KOMİSYON KONUŞMASI

VELİ AĞBABA (Malatya) - Teşekkür ediyorum.

Öncelikle bütçenizin hayırlı olmasını diliyorum.

Ben, önce, bu Ankara Büyükşehir Belediyesinin çevre dostu ulaşım politikası kapsamında otobüs filosunun yaklaşık yüzde 78'ini CNG araçları oluşturmuş. Bu tercih hava kirliliği azaltmak, mazota bağlılığı düşürmek ve emisyon salınımını minimize etmek amacıyla yapılmıştır. Bu araçların kullanımı sayesinde başkentte karbon salınımı yaklaşık 150 bin ton azalmıştır ancak Hükûmet kararıyla aylık 300 bin metreküp üzerinde doğal gaz tüketen kurumlara yüksek oranlı zam yapılmıştır. Ticari sınıfına sokulduğu için belediyedeki otobüsler kamu hizmeti yapmasına rağmen maalesef sanayi tarifesi ödemektedir. Sayın Bakan, 2024 yılında EGO 1 milyar 110 milyon lira otobüslere doğal gaz parası ödemiştir. Oysa, bu tarifeye dâhil edilmeseydi fiyat 2 kademesi 7,12 TL. Bu tarifeye ulaşım hizmetleri dâhil edilmediği için bugün ÖTV ve CNG elektrik tüketim bedelleri dâhil metreküp maliyeti 25,34 TL'dir. Yaklaşık olarak 2023 yılına oranla bugün 3,5 kat daha fazla ödeme yapmaktadır. Yapılan tüm zamlar doğrudan ulaşım maliyetini artırmakta, bu nedenle bu konunun gündeme alınması lazım. Bu da tabii kime yansıyor? Vatandaşa yansıyor. Aslında bunların teşvik edilmesi lazım, doğal gazlı otobüslerin ama böyle bir durum var, bunu dikkatlerinize sunmak istiyorum. Yine, mazota yapılan sürekli zamlar toplu taşıma maliyetini artırmaktadır. Vatandaşın yükünü hafifletmek için -belediyelerin bilet ücretleri sınırlı artsa da bu sürdürülebilir değildir maalesef- ÖTV'yi bile indirseniz belediye otobüsleri insanları ucuza taşır. Asgari ücretliler, dar gelirliler, ortaokulu öğrencileri ücretsiz taşınmaktadır.

Yine, belediyelerin en büyük giderleri arasında enerji var. Su, kanalizasyon giderleri sanayi, iş yeri tarifesi kapsamındadır. Katma değer üretmiyor, mal üretmiyor, hizmet üretmiyor ancak 2024 yılında Ankara Büyükşehir Belediyesine bağlı ASKİ'nin sadece enerji gideri 2 milyar 700 milyon TL'dir, yıl sonu tahmini 3 milyar 200 milyon TL'dir; bunun da değerlendirmesini rica ediyorum sizden. Eğer Hükûmet enerji tarifelerinde indirim yaparsa halkın kullandığı su da otomatik olarak ucuzlar. Orhan Yegin en çok seni ilgilendiriyor, senin desteklemen gerekiyor bu konuyu.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Sizin yönetiminize bedava bile verilse yine bahane üretirsiniz.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Biraz Malatya konuşalım, Malatya konuşalım malum.

Sayın Bakan, tabii, TOKİ konutları var yani firma yetkilileri büyük özveriyle çalışıyorlar ama birçok konuda eksikliklerimiz var doğal gaz konusunda. Ben hemen isim, isim de vereyim merkez ilçe olan Yeşilyurt ilçesine bağlı Bindal'da hiç yok, Cafana'da hiç yok, Aşağıbağlar'ın, Çarmuzu'nun, Kendirli'nin, Mullakasım'ın, Samanköy'ün, Seyran’ın, Tecde’nin bir kısmında var, bir kısmında yok; diğer merkez ilçemiz olan Battalgazi’ye bağlı Alişar, Mamurek, Boran, Hacıhaliloğlu, Dolamantepe, Hacıyusuflar, Hanımınçiftliği, Kadıçayırı, Kemerköprü, Kıraç, merkez Beydağı, Serintepe, Toptaş, Toygar ve Yeniköy’de doğalgaz sorunlarımız var. Lütfen bunları bir not alırsanız biz ilişki kuruyoruz ama bir türlü yapılmıyor.

Çırmıktı, Gündüzbey ve Bostanbaşı bölgesinde yapılan köy evlerinde doğalgaz çalışmalarının yapılmadığını, vatandaşların kendi cebinden ödeyerek tesisat yapmak zorunda kaldıklarını ifade ediyorlar. Her bütçede söylüyorum, milletvekili olduğumdan beri söylüyorum, birçok bakana söyledim bir problemimiz de elektrik bizim. Maalesef elektrik kesintileri çok Sayın Bakan. 2000 Ocak ayında hem fatura yüksek hem de elektrik kesintileri çok, isim isim verebilirim ben bunları size. Hâlâ kapalı hatta geçilmemiş, elektrik direkleri hâlâ ahşap, yangın çıkıyor, mahallelerde sık sık elektrik kesintisi yapılıyor. Yaşam mücadelesi veren, sağlık gereçlerine bağlı olan insanlar var elektrik kesildiği zaman ölüm tehlikesiyle karşı karşıya.

Birçok ilçemizde problem var, birçok ilçemiz ama özellikle Akçadağ Aktepe Mahallesi, Develi, Doğanlar, Durulova, Hartut, İkinciler, Muratlı, Sarıhacı, Doğanyol, Burçköy, Gümüşsu, Mezraa, Ulutaş, Arapgir, Suçeyin, Alhasuşağı, Battalgazi'de Adagören -bunlar hep merkeze yakın mahalleler- Beydağı, Çolaklı, Hacıhaliloğlu, Meydancık, Paşaköşkü, Tokluca, Toptaş, Toygar, Uluköy, Yaygın mahallelerinde bu sorunların acil çözülmesi gerekiyor. Maalesef bu çağda bir elektrik problemi yaşamak bir büyükşehir iline, Malatya'mıza yakışmıyor. Bu konuda desteklerinizi ve dikkatinizi çekmek istiyorum.

Bir başka mesele, bizim bizzat yaşadığımız HES'lerle ilgili ciddi problemler yaşıyoruz. Örneğin, Darende'de bir HES'imiz var, Güdül HES'i 7 ayrı ev su altında kalıyor, tarım arazileri yok ediliyor ama hiçbir şey yapılmıyor bu konuyla ilgili. Bunun, maalesef bu HES'lerin köye, beldeye de faydaları yok. Yani bizim Hacılar HES var, daha önce mezarlık yolunu kesmişti, köyü 2'ye bölmüştü memlekete de bir faydası yok parayı kazanıyorlar. Tabii ki üretim yapılsın ona bir şey demiyoruz ancak köye HES'lerin faydası olması lazım.

Yine, taş ocakları bizim Malatya'nın en büyük derdi; Cumhuriyet Örnekköy, Işıklı, Oluklu, Kırlangıç köylerinde, Yeşilyurt Görgü, Haçova, Kuyulu, Kuşdoğan, Fatih ve Durullu mahalleleri yani Çerkez Yazısı'nda, Doğanşehir Kelhalil, Eskiköy, Polatdere, Çığlık, Dedeyazı, Akçadağ, Karapınar ve Cevizpınarı, Yeşilyurt Kozluk Köyünde, Arapgir Arısu Köyünde geçmişten gelen ve hâlen devam eden taş ocakları sorunu devam ediyor. İkizce belki bilirsiniz, İkizce TOKİ'nin yerleşim alanı yaklaşık 150 bin kişi olacak, Cafana hemen yanında burası artık bir yaşam merkezi mutlaka bunun da çözülmesi lazım.

Sadece taş ocakları değil madenlerle de ilgili sıkıntımız var. Arkadaşlar, video gösterimini koyabilir misiniz? Hekimhan’ın Yukarı Saz, Aşağı Saz, Saraylı, Dikili, Basak, Deveci, Güvenç, Çanakpınarı, Başkınık, Köylüköyü, Otmangölü, Karaköcek, Kozdere, Uğurlu, Yeşilkale, Davulgu, Bahçedamı, Boğazgören köylerinde madenler ve altın arama için sondaj işaretleme projeleri yapılıyor. Bu altın madenciliğinden bölge maalesef çok rahatsız. Sayın Bakanım, Hekimhan Güveç Köyü geçen bütçede de söylemiştim maalesef hâlâ bu köyün durumu bu, toz hâlinde burada firmanın bir tedbir alması lazım yani teknolojiyi geliştirmesi lazım, Hekimhan Güveç Köyü adres de vereyim maalesef durum kötü, tozdan göz gözü görmüyor. Şimdi, bizim Hekimhan siz de bilirsiniz belki önemli bir maden ilçesi çok ciddi maden rezervimiz var, 1 milyar tonu yüzeyde, 3,2 milyar ton demir rezervi var. Cevher zenginleştirme tesisi kurularak demir peleti üretildiğinde Türkiye’nin yetmiş beş yıl tek başına ihtiyacını karşılayabileceği iddia ediliyor. Bu güne kadar yapılan çalışmalar ve yapılacağı kamuoyuyla paylaşılan proje bu yönde çok önemli aşamaları gerçekleştirmiş, her türlü yasal izin, ruhsat, projenin altyapısı yüzde 95 oranında mesafe alınmış; enerji, doğal gaz, baraj göletleri taşımayla ilgili resmî bağlantılar, anlaşmalar yapılmış, tesis için gereken 25 milyon metrekare arazi tahsis edilmiş, kamulaştırmaya alınmış. Durum böyleyken Hasançelebi'de üreten maden rezervimiz maalesef başka bir ilçeye yani Divriği'ye gönderiliyor, orada üretim yapılmaya çalışılıyor. Hasançelebi yatağı işletmeye alındığında dört yılda 4 milyon ton demir pelet üretecekti ve bu üretimin ekonomik karşılığı 500-600 milyon dolar civarında olacaktı. Maalesef, şu anda Hekimhan'a bir faydası yok.

Sonuç olarak Hasançelebi'den tren ve tırlarla 150 kilometre uzağa, Divriği'ye taşınmakta, orada yıllık 800 bin ton pelet üretimi yapılmakta ve dönüşüyle toplamda 300 kilometre boşuna yol yapılıp İskender'una nakli 700 kilometreye çıkmaktadır, maliyet ciddi miktarda artmaktadır. Bu konuda geçen bütçede de söyledim. Bakın, üretilsin mi? Üretilsin ancak binde 2 pay veriyorlar belediyeye. Bizim Hekimhan'da -işte söyledim- milyar dolar üretiliyor, Hekimhan'a gelen para ne kadar biliyor musunuz? Bu yıl 4 milyon lira para gelmiş, sadece 4 milyon lira; çöp toplamasına yetmez, yol hizmetine yetmez, Hekimhan Belediyesi ayrıca bu madenlere de orada yaşayanlara da hizmet vermekte. Bu konunun değerlendirilmesi lazım. Bence -siz daha iyi bilirsiniz, ben çok anlamam ama- devlet payının da artırılması lazım, buradan söylemek istiyorum.

Şimdi, arkadaşlar konuştu ama birkaç konuya da ben değinmek istiyorum. Özelleştirmeyi söyledik. Türkiye her türlü enflasyonda lider olduğu gibi, bu konuda da bizi mahcup etmedi. Enerji enflasyonunda OECD ülkeleri arasında yüzde 29,7 enerji enflasyonuyla 1'inci sıradayız. 22 ülkenin enerji enflasyonu eksi olduğu hâlde biz, maşallah iyi durumdayız. EDAŞ'ların 11'i 2008-2010 yılları arasında, 2'si 2011-2012 yılı arasında, 8'i 2013 yılında özelleştirildi. Şu anda en çok büyüyen enerji dağıtım şirketleri, bu ihaleyi alanlar en çok büyüyor. Bunu da sizin AK PARTİ milletvekili arkadaşlarımızın dikkatine sunmak istiyorum.

Yine, bu döviz garantili ihalelerde de 1 dolar 4 lirayken, verilen garanti dolar 40 liraya çıktığından aynı miktarda elektrik için 10 kat fazla ödemesi yapılıyor. Bu da bizim cebimizden çıkmaya devam ediyor. Elektrik Mühendisleri Odası EMO'nun verilerine göre, Ocak 2018 ile Nisan 2025 arasında aktif enerji bedel olarak adlandırılan fiyat bileşeni yaklaşık yüzde 214 artmış durumda. Aynı dönemde dağıtım bedeli için çok daha yüksek artış görülmüş, yüzde 1400 artmış diye gözüküyor.

Arkadaşlar, Nilgün Hanım gitti ama bu yeni tarifeyi çok savundu. Bakın, 985 lira olan bir elektrik faturası yeni düzenlemeyle 1.935 TL'ye çıkacak yani yüzde 97 oranında zam gelmiş olacak. Türkiye genelinde yaklaşık 43,5 milyon mesken abonesi var yani limitin yürürlüğe girmesiyle yaklaşık 2,5 milyon ailenin tüketimleri bu oranda kalırsa faturalar 2 kata çıkacak.

Hemen sözümü de toparlayayım, az bir sürem kaldı. Yani bu konuya insanların dikkatini çekmek istiyoruz, maalesef enerji fiyatları çok yüksek, çok övündüler ama ben hayatın gerçeğini de anlatmak istiyorum.

OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Son bir dakika.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Başkanım, sözcülere veriliyor da ben istemiyorum yani anlaşmamız var ya.

OTURUM BAŞKANI ORHAN ERDEM - Bir dakika verdim, buyurun.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Şimdi, tabii, ben Malatya seçim bölgeme her hafta gitmeye çalışıyorum, Plan ve Bütçe nedeniyle burada çalışıyoruz ama bir gezin sokağı, gidin fakir fukarayı görün, vallahi billahi üstünü kalın giyerek battaniyeyle ısınmaya çalışan insanlar var. Klima açamıyorlar, ocak açamıyorlar, bunu da bilmenizi istiyorum. Türkiye'nin gerçeği olan bu meselenin çözülmesi lazım.

Yoksulluk tabii, yoksulluğu yaratan siz değilsiniz ama Türkiye'de genel bir yoksulluk var. Yani, eskiden sadece işsizler, emekliler yoksuldu, şimdi toplumun geniş kesimleri yoksullaştı, sizin bürokratlar dâhil yani onu da söyleyeyim çünkü alım gücü maalesef düşüyor. Eskiden hep söylüyorum burada arkadaşlar itiraz ediyor ama eskiden bir bürokrat, bir doktor, bir mühendis bir yılda, iki yılda ev alabiliyordu, araba alabiliyordu ama şimdi geniş bir yoksulluk var...

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Bir yılda nasıl ev alsın insanlar?

VELİ AĞBABA (Malatya) - Bir yılda neyse işte sen iki yılda al.

Fakir fukara insanlar, vallahi billahi bir battaniyeyle ısınıyorlar, kazak giyerek yaşamlarını sürdürmeye çalışıyorlar.