KOMİSYON KONUŞMASI

AYKUT KAYA (Antalya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, kıymetli bürokratlar, basın mensupları; hepinizi sevgiyle saygıyla selamlıyorum.

AKP hükûmetleri yıllarca inşaata dayalı bir büyüme modeli izledi ama bu kadar arz sevdasına rağmen ülkede bir barınma krizi yarattılar. 2014'te ülkedeki nüfusun yüzde 61,1'i ev sahibi konumunda iken 2024'te bu oran yüzde 56,1 oranına geriledi. Son üç yılda TÜİK'in yayımladığı kira endeksi her ay ortalama yüzde 5,6 hızla arttı ve üç yılda ülkedeki ortalama kira tam 7,2 katına çıkmış durumda. Şimdi, bu kanun teklifinde kiralarla ilgili düzenlemeler öneriyorsunuz ama bunların asıl sorunla ilgisi olmadığı gibi, sorunu daha da derinleştirme riskleri olduğunu görüyoruz. Diyorsunuz ki: "Mevcut gelir vergisi mevzuatında konut kira gelirlerinde tanımlanmış istisnaları emekli, dul, yetim ve maluller korunacak şekilde kaldıralım." Amacınız, vergi gelirlerini artırmak ve kayıt dışını azaltmak ama bu düzenlemenin kayıt dışılığı azaltmak yerine kiraya verenlerin beyan dışına çıkmasını teşvik etme riskini görmüyor musunuz?

Peki, yine bu düzenlemenin düşük gelirli ev sahipleri ile çok konutlu yatırımcılar arasında ayrım yapmaması, sizce de vergi adaletini zedelemiyor mu? Peki, daha vahim olanı, sizce bu düzenlemenin zaten yüksek enflasyon ve kira ortamındayken kiraları daha da artırma riski yok mu?

Bir de konut alımı için kullanılan kredilerin faizinin kira gelirinden düşürülmesi hakkının kaldırılması var. Ben bu maddeyi okuduğumda ilk aklıma gelen şu oldu: Servet vergisi niyeti taşırken gerçekte tasarruf eden ve borcunu ödeyen kesimi cezalandırıyor. Belki de kimse kredi çekerek ev sahibi olmasın istiyorsunuz. Bilmiyorum ama bu düzenlemenin de kira piyasasında maliyetleri artırarak kiraları daha da yukarı çekme riski taşıdığını sizlere hatırlatmak, görevlilerimizin arasında.

Konut piyasasından para toplamayı kafaya takmışsınız, çok net anlaşılıyor. Mesela, tapu işlemlerinde beyan edilen satış bedelinin düşük çıkması durumunda ceza oranının yüzde 25'ten yüzde 100'e yükseltilmesi önerinize gelelim. Tamam, kayıt dışını azaltalım ama gayrimenkul piyasasında fiyat tespitine yönelik mükemmel ve şaşmayan bir uygulama mı geliştirdiniz, bizim mi haberimiz yok? Önce bu tespiti yapacak teknolojiyi kusursuz hâle getirip sonra cezaları konuşmak varken siz "Cezayı koyalım da Allah kerim." modundasınız yine. Bu madde bu şekilde geçerse haksız uygulamaların önüne geçecek ilave düzenlemeler gerekeceği de aşinadır.

Gelelim sosyal güvenlik meselesine. Zaten istihdam yaratma konusunda sıkıntılar ayyuka çıkmışken istihdamı daha da zorlaştıracak, sosyal güvenlik sistemine dâhil olmak açısından ters teşvik yaratan bir düzenleme neden teklif edilir diye de düşündüm, düşündüm ama bir mantıklı cevap bulamadım. Sanırım ana gerekçe şu: Para lazım çünkü sosyal güvenlik sistemini sürdüremiyoruz. Doğrudan "SGK'yı batırdınız." deyip sizi üzmek istemedim ama siz anladınız.

Peki, aktüeryal denge gerekçesiyle çalışanlara yük binerken yüksek gelirli kesimlerin katkısı artırılıyor mu? Haşa. Ülkede vergiyi vermek, garibanın yükümlülükleri arasındadır. Yahu "Anayasa hazırlıyoruz." falan diyorsunuz, ya, yazın oraya doğrudan bunu: "Ülkede vergi ödemek, sadece kişi başına gelire göre toplumun düşük gelirli yüzde 90'ının görevidir." deyin. Zaten durumu buraya getirdiniz. Bakın değerli milletvekilleri, bu önerinin sosyal güvenlikle, adaletle yakından uzaktan ilgisi yoktur, külliyen gereksizdir.

Peki, bu kanun teklifinde başka ne var? Vatandaşa, düşük gelirliye vergi sürprizleri varken UEFA ve yabancı takımlar için gelir, kurumlar ve KDV muafiyeti tanınması var. Sözde sosyal devletin vatandaşından daha fazla vergi topladığı bir dönemde uluslararası kurumlara tam muafiyet sağlanması, ahlaki ve siyasi olarak savunulabilir mi? Bu madde vergi adaleti ve egemenlik hakkı açısından çelişkilidir. Ama bunlardan önce şunu sormak lazım iktidar partisine: Siz kimin refahını artırmayı amaçlıyorsunuz? Ekonomi kurmayların hep yabancılara hikâye anlatmaya çalışır, sen yabancı organizasyonlara, kuruluşlara şirin görünmeye çalışırsın. Böyle sosyal devlet olmaz diyorum.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum.