KOMİSYON KONUŞMASI

SEMRA ÇAĞLAR GÖKALP (Bitlis) - Teşekkürler.

Sayın Başkan, Sayın Bakan, sayın milletvekilleri; Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bütçe görüşmeleri vesilesiyle engelli yurttaşların uzun süredir devam eden ihmali ve hak gasplarını gündeminize taşımak istiyorum.

Sağlamcı politikalar Türkiye'de milyonlarca engelli yurttaşın temel yurttaşlık haklarını sistematik biçimde kısıtlamaktadır. İktidarınızın uyguladığı politikalar sağlamcı paradigma üzerinden 12 milyonu aşkın engelli yurttaşın temel yurttaşlık haklarını daraltmakta, onları evlerine hapsedilmiş, toplumdan izole edilmiş bir hayatla baş başa bırakmaktadır. Türkiye 2009 yılında imzaladığı Birleşmiş Milletler Engelli Haklarına İlişkin Sözleşme'nin gereklerini yerine getirmemektedir. 2005 yılında yürürlüğe giren 5378 sayılı Engelliler Hakkında Kanun çerçevesinde öngörülen erişilebilirlik yükümlülükleri tam yirmi yıldır ertelenmektedir. Bu erişimsizlik yalnızca mekânsal değil aynı zamanda ekonomik ve sosyal yaşamda da derin bir dışlanmayı beraberinde getirmiştir. Engelli istihdamına dair güncel veri yayınlanmamaktadır ancak mevcut TÜİK ve İŞKUR verilerine göre engellilerin yaklaşık yüzde 80'i iş gücü piyasasının dışında kalmaktadır. Kamu kurumları dahi kanunen zorunlu olan yüzde 3 engelli istihdam kotasını tam olarak uygulamamaktadır. Kamuda işe alınanların özlük hakları da büyük çoğunlukla yardımcı hizmetler sınıfından hesaplanmaktadır. Bu tablo, iktidarın engellileri yardım nesnesi olarak gören sağlamcı anlayışının doğrudan sonucudur.

2024 ve 2025 yılları engelliler açısından hak kayıplarının derinleştiği, dışlanmanın arttığı bir dönem olmuştur. Engelli çalışanların on beş yılla sınırlı olan prim gün sayısı artırılmış, emeklilik koşulları ağırlaştırılmıştır. Sosyal destekler ise yaşanan yüksek enflasyon karşısında erimiştir. 2025 yılı Temmuz ayı itibarıyla engel oranına göre 4 bin ila 6 bin arasında aylık ödenmektedir, buna karşılık açlık sınırı 27 bin TL, yoksulluk sınırı ise 91 bin TL'nin üzerindedir. Aradaki fark, engellilerin açlık ve yoksulluk sınırının çok altında bir gelire mahkûm edildiğini göstermektedir. "Evde bakım parası" adı altında verilen 11.702 TL tutarındaki ödeme de aynı anlayışın ürünüdür. Bu yaklaşım, engelli haklarını hâlâ muhtaçlık ve sadaka olarak görmenin bir sonucudur.

Sağlık ve hareket hakkı alanında da tablo ağırlaşmaktadır. Çoğu ithal olan ortez, protez, işitme cihazı ve tekerlekli sandalye fiyatları döviz kurları nedeniyle erişilemez hâle gelmiştir. SGK'nin ödediği destek tutarları ile piyasa fiyatları arasında derin bir uçurum oluşmuştur. Ayrıca geçen yıl yapılan düzenlemeyle araç yenileme hakkının beş yıldan on yıla çıkarılması ve yüzde 40 yerlilik şartı getirilmesi, engellilerin zaruri ihtiyaçları olan aracı alma hakkını fiilen ortadan kaldırmıştır. Yeni yönetmelikteki ehliyet kodlarıyla, ortopedik ve işitme engellilerin iptal edilmesi sorunu ise bir başka ayrımcı uygulamadır. Bu bağlamda size sormak isteriz Sayın Bakan, engelli istihdam kotasını doldurmayan kamu kurumu sayısı kaçtır? Bu kurumlara hangi yaptırımlar uygulanmaktadır? 2022 yılı için planlanan engelli ve istihdam sayısı bütçe teklifindeki rakamla mı sınırlıdır? Kamuda ve özel sektörde engelli istihdamını artırmak ve mevcut çalışanları ayrımcılıktan korumak için hangi tedbirler alınacaktır? Daire başkanı ve üzere kadrolarda engelli oranı neden bu kadar düşüktür? Kariyer ve yükselme sınavlarında engellilere yönelik ayrımcılığı önlemek için hangi adımlar atılmaktadır?

Sayın Bakan, bu bütçe, engellilerin onurlu yaşam mücadelesinin testidir. Sağlamcı politikalardan vazgeçilmeden hiçbir bütçe sosyal devlet niteliği taşıyamaz. Bu nedenle, 2026 yılına girerken şu adımların atılmasını öneriyoruz: Türkiye'de engelli nüfusunun yaş, cinsiyet, eğitim, gelir ve il dağılımına göre güncel veriler mutlaka açıklanmalıdır. Politikalar bu veriler ışığında planlanmalıdır. Yirmi yıldır ertelenen erişilebilirlik mevzuatının gerekleri derhâl yerine getirilmelidir. Engelli istihdam kotası yüzde 10'a çıkarılmalı ve tüm işyerlerinde uygulanmalıdır. Kişi geliri asgari ücretin altında kalan tüm engellilere asgari ücret düzeyinde temel yurttaşlık geliri sağlanmalıdır. Kamuda işaret dili, tercümanları, Braille materyaller ve erişilebilir iletişim araçları zorunlu hâle getirilmelidir.

Sayın Bakan, engelli yurttaşların hakkını korumayan, onları eve hapseden ve sağlamcı perspektif ile muhtaçlık algısını besleyen her politika insanlık onuruna aykırıdır. Bu bağlamda, parti komisyonumuzun hazırlamış olduğu karekodla sesli de erişilebilir olan Engellilik Manifestosu'nu okumanız ve uygulamanız dileğiyle sizlere sunmak isteriz. "Engelliler için yeni bir yaşam mümkün." şiarıyla sizlerin de bu derin perspektiften faydalanmanızı temenni ederiz.