| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 07 .11.2025 |
EDNAN ARSLAN (İzmir) - Sayın Başkanım çok teşekkür ediyorum.
Sayın Bakan, değerli bürokratlar; öncelikle bütçeniz hayırlı olsun.
Burada sık bir şekilde Sayın Bakanım hem sizin ağzınızdan hem Sayın Cumhurbaşkanının ağzından bu sübvanse meselesini çok duyuyoruz. Siz de zaten kitapçığınızın ilgili bölümünde demişsiniz ki, işte: "528 milyar." işte "Son on ayda 540 milyar." Ya, bu nasıl oluyor yani bunu bir açıklayın. Yani bu 528 milyarı, 540 milyarı nasıl sübvanse ettiğimizi kalem kalem bir açıklarsanız aslında kamuoyunun kafasında da bir karışıklık olmamış olur.
Şimdi, dünyada enerji piyasalarında enerji enflasyonu düştü. Bizde de 2023 yılında Temmuz ayında yüzde 17 bir gerileme oldu. EPDK 2023 Ocak ayından bugüne ulusal tarifemizde enerji bedellerini düşürdü. Ne hikmetse dağıtım bedellerine 4 kez zam yaptı. Bakın, bu enerji bedeli, bu dağıtım bedeli. Vatandaşın faturası değişmedi gibi gözüküyor ama enerji bedeli düşüyor, dağıtım bedeli artıyor. 2022 yılında fatura bileşenlerinin yüzde 70'i enerji bedeliyken bakın, Sayın Bakanım bugün yüzde 72'si dağıtım bedeli. Siz "Vatandaşı sübvanse ettik, bu kadar para ödüyoruz, hazinemiz burada buna katlanıyor." falan diyorsunuz ama mesele bence öyle değil. Sadece şu dağıtım bedelini artırmak dahi yıllık bu şirketlere 100, 110, 120 hesaplamalara göre üç yılda 300 milyar lira bir kaynak aktardınız direkt bir şekilde, dağıtım bedeli üzerinden. Ya sırtında mı taşıyor bunlar bu elektriği? Bizim altyapımız, milletin altyapısı. Ne yaptı da bu dağıtım şirketleri bunların dağıtım bedellerini 4 kez artırmak suretiyle... Enerji bedeli düşmüş; ya enerji bedeli düştüyse, o zaman bunu vatandaşın cebine yansıtmak gerekmez mi? Niye biz, o aradaki farkı dönüp dolaşıp burada bu şirketlerin cebine aktarıyoruz? Onu bir açıklarsanız ben çok mutlu olurum.
Şimdi, bir Elektrik Üretim AŞ'miz var. Elektrik Üretim AŞ'miz, elektriğin yüzde 17'sini, yüzde 16'sını duruma göre, barajların su seviyelerine göre bazen artıyor, bazen azalıyor, elektriğimizi üretiyor değil mi? Ama Elektrik Üretim AŞ bir şey daha yapıyor. Piyasadaki enerjinin -girip bu şeye, işlem öncesi, işlem sırasında-yüzde 50'sine kadarını satın alıyor. Peki, bu satın almayla ne yapıyor? Bu satın almayla piyasa takas fiyatlar üzerinden, bugün 2,6 lira, yani 2,6 liradan elektrik satın alıyor. Ama ne yapıyor bu? Aktif elektrik enerji toplam satış tarifesi üzerinden görevli tedarik şirketlere 48 kuruştan satıyor. Ya, 2,6 liradan satın alıyor piyasadan, 48 kuruştan görevli tedarik şirketlerine satıyor. Kaç kilovat elektrik bu şekilde satılmıştır?
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Bunları ilgili arkadaşlar not alsın.
EDNAN ARSLAN (İzmir) - İkinci soru: Dağıtım şirketlerine teknik ve teknik olmayan kayıplar kapsamında buradan 2,25 liraya elektrik satıyor. Bir de dağıtım şirketlerine genel aydınlatma kapsamında bir elektrik satıyor. Benim gördüğüm kadarıyla, dağıtım şirketlerine teknik olan ya da teknik olmayan enerji kayıplarından kaynaklı ve bu genel aydınlatmadan kaynaklı yüzde 10-15. Yüzde 25-yüzde 30 civarında bir elektriği Elektrik Üretim AŞ 48 kuruştan satılıyor. Niye 48 kuruştan satıyor? Yani bunu izah etmek lazım. Hem sübvanse ediyoruz şirketleri yani "Milletin faturasını hazineden biz bu şirketlere ödüyoruz." diyoruz ama bir yandan da Elektrik Üretim AŞ'yi piyasaya sokarak 48 kuruştan bu şirkete elektrik satıyoruz. Bunun izah edilmesi gerekiyor.
Şimdi, EÜAŞ'ın -yüzde 16, yüzde 17, yüzde 18- kendi ürettiği elektriğin kilovatsaati kaç para? Bu da önemli bir şey. Benim hesaplamalarıma göre Elektrik Üretim AŞ 1 lira-1,1 liraya elektrik üretiyor ama gidip piyasada 2,6 liraya elektrik satın alıyor, bu şirketlere 0,48 kuruştan elektrik satıyor. Şimdi, burada sübvanse edilenler -siz de biliyorsunuz, ben de iyi biliyorum- bu 21 dağıtım şirketi Sayın Bakan, açıklarsanız biz de bilgilenmiş oluruz.
Şimdi, Elektrik Üretim AŞ piyasadan 2024 yılında kaç kilovat elektrik temin etmiştir ve bunun maliyetini de açıklarsanız mutlu olurum.
Değerli Bakanım, devlet vatandaşına tuzak kurmaz. Nerede tuzak kuruyoruz, ben onu da size burada izah edeyim. Şimdi, bu "son kaynak tüketim tarifesi" diye bir şeyi geçen yıl icat ettiniz. Peki, bu son kaynak tüketim tarifesini icat ederken neyi baz aldınız? Bir önceki yılın elektrik tüketim miktarını yani hane başına. Dediniz ki: 5 bin kilovatsaat elektrik tüketen bundan sonra -bana göre- bu son kullanıcı tüketim tarifesinden elektrik faturasını ödeyecek. Ya, adam böyle bir tarifenin geleceğinden habersiz elektriği kullanmış ve siz gelmişsiniz, 4.999 kilovatsaat elektrik kullananla 5 bin kilovatsaat elektrik kullananların arasına öyle bir bariyer örmüşsünüz ki korkunç bir fark. Yani bu şuna benziyor: EYT'yi bir günle kaçıran vatandaşımızın durumuna benziyor. Adam bir günle EYT'yi kaçırdı, on yedi yıl bekleyecek; sizin yapmış olduğunuz bu düzenlemeyle de 1 kilovatla da adam... Şöyle, bakın, 4.999 kilovatsaat kullanan adamla 5 bin kilovatsaat kullanan adamın yıllık elektrik farkı 13.660 lira. Toplamda 5 bin kilovatsaat kullanan 29.373 lira ödeyecek, 4.999 kullanan 15.713 lira ödeyecek. Ya, adalet bunun neresinde? Yani, niye böyle bir şey yapıyoruz? 4.999 kilovatsaat kullanan fakir, 5 bin kilovatsaat kullanan zengin mi? Neye göre yaptınız bu ayırımı? Şimdi, döndünüz, yeni bir kararla bu işi çevirdiniz 4 bin kilovatsaate. Bakın, 4 bin kilovatsaat yaptığınız yerde, 3.999 kilovatsaatle 4 bin kilovatsaat kullanan arasında yıllık toplam fatura 11.668 lira. Şimdi, 3.999 kilovatsaat kullanan fakir, 4 bin kilovatsaat kullanan zengin mi? Benim "Devlet tuzak kurmaz." dediğim, aslında budur işte tam da. O yüzden, burada bir hakkaniyet yoktur. Bu düzenlemeyi gözden geçirmeniz gerekiyor.
Ya, bir de bir formül bulmuşsunuz son kaynak tüketici tarifesine; işte, piyasa takas fiyatı, çarpı YEKDEM, çarpı işte bir katsayı. Ya, millet faturasını kontrol edemez. Zaten öyle bir hâle getirdik ki biz, her tüketici sınıfı farklı kademelerden, farklı tarifelerden elektrik faturası ödüyor; bir de bu son kaynak tüketici tarifesine bir formül uydurmuşuz, getirmişiz; bu formül üzerinden elektrik faturasını adam hesaplayamaz ya! Yani bir ay sonraki elektrik faturası ile bir ay önceki elektrik faturası kilovatsaat başına aynı olsa bile miktar aynı olmayacak. O yüzden, bunun da tekrar bir gözden geçirilmeye ihtiyacı var.
Şimdi, bir de genel aydınlatma diye bir sorunumuz var. Tabii, bu sorun aslında şöyle olacak: Anlaşılıyor ki bundan sonra belediyelerin sorunu olacak gibi çünkü belediyelere yıkmaya çalışıyoruz. Var olan alım bütçenizin mal hizmet alımının yüzde 99'u genel aydınlatmaya gidiyor. Peki, bizim genel aydınlatmadaki tarifemiz ne? 3 lira 89 kuruş. Ya, Elektrik Üretim AŞ 0,48'den satıyor. 0,48'den versin Bakanlığımıza, genel aydınlatmayı 0,48 kuruştan fiyatlandıralım. Sonuçta bu genel aydınlatma bizim toplumun ortak kullanım alanlarında kullandığımızı aydınlatma değil mi? Niye, bunu 3,89 kuruşa satıyoruz, 3,89'a Bakanlıktan bunu tahsil ediyoruz? Bunu kaldıralım biz böyle, ya kilovat mahsuplaşması yapalım bu görevli tedarik şirketleriyle ya da dönelim "Kardeşim, Elektrik Üretim AŞ'nin belirlemiş olduğu bu toptan satış fiyatı olan 0,49 kuruş." diyelim. Hem bu yük de kalksın milletin sırtından. Zaten satıyoruz 0,48 kuruşa biz bu elektriği; niye genel aydınlatmaya vermiyoruz o tarifeden, o ücretten; o paradan neden vermiyoruz? Bunu açıklamanız lazım. Fahiş bir şekilde dağıtım bedelleri var, her abone grubu için bir dağıtım bedeli tanımlamışız ve bunlar da maalesef vatandaşın belini büküyor.
Şimdi, LED aydınlatmalardan, LED dönüşümden bahsediyorsunuz Sayın Bakan. Bu LED dönüşümle ilgili, işte, en son kitapçığınızda 276 bindi ama daha önce şöyle bir rakam vardı: 2025 sonunda 750 bin olacaktı yani hedefin üçte 1'ini tutturmuşsunuz. Peki, 2026'dan itibaren ne olacaktı? Birer milyon artacaktı bu iş. 2029'da 4,5 milyon LED armatürü biz sokak aydınlatmamıza kazandırmış olacaktık. Yani biz burada aslında genel aydınlatmada hem verimli olmayan armatürleri kullanarak gereksiz, verimsiz bir enerji tüketimi yapıyoruz hem de bunları dönüştürmediğimiz için cebimizden fazla bir bedel ödüyoruz. O yüzden bu taahhüt ettiğiniz şekilde 4,5 milyon hedefine çok uzaktasınız, bu hedefe bir an önce ulaşmanız gerekir diyorum.
Herhâlde süre bitti, uzatma var mı Başkanım?
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Bir dakika vereceğim.
EDNAN ARSLAN (İzmir) - Bir dakika var mı Başkanım?
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Herkese eşit...
EDNAN ARSLAN (İzmir) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Ben o zaman bu nükleer güç santraline de girmek istiyorum. Şimdi, bu nükleer güç santraliyle ilgili, Sayın Bakanım, ilk reaktör devreye alındığında bizim oradan satın alacağımız elektriğin kilovatsaati 5,2. Şu an piyasa takası kaç? 2,6. 1.200 megavatlık bir reaktör bu, sekiz bin saat çalışacak ve buna yüzde 70 alım garantisi verdik. Bizim fazladan havaya gidecek olan paramız -sadece tarifeden kaynaklı, bakın, bahsediyorum, sadece tarifeden kaynaklı- 20 milyar lira. Yani burada "Orayı sübvanse ettik, burada vatandaşa destek olduk, doğal gazı şöyle destekliyoruz." derken devreye girsin. Sadece tarifeden yani yapmış olduğumuz anlaşmanın yanlış olduğunu bize göstermiyor mu bu? Yani 5,2 liraya biz bu santralden elektrik satın alacağız. Sayın Veli Ağbaba bahsetti, zaten bu santralin bize maliyeti on beş yılda 70 milyar doları bulacak. 20 milyar dolar ver, 70 milyar dolar al; kim? Rusya.