| Komisyon Adı | : | ADALET KOMİSYONU |
| Konu | : | Cezai Konularda Uluslararası Adli İşbirliği Kanunu Tasarısı (1/695) (Alt komisyon metni) |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 1 |
| Tarih | : | 06 .04.2016 |
ÖMER SÜHA ALDAN (Muğla) - Başkanım, sen bilirsin.
Şimdi, bir kere, evet (4)'üncü fıkrayla ilgili böyle bir baskın anlam var. Bunu doğru bulmuyorum. Elbette ki Sayın Bakanın dediği gibi, yargı yetkisine giren hususlar hariç olmak üzere diyor ama bir anlamda Adalet Bakanlığı diğer hususlarda yargı mercilerinin üstünde bir konuma getirilmiş oluyor. Yani burada ya bu cümleyi yumuşatmak lazımdır... Yani işte, Adalet Bakanlığı merkezî makam olarak bir taahhüt içine girdiği zaman mahkemeler yüzde 100 bunu kabul etmek zorundalar. Şimdi, bunun kuvvetler ayrılığına aykırı olduğunu düşünüyorum ben. Buna şöyle bir şey yapılabilir: Yani mesela anlam itibarıyla "Merkezî makamca kabul edilen şartlar veya verilen teminatlar adli mercilerce dikkate alınır, alınabilir." gibi bir kavram koyarsak bu takdirde Adalet Bakanlığını mahkemenin üstünde bir konumda tutmamış oluruz. Benim bu konuda -bilmiyorum Hocam ne der, Sayın Bakan ne der- birinci şeyim bu.
İkinci çekincem bu konuda (6)'ncı fıkrayla ilgilidir. Evet, zaman zaman şeyi çok gördük, uygulamada da. Mesela, kimi özellikle idam cezasının Türkiye'de geçerli olduğu dönemlerde ülkedeki bu tip istinabe faaliyetlerimizin hepsi hemen geri çevrilirdi ve Adalet Bakanlığı da mümkün olduğunca güçleştirirdi, yerel mahkemelerin bu tip taleplerini çünkü sonuç alınamayacak diye. Şimdi, orada emek, mesai, masraf falan... Yani şimdi, şeyi anlıyorum ama mahkemenin bir makamı var. Hâkime bir yetki vermişsiniz, yargılama yetkisini tanımışsınız. Bunun iradesini Bakanlıktaki bürokratlara bırakmamak lazımdır. Yani mahkeme hâkimi şunu düşünecek; emek, mesai, masraf açısından gereklidir, gereksizdir. Eğer gereksiz bir masraf yapmışsa zaten HSYK'nın müfettişleri gidecek, o hâkimi inceleyecek, denetleyecek ve hakkında bir rapor verecek. Şimdi, bu yetkiyi, efendim bu çok masraflı olur ya da çok emek gerektirir, mesai gerektirir, buna gerek yoktur diye mahkemenin talebinin geri çevrilmesini de doğru bulmuyorum. Bu anlamda benim düşüncem (4)'üncü fıkrayla ilgili böyle bir "Dikkate alır." ibaresinin eklenmesi, (6)'ncı fıkranın da bence kaldırılması.
BAŞKAN - Peki.
Teşekkürler.