artırıyoruz ve sistem dışına itiyoruz insanları biz yapmış olduğumuz bu düzenlemelerle.

Yetmemiş arkadaşlar, başka ne yapılıyor, biliyor musunuz? İsteğe bağlı sigorta primini artırıyoruz biz. Mesela, mevsimlik tarım işçilerinin, on günden az çalışıyorsa bu insanların sigorta primini artırıyoruz biz.

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Zaten ödeyemiyorlar.

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Ödeyemiyor zaten bu insanlar.

Taksi şoförlerinin, gündeliğe giden kadınların, temizliğe giden kadınların sigorta primini artırıyoruz. Bunlar toplumun en kırılgan kesimleri. Zaten bu insanları sistem içerisinde tutmak zor. Yetmiyor, biz bu insanların primlerini artırıyoruz.

Başka ne yapıyoruz? Prime esas kazancın üst limitini 9 katına çıkarıyoruz yani SGK'ye prim gelirini artırmaya çalışıyoruz. Ya, şu olur mu arkadaşlar ya: Emekli, dul ve yetim maaşı alan yani 16.881 lira, 15 bin lira, 14 bin lira, 10 bin lira maaş alan insanların GSS alacağı için -var ise- maaşlarının yüzde 25'ine el koymaya kalkıyoruz arkadaşlar; kendimize gelelim ya, kendimize gelelim, lütfen.

Başka ne yapıyoruz? İşte, genel aydınlatma giderlerinde belediyelerin payını artırıyoruz yani silkeleme operasyonunun değişik bir evresi bu. Önceden tamamı genel bütçeden karşılanıyordu, daha sonra yasa çıktı, işte, yüzde 10'unu belediyeler karşılayacak, Cumhurbaşkanı bunun 2 katına çıkaracak, uygulamada yüzde 20'sini belediyeler şu anda karşılıyor; biz ne yapıyoruz? Bunu, yüzde 10'u, 30'a çıkarıyoruz, Cumhurbaşkanına da 2 katı hak veriyoruz. Ne olacak biliyor musunuz? Yani Cumhurbaşkanı bu hakkını kullanacak. İddiaya giren varsa ben burada iddiaya girerim. Önümüzdeki süreçte aydınlatma giderlerinin yüzde 60'ını belediyeler sağlayacak; peki, bu hak mıdır, reva mıdır?

Yani şimdi öyle maddeler var ki insan ister istemez soruyor ya. Bu SGK batıyor mu, gerçekten batıyor muyuz arkadaşlar? Anlaşılır gibi değil yani öyle şeyler getirmişler.

Emekli, dul ve yetim aylıklarına, işte, maaş kesecekmiş. Kaç para etki analizinde? 600 milyon lira, 600 milyon lira. Binlerce insanın hayatını etkileyeceğiz.

Eğer kaynak yaratmak istiyorsak bunlarla uğraşmayalım, bak, bunlarla uğraşmayalım. Ben size farklı bir şey söyleyeyim. Mesela şunu yapabiliriz eğer gerçekten gelir getirmesini istiyorsak...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Toparlıyorum.

OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Buyurun.

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Gerçekten de vergide adaleti sağlamak istiyorsak mesela şunu yapabilir Cumhurbaşkanı: Biliyorsunuz, bu, vergi cennetleri var, bu vergi cennetleri listesini açıklasın. Alın size bir gelir kapısı yani esnafla, galericiyle, kuyumcuyla, emlakçıyla uğraşmayın arkadaşlar, bu insanları haraca bağlamayın. Esas vergi vermeyen, vergi vermekten sakınan, milyarlarca lirasını yurt dışına, milyarlarca doları yurt dışına kaçıranlar var bu memlekette. Niye onlardan biz yüzde 30 vergi almak için bir liste yayınlamıyoruz da buradaki esnafımızla uğraşıyoruz, hastanelerle uğraşıyoruz, veterinerlerle uğraşıyoruz, gündelikçi kadınların primleriyle uğraşıyoruz, mevsimlik işçilerin primleriyle uğraşıyoruz. Niye sanayiciyle uğraşıyoruz arkadaşlar?

Teşekkür ederim.