KOMİSYON KONUŞMASI

SEMRA ÇAĞLAR GÖKALP (Bitlis) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Öncelikle Bakanlıktan gelen yetkilileri, Barolar Birliğinden gelen arkadaşlarımızı ve Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumundan gelen arkadaşlarımızın yaptıkları sunumlar için kendilerine teşekkür ediyorum, emeklerine sağlık diyorum.

Yani ben açıkçası Başkanım, bu uğurda ATK'den de birilerinin olmasının çok iyi olabilireceğini düşünüyordum çünkü Adalet Bakanlığına ilişkin yani ele aldığımız birçok sorun alanları var, sorun başlıkları var, bunların başında da ATK'nin kendisi geliyor.

Adalet Bakanlığı denince, hâliyle akla engelli mahpuslar geliyor bizler açısından da çünkü birçok hak ihlallerinin olduğu ve bize iletilen birçok sorun alanı var buna ilişkin. Dışarıda engelli bireylerin yaşadıkları sorunları kaç haftadır burada, bu Komisyonda dinliyoruz, konuşuyoruz, tartışıyoruz etraflıca; oldukça, çok uzun listeler var bu konuda. Ancak söz konusu cezaevleri olunca maalesef durum daha da vahim bir hâl alıyor ve daha vahim bir tablo çıkıyor önümüze. Tabii, yasal mevzuatta çokça sorun var. Biz birkaç ay önce Meclise engelli mahpusların yaşadıkları sorunlara ilişkin detaylı bir kanun teklifi sunduk. Bu sorunun yasal eksiklikler boyutu, bir de Bakanlığınızı ilgilendiren idari boyut var ki bu konuda söylenecek çok fazla sorun başlığı var.

Tabii, en başta söylenecek eksik konu, herhâlde diğer arkadaşlarımızın da dile getirdiği gibi, veri eksikliğidir. Bizim gözlemlediğimiz kadarıyla her alanda engelli bireyler konusunda verilerin tutulmaması sorunu yaşanıyor. Yani diğer bakanlıklarda da biz bu sorunların yaşandığını bizzat buradaki dinlemelerden de deneyimledik. Cezaevlerinde kaç engelli mahpusun bulunduğuna dair düzenli ve kamuya açık verilerin olmadığını ve engelli bireylere yönelik hak ihlallerinin bağımsız bir biçimde izlenemediğini biliyoruz. Çünkü Adalet Bakanlığı bu verileri paylaşmıyor yani bizler talep ettiğimiz zaman da bize gelen herhangi bir veri yok ya da bu verileri tutmuyor olarak okuyabiliyoruz durum böyle olunca. Veriler bize sorunun boyutunu en yalın hâliyle verdiği için önemsiyoruz açıkçası. Biz bir kez daha bunu buradan da ifade etmiş olalım; cezaevi koşulları var olan engelleri daha fazla derinleştiriyor, hatta yeni engelleri yaratıyor da diyebiliriz. Çünkü uzun süreli tecrit, kötü muamele, yetersiz sağlık hizmetleri sonucunda, başta ruhsal ve zihinsel engel olmak üzere, cezaevlerinde engelli durumuna gelen mahpusların da olduğu gerçekliği önümüzde duruyor ve ne yazık ki bu koşullar intiharlara kadar uzanıyor. Bu durumlara yönelik ihlal kararları da geçen yakın zamanlarda, birçok yerde basına da yansıdı. Fiziki koşullar engelli mahpuslara uygun değil, rampalar yok, cezaevlerindeki hemen hemen hiçbir alan erişilebilir değil. Bakanlığın sunumu daha çok cezaevlerinin fiziki koşullarına dönük yapılan dönüşümler, varsa iyileştirmeler ya da yapılacak olan planlamalar neyse açıkçası ona dönük daha fazla yoğunlukta bir bilgi, bir dinleme oldu burada. Koğuş, banyo, tuvalet, revir ve diğer odalara ulaşırken basamak olması, hissedilebilir zemin şeridinin olmaması, aydınlatmanın yeterli olmaması, duvarlara sabitlenmiş tutunma barlarının olmaması ve özellikle banyo ve tuvaletlerin de kişilerin bedensel ihtiyaçlarına uygun olmaması, başlıca erişilebilirlik sorunları arasında. Ayrıca, bilgiye ve iletişime erişim ise neredeyse imkânsız. İşitme ve görme engelli mahpusların iletişim haklarından yararlanması sağlanmıyor; daha da vahimi -az önce de belirttiğim gibi, keşke ATK'den de yetkililer burada olmuş olsaydı- ATK tarafından verilen raporlar, cezaevleri koşullarında ağır hastalık geçirip engelli durumuna düşen yüzlerce mahpus bu raporlarla "cezaevinde kalabilir" ibaresiyle bir anlamda, resmen, ölüme terk ediliyor diyebiliriz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

SEMRA ÇAĞLAR GÖKALP (Bitlis) - Başkanım, biraz önemli bir kaç başlık var, onları buradan...

BAŞKAN MEHMET MUHARREM KASAPOĞLU -

Buyurun.

SEMRA ÇAĞLAR GÖKALP (Bitlis) - Teşekkürler.

Çünkü yüzde 90 üzerinde engelli ve ağır hasta mahpuslara "cezaevinde kalabilir" raporu verilmesi büyük bir vicdani yüktür bizler açısından. Bu bakımdan, ATK'nin tek yetkili merci olmaktan çıkarılması, tam teşekküllü devlet hastanelerine ve eğitim araştırma hastanelerine "cezaevinde kalabilir" ya da "kalamaz" raporu verme yetkisinin verilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bu bağlamda, yıllardır bizlerin, STK'lerin ve ailelerin yaşaması için mücadele ettiği Mehmet Emin Çam örneğini hatırlatmak isterim buradan da. Sayısız hastalığı ve engeli bulunan 73 yaşındaki Mehmet Emin Çam, ATK raporlarıyla maalesef ölüme mahkûm edilmiş durumda. 75 yaşındaki Hatice Yıldız ATK raporuna istinaden evinden sedyeyle çıkartılarak cezaevine götürüldü. Bu örnekler yüzlercesinden sadece birkaçı. Sağlık hizmetlerine erişimde ve protez gibi temel ihtiyaçlara erişimde engelli mahpuslar mevcut sorunlara ilave daha da ağır sorunlarla karşı karşıya. Ağır ve hasta engelli mahpus Dicle Bozan aylarca protez bacak bekledi.

Bir de idare ve gözlem kurulları var ki orada da daha vahim bir mesele var. Bir örnekle açıklayacak olursak yüzde 94 engelli Emin Güler örneği var. İdare ve gözlem kurulları mahkemelerin yerine geçerek tahliyeleri keyfî bir biçimde engelliyor. Mahkeme bunu tespit ediyor, hukuka aykırı buluyor ama yine de tahliyesi geciktiriliyor. Daha dün yeni tahliye edildi bütün itirazlar sonucunda. Bu karar da mahkemenin dediği gibi, yargı yetkisini idareye devrediyor, mahpusu hukuksuz bir biçimde tutuyor ve gerçekten akıl almaz bir durum bu bizler açısından da. Engelli mahpuslara yönelik bu sistematik ihlaller son bulmadan bu ülkede gerçekten adaletten söz etmek de çok mümkün değil.

Bir de mahpusların engelli ziyaretçileri mevzusu var, arkadaşlar da az önce ifade ettiler.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

SEMRA ÇAĞLAR GÖKALP (Bitlis) - Bitiyor Başkanım, son cümle.

Cezaevi ziyaretlerinde engelli yakınları -giriş-çıkışlarda- erişilebilirlik bakımından çok fazla sorun yaşıyor. Turnikelerin genişliği, merdivenli ulaşım yolları, rampalar, göz tanıma sistemleri engelli bireyler düşünülmeden tasarlanmış ve bu konuda acilen Bakanlığın düzenlemelere gitmesi gerektiğini tekrardan ifade ediyor, sizleri selamlıyorum.

Bu Komisyonun gerçek anlamda bu yaşanılan bütün sorun ve kriz alanlarına ilişkin çözüm üretme noktasındaki ısrarını da biliyorum ve Başkana da bu hassasiyetinden dolayı buradan da teşekkür ediyorum tekrardan.