KOMİSYON KONUŞMASI

CANDAN YÜCEER (Tekirdağ) - Sayın Başkan, Sayın Bakan, değerli Komisyon üyeleri, sevgili katılımcılar; ben de hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Komisyonumuza "Hoş geldiniz." diyorum Sayın Bakan, çok teşekkür ediyoruz sunumunuz için.

Tabii, Özgecan yasası... Yani tüm toplumun vicdanını gerçekten sızlatan, vahşice katledilen -Allah rahmet eylesin- Özgecan için gerçekten toplumsal bir hassasiyet oluştu ve var olan sesler biraz daha yankı buldu işin açıkçası. Bu süreçte de gerçekten bizlerin de kanun teklifleri oldu bu yönde, özellikle iyi hâl indirimleri ve haksız tahrik indirimlerinin tekrar düzenlenmesi ve uygulamadaki -aslında siz de ifade ettiniz sunumunuzda- sadece suç ve ceza -ki Adalet Bakanı olarak bunu ifade etmenizi anlamlı buluyorum- ikilemiyle bazı sorunların üstesinden gelemeyeceğimizi ifade ettiniz. Bunun için yüreklerde ve zihniyetlerde bir dönüşüme, değişime ihtiyaç var. Aslında sizin de sunumunuzda ifade ettiğiniz gibi, cezalarımız, mevzuatımız da bu konuda yeterince donanımlı, muhakkak eksiklikler var, değiştirilmesi gereken konular var ama gerçekten yeterli. Sıkıntı yaşadığımız konu, özellikle bu kadın cinayetlerinde, kadın saikiyle işlenen şiddet ve cinayetlerde yaşanılan maalesef cinsiyetçi bakış, cinsiyetçi kararlar. Bununla ilgili Bakanlığınızın bir çalışması var mı? Muhakkak ki farkındalık eğitimleri ile bu konuda bilinçlendirmelerle gerek yargı mensupları gerek kolluk kuvvetleri ve diğer paydaşlar eğitimler alıyor ancak biz kamuoyuna yansıdığı ve yaşadığımız, şahit olduğumuz olayları da izlediğimizde bu konuda maalesef sonuç alamadığımızı görüyoruz. Bu konuda Özgecan yasası ile kamuoyuna mal olan düzenlemeyle ilgili neler düşünülüyor, Bakanlığınızın bir çalışması var mı, birinci sorum bu olacak. Bununla ilgili bizim kanun tekliflerimizi maalesef gündeme alınmadı, tartışılmadı. Gerçekten her olayda birlik beraberlik söylemlerini yüksek perdeden söylüyoruz ama olay geçtikten sonra maalesef hani bu söylemimizin gereğini yerine getiremiyoruz diye düşünüyorum çünkü bizim sadece verdiğimiz kanun teklifleri "Muhalefetten geliyor." diye, hani bizim ağzımızdan çıkıyor diye gerek komisyonlarımızda gerekse Parlamento çalışmalarımızda direkt reddediliyor yani ne söylediğimiz hani doğruluğu... En son yaşadık işte cinsel istismar konusunda hemen reddedildi. Oysa geçseydi ne olurdu? İşte hep beraber geçirdik, güzel oldu ve bu konuda da hassasiyeti bundan sonra da bekliyorum.

4+4+4'le ilgili olumlu gelişmelerden bahsettiniz ama maalesef 4+4+4'te biz çocuklarımızın özellikle 60 ayla başlayan süreçte yaşadığı sıkıntıları gerek öğretmenlerimizden gerekse bizatihi kendimiz yaşayarak tespit ettik. Zaten o 60, 66 aya çıktı, sonra 70'in üzerine çıktı ama bu dönemde de gerçekten ciddi sıkıntılar yaşadı gerek öğretmenlerimiz gerek öğrencilerimiz ve maalesef bildiğimiz kadarıyla da 36 bine yakın kız öğrenci okullaşamadı. Yani hani evet "sekiz yıl kesintisiz eğitim" gibi görülmekle beraber, aldığımız veriler ve sonuçlar sizin ifadenizle çelişmekte işin açıkçası.

Aile mahkemelerinde sürenin uzaması, boşanma süreçlerinin uzaması, gerçekten biz de çevremizden bu konuda çok ciddi uyarılar alıyoruz. Özellikle kadınlardan, tabii ki erkeklerden, eşlerden de alıyoruz ama bu sürenin uzaması, özellikle üç yıl gibi uzun süreler uzaması, özellikle kadın-erkek ilişkisindeki sürtüşmenin artmasına, şiddetin tırmanmasına ve maalesef istemediğimiz şekilde sonuçlanmasına da mal olabiliyor. Bu anlamda, ben de katılıyorum Komisyonumuzun sayın üyelerinin ifadesine bu sürelerin bu kadar uzamaması lazım. Zaten yıpratıcı bir süreç bu süreç ve bu süreç uzadıkça da ben kadına yönelik şiddetin ve cinayetlerin de şahsen tabii ki elimde bir veri yok ama duyduğumuz kadarı ile gördüğümüz kadarıyla arttığını düşünüyorum. Bu konuda gene Bakanlığımızın bir düzenlemesi var mı merak ediyorum.

Bu denetimli serbestlik olayı, biliyorsunuz en son işte denetimli serbestlikte kadına yönelik şiddet sanıkları da denetimli serbestlikten oldukça -binlerin üzerinde bir rakamdı tam hatırlayamıyorum ama sizler daha doğru rakamı vereceksinizdir- faydalandı ve bu gerçekten hepimizin vicdanını sızlattı. Bu konuda, en azından kadına yönelik şiddettir, ayrımcılıktır, bu suçlarla hapishanede tutuklu bulunan kişilerin denetimli serbestlikten faydalanmaması konusunda bir girişiminiz var mı? Bu bizim için önemli.

Tabii, Boşanma Komisyonuyuz, Komisyonumuz gerçekten değerli çalışmalar yapıyor, bizler de uygun olduğumuz ölçüde katılabiliyoruz, eşlik ediyoruz arkadaşlarımıza. Sizler de ifade ettiniz, ailenin güçlendirilmesi konusu özellikle son günlerde çok ciddi anlamda vurgulanıyor. Bakanlığınız hani neyi eksik görüyor ailelerde, neyi güçlendirmeye çalışıyoruz, ne eksik, ne yanlış ya da işte neyi biz zayıf görüyoruz da güçlendirmeye çalışıyoruz, bunun da cevabını verirseniz çok mutlu olurum.

Çok teşekkür ediyorum tekrar Komisyondaki sunumunuz için.