| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 22 .10.2025 |
TAHSİN OCAKLI (Rize) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Komisyonumuzun değerli üyelerini ve bakan yardımcılarımızı, bürokratlarımızı; saygıyla selamlıyorum.
VRHİB, VRHİB neymiş? Vergi, resim, harçların istisnasıyla ilgili belge. Bunu niye söyledim? Şimdi aramızda yok, Orhan Yegin Vekilimiz az önce Veli Ağbaba'ya dedi ki: "Şu vergisi silinen ya da indirilen şirketler kimlerdir bir açıklayın." Veli Ağbaba'da yok şimdi ben de grup üyesi olarak Veli Ağbaba yerine Orhan Vekil yok ama ona cevap vermiş olayım. 2020'nin Aralık ayında şimdiki Grup Başkan Vekilimiz Ali Mahir Başarır Bey dönemin Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan'a bir soruyla sorar, der ki soru önergesinde: "Kimlerden, bu VRHİB belgesiyle nelerden vazgeçtiniz?" diye ve cevap gelir, cevapta der ki soru önergesinde: "Son on yılda CENGİZ inşaattan 30 kez toplamı 422 milyon o tarihte, KOLİN inşaattan 36 kez, MAKYOL inşaattan 24 kez, Limak inşaattan 19 kez, Kalyon inşaattan 19 kez VRHİB belgesi verilmiştir. Evet, şimdi, bir de fıkrayla devam edeyim müsaade ederseniz. Adamın biri lokantaya gitmiş, bir yemeğe oturmuş, böyle ufak tefek bir adam, muhtemelen biliyor da olabilirsiniz çorbasını söyledikten sonra bir de limon istemiş garson demiş ki: "Beyefendi limon kalmadı, şu karşıda bir başpehlivanımız var, uzun boylu iri yarı bir adam son limonu ona verdik sıktı, kalmadı yani." "Siz gene de onun sıktığı limonu bana bir getirin." demiş. Garsonda "Peki." deyip geri getirmiş, sıkılmış limonu vermiş. Vermiş ne oldu diye bakarken bir bakmış adam bir bardak daha limon suyu çıkarmış oradan. Merakla gitmiş yanına sormuş: "Siz kimsiniz, adınız nedir?" "Mehmet Şimşek." demiş benim adım. Mehmet Şimşek şimdi sıkmaya devam ediyor, limon gibi vatandaşı sıkmaya devam ediyor tam da bu kanun teklifinin özü budur arkadaşlar, başka hiçbir şey yoktur. Arkadaşlarım ayrı ayrı anlattılar, her teklif maddesinde çalışana, emekliye, ücretliye, çiftçiye mesela ben çay üreticisiyim, fındık üreticisiyim bize dair hiçbir şey yok sadece vergi istisnalarının kime yapılacağına ilişkin düzenlemeler içeriyor ve nasıl daha fazla vergi alırım düzenlemesi yapılmış. Bunun için tarımda çalışan -bakın burası çok önemli özellikle- mesela biz çayda çalışırız on gün, on beş gün çalışırız bu yılda altı aya denk gelir bu altı ayla zaten fındığın, çayın üreticisinin, çalışanının da emekli olma ihtimali zaten elli, yüz yılı buluyor belki de ama şimdi siz onların primleri üzerinde yeniden artırma yaparak yani "Bu işi bırakın tamamen kardeşim." diyorsunuz. Yine, arkadaşlarım söz etti, harç adı altında haraçtır ya, haraçtır ya sağlıkta çalışan herkesten haraç almaya çalışıyorsunuz. Sadece insanlar için değil diğer canlıların sağlığına bakan veterinerler için ya da aniden bir sağlık hizmeti alıp herhangi bir laboratuvarda, hastanede bilmem nerede hizmet almaya gidenlerden yine harç almaya çalışıyorsunuz. Arkadaşlar, bu harç veya haraçlar gerçekten bu topluma bir fayda sağlamıyor eğer bir fayda sağlayacağını görsek hiç itirazımız olmaz. Arkadaşlar, verginin temel amacı kamu hizmetlerinin de denetlenebilir olarak harcanmasını sağlamak üzere bir düzenlemeyi yapmayı gerektirir ama bu denetlemeyle ilgili daha bize herhangi bir ön açma yaptı mı bu iktidar şimdiye kadar? Yoktur böyle bir şey arkadaşlar. Yirmi üç yıldır iktidar ne yazık ki bu kötü ekonomi yönetimi nedeniyle ortaya çıkan faizlerden doğan zararı halka ödetiyor. Bakın, bu yıl ödeyeceğimiz faizin miktarı, bütçe açığımız 2,7 milyar; bunun bedelini kim ödeyecek? Yüzde 65'i dolaylı olarak vatandaştan çıkacak. Yani nereden çıkacak? Bindiği otobüsten, içtiği sudan, kullandığı elektrikten, doğal gazından her şeyinden çıkacak. Şimdi, belediyelerimiz çalışmasın diye bu kanun teklifinin içinde sokak aydınlatmalarına ilişkin daha evvel geri çektiğiniz, yine iktidarınız tarafından daha önce yine bu salonda konuşulup geri çektiğiniz yasayı şimdi yine getirdiniz. Niye? Belediyeler çalışamasın diye. Niye? Belediyelerin gelirleri iyice aksasın diye. Arkadaşlar, belediyelere yapılan operasyonların bedeli burada 8,5 milyar dolar tutan gelirden yaklaşık 8 kat daha fazla bir maliyet getirdi bu ülkeye ya, 60 milyar dolar bir maliyet getirdi, bunu hepimiz biliyoruz. Bu Türkiye'deki hukukun eksikliğinden ve her şeyi şeffaf göremememizden kaynaklanan bir durum. Bunun somut örneği şudur işte: Sayın Genel Başkanımız söylüyor, buyurun, yargılamaları televizyonlardan açık yapın, şeffaf olun, hiçbir itirazımız kalmasın ama cezaya dönüştürülen tutukluluk hâlleri sürdüğü sürece, işte borsalarda düşüşler, altınlarda fırlamalar... Bütün bunların sebebi de bu yönetimden kaynaklanan ne yazık ki hatalardır.
Tabii, şimdi Merkez Bankası Başkan Yardımcısı, paramızın üzerinde imzası olan şahsın Merkez Bankasını dolandırmaktan tutuklu olduğu bir dönem yaşıyoruz. Arka kapıdan satılan milyon dolarlar hayaldi, onlar gerçek oldu. Can Holding dosyası, borsa manipülasyonları, kara para iddiaları, cennete dönen ülke, çeteler, yasa dışı bahis, uyuşturucu kol geziyor; bunlar ne yazık ki bu iktidar döneminde yaşadığımız şeyler. Atadığınız rektör borsa dolandırıcılığından aranıyor, yurt dışına kaçtı, kaçtı mı? Kaçtı. Altın kaçakçılığına karışmış milletvekilleri var. Atadığınız emniyet müdürü deprem yardımlarını çalarken yakalandı ya. Generalin insan kaçakçılığını, belediye başkanınızın yönettiği şehri parsel parsel sattığını gördük. Onlarla ilgili yargılama yok; somut suç ve delili oluşturulmamış bir sürü belediye başkanımız ne yazık ki cezaevlerinde. İşte Türkiye'deki açığın büyümesine neden olan şeyler aslında bunlardan kaynaklanıyor arkadaşlar.
Şimdi, "Hazinenin borçlanma limitini artıralım." diyorsunuz, bütçe açığını kapatmıyorsunuz. Hazinenin yeniden borçlanması için ek bütçe yapın, getirin. Zaten yarın Cumhurbaşkanlığı bütçesi bu salonda görüşülmeyecek mi? Sayın Cevdet Yılmaz bize sunum yapmayacak mı? Neden burada yazan, neden burada o bütçede görüşülmüyor bunlar da yangından mal kaçırır gibi bir gün önce bu kanun teklifini getiriyorsunuz arkadaşlar? Buyurun, 2026 bütçesinde, orada tartışalım. Neden şimdi bunu getirdiniz mesela?
Halk bütçe hakkını Meclis eliyle kullanır değerli arkadaşlar. Bütçeyi halk adına Türkiye Büyük Millet Meclisi yapar. Nereye harcandığını da halk adına Türkiye Büyük Millet Meclisi denetler. Siz, şimdi bu hakkı halkın elinden alıp saraya verilmesini sağlıyorsunuz. "Bireysel emeklilik sisteminde devletin yüzde 30 olan katkısını yüzde 50'ye çıkarmaya ve sıfıra kadar indirmeye Cumhurbaşkanını yetkili kılalım." diyorsunuz. Yani bu bir Meclisi ve halkın iradesini baypas etmeyle ilgili, başka bir şey değildir.
Değerli arkadaşlar, bu kanunla halkın yararına hiçbir fayda olmadığı için, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak bunun geri çekilmesini, alt komisyonlarda görüşülerek, revize edilerek halka yararlı hâle getirilmesini teklif ediyoruz. Aksi hâlde, buna ret vereceğimizi ifade ederek konuşmamı tamamlıyorum.
Teşekkür ediyorum.