| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 28 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 12 .11.2025 |
AYŞE SİBEL ERSOY (Adana) - Teşekkür ediyorum.
Sayın Başkan, değerli Bakan, değerli milletvekilleri, kıymetli bürokratlar, sayın basın mensupları; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Dün çok üzücü bir haber aldık. Azerbaycan'dan ülkemize dönüş yolunda düşen askerî kargo uçağında şehit olan kahraman şehitlerimize Allah'tan rahmet, yakınlarına ve aziz milletimize başsağlığı diliyorum.
Bugün Komisyonumuzda görüşülen Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımızın 2026 yılı bütçesi sadece rakamların toplamı değil, devletin vicdanının sesi, milletin merhametinin temsilî, Türk ailesinin geleceğe uzanan elidir. Türk milletinin en temel kurumu ailedir. Kültürümüzde aile, küçük bir devlet; devletimiz, büyük bir ailedir. Burada konuşurken her satırın ardında bir anne, bir baba, bir çocuk, bir yaşlı, bir engelli vatandaşımızın duası olduğunu biliyoruz çünkü bu bütçe insanı merkeze alan, aileyi kutsal gören, Türk toplumunun vicdanında karşılık bulan bir anlayışın ürünüdür. Milliyetçi Hareket Partisi olarak biz sosyal devleti bir lütuf değil, millî sorumluluk olarak görürüz çünkü bu topraklarda dayanışma yardım değil, imanla yoğrulmuş bir vicdan ve nizam meselesidir. Devletin şefkatli eli, milletin yüreğiyle birleştiğinde orada güç, güven ve istikrar doğar.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı en geniş hizmet yelpazesine sahip bakanlıklarımızdan biridir. Sosyal yardımlardan çocuk koruma sistemine, yaşlı ve engelli bakımından kadın destek merkezlerine kadar uzanan bir zinciri taşımaktadır. Bu kadar geniş bir sorumluluk alanı yalnızca mali bir planlamayla değil, aynı zamanda güçlü bir sosyal vizyonla yönetilmelidir. 2026 yılı bütçesiyle birlikte cumhuriyet tarihimizin sosyal hizmetlere en yüksek pay ayrılmış dönemine girilmiştir. Bu tablo sadece ekonomik bir tercih değil, devletin vatandaşına duyduğu bağlılığın mali ifadesidir. Sosyal yardım harcamalarının toplam bütçe içindeki payı artmış, refahın daha geniş tabana yayılması yönünde tarihî bir irade ortaya koyulmuştur. Bakanlığın kaynaklarının önemli kısmı doğrudan ailelere, çocuklara, engelli bireylere ve yaşlılara yöneltilmiştir. Evde bakım hizmetlerinde kapsam genişlemiş, engelli eğitimi ve koruyucu aile uygulamalarında nitelikte dönüş hedeflenmiştir. Bu, sadece bir yardım değil, toplumun kendi kendine onarma kapasitesine yatırım anlamına gelmektedir.
Öte yandan, deprem bölgesinde yürütülen psikososyal destek, sosyal uyum ve bakım hizmetleri bu bütçenin en anlamlı başlıklarından biridir. Afetlerin yarattığı fiziksel tahribatın yanında ruhsal ve sosyal yaraların sarılması da en az o kadar önemlidir. Bu noktada Bakanlığımızın sahada gösterdiği çaba, sosyal devletin gerçek gücünün sahada ölçüldüğünü bir kez daha kanıtlamaktadır. Bu bütçe sadece gelir dağılımını değil, milletin birbirine yaslanma kudretini de düzenlemektedir Devletin eli milletin kalbine değdiğinde adaletin ve dayanışmanın sesi daha gür çıkar.
Aile milletin çekirdeği, devletin dirliğidir. Aile çözülürse toplum çözülür. Bu nedenle aile içi iletişim, evlilik öncesi eğitim, ebeveynlik programları ve bağımlılıkla mücadele gibi önleyici sosyal politikalar ülke çapında yaygınlaştırılmalıdır. Aileye ayak tutan yalnızca ekonomik güvenlik değil, kültürel kökler, ahlaki bağlar ve ortak değerlerdir. Bakanlığın aile destek merkezleri salt yardım noktaları değil, aileyi güçlendiren, psikolojik ve sosyal dayanıklılığı artıran merkezler hâline getirilmelidir. Aileyi korumak yalnızca sosyal hizmet değil, millî bekanın da en derin hattıdır.
Kadın, Türk milletinin hem iradesi hem vicdanıdır. Kadın emeğinin üretimle, kadın onurunun adaletle buluştuğu bir sosyal düzen inşa etmek zorundayız. Kadın kooperatiflerinin ve girişimciliğin desteklenmesi kadın istihdamında kalıcı artışın en etkili yoludur. Kadının toplum içindeki yeri güçlendikçe devletin adalet duygusu da kökleşir. Çocuk koruma sisteminde hedef kurum bakımı değil aile temelli koruma olmalıdır. Korunmaya muhtaç her çocuğun önce bir aile sıcaklığıyla buluşması sağlanmalıdır. Bir çocuğun yurdu değil, yuvası olmalıdır. Biz, o yuvayı güçlendirmeliyiz.
Yaşlı ve engelli bireyler içinse evde bakım artık sadece maddi bir destek değil, psikososyal, rehabilite edici ve dijital takip odaklı bir sistem hâline getirilmelidir. Bu çerçevede, bakım veren aile fertlerine yönelik eğitim ve psikolojik destek de önem arz etmektedir. Gençlerle, yaşlılar arasında gönül köprüsü kuracak, toplumsal vefayı yeniden canlandıracak çalışmalar ön plana çıkarılmalıdır. Bu bütçenin kaynak gücü kadar önemli olan etki gücüdür. Sosyal yardımların pasif bir destek olmaktan çıkıp dönüştürücü hâle gelmesi şarttır. Yani, yardımla ayakta kalan değil, yardımla yeniden üretime, istihdama, topluma dönen vatandaş hedeflenmelidir.
Sayın Bakanım, Bakanlığın dijital sistemleri gelişmiş olsa da veri paylaşımı ve izleme değerlendirme mekanizması daha güçlü hâle getirilmelidir. Verinin gücü kararın isabetini belirler. Bu nedenle, veri odaklı sosyal politika endeksi oluşturulmalıdır. Böyle bir sistem sadece hesap verilebilirliği değil aynı zamanda şeffaflığı da güçlendirecektir. Bizim anlayışımızda sosyal devlet, yalnızca el uzatan değil, el tutan, el kaldıran, yeniden ayağa kaldıran devlettir. Devletin görevi, vatandaşına merhametle değil onurla yaklaşmaktır. Bu çerçevede, sosyal yardımlar bireyleri edilgen hâle getiren bir anlayışla değil, çalışma ahlakını ve üretkenliği teşvik eden millî bir dayanışma ruhuyla yürütülmelidir. Bu kapsamda, vatandaşlarımızın mesleki beceriler kazanarak üretime katılması hem devletin yükünü hafifletecek hem de toplumun direncini artıracaktır. Toplumun temeli olan Türk ailesinin güçlendirilmesi amacıyla sosyal hizmetler dağınık yapılardan kurtarılmalı; aile, destek ve dayanışma merkezleri çatısı altında da bütünleştirilmelidir. Bu merkezler sadece yardım değil, rehberlik, eğitim, psikososyal destek ve aile içi danışmayı güçlendiren yapılar olmalıdır.
Afetler ve kriz dönemlerinde vatandaşını kaderine terk etmeyen bir devlet anlayışıyla kriz ve afet sonrası millî dayanışma programı hayata geçirilmelidir. Bu program yalnızca maddi yardımı değil, psikolojik, sosyal ve toplumsal rehabilitasyonu da içermelidir. Günümüz dünyasında sosyal politika ancak veriye dayalı, şeffaf ve denetlenebilir bir yapıyla sürdürülebilir. Dijital sosyal devlet anlayışını benimsemeli, yardımların adil, hızlı ve isabetli biçimde ulaştırılması hedeflenmelidir. Bu anlayış hem geleneklerimizden hem de geleceğimizden beslenmektedir. Sosyal devletin gücü sadece bütçede değil, milletin gönlündeki karşılığında aranmalıdır. Biz bu karşılığı büyütmek, Türk milletine yaraşır bir sosyal dayanışma modeli kurmak niyetindeyiz. Milliyetçi Hareket Partisi olarak biz bu bütçeye "güçlü aile, güçlü toplum, güçlü devlet" ilkesiyle yaklaşıyoruz. Bu anlayış ne popülist bir vaat ne de bürokratik bir kalem oyunudur. Bu, Türk devlet geleneğinin çağdaş yansımasıdır. Bu bütçe sadece bugünün ihtiyaçlarını değil, gelecek nesillerin huzurunu da inşa etmektedir. Ailesini koruyan, çocuğunu geleceğe hazırlayan, yaşlısına vefa gösteren, engellisini üretime katan bir Türkiye, cumhuriyetimizin 2'nci yüzyılına yakışan Türkiye'dir. Her harcamanın ardında bir insanın duası, her kalemin ardında bir çocuğun umudu vardır. Biz o umudu diri tutmak zorundayız.
Bu inançla, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımızın 2026 bütçesini destekliyor, hayırlara vesile olmasını diliyorum.
Teşekkür ediyorum.