| Komisyon Adı | : | DIŞİŞLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Çocuk Haklarına Dair Sözleşmenin Başvuru Usulüne İlişkin İhtiyari Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/322) |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 1 |
| Tarih | : | 24 .03.2016 |
OĞUZ KAAN SALICI (İstanbul) - Şimdi, değerli arkadaşlar, ben Adıyamanlıyım. Adıyaman son dönemlerde, maalesef, oradaki IŞİD yuvalanmasıyla çok sık gündeme geldi. Ben bundan büyük üzüntü duyuyorum. Bu, gerçeği değiştirmiyor. Yani orada bir "İslam kahvehanesi" adında bir yer açıldığı, güzel dinimizin ismini de kirleten bir işlev gördüğü, oradan canlı bombalar yetiştirildiği, bunların Suriye'ye gittiği, geldiği, vesaire bu gerçeği değiştirmiyor. Tabii kimse "Karaman" derken hani Karamanlıları töhmet altında bırakmak için ifade etmiyor. Yani bunu aklından geçiren herhangi birisi varsa o gerçekten büyük bir zafiyet içindedir. Ya da burada adı geçen Ensar Vakfı ve işte KAİMDER'i zor durumda bırakmak için ya da o kesim, o dernekleri ya da o vakıfları sahiplenen, samimi şekilde oraya sahip çıkan kesimleri rencide etmek için bunu yapanlar varsa, onu ayırmak lazım. Bu, çünkü, siyasi bir mülahazadır ve o, aslında, şu konuşmuş olduğumuz çerçeveye ve çocukların istismarının kendi ülkemizde önlenmesine karşı olan tutumumuza çok da fazla hizmet etmez. Yani ben bunu şey yaparak söylüyorum, bunu ayırarak söylüyorum. Zaten konuşmanın başında 45 çocukla ilgili iddia var ama, 10 çocukla ilgili konu iddianameye yansımış ki bizim, Sayın Vekilimizin de belirttiği gibi oraya Cumhuriyet Halk Partisinin bir heyeti gitti ve o heyetteki arkadaşlar bu konularla ilgili olaya şahit oldu.
Şimdi, ihtiyaç duyduğumuz nokta şu: Kendisini muhafazakâr olarak tanımlayan arkadaşların da bir savunma refleksine girmemesi gerekiyor bu konuda, esas ihtiyacımız olan nokta bu. Yani bir yandan oradaki dernek ya da vakıfların aidiyetleri itibarıyla muhafazakâr ya da daha dindar kesimlerden olmasından dolayı bir saldırı altında kalmaması, yani sadece kimlikleri dolayısıyla saldırı altında kalmaması gerekiyor. Beceriksizlikleri itibarıyla saldırı altında kalabilirler, ihmalleri varsa saldırı altında kalabilirler. Gerekli denetimler yapıldıktan sonra, sadece Karaman'da değil, Türkiye'nin kaç tane noktasında yurtları, evleri, vesairesi varsa buna benzer olaylar eğer oralarda da yaşanıyorsa ya da yaşanma ihtimali varsa onunla ilgili gerekli kovuşturmaya uğrayabilirler. Yüreğim hiç acımaz ama sadece siyasi görüşlerinden dolayı hedef alınıyor olmaları doğru değil, sadece siyasi görüşlerinden dolayı savunulur durumda olmaları da doğru değil. Yani ortada böyle bir yanlışlık var. Bu yanlışlığın ortadan kaldırılabilmesi için -tabii sadece Ensar Vakfı için değil, Ensar ve KAİMDER'in isimleri bu son olayla gündeme geldi- adı gündeme gelmeyenler, şu anda bilinmeyenler, bununla ilgili yeterince, derinlemesine bir araştırma yoksa -örnek Çocuk Esirgeme Kurumu, çok eskiden beri dönem dönem Çocuk Esirgeme Kurumunda bu tür vakalarla ilgili iddialar ortaya çıkar- buralarda gerekli şeylerin de yapılması gerekiyor, denetimlerin yapılması gerekiyor.
Bir başka şey de, bir başka nokta da: Bizim ülkemizde -sizlerin de yaşı müsait- üniversite yıllarınızda ya da lise yıllarınızda o evlere gitmiş gelmişliğiniz olabilir, kalmışlığınız olabilir. Bir zamanlar adı Işık evleriydi, Nur evleriydi, başka evlerdi. Bunlar kontrolsüzdür, bir yurt değildir, bir vakfa, bir derneğe bağlı değildir, ağabeyler gelir ders verir, yardımcı olur. Bu gerçeği de gözden kaçırmamak gerekiyor arkadaşlar. Kontrollü olan yerlerde bir taciz, istismar, tecavüz vesaire filan olduğu zaman ortaya çıkarma ihtimali vardır, -olmamasını temenni ederiz- ama kontrolsüz olan yerlerde toplumun da baskısıyla, yani mahalle baskısıyla bunların ortaya çıkarılma ihtimali neredeyse yoktur, yoktur. Şimdi, bunu da göz önünde bulundurmak ve meseleye bu açıdan da bakmak gerekiyor. Onun için, benim, ilk konuşmamda hani "Hırsızlık bir günahtır ama bunu bir dinî kanaat önderi yaparsa, ya da suçtur ama kanaat önderi yaparsa toplumda daha büyük bir vicdani yaralamaya yol açar." ifadelerimdeki neden oydu, yani meseleyi biraz daha açmak için söyledim.
Teşekkür ederim.