| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 07 .11.2025 |
HÜSEYİN OLAN (Bitlis) - Sayın Başkan, değerli Komisyon üyeleri; nükleer enerji santralleriyle, insan sağlığını tehdit eden, temiz, güvenilir, ucuz olmayan bir enerji kaynağıyla geleceğimiz tehlikeye atılmaktadır. Akkuyu Nükleer Güç Santrali ve Sinop Nükleer Santrali Projeleri aktif fay hatlarına, yoğun tarım ve turizim bölgelerine yakınlığı nedeniyle ciddi çevre ve sağlık riskleri içermektedir. Radyoaktif atıklarla ilgili Siemens temsilcisi 1998'deki Akkuyu ihalesi sürecinde skandal bir açıklama yaparak "Türkiye radyoaktif atıklarını Torosların altına gömebilir." demişti. Ardından da "Türkiye'nin parlak zekâlı insanları gelecek yirmi yılda nükleer atıkların çözümünü bulacaktır." diyerek aklımızla âdeta dalga geçmiştiler. Bu söylemin üzerinden iki defa yirmi yıl geçmesine rağmen -Sayın Vekilimin de dile getirdiği gibi- sanırım henüz o parlak zekâlı insanları Türkiye yetiştirmemiştir. Oysa, nükleer atıklarını kendi toprağında saklayamayan birçok gelişmiş ülke bu tehlikeyi başta Afrika ülkeleri olmak üzere Türkiye gibi ülkelere ihraç etmeye çalışmaktadırlar. Dünyayı kirletenler şimdi bize kendi çöplerini gömmeyi teklif etmektedirler.
Sayın Bakan, bu haritada da görüldüğü gibi, Bitlis'in her tarafı maden sahasına dönmüş: Bitlis'in doğası yıkıma, insanı sağlık tehdidine maruz kalırken oluşan sermaye bölge halkı açısından hiçbir gelire dönüşmüyor. Ekonomik gelişmişlik düzeyi en düşük son 4 ilden biridir Bitlis. Türkiye'de ponza rezervinin en fazla bulunduğu yer Bitlis'in Ahlat ve Tatvan ilçeleri sınırları içindedir. Dünya ponza rezervinin yüzde 8'ini, Türkiye ponza rezervinin de yüzde 50'sini bulunduran Bitlis'te sanayi ve teknolojide de kullanılan ponzanın kent ekonomisine ne yazık ki katkısı yok denecek kadar azdır. Durum bu iken Ahlat ve Adilcevaz'da ponza madeni ocağı açılması planlanıyor.
Yine, Güroymak ilçesinde barit ve kuvarsit ocakları açılacağından bahsediliyor. MAPEG'in 2024 yılı boyunca açtığı ihaleler sonucunda 9 şirkete 11 maden ruhsatı verildi. Bu ruhsatların 8'i mega maden sahası niteliğinde, toplam 15.720 hektarlık bu alanlarda benzer 3 şirketin adı ön plana çıkıyor. Bu şirketlerden biri, Bitlis-Batman sınırındaki 4 maden ruhsatıyla "Bakır çıkartıyoruz." adı altında altın damarı arayışını sürdürüyor. Bu alanlar Karabudak, Gümüşkanat ve İçmeli Köylerini içine alıyor. Tarihî ve doğal sit alanı olan Sekiz Ağustos ve Hersan Mahalleleri ve çevre yolunun geçtiği 500 metre mesafede mucur ocağı açıldı. Bölge halkı bu konuda dava açtı ve geçtiğimiz günlerde sahada incelemeler yapıldı. Merkeze bu kadar yakın olan bir alanda yapılan çalışmalar yüzünden ortaya çıkan toz, gürültü nedenleriyle mahalleli halkı evinin penceresinin dahi açamıyor.
Bu yetmezmiş gibi, yine Bitlis'e çok yakın mesafede bir beton şirketi 2 mega ruhsat daha alıyor. Bu tesislerin hemen yanı başında devlet hastanesi var Sayın Bakan, mahalleler ve köyler var. Bitlis'in dört bir yanında mantar gibi taş ocakları açılıyor. 7 bin yıllık tarihî bir şehir madenlerle kuşatılmış; tırını yükleyen, kamyonunu dolduran bölgeden ayrılıyor Sayın Bakan. Bitlis'in ekolojisi Batı'nın sermayesi hâline getirilmiş durumdadır. Topluma "temiz enerji" olarak empoze edilmeye çalışılan HES projeleriyle on binlerce yıldır akan Bitlis Deresi üzerine Baykan-1 ve Baykan-2 adında iki HES projesi hayata geçirilerek Bitlis Deresi âdeta yok edilmek isteniyor. Hizan ilçesinde Akşar Nazar HES Proje'nizin 2023 yılında lisansına son verilmiştir. Sormak isterim buradan: Hizan'da HES çalışmanız devam edecek mi? Yeni kurulan HES'lerle, RES'lerle Değirmenaltı, Dörtağaç, Yalnızçamlar ve Başhan köylerinin meraları yok edildi. Maalesef Türkiye'de enerji politikanız ekoloji tahribatının önünü açan bir modeldir. Enerji -beraberinde- ekolojik, tarihî ve toplumsal yaşamı kökünden koparıp atan bir uygulama hâline getiriliyor. Yaşam alanlarını daraltarak toplumu merasından, toprağından uzaklaştıran bir göç ettirme ve insansızlaştırma politikasıdır.
Bu nedenle, biz bu sermaye bütçesi olan bütçeye "Hayır." diyoruz.